bugün

Özgüven eksikliğinden kaynaklanan hastalık. Kişinin bir şey yapacağı zaman "iç sesin" yapamayacaksın, herkese rezil olacaksın gibi sözlerle seni nakavt ettiği durumdur. Halbuki sen o işi yaptığın sırada kimsenin umrunda değilsindir. geriye dönüp baktığında sırf bu hastalık yüzünden yap(a)madığın işlerden dolayı çok pişmanlık duyarsın.
üst entry'den aklıma geldi.

uzun mu uzun bi problemi takır takır yazıp, sonucun altına da göstere göstere çift çizgi atmışım. sınıfa arka dönük ya, yusufum herkes bana bakıyor diye. neyse enik gibi titreye titreye sonucu çizmişim. de..kök 81 diye bi sonuç yokmuş. mallik işte. gariplik onda değil. mal mal çözüme bakıp lan bu 100% doğru diye inat etmekte.

bi de yine ortada maymunum, hebele hübele sayıp dökmüşüm, hocanın soru soracağı tuttu. herkes yüzüme bakıp el işaretiyle kola şırınga basıyor. bu dallama kaput.bildiğin katatonik. neyse bi tren geçti zaman ifadesi. optik sinirler çalışıyor ama sinir ağı felç. neyse şırınga ile eroin kelimesini güç bela bulabildim.diilmiş tabi.

öyle maymun ola ola geçti gitti...yalnız dikkat. sonra mikrop fobisine dönüşüyor bu zimbirti. 2 sene de öyle gezdim ortalıkta. eğlenceli lan *
allah' ın belası illet bir rahatsızlık.
Bende emetofobi ile harmanlanmisi vardır. Yaşamayan bilemez. Bazen diyon kendine rahat mi batıyor amk diye ama zor zor azgın yangınlarda...
zamanla kendini narsisizme donusturur. yalnizlasan birey anlasilmadigindan dem vurmaya baslar. bi sure sonra sebebini sorgular vr zirvede ki yalnizlik olduguna kanaat getirir. halbuki kendisini dislamistir. yahut kacinma metodunu izler. oraya gitmek istemiyorum cunku aptallar, onlar anlamazlar cunku salaklar diyerek bahane uydurur. bi zaman sonra bahanelerins inanmaya baslar ve ustun oldugu yanilgisina kapilir.
bayağı zaman geçmiş şu entry min (#24165431) üzerinden. bi zaman sora boşluk oluşuyor tanımlayamıyorum sadece boşluk. aa+ olan ben boşluktayım hastalık belli başlı izler bıraktı bende. eskiden insanlarla konuşamıyordum bildiğimiz sosyal fobi belirtileri işte saymayayım ... ama şimdi konuşmak istemiyorum belli başlı durumlarda bi patlama oluyor sonra geçiyor. yani meraklanmayın bu hastalıktaysanız ya iyileşmeye bakın ya da zamanla bir boşluğa yol alacaksınız. ne hastalık geçti ne geçmedi işte dedim ya boşluk. bende hastalığın getirdiği diğer hastalıklar daha beter şimdi manik depresif, obsesif kompulsif aklımıın birbirini tekrar etmesi aynı soru üzerine 1000 cevap üretip aynı soruya karşı kullanamamam ha bi de yıkamaktan mahvolan ellerim.
“Sadece bir saniye için gözlerinizi kapatın ve bir odaya girdiğinizi ve orada bazı arkadaşlarınızı ve meslektaşlarınızı gördüğünüzü düşünün, birden yere doğru bakıyorsunuz ve üzerinizde hiçbir giysinin olmadığının farkına varıyorsunuz”. Sosyal fobisi olan kişilerin bir toplumsal durumla karşılaştıklarında neler hissettiklerini bu senaryo çok iyi anlatmaktadır. “Büyük bir utanç duyarsınız, odadan kaçıp gitmek istersiniz, sanki ölecekmiş gibi olduğunuzu hissederseniz, hiç kimseyi yeniden görmek istemezseniz”. 

