bugün

Sessiz olun bir falaket daha unutuyor bu millet.
Bugün Şırnak ta başka bi göçük olmuş Madende. 1 işçi daha vefat etmiş. Allah sorumluların belasını versin.
fıtratımızda unutmak var.
ateşin düştüğü yeri yaktığı gerçek .
çabuk unutulan maden faciasının yaşandığı yerdir. ihmalkarlıktır. fıtratında ölüm var deyip geçilmiştir.
manisanın bağrı yanan ilçesi.
insan normalde küçük olan memleketini haberlerde veya internette gördüğünde sevinir, biraz gururlanır. Uzaktasındır çünkü memleketinden ve özlem vardır içinde. Işte 13 mayıstan sonra ben ne zaman görsem 'soma' yazısını sevinemiyorum. Gerçekten tuhaf bişey, ailen var orada ama artık duymaya bile tahammül edemeyecek dereceye geliyorsun.

Arkadaş ortamında ve daha çok yeni tanıştığın insanların yanında ağzından 'somalıyım' çıktığında seni sorguya çaşlıyorlar. "tanıdığın var mı?". Var mna koym var. Onlar hepsi abim benim, göt kadar yer soma illa ki gördüm hepsini. Çay bahçesinde, banka sırasında ya da camiide; ama gördüm işte bir şekilde.

Daha önce de uzun süre uzak kaldığım oldu somadan, bu sefer farklı yalnız. Otobüs saati yaklaştığında içimi kaplayan sevinç yok bu sefer. Tek heyecanım aileme kavuşmak. Insan doğup büyüdüğü şehri özlemeyebiliyormuş.
301 kişinin öldüğü madeni olan, ingiltereyi anımsatan türkiye'nin küçük ilçesi.

siz bayrak konuşurken ben yine geriden gellicem soma konuşucam. insan olmak istiyorum kederin kalbimde yeri olsun istiyorum.

madenciler türkiye'de güzel ölürler.
kalanları güzel yaşarlar.
kaderleri iki türlüdür ya sağ ya ölü çıkmaktır.
bunlar doğaldır, bir çayın sütlenmesi kadar doğaldır.

hükümet mi asıl suçlu,

aslında şu sikim başbakanın bizi hiç ilgilendirmemesi gerekiyor, ama her şey siyaset olmuş.

asıl suçlu suçunu parayla siler.

kederin, asaletin bile siyaseti, kapak fotoğrafı var olmuş.

''bu da mı gol değil'' diye ölümden, kargaşadan, baş örtüsünden, faiz zamazingosundan bir siyaset güden zihniyetin

somalı 10'lu 9'lu yaşlarındaki sarı saçlı, esmer tenli çocuklara hediyesi olur babasızlık, ölüm.
onlar anlamaz, güç yettiremez ki bir madeni patlatmamaya.

onların varlığı, biz yok ediyor.
asaletimizi
kederimizi
ekmeğimizi
hürriyetimizi.

''Ekmek hepimize yetmiyor,
kitap da yetmiyor,
ama keder
dilediğin kadar,
yorgunluk da göz alabildiğine.''
manisa'nın kömür madeni zenginliği ile tanınan bir ilçesidir. bundan tam 1 ay önce resmi rakamlara göre 301 işçi o madenlerden birinde katledilmiştir.
çocukların babalarına karnelerini götürdükleri yer.
görsel
Klavye başında ajitasyonun kralının yapıldığı yer.
unutma!
Huxley'in Breave New World romanında ki uyuşturucu maddenin adı.

(bkz: Cesur Yeni Dünya)
(bkz: Aldous Huxley)
unutulmuştur.
görsel
insanların şöhret için kullandığı, 1 hafta geçmeden gündemden düşmesiyle yine kenara fırlattığı maden faciasına ev sahipliği yapmış şehir.
unutmadığımızdır.
yandaş şirketin ucuza ve kazanca kaçmasının sebebiyle giden yüzlerce canın bulunduğu maden ocağı bölgesi.
maalesef ki zamanında;
profil fotoğrafı karartıp,
şarkılar yazıp
tweetler atıp
yardım için çalışıp
içten dua edip

şimdi unuttuğumuzdur.

ben popülist hiçbir şey yapmadım aklımdan da çıkmıyor diyemem ama derin bir üzüntü olarak aklımda kaldı sadece soma faciası.
sürekli "unutuluyor " şeklinde lanse edilen maden faciasının yaşandığı manisa ilçesi.

unutulmuyor. nasıl unutasın? nasıl çıksın insanın yüreğinden acısı. tabii kaybedilenlerin aileleri kadar anlıyorum yaşıyorum diyemem, ama unutmuyorum da.
hazineler içindesin

