bugün
- namaz kılan kemalist fayda görür mü11
- yaya geçidinde kendini yola atan alman12
- fettullah gülen'in ölmesi11
- icardi190522
- sokak hayvanları uyutulacak59
- ölen arkadaşın karısının seksi olması8
- galatasaray14
- dinci geri zekalılar ile insanlığın mücadelesi17
- kızlar kendi aralarında ne konuşuyor13
- online 28 yazar şu an ne yapıyor16
- neden yazarlık yapıyorsunuz15
- bir kadın nasıl susturulur27
- 24 mayıs 2024 panathinaikos fenerbahçe beko maçı12
- türk kızlarındaki zenci merakı15
- menzilcilerin gay gay hareketleri13
- bir kadına söylenebilecek en güzel iltifat19
- iremga'yı taşlamak17
- mert hakan yandaş20
- türkiye fakirse halk neden obez37
- dünya türkiye'nin neyini kıskanıyor23
- istanbul'a taşınmak isteyenler için tavsiyeler9
- lise eteğini saklayan hatun13
- karşı cinste çekici gelen özellikler14
- yazarların bugün içtiği sigara sayısı16
- putine bir savaş taktiği ver12
- ideal erkek boyunun 195 olması16
- ameliyatla erkek oldum soruları alayım19
- rüyada olduğunu fark etmek8
- zalbert kızsa kanıtlasın11
- hayırlı cumalar9
- türk kızları neden gülümsemiyor14
- biontech aşısı olan insan9
- kitap okumanın zararlı ve gereksiz olması9
- iran cumhurbaşkanının cennete girişi12
- geldi yine deli9
- sokak köpeklerini çin'e ihraç etmek12
- türk erkeklerindeki iğrenç detaylar15
- beşiktaş ın fenerbahçe yi geçmesi12
- 23 mayıs 2024 beşiktaş trabzonspor maçı25
- e f e8
- aydinoglu bombala21
- bir erkek nasıl rahatlar15
- kocaeli de asansöre sıçan adam8
- 6 ayda yazılımcı olmak10
- mecidiyeköy metrosunda intihar eden kız10
- 23 mayıs 2024 ali koç basın toplantısı11
- bik bik için diktiğim etek17
- insan olmaya ceyrek kala8
- türkiyedeki rusların gövde gösterisi yapması11
Ayrılırdım diyen insanların şu an sevgilisi yok büyük ihtimal. Neden olmadığınıda anladım sanırım. Umarım sevgilinizde olmaz hiç bir zaman. Zihinsel sakatsınız farkında mısınız?
Terk ederdim. Engelli bakıcısı mıyım ben amk.
yeni durumu hiç umrumda olmaz valla, eskisi gibi devam ederim.
Yanına yatar sarılıp dizi izlerim,saçıyla oynarım,ellerimle beslerim.
insan eti ağırdır herkes taşıyamaz. Ama seversen, gerçekten seversen bir ömür gözün gibi bakarsın.
Şahsen benim sevgilimin başına gelse, ayakları tutmasa kucağımda, yorulunca sırtımda taşırım. Evet.
Şahsen benim sevgilimin başına gelse, ayakları tutmasa kucağımda, yorulunca sırtımda taşırım. Evet.
Bakarım bakmasına ama bir korkum var. O da ya birisime bakarsam? Nefsime yenik düşersem? Onu sevdiğim için değil de, ona acıdığım için onu boşamadığımı hissedersem ne yaparım? Nerden baksan boktan bir durum.
Tabiki neresinden ve ne derece sakat kaldığına göre değişir.
Örneğin sol eli kopsa ilk iş e-kpss ye müracaat ettirirdim. Kendi şehrinde rahat bir kurumda rahatlıkla memur olurdu. Biraz biriktirince düğün yaparız. Sonra mtv ve ötv de engelli muaflığından yararlanarak altıma 0 km bir araba.
Örneğin sol eli kopsa ilk iş e-kpss ye müracaat ettirirdim. Kendi şehrinde rahat bir kurumda rahatlıkla memur olurdu. Biraz biriktirince düğün yaparız. Sonra mtv ve ötv de engelli muaflığından yararlanarak altıma 0 km bir araba.
Sevgilim yok.
Edit: yanında olurdum. ilişkinin gidişatı değişmezdi kesinlikle. 5 dakika sonra sakat kalıp kalmayacağı belli değil kimsenin. Ben destekcisi olurdum her konuda. Gerekirse sırtımda taşırım. Yeter ki beni üzmesin...
