bugün

hala oynadığım tek şey bu. içinde katy perry stuff, fast lane stuff, world adventures, ambitions, late night, outdoor living, diesel, generations, pets, master suit, future, movie, university life, 80's&90's, seasons, supernatural, town life, high-end loft stuff, sweet treats... hepsi var, hepsi benim bebeklerim. hepsini teker teker alıp kurdum evet. ilk okula başladığım sene birincisi çıkalı bir yıl oluyordu sanırım ve böyle deli gibi sevdiğim, benimsediğim; sandal ağacı kokulu çocukluğumdan bana kalan en değerli şeylerden. babamın beni tanıştırdığı en güzel şey. önceden saatlerce oynardık birlikte.

sims oynamadaki tek sorunum insanlarım ölünce deliler gibi üzülüp ağlıyor olmam. sadece öldüklerinde de değil. çocuğum oluyor, ağlıyorum. büyürken gözlerim doluyor. köpek yavrusu sahipleniyorum, bütün gün onu izliyorum.

dün mesela hasta bir insanın kanını içtiğim için öldüm. kocam ile çocuğum sürekli ağladı, onlar ağlıyor ben ağlıyorum. sonra en yakın arkadaşımla kocamı evlendirmeye çalıştım, sürekli benim hakkımda konuşup ağladılar. dedim işte arkadaş gibi arkadaş be. sabahtan akşama kadar oynayıp akşam da kaydetmeden çıktım ölümümü kaldıramayıp.

tanrı will wright'ı kutsasın. kalbimin sahibi.