Mehmet
Hazineler içindesin
Bu toprağın altında ne var ne yok
Kömür bakır altın demir
Hepsi senin, hepsi senindir
Çıkar çıkarabildiğin kadar
Ne çıkarırsan
Hepsi benimdir.

melih cevdet anday
işsiz kalmanın korkusu iliklerine kadar işlemiş, hayattan tek beklentileri zaruri ihtiyaçları karşılayacak kadar belki biraz biriktirme ile lükse bile kaçabilecek eşyalar alma gücü yani para. Bu elbette böyle olacak. Buraya kadar ilginç bir şey yok. Asıl ilginç olan astronomik rakamlarla kar eden bir şirketin işçilerine sağlamakla yükümlü olduğu iş güvenliğini sağlayamamasıdır. işçilerin hakkını korumak için var olan sendikalar bile bir süre sonra tekele geçip onlarda işçilerden çok kendi cebini doldurmaya başlamış ve iktidar, sendika, patron üçlüsü gene aralarında tekel oluşturup karlarına kar katmışlardır. Olan gene işçiye olmuştur. işçinin itiraz etme gibi bir şansı yok. işçilerin tek umudu olan sendikalarda artık ele geçirilmeye başlandı. Üstelik son dönemlerde ülkeye alınan mülteciler işçi pazarını daha da aşağılara çekerek hayatı işçi sınıfı için çekilmez yaptılar. Mültecileri ülkeye almak elbette akıllı bir işti hem iktidar hem de iş verenler adına. iktidar için oy, iş veren için ucuz iş gücü demekti.
Bu olaylar yaşanırken yakından takip ettim. işçilerin acıları olmasına rağmen hala bir baskı, bir korkutma çabası vardı. Bu baskı ortadan kalkmamalıydı onlara göre. işçimizi tekmeleyen sözde yetkililer, ezilmişlik psikolojisi ve bunu sonuna kadar kabullenmiş yorgun bedenler...

''işçisin Sen işçi Kal, Giy Dedi Tulumları''
(bkz: rte sağolsun)
bir ara chp tarafından oy kazanmak için sıkça bahsedilen, sonra unutulan elim bir kazanın olduğu yer.

chp bu, kandan beslenir her zaman...
http://www.zaman.com.tr/p...akp-reddetti_2230460.html
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/26781555.asp
http://www.taraf.com.tr/h...adenciler-isyanda-159410/

ne zaman hatırlandı ki şimdi unutulsun dediğim korkunç bir cinayete tanık olmuş şehir.

eee, bir ülke düşünün. 12 yıldır bir parti iktidarda. bu iktidar döneminde devletin şirketleri, fabrikaları, maden ocakları daha verimli çalışmaları adına özelleştiriliyor, bununla da kalmayıp denetim minimuma indiriliyor. yine aynı ülkenin başbakanı hakkında korkunç yolsuzluk iddiaları ortaya atılıyor ancak bunlar sorumsuz bir şekilde geçiştiriliyor. ardından da ülke tarihinin en büyük maden kazalarından birisi yaşanıyor, hem de kısa bir süre önce chp tarafından konuyla ilgili önerge verilip bunun hükümet tarafından reddedildiği anlaşılıyor, ve buna rağmen halkın önemli bir kısmı "hükümeti eleştirmeyi bırakın, acımızı yaşayalım" diyor pişkin pişkin. sonra aynı adamlar ellerinde hiç bir delil olmaksızın, ana muhalefet partisinin bu olayı tasarladığını iddia ediyorlar.

sonradan gerçekler ortaya çıkıyor ki somada o facia yaşanmadan kısa süre önce de yangın çıkmış madende, kömürün içten yandığı anlaşılmış ama umursanmamış. tüm bunlar hiç umursanmıyor bile. çünkü göz yaşını döktük, facebook profillerimize siyah kurdela koyduk ve kapandı olay bizim için.

şimdi soruyorum, bu ülkede soma faciası ne zaman hatırlandı ki? baksanıza, adam şöyle bir olayda bile hükümete tek gram suç bulamıyor da g.tünden uydurduğu iddialara sığınıyor. el insaf!

bu kadar kör olmayın. her şey gözümüzün önünde olup bitiyor. görün artık bazı şeyleri. soma faciası bu ülke için bir istisna değil ki arkasında komplo arıyorsunuz? her sene binlerce işçi ölüyor bu ülkede, çini bile solladık. bu kadar mı akılsızlaştınız?

edit: http://www.hurriyet.com.tr/spor/diger/26814021.asp
http://www.sabah.com.tr/Y...i-heyelan-nedeniyle-coktu

bunları da kesin fethullah gülen yapmıştır. veya belki putin yıkmıştır bunları değil mi? kesin öyle olmuştur. yoksa ülkemizde son 10 yılda yaşanan 2398658694398265239 tane iş kazasında falan erdoğanın ne gibi bir payı olabilir ki?