Edit: yanında olurdum. ilişkinin gidişatı değişmezdi kesinlikle. 5 dakika sonra sakat kalıp kalmayacağı belli değil kimsenin. Ben destekcisi olurdum her konuda. Gerekirse sırtımda taşırım. Yeter ki beni üzmesin...
Sakat olan parçası olurdum. Tamamlardım.
Biz de sevmek boyle aslanım ne sandinnnnnn.
Biz de sevmek boyle aslanım ne sandinnnnnn.
eski sevgililerim olsa, onlar toparlanana kadar destek olurdum sonra ayrılırdım. ama şimdikiyle aynı şekilde devam ederim, hiçbir şey eksilmez. *
hiç bir şekilde onu o durumda yapayalnız bırakmazdım. elimden geldiğince en büyük destekçisi olur herşeyden onu sakınır her anında yanında olmaya çalışırdım.. bu acıyı aklından bir nebzede olsa da kazıyabilmek için çabalar mücadelemi verirdim sırf onun yüzü gülsün diye.. hayatınızda sevdiğiniz insanlar olmadıktan sonra o yaşamın ne anlamı kalır bizler için.. ister 5 yıl olsun ister 2 aylık ilişkiniz olsun siz bir yola girmişsiniz yarı yolda bırakamazsın..
sırtımda taşırdım.
Nedensiz bir şekilde daha çok bağlanırım.
Kaldı zaten.
karım...daha doğrusu eski karım...kalmıştı ve yaklaşık altı hafta ona bakmış ve evdeki bütün işleri yapmıştım.
insan sevdiğini öylece o halde ortada bırakabilir mi?
Gerçekten seviyorum diyen insan yapamaz ya, aksine daha çok üstüne titrer. Sarıp sarmalar.
Allah korusun tabii ama sevdiğimin başına gelse yanından bile ayrılmak istemem, yükünü hafifletmek için çabalarım. Mutlu etmek için çabalarım. Yüzünü güldürmek için çabalarım.
Sizin de başınıza gelebilir. Düşünsenize sırf bu yüzden terk ediliyorsunuz, o kadar size seviyorum asla bırakmam diyor. Sonunda böyle bir durum için gidiyor. Ben kaldıramazdım herhalde.
Gerçekten seviyorum diyen insan yapamaz ya, aksine daha çok üstüne titrer. Sarıp sarmalar.
Allah korusun tabii ama sevdiğimin başına gelse yanından bile ayrılmak istemem, yükünü hafifletmek için çabalarım. Mutlu etmek için çabalarım. Yüzünü güldürmek için çabalarım.
Sizin de başınıza gelebilir. Düşünsenize sırf bu yüzden terk ediliyorsunuz, o kadar size seviyorum asla bırakmam diyor. Sonunda böyle bir durum için gidiyor. Ben kaldıramazdım herhalde.
Sırtımda taşırım .
üzülerek söylüyorum ama ben kendimden çok kimseye değer veremediğim için büyük ihtimalle bir müddet dayanır sonra ayrılırdım ama karşıma kendimden daha çok değer verebileceğim biri çıkarsa bırakmam.
insanın içini burkar. ağlarsın...
ben, fakir bir kulunuz olarak sizden istirham ediyorum. bu tip başlıklara bir şeyler yazarken lütfen hassas insanların da aranızda olabileceğini, yazdıklarınızı okuyabileceğini düşünün. 3 kere düşünüp 1 kere yazın. size adeta yalvarıyorum efendim.
tam da böyle bir şey başıma geldi zira. o zamanlar iç mimarın yanında bıçkın bir elemanın. kafam çalışmadığından okuyamadım. mesele, buydu zaten. çok çalışırdım derslerime. akşam gelir konu tekrarı yapardım. ertesi günün derslerine göz atardım. ama misal, matematikten 49'un yukarısını göremedim amına koyim okul hayatım boyunca (not: küfür ettiğim için özür dilerim) hani hep aileler teşvik eder ya okumanız için, "oku adam ol yoksa onun bunun yanında ağız kokusu çeker it gibi çalışırsın" derler ya düşünün biz de tam tersi oldu. 14 yaşında falanım babam karşısına aldı beni. "oğlum" dedi "çok çalışıyorsun görüyorum. ağzımı açamıyorum. notların da ortada. sen okuma yavrum. seni birinin yanına koyalım meslek sahibi ol". genel itibariyle naif, keskin duruşları olmayan bir adamım. çocukken de böyleydim. hiç ikiletmeden, acaba demeden, kendi iç dünyamda en ufak bir tereddüde dahi düşmeden tamam peki dedim. okumak da okumamak da bende bir şeyleri değiştirmiyordu. (not: konudan saptığımın farkındayım. özür dilerim)
işte efendim, bir gün iç mimarın yanında bir tavan çalışması yaparken çok kıvrak şekilde yere düştüm. evet, kıvrak vaziyette. merdiven varmışcasına ayağımı uzatıp boşluğa "basmam" ancak bu şekilde tariflenirdi. ayağımı kırmam yetmiyor gibi damarlarımı yerdeki aletler kesti. sakat kaldım.
