bugün
- erkeklerin sadakatsiz olması12
- cami tuvaletinin paralı olması8
- okul müdürü nasıl korunabilirdi14
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması9
- evlilik yaşı kaç olmalıdır9
- 007 slip don giysin kampanyası15
- anın görüntüsü13
- icardi1905'in sözlüğü bozması22
- sözlüğün en güzel kızı olmanın dezavantajları14
- kızların yedek listesi9
- sözlüğe kız getirmek10
- motosikletle 210 km hız yapmak15
- benim başörtüm var arabamı yanlış park edebilirim8
- libido düşmesi16
- 25 yaşında üniversite okumaya niyetlenmek12
- karşı cinsi tavlamak için ne yaparsınız12
- istanbulda vurularak öldürülen okul müdürü30
- beni özlediniz mi doğru söyleyin12
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek18
- türkiye den soğuma sebepleri12
- niyetin ciddi mi klişesi12
- dünya bandırmalılar günü16
- sözlükte artık kızlar teklif edecek8
- bir erkeği cezbeden şeyler18
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak17
- tamirciye veren kadın12
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek16
- karşı cinse giyim önerileri13
- platonik aşkın kalp kıran davranışları17
- eric bana9
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak21
- sözlük yazarlarının tatlıları13
- bir kızı kucakta zıplatmak10
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler22
- şu an hissedilen duygu17
- burnumuzun dibindeki adaların yunanistan ın olması13
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar13
- can yaman erkekse sözlük erkekleri ne16
- psikolog fiyatları16
- ithalat ile ülke döndürmeyi marifet diye satmak8
- 2023 2024 sezonu lig şampiyonu9
- macar bakanının türklük açıklaması13
- flörtü eleme sebepleri8
- ölümlü dünya 29
- suratı sabunlamak11
- uludağ sözlük discord grubu8
- eksi ruyaları kaldıracak kantar13
- sözlük yönetimi beni silsin mi16
- sözlüğün terzisi8
- 007 silik yesin kampanyası9
16-17 yaşında;
koyu bir şekilde mhp'yi savunuyordum. alparslan türkeş'e aşıktım. mhp'nin yanlış anlaşıldığını düşünüyordum. babamın türkeş'le ilgili anlattığı hikayeleri dinliyordum. kürtlere karşı değildim ama çoğunluğunun dağlı insanlar olduklarını düşünüyordum. şimdi düşünüyorumda kendime itiraf edemesemde türkiye'de yaşayıp ben çerkezim diyene kızıyordum. onlara tepeden bakıyordum.
18-19larımda;
tam bir akp'liydim egemen bağış'ın faruk çelik'in hayranıydım. chp'yi zaten babamda dedemde bende sevmeyiz. hükümetin her hareketi düşünmeden alkışlıyordum, hiç bir icraatını sorgulamadığım gibi kendimide sorgulamıyordum. (bazı chp'li ve akp'li arkadaşlarda yoğunlukla yaşanan psikoloji) akp aleyhine biri konuşsa onun art niyetli, ülkemize zararlı olduğunu düşünerek aşırı reaksiyonlar gösteriyordum.
20-21-22lerimde;
sosyalizmle ilgili okur ederdim. birde üniversitede girdiğim ortamlar beni sosyalizmle daha çok alakadar eder oldu.
daha çok araştırdım ve özellikle türkçülükten,chp,mhp gibi partilerden daha nefret eder oldum. türk,arap,çerkez,kürt olmak insanların elinde değildi. bir ırkın bir ırktan üstün olduğunu savunmanın aptallık olduğuna inandım. komünizm ise insanları kucaklıyor, birleştirici çağrılar yapıyordu. fakat dini hassasiyetlerim komünizme bağlanmama engel oldu. sosyalizme inanıyordum(ailem siyasi görüşümü bilmez ama türkeş meselesinden dolayı babamla büyük kavgalar ettim ne o ne ben artık hakkında konuşmuyoruz) fakat komünizm ve dinle ilgili okumaya, araştırmaya çalışıyordum. ahmet selçuk emre'nin "marksizm yargılanıyor" adlı 1970'li yıllara ait bir kitabı elime geçti. çok etkilendim ve yaşadığım çeşitli olaylar komünizmden uzaklaşmama sebep oldu. hatta öyleki şu anda komünizmden bir mhp'linin nefret ettiğinden daha çok nefret ediyorum fakat mhp'dende nefret ediyorum. akp'nin fetullahçı ve dini istismar eden kafa yapısını beğenmesemde tayyip erdoğan fetullahçı olmadığı için ve dürüstlüğüne inandığım için tayyip erdoğan'ı destekliyorum. türkiye'de maalesef organizasyonlar değil şahıslar işleri yönlendiriyor. artık partilere değil şahıslara bakarak hareket ediyorum.
bugün 25 yaşındayım ve bende dahil insanların 10 kararından 9'unda yanıldığını düşünüyorum. bertrand russel'ın fikirlerinden etkileniyorum. siyasette herkesin haklı ve herkesin haksız olduğunu düşünüyorum. bana en zararlı gelen insanlar fikirlerini dediğim dedik diyerek savunanlar. chp,mhp,akp,bdp,tkp,ldp farketmez.
koyu bir şekilde mhp'yi savunuyordum. alparslan türkeş'e aşıktım. mhp'nin yanlış anlaşıldığını düşünüyordum. babamın türkeş'le ilgili anlattığı hikayeleri dinliyordum. kürtlere karşı değildim ama çoğunluğunun dağlı insanlar olduklarını düşünüyordum. şimdi düşünüyorumda kendime itiraf edemesemde türkiye'de yaşayıp ben çerkezim diyene kızıyordum. onlara tepeden bakıyordum.
18-19larımda;
tam bir akp'liydim egemen bağış'ın faruk çelik'in hayranıydım. chp'yi zaten babamda dedemde bende sevmeyiz. hükümetin her hareketi düşünmeden alkışlıyordum, hiç bir icraatını sorgulamadığım gibi kendimide sorgulamıyordum. (bazı chp'li ve akp'li arkadaşlarda yoğunlukla yaşanan psikoloji) akp aleyhine biri konuşsa onun art niyetli, ülkemize zararlı olduğunu düşünerek aşırı reaksiyonlar gösteriyordum.
20-21-22lerimde;
sosyalizmle ilgili okur ederdim. birde üniversitede girdiğim ortamlar beni sosyalizmle daha çok alakadar eder oldu.
daha çok araştırdım ve özellikle türkçülükten,chp,mhp gibi partilerden daha nefret eder oldum. türk,arap,çerkez,kürt olmak insanların elinde değildi. bir ırkın bir ırktan üstün olduğunu savunmanın aptallık olduğuna inandım. komünizm ise insanları kucaklıyor, birleştirici çağrılar yapıyordu. fakat dini hassasiyetlerim komünizme bağlanmama engel oldu. sosyalizme inanıyordum(ailem siyasi görüşümü bilmez ama türkeş meselesinden dolayı babamla büyük kavgalar ettim ne o ne ben artık hakkında konuşmuyoruz) fakat komünizm ve dinle ilgili okumaya, araştırmaya çalışıyordum. ahmet selçuk emre'nin "marksizm yargılanıyor" adlı 1970'li yıllara ait bir kitabı elime geçti. çok etkilendim ve yaşadığım çeşitli olaylar komünizmden uzaklaşmama sebep oldu. hatta öyleki şu anda komünizmden bir mhp'linin nefret ettiğinden daha çok nefret ediyorum fakat mhp'dende nefret ediyorum. akp'nin fetullahçı ve dini istismar eden kafa yapısını beğenmesemde tayyip erdoğan fetullahçı olmadığı için ve dürüstlüğüne inandığım için tayyip erdoğan'ı destekliyorum. türkiye'de maalesef organizasyonlar değil şahıslar işleri yönlendiriyor. artık partilere değil şahıslara bakarak hareket ediyorum.
bugün 25 yaşındayım ve bende dahil insanların 10 kararından 9'unda yanıldığını düşünüyorum. bertrand russel'ın fikirlerinden etkileniyorum. siyasette herkesin haklı ve herkesin haksız olduğunu düşünüyorum. bana en zararlı gelen insanlar fikirlerini dediğim dedik diyerek savunanlar. chp,mhp,akp,bdp,tkp,ldp farketmez.
solculuk ve sağcılık esas olarak tercih değil içinde olma durumudur. çünkü aslında solculuk ve sağcılık ideoloji boyutunda bir şey değildir, insanların birbirinden nefret etmelerine hatta öldürmelerine sebebiyet verecek şeyler de değildir. şöyle ki;
sen bir işyerinde maaş karşılığı çalışan bir adam isen solcu olmak durumundasındır. hem emekçi olup hem kapitalist düşünce yapısına sahip olamazsın. yarın öbür gün parayı bulup kendi işyerini kurduğunda ise sağcı olmak durumunda olursun. bu döneklik değildir. yani çoğu yerde algılandığı gibi solcular komünist, sağcılar ise faşist ya da muhafazakar olmak zorunda değildir. bu amerika'nın ülkelerde karışıklık çıkartmak için uyguladığı bir taktiktir. bizim ülkemizde 80'li yıllarda uygulanmış ve büyük yaralar alınmış olmasına karşın hala kimse akıllanmamıştır.
emperyalist ülkeler sömürmek istedikleri ülkelerde din, mezhep, milliyet, ırk gibi farklılıkları kullanarak karışıklık yaratmış ve arada kendileri nasiplenmişlerdir. bizim ülkemizde ise eskiden çok sıkı bir memleket bağı olduğundan bunların hiç birini kullanamamışlar bunun yerine sol-sağ denilen şeyi siyasi görüş olarak empoze ederek karışıklık çıkarmışlar hatta darbe yaptırmışlardır. şimdi ise ırk faktörünü kullanmaktadırlar.
amerika ve ingiltere'de ki sol-sağ kavramı ve bu görüşlere mensup olanların durumları incelendiğinde söylediklerim daha iyi anlaşılır.
sen bir işyerinde maaş karşılığı çalışan bir adam isen solcu olmak durumundasındır. hem emekçi olup hem kapitalist düşünce yapısına sahip olamazsın. yarın öbür gün parayı bulup kendi işyerini kurduğunda ise sağcı olmak durumunda olursun. bu döneklik değildir. yani çoğu yerde algılandığı gibi solcular komünist, sağcılar ise faşist ya da muhafazakar olmak zorunda değildir. bu amerika'nın ülkelerde karışıklık çıkartmak için uyguladığı bir taktiktir. bizim ülkemizde 80'li yıllarda uygulanmış ve büyük yaralar alınmış olmasına karşın hala kimse akıllanmamıştır.
emperyalist ülkeler sömürmek istedikleri ülkelerde din, mezhep, milliyet, ırk gibi farklılıkları kullanarak karışıklık yaratmış ve arada kendileri nasiplenmişlerdir. bizim ülkemizde ise eskiden çok sıkı bir memleket bağı olduğundan bunların hiç birini kullanamamışlar bunun yerine sol-sağ denilen şeyi siyasi görüş olarak empoze ederek karışıklık çıkarmışlar hatta darbe yaptırmışlardır. şimdi ise ırk faktörünü kullanmaktadırlar.
amerika ve ingiltere'de ki sol-sağ kavramı ve bu görüşlere mensup olanların durumları incelendiğinde söylediklerim daha iyi anlaşılır.
yumurta neden tavuktan çıkar, tavuk neden yumurtadan çıkar.
neden, sorgudur; solcusun, sağcısın niye.
sağ, sol, fikriyattır. madalya değildir, yadigar atadan takayım göğsüme. berat değildir asayım odamın bir köşesine. kimlik değildir, sevmiyorum bu sözcüğü. görüştür, dünyayı tanıma zaviyesi. nereden baktığınıza da bağlı değildir pek. ne bütün zenginler ve çocukları sağcıdır, ne fukaranın kendisi veya çocukları solcudur.
hissettikleriniz, naturanız bir görüşle buluşur, sıcak gelir size. okursunuz sonra, araştırırsınız, yanlış algı ise ilk sıcaklık, takılmazsınız peşine. okuduklarınız sizi tamamlarsa, ziyadesiyle ufkunuzu açarsa, o zaman işte o görüşe ait hissedersiniz kendinizi, evet aidiyet duygusu, ama adamakıllı, bilinçle.
tembel zihin ilk algıya kapılır. geveze kuş olmaktan öte geçmez. bağırır çağırır o kadar, ne gelişir, ne geliştirir. ilk imtihanda toplar tası tarağı.
ister solcu ister sağcı, bilinçle yönelmiş ise görüşe, hak eder, fikriyatın takipçisidir. o kendine neden şuyum diye sormaz, yaşamı da görüşüne layıktır.
fikriyatın yaşama yansımasında farklılık yoktur. yorum farklıdır. çözüm farklıdır. zaten konuşmasından yazısından fark edersiniz. ne sağcı hırsızdır, ne solcu hırsızdır. vatan haini değillerdir. en sıra insan kadar vatanseverdir. inanca saygılıdırlar. zoru tercih etmezler.
fark etmiş olduğunuz gibi ideal durumdan bahsediyorum. ilmi bakış böyle olmalıdır. ve siz fikir sahibi olana bakacak, dediği ile, yazdığı ile yaptığını mukayese edeceksiniz. işin sırrı burdadır.
sağ, sol, fikriyattır. madalya değildir, yadigar atadan takayım göğsüme. berat değildir asayım odamın bir köşesine. kimlik değildir, sevmiyorum bu sözcüğü. görüştür, dünyayı tanıma zaviyesi. nereden baktığınıza da bağlı değildir pek. ne bütün zenginler ve çocukları sağcıdır, ne fukaranın kendisi veya çocukları solcudur.
hissettikleriniz, naturanız bir görüşle buluşur, sıcak gelir size. okursunuz sonra, araştırırsınız, yanlış algı ise ilk sıcaklık, takılmazsınız peşine. okuduklarınız sizi tamamlarsa, ziyadesiyle ufkunuzu açarsa, o zaman işte o görüşe ait hissedersiniz kendinizi, evet aidiyet duygusu, ama adamakıllı, bilinçle.
tembel zihin ilk algıya kapılır. geveze kuş olmaktan öte geçmez. bağırır çağırır o kadar, ne gelişir, ne geliştirir. ilk imtihanda toplar tası tarağı.
ister solcu ister sağcı, bilinçle yönelmiş ise görüşe, hak eder, fikriyatın takipçisidir. o kendine neden şuyum diye sormaz, yaşamı da görüşüne layıktır.
fikriyatın yaşama yansımasında farklılık yoktur. yorum farklıdır. çözüm farklıdır. zaten konuşmasından yazısından fark edersiniz. ne sağcı hırsızdır, ne solcu hırsızdır. vatan haini değillerdir. en sıra insan kadar vatanseverdir. inanca saygılıdırlar. zoru tercih etmezler.
fark etmiş olduğunuz gibi ideal durumdan bahsediyorum. ilmi bakış böyle olmalıdır. ve siz fikir sahibi olana bakacak, dediği ile, yazdığı ile yaptığını mukayese edeceksiniz. işin sırrı burdadır.
güncel Önemli Başlıklar