Sosyal fobi, bireyin başkaları tarafından yargılanabileceği kaygısını taşıdığı toplumsal ortamlarda mahcup ya da rezil olacağı konusunda belirgin ve sürekli korkusunun olduğu bir kaygı bozukluğudur. Kişiler başkalarıyla etkileşimde bulunmalarını gerektiren ya da bir eylemi başkalarının yanında yerine getirmeleri gereken durumlardan korkarlar ve bunlardan olabildiğince kaçınmaya çalışırlar. Başkalarının kendileriyle ilgili olarak anksiyeteli, zayıf, kaçık ya da aptal gibi yargılarda bulunacağını düşünürler. Ellerinin ya da seslerinin titrediğinin farkına varacaklarıyla ilgili kaygılarından ötürü toplum önünde konuşmaktan korkabilirler ya da düzgün bir biçimde konuşamıyor gibi görünmekten korktukları için başkalarıyla karşılıklı konuşurken aşırı kaygı duyabilirler. Diğer insanların ellerinin sallandığını görmesinden utanç duyacaklarından korktukları için başkalarının yanında yemekten, içmekten ya da yazı yazmaktan kaçınabilirler. 

Sosyal fobinin tipleri var mıdır? 

Sosyal fobi iki şekilde görülür. Korkular birçok toplumsal durumları kapsıyorsa yaygın tip, bazı durumları kapsıyorsa (Başkalarının önünde imza atmak, yemek yemek, konuşma yapmak gibi) yaygın olmayan tiptir. 

Ne sıklıkta görülür? 

Sosyal fobinin yaşam boyu görülme oranı yüzde 2-13 arasındadır. En sık görülen psikiyatrik hastalıklardan biridir. Türkiye’de üniversite öğrencilerinde yapılan araştırmada yüzde 24’ünde bu hastalığın olduğu saptanmıştır. 

Sosyal fobi hangi yaşlarda başlar? 

Sosyal fobi alt tipine göre değişmekle birlikte erken ve geç ergenlik dönemi arasında başlar (10-17 yaş). Yaygın tipin daha erken yaşta başladığına dair bilgiler vardır. 

Kimlerde daha sık görülür? 

Maddi durumu ve sosyal konumu yetersiz, hiç evlenmemiş, işsiz ve eğitim düzeyi yüksek olmayanlarda sık görülmekle birlikte, hastalığın erken dönemlerinde toplum içine yeterince çıkmama de risk etmenleri arasındadır. Kalıtımdan daha çok, çocuk yetiştirme tarzı, ailenin başkalarıyla yeterince görüşmemesi ve ebeveyn modeli önemlidir. Çocukluk çağından itibaren aşırı çekingen olan kişilerde, gelecekte soysal fobi gelişme riski daha yüksektir. 

Sosyal fobi mi çekingenlik mi? 

Toplulukta konuşma, sosyal ortamlarda kendini ifade edebilme gibi konularda çekingenlik sık görülen bir durumdur. Bunların büyük bir kısmı hastalık kapsamında değildir. Hatta bir işe başlamadan önce “yapamazsam rezil olur muyum?” düşüncesi kişiyi motive eder ve daha iyi hazırlanmasına yardımcı olur. Sosyal fobi demek için ise kişide korkunun yanı sıra kaçınma davranışlarının olması gerekmektedir. Ya da kişi kaçmıyorsa, bu duruma katlanmaya kendisini zorluyorsa; büyük bir sıkıntı yaşar. Ayrıca sosyal fobide kişi korkularının aşırı ya da anlamsız olduğunu bilir. Eğer gerçekten korku duyulabilmesi anlamlı bir olay varsa, tanı SF değildir. Örneğin sözlüye hiç çalışmamış bir öğrencinin sınıfta adının çağrılmasından korkması gibi. 

Sosyal fobinin belirtileri nelerdir? 