hani sapyoseksüel falan bi şeyler diyorlar ya. inanın kadınlar, zekayı seviyor. olanı da seviyor olmayanı da. benim kız arkadaşım şapşallığımı seviyordu mesela. bazen aynanın karşısında ben bile seviyordum şapşallığımı. allah fiziğimden almış, zekama da vermemişti. (not: haşa, allahın işine karışmıyorum)
kız arkadaşım betül, şapşallığıma tahammül edebiliyorken, aksak bir şapşal olmamı kabul edemedi sanırım. "sonumuz yok" dedi. (artık bildiğiniz gibi) genel itibariyle naif, keskin duruşları olmayan bir adamım. hiç ikiletmeden, acaba demeden, kendi iç dünyamda en ufak bir tereddüde dahi düşmeden tamam peki dedim. betül ayrıldı sonumuz olmadığı gerekçesiyle. oysa her şeyin bir sonu vardı. kafam o kadar çalışmaz ama en azından bunu biliyordum. varsın 2 sene sonra olsaydı o "son". her gece ağladım. insan okuyamayınca, meslek sahibi olamayınca, bir de sevilmeyince sanırım yapacak çok da bir şeyi kalmıyor.
çok uzattığımın farkındayım. (not: özür dilerim) işte tüm bu yaşadıklarımın ardından böyle bir başlığa ve sonrasında içindekilere bakınca gözlerim doldu. sakat sevgili terk edilir, sakat insan mı sevilir falan yazmışsınız ya yazıklar olsun. ya bu sözlükte sakat birilerinin, canı yanan birilerinin olduğunu düşünemiyor musunuz allah aşkına? yeter! gerçekten yeter be!
not: sonumuz yok dediğinde söylediğim "peki"yi hiç unutamadım.
ben, fakir bir kulunuz olarak sizden istirham ediyorum. bu tip başlıklara bir şeyler yazarken lütfen hassas insanların da aranızda olabileceğini, yazdıklarınızı okuyabileceğini düşünün. 3 kere düşünüp 1 kere yazın. size adeta yalvarıyorum efendim.
tam da böyle bir şey başıma geldi zira. o zamanlar iç mimarın yanında bıçkın bir elemanın. kafam çalışmadığından okuyamadım. mesele, buydu zaten. çok çalışırdım derslerime. akşam gelir konu tekrarı yapardım. ertesi günün derslerine göz atardım. ama misal, matematikten 49'un yukarısını göremedim amına koyim okul hayatım boyunca (not: küfür ettiğim için özür dilerim) hani hep aileler teşvik eder ya okumanız için, "oku adam ol yoksa onun bunun yanında ağız kokusu çeker it gibi çalışırsın" derler ya düşünün biz de tam tersi oldu. 14 yaşında falanım babam karşısına aldı beni. "oğlum" dedi "çok çalışıyorsun görüyorum. ağzımı açamıyorum. notların da ortada. sen okuma yavrum. seni birinin yanına koyalım meslek sahibi ol". genel itibariyle naif, keskin duruşları olmayan bir adamım. çocukken de böyleydim. hiç ikiletmeden, acaba demeden, kendi iç dünyamda en ufak bir tereddüde dahi düşmeden tamam peki dedim. okumak da okumamak da bende bir şeyleri değiştirmiyordu. (not: konudan saptığımın farkındayım. özür dilerim)
işte efendim, bir gün iç mimarın yanında bir tavan çalışması yaparken çok kıvrak şekilde yere düştüm. evet, kıvrak vaziyette. merdiven varmışcasına ayağımı uzatıp boşluğa "basmam" ancak bu şekilde tariflenirdi. ayağımı kırmam yetmiyor gibi damarlarımı yerdeki aletler kesti. sakat kaldım.
hani sapyoseksüel falan bi şeyler diyorlar ya. inanın kadınlar, zekayı seviyor. olanı da seviyor olmayanı da. benim kız arkadaşım şapşallığımı seviyordu mesela. bazen aynanın karşısında ben bile seviyordum şapşallığımı. allah fiziğimden almış, zekama da vermemişti. (not: haşa, allahın işine karışmıyorum)
kız arkadaşım betül, