bugün

çin işkencesinin modern ihtiyaçlara göre uyarlanmış halidir ki bir yıl süren avukatlık stajı bunun en çekilmez versiyonudur.. buna bir de staj eğitim merkezindeki dersler başlayınca tadından yenmez..
ing. internship
(bkz: tum yaz tatilinin zehir olması)
bazı okullarda zorunlu olan, * * kimi üniversitelerde 2. ve 3. sınıfta kimi üniversitelerde ise 3. ve 4. yılda yapılması istenen mesleki ön çalışma.

(bkz: RecruitmenTurkey)
(bkz: gönüllü amelelik)
öğrenmek, az da olsa çalışmak gibi umutlarla başladığım ama yaklaşık 20 gündür boş oturduğum olay. öyle birşey ki, insan fotokopi çektiğinde ya da dosya düzenlediğinde kendini işe yaramış hissediyor. boş boş oturup etrafında olan biteni izleyip, not almak yeteneğine sahip olmak gerekiyor. bu notları staj defteri denilen o zorunlu evraklara sanki sen çok iş yapmışsın gibi yazmak da bu dönemde yapılan en zor iş olarak tanımlanabilir.
(bkz: fotokopi mühendisliği)
benimle hiç ilgilenmeyen insanların arasına düşmüş, 3. gün verilen masada kendi kitaplığımı kurmuştum. sonra gazete okumaya başladım, ekteki tam sayfalık çengel bulmacayı çözmeye yeltenince o zamana kadar beni görmezden gelmeyi tercih eden pek muhterem reklamcı haber göndermişti "yuh artık!" şeklinde. ben de stajı çat diye bıraktım, farkına varmış mıdır acaba?
tümüyle stajyeri psikolojik bir çıkmaza sokma amaçlı uygulanan durum. uyuklama, sıkıntı, patlama, sandalyede saatlerce oturabilme, fayans sayma, tavanı seyretme konularında profesör olmaya yönelik işkence programı.
(bkz: havada torpil kokusu var)
insanın sabrını deneyen zaman dilimidir. zira staj yapılan departmanla alakası olamayan bir yığın iş verilir. bunlar abuk subuk dosya yerleştirme tarzı orda kimsenin yapmayacağı işlerdir. bu sabır denemeleri karşısında zaman zaman arkaya bakamadan ayaklar popoya vurularak ortamdan kaçmak istenir yada cinayet planları yapılır. en güzel yanı geçici olmasıdır. staj süresi bitince binadan ayrılırken bigün bu binanın efendisi olarak geri dönücem nidaları iç ses olarak yükselir. *
iş ortamını görüp öğrenmek için yasanılan lanet süreç. fax cekmeyi bir insan bu kadar mı ister ya, evet istiyorum ama getir götür işlerinde kullanmak istemedikleri için, bos oturuyorum.. ve hiç kendimi bu kadar işe yaramaz hissetmemiştim.. vee neden staj zorunlu olur ya.. ve neden bir insan gözününün önündeki dosyayı göremez ya.. ve neden bunu ille de işi veren kişi görür ve bir ton laf eder ya.. ve nasıl biter 7 hafta ya.. vee vee.. neden ben yaa.. * *

edit: hayat ne garip seymiş meger.. asla bitmezmiş gibi gelen 7 hafta hemencecik gecebiliyor, baslangıcta kabus gibi görülen yerden cıkarken keske bitmeseydi denilebiliyo, ilk günler o en nefret ettiğiniz insan sonraları en sevdiğiniz insan olup size referans verebiliyo.. heyhat.. güzel günlerdi be..
babamın tanıdıkları aracılıgıyla bir bankanın bilgi sistemlerinde yaptığım, öğrencilerin iş hayatında önce iş ortamını görmesi amacıyla düzenlenmiş, bir hazırlık dönemi.
berbat birşeydir. en çok koyan tarafı ise herkes bilgisayar başında deli gibi çalışırken sen birisi birşey istese de yapsam düşüncesiyle bütün gününü bir sandalyede geçirirsin. ancak kimse birşey istemez, belki 'git şunun fotokopisini çektir' ya da 'git bana bilmem kimi çağır' tarzı isteklere maruz kalırsın ve buna şükür dersin, çünkü boş oturmaktan çok daha eğlencelidir. can sıkıntısından sık sık tuvalete gidersin. haftasonunu iple çekersin. ancak yine de hayatında hiç iş ortamı görmemişseniz naylon yerine sıkılsanız dahi gerçekten yapmanızı tavsiye edeceğim şey. en kötü ihtimalle işlerin nasıl yürüdüğü hakkında bilgi sahibi olabiliyorsunuz bu uygulamayla.
Tam okul tatile girdi derken birden üzerinize çöken ikinci sorumluluktur. iş hayatına ilk adımınız da denebilir. deneyimleyerek birçok şey öğrenirsiniz. hatta ileride çalışacağınız çevreyi staj zamanından belirleme ihtimaliniz vardır. ah bir de sabahları uyanmak olmasa.
* sen neysin evladım
- stajerim
* olur mu evladım! kaç yıl okudun öğrenemedin mi! *
stajer değil, stajyer tamam mı
- * tamam efendim.
üretim müdürünün koridorda sizi görüp durdurarak mutsuz görünüyorsun neden böyle diye sorabileceği (bkz: ben bugün bunu gördüm)bir garip süreç ahahah. stajım devam etmekte olduğu için genel net bir fikir beyan etmekten kaçınıyorum şimdilik.
öğrencinin bir şey öğrenmek için gittiğini ve iş verenin de bedava işçi bulduğunu sandığı ön iş süreci...
fabrika stajlarında işçilerle kısır muhabbetlere girilen olay yaptirim. ayrica yeni yasalara gore zorunlu staj yaptiran okullarin ogrencileri sigorta ettirmesi zorunlu hale gelmiştir.
(bkz: memleket nere hemşerim)
ön sevişmedir...
nerede ise butun kankalarim ayni firmada staj yapiyor diye, zorunlu olmadigim halde 2004 yazinda gerceklestidigim sikici olay..simdi enteresan detaylar ; elimde internetten ciktisi alinmis bir transkript firmanin kapisi onunde beklemekteyim ki nerede ise herkes onceden basvurmus, ben daha ne form doldurmusum ne birsey, ha odtuden de bir iki arkadas ayni durumda onceden firmaya telefon acmislar; sen gel biz hallederiz demisler firmadan, neyse benim kankalarin ismi okundu hepsi birer birer iceri girdi. ben, rwth aachen'dan tas gibi bir kiz (ki sonralari, egitim sessionlarinda yaptigi bir espri ile beni benden alacakti), odtu'den iki arkadas orada kaldik sap gibi.gorevli eleman geldi siz burada mi staj yapmak istiyorsunuz diye sordu. iste o an babamin esprisi olan "yok, spor olsun diye geldik." demek geldi icimden ama hem esprinin populer oldugu caglar geride kaldigindan, hem de ilk intiba onemli oldugundan yapmadim; neyse adama transkriptleri uzattik bana ve rwth aachen'dan olan kiza oyle bir sumuk gibi bakti ki hayatimda bir bakisla oyle asagilandigimi hissetmedim; ulan adam basladi odtu soyle, odtu boyle siz calismadiniz mi bak arkadaslariniza nasil calismislar falan .neyse "bu seferlik" staj basvurumuz kabul oldu. iceri adimimizi attik, departmanlara ayiriyorlar benim gonlum hem ayni bolum de(elektrik muhendisligi) okudugumuzdan, hem de kendisi tas gibi oldugundan aachen'li ile ayni departmana dusmekten yana, nasil olsa kankalari arada ziyarete giderim ogle yemeginde de birlikte oluruz netekim istegim oldu ama enteresan bir departman olan boya departmaninda. ulan ben ne anlarim, koy kimya muhendisini bu departmana yararli olsun.biraz tartistiktan sonra kaderimize boyun egdik, sonucta benim koca yaz yapacak isim yok bari bu sekilde bir iki sey gorur tecrube kazaniriz mantigi ile yaklasiyorum olaya; 3. gun oryantasyon sonlandi ve sukur ki staja basladik tabi ki normalde 8:00'da olan isbasini, borek, cay ve yaninda iyi giden nesneler ile kahvaltimizi yaparak koyu bir muhabbet sonrasi 8:45'e cekerek ha o da benim: usta bu isik neden yarim saattir yanip sonuyor soruma "hasssiktir conveyor takilmis lan" seklinde panikle karsilik veren ustanin milleti toplayip conveyorde takilan arabayi iteklemesi sonucu yoksa 9:30'a kadar surecekti tahminim .neyse duzene ayak uydurduk bir sekilde iscilerle muhabbetimiz saglamlasti zaten departmandaki herkes istisnasiz aachenliya sulaniyor.(ben dahil ama aramizda birsey olma ihtimali digerlerine gore daha yuksek) caylar, kahveler;bana karsi; sen ciziktir projeni aslanim gerek yok gelme sen hic biz hallederiz simdi ya da aachenliya karsi; hanimefendi siz gelmeyin hic ustunuz kirlenir ehi ehi seklinde gurur oksayan cumleler duymak cok mumkundu ta ki iscilerden biri ben ile aachenliyi is disinda heykelde elele turlarken gorene kadar (ki stajin ortasina denk geliyor bu); aman yarabbi ertesi gun is yerinde tam bir sessizlik persona non grata ilan edilen bana; bak kocum boyle bir insan, is arkadasi ile uygunsuz isler yaparsa o isyerinde huzur kacar tadinda tavsiyler hayir simdi sanane gavat diyecegim gozum uyarana kesiyor ama adamlar kalabalik hmm ole mi abi ehi ehi bence de ya oyle hinzirlar var falan gibi salakca cevaplar veriyorum; sonuc olarak stajin geriye kalan kismi kah cay, kahve makinalarinin yaninda kah bilgisayar basinda cm'de galatasarayimi basaridan basariya kosturarak gecti ha hicbir igbirar duymuyorum iyi ki de yapmisim turkiye'deki calisma ortamina dair fikrim olusmus..
varlığı bir dert yokluğu bin dert işkence türüdür, baş belasıdır, kim bunu icat etmiş ulendir. *
32 yerden haber bekledigim hededir. oss den sonraki yazdan sonra; en buyuk serzenis ve kivranisimi yasiyorum. hayir benim gibi adami almicaksiniz dicem g.tun kalkmis diceksiniz. yurtdisi tecrubem, iyi derecede ingilizcem ve cift anadalim var. turkiye oxford tan stajyer getiriyormus haberim yokmus valla. *

edit : bu sabah itibariyle donduler en sonunda telefonla. biryerleri buzuseciseciler.
ilk günler, sanki çok büyük bir işe yarıyormuş gibi hissettiren ve büyük bir heyecanla gidilen sonra genç yakışıklı patronlardan birine aşık olunca daha da çekici gelmeye başlayan, öyle ki okula gitmek için sabah 7 de kalkmak zor gelirken staja gitmek için 6 da yataktan bir asker disipliniyle fırlayıp 1 saat içinde kahvaltı giyim saç makyaj çanta ve türevlerini hazırlamayı insana başartabilen ve fakat o aşık olunan sevgili patron iş gezisine çıkınca hiçbir heyecanı kalmayan ve iyice sıkıcı gelmeye başlayan, insanların yüzünüze soru işareti ifadeleriyle baktığı yanılıp şaşırıp da bir günaydın demeyegörün hemen "siz yeni mi başladınız?" sorusuna maruz kaldığınız ve cevabını artık bir kayıttan geçer gibi tekrarlamaya alıştığınız, hemen akabinde de "nasıl gidiyor staj? alıştınız mı? sıkılıyorsunuzdur" gibi tespit-i vaziyet cümleleriyle süslendirilen ve hepsine rağmen de hoş güzel bir tecrübe olarak hayat boyu işe yarayıp saklanacak olan ayrıca da ne kadar materyalist görünse de insana, ihtiyaç olduğunda yardıma koşabilecek bir çok insan kazandıran olaydır.
bittiğinde özlenilen kısa iş deneyimi. * * *