Sosyal fobide korkulan durumla karşılaşıldığında bedensel belirtiler ortaya çıkar. Bunlar yüz kızarması, terleme, ağız kuruluğu, çarpıntı, nefes kesilmesi, nefes darlığı, mide barsak sisteminde rahatsızlık, diyare, kas gerginliği, titreme gibi. Bu sırada aklından geçen düşünceler “güçsüzüm, yetersizim, çirkinim, beğenilmiyorum, sevilmeye layık değilim, hata yapmamalıyım, mükemmel olmalıyım, kaygılı olduğumu belli etmemeliyim, rahat davranmalıyım, kusursuz görünmeliyim, herkesin beğenisini kazanmalıyım” şeklindedir. Bu düşünceler sonrasında oluşan kaçınma belirtileri ise korkulan ortama girmeme, korkulan ortamı terk etme, göz temasından kaçınma, ilgisiz şeyler düşünme şeklinde olabilir. 

Liebowitz Sosyal Fobi Ölçeği’nde belirlenen sosyal durumlar şu şekildedir. 
Toplum içinde telefonla görüşmeKüçük bir grup etkinliğinde yer almaToplum içinde yemek yemeToplum içinde bir şeyler içmeYetkili biri ile konuşmaDinleyiciler önünde konuşma, rol yapmaPartiye/ eğlenceye gitmeBaşkaları tarafından izlenirken çalışmaBaşkaları tarafından izlenirken yazmaÇok iyi tanımadığı biriyle telefonda görüşmeÇok iyi tanımadığı biriyle yüz yüze konuşmaYabancılarla karşılaşmaGenel tuvaletleri kullanmaBirilerinin oturduğu odaya girmeilgi odağı olmaBir toplantıda hazırsızlık konuşma yapmaYetenek, yeti veya bilgi testine tabi tutulmaiyi tanımadığı birine onaylanmadığını veya aynı düşüncede olmadığını ifade etmeÇok iyi tanımadığı birinin gözlerinin içine bakmaÖnceden hazırlanmış bir raporu bir gruba sözel olarak sunmaRomantik veya cinsel ilişki amacıyla birini tavlamaya çalışmaAlınan bir malı parasını geri almak üzere iade etmeParti / davet vermeIsrarlı bir satıcıya karşı koyma
Sosyal fobinin nedenleri 

Sosyal fobide kalıtsal geçişin rolü çok güçlü olmasa da vardır. Akrabaları arasında sosyal fobik olan kişilerin bu hastalığa yakalanma riski bir miktar daha yüksektir. En önemli etmenlerden biri beyinde bir takım kimyasal ve elektriksel bozukluklar olduğudur, özellikle serotonin adı verilen bu kimyasal maddenin sosyal fobililerin beynindeki oranının normalden az olduğu veya iletimde aksaklıklar bulunduğu ileri sürülmüştür. Ayrıca zihinsel altyapısı önceden hazırlanmış olan SF bazen belirli bir olaydan sonra gün yüzüne çıkmış ve örseleyici bir yaşantı ile koşullanarak yerleşmiş olabilir. Örneğin öğrenci sınıfta ders anlatırken bir hata yapmış ve arkadaşları ona gülmüştür. O da küçük düştüğünü, rezil olduğunu düşündüğü için utanç hissine kapılmış ve bedensel belirtiler göstermiştir. Bir dahaki sefere ders anlatmak için yine tahtaya çıktığında önceki deneyimi olumsuz beklentilere yol açacak, bulunduğu ortam duygularını tetikleyecek ve belirtiler ortaya çıkacaktır. Çocuk yetiştirme biçimi de hastalığın oluşmasında önemli etmendir. Genelde aşırı koruyucu, ya da reddedici, duygusal sıcaklıktan yoksun, katı anne babalar olabilir. Bazen çocuktan yüksek beklentileri olduğunda bunlara ulaşılamayınca çocuk cezalandırılabilir, böylece başarısızlık korkusu gelişebilir. 

Sosyal fobi nasıl tedavi edilir? 

Sosyal fobi tedavisi olan bir hastalıktır. Her şeyden önce gerçekçi beklentiler içinde olmak gerekir. Beraberinde diğer psikiyatrik hastalıkların olması, başlangıç yaşının erken olması, kişinin tedavi isteği gibi bir çok etken tedavinin başarısını etkilemektedir. 

ilaç tedavisi ve psikoterapi ( konuşmaya dayalı ruhsal tedavi) uygulanır. Hastanın durumuna göre bazen tek başına psikoterapi, bazen ilaç tedavisi uygulansa da genelde her ikisinin beraber uygulanmasında başarı daha yüksektir. ilaç tedavisinde özellikle serotonin sistemi üzerinde etkili olan ilaçlar seçilir. Tedavinin ilk günlerinde hafif bulantı, baş ağrısı, uyku bozukluğu, midede huzursuzluk gibi geçici yan etkiler oluşabileceği, zamanla bu belirtilere vücudun alışabileceği hastaya bildirilir. Bu ilaçlar bağımlılık yapmaz, kalıcı hasar veren yan etkileri yoktur. ilaç etkisinin ortaya çıkması için iki-üç hafta kadar beklemek gerekir. ilacın etkili olup olmadığına karar vermek için en az 10 hafta süre geçmelidir. Tedavi süresi, ortalama 9-12 aydır. 

Sosyal fobide en sık uygulanan terapi şekli Bilişsel ve Davranışçı terapidir. Bilişsel terapide kaygı duyguları ve bu kaygıya karşı oluşan bedensel tepkileri tanıma, kaygı doğuran durumlardaki düşüncelerin ne olduğunu anlama, bunlara karşı başa çıkma stratejileri geliştirme gibi aşamalar vardır. Davranışsal terapide ise model olma, yakınmaların üstüne gitme, belirtileri daha net algılayabilmesi için rol oynama, gevşeme eğitimi, sosyal beceri eğitimi gibi her hastada farklı uygulanabilecek yöntemler vardır. Ayrıca aile ve grup terapisi de uygulanabilir. 

Ne yapmalıyım? 

Her şeyden önce sosyal fobinin bir hastalık olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir. Çekingen kişilik bozukluğu ile birlikte sık görülmesi, toplum tarafından bu özelliklerin genellikle efendilik olarak kabul edilmesi kişileri tedavi arayışından alıkoymaktadır. 

Oysa kaybettikleriniz neler? iyi bir iş, bir arkadaş, yalnız olmamak, kendine güvenmemek ve bir çok şey daha sıralayabiliriz. Bunun için en yakın zamanda ve yakınınızda olan bir psikiyatriste başvurun. 
zaman geçsin isterim, geçen zamana küserim. içim bomboş hayatım bomboş kaldı. böyle bir rahatsızlığım var biliyorum keşke geçse, keşke geçseydi. onca zaman da geri gelmiyor işte. içimde hep bir burukluk kalacak.
memnun olduğum ruh halim.internet olmasa yazmayı unuturdum.yazarken konuşmuyorum ama olsun buda bir sosyal etkinlik sonuçta.aptalların arasında konuşacağıma susmayı yeğlerim.
çoğu zaman toplu taşıma araçlarına binmek, marketten bir şeyler satın almak, bir yere oturup yemek yemek, eksik kalan para üstünü istemek büyük problemdir.
çevre değiştirmek felakettir.
(bkz: oblomov)
sırf bundan yakınan benim gibi birileriyle konuşmak için sözlükte yazmaya başladım. bu duruma sahip kişilerden mesaj bekliyorum.
Benimde yaşadığım durum, insanların yanında kasılırım, insanlar benle dalga geçer diye merhaba bile diyemem.En büyük sosyalliğimde sözlüklere girmek falan.pekte arkadaş edinemem birde. Kısacası zordur.
Kendinizi ifade edebildiğiniz bir alanla ilgili kursa yazılabilirsiniz, tepki genellemesi sonucu bu yaşamınızın diğer kısımlarına da yansıyacaktır.

Ya da insanları sizden çok farklı görmeyin herkes bir şekilde paylaşıma muhtaç böyle görün olayı.
Belki de bir merhabanızla günü aydınlanacak karşınızdakinin Bilemezsiniz.
Gülümsemeyi öğrenerek başlayın, gereksiz değil bakın bazen hiçbir şeyde bulamazsınız bir insandaki en ufak bir bilgiyi birikimi.
Değer mi kaybetmeye şans verin kendinizE.
Kısa özeti: Allah belasını versin fobisidir.
Hakkında şurada bir belgesel mevcuttur: http://documentaryheaven.com/afraid-of-people/

Her yaş grubundan, her nitelikten insanda bulunabilen iğrenç bir bozukluktur. Toplum içinde yemek yemekten sokakta yalnız yürümeye kadar normal durumları bu rahatsızlıktan muzdarip kişiler için işkence haline çevirir.

Tanımadığınız* * insanların arasında ettiğiniz mantıklı veya mantıksız her kelime için hatırladıkça çıldırtırcasına bir pişmanlık duyarsınız.

Kendi başınıza iş yapmak büyük bir korku, utanç, endişe yarattığı için evde yatmak en güzel şey olarak görülür. Ve intihara meyilli hale getirir.
Zirvelere gidenlere imrenerek baktırır. kısaca Korkaklık, eziklik, bokluk... Bende de var.
hayatımın bir döneminde bende kendisi göstermiş fobidir. özgüven eksikliğidir en büyük sebebi. diğer insanları sürekli kendinizden üstün görme yaklaşımıdır. halbuki onlarla tanıştığınızda kendi üstün özelliklerinizi de rahatlıkla keşfedebiliyorsunuz.
evde dura dura oluşan bir şey. asosyal olabiliyorum çünkü dışarda ilgimi çeken bir şey yok.
Bugün bakkala girdim selamun aleyküm bi muratti abi dedim. rosso mu dedi. aylardır içtiğim sigaranın ismini bile bilmiyorum amk. "yok... şey.. normal" dedim. adam verdi benim istediğimi. meğer rossoymuş içtiğim. Çıkarken kolay gelsin dedim. bi şey demedi.ne zaman dışarı çıksam bi saçmalık yapıyorum. beceriksizim dünyayla alakam yok. içtiğim sigaranın üstünde ne yazıyor diye bakmamışım bile. ve bu gibi olaylar başıma geldikçe yerin dibine giriyor daha çok asosyal oluyorum.
Aynı okulda okuduğun hoşlanılan kızla konuşmayıp imza listesinden adını öğrenip sosyal medyadan eklemektir.
kendimde olmadığım zaman yaşadığım durum. bu yüzden ortamlarda bulunmayıp,fazla görüşmeyeceğim yerlerde bulunuyorum.
instagram'da bir psikiyatrı takip ederken paylaştığı yazıyı okuyarak yeni fark ettiğim tespitlerinin aynısının bende olduğunu düşündüğüm sonra yarın ilk defa gireceğim yüksek lisans dersleri için ne kadar kaygı içinde olduğum ve iş yerimin değişmesinden ötürü yaz tatili boyunca her an bunun olumsuzluğunu düşündüğüm durum.

Hatta keşke fark etmeseydim şimdi psikiyatra kim gidip yüzlerce harfi yan yana getirip kan ter içinde cümle kurmaya çalışacak dediğim durum.

ilaç temininin yollarını araştırmaya başlamak lazım gelir.
sosyal fobili(içinde toplum korkusu taşıyan) birey mantığı devreye alıp, bir kaç kere de hata edip rezil olmayı göze alıp bu hastalıktan kurtulmaya, hastalık yokmuş gibi davranmaya çalışmazsa ileride başına büyük bela olacak sorundur.
(bkz: başımız sürekli belada zaten kardeş)
sosyal fobiyi sosyal hobi haline getitip sürekli üzerine gitmek lazım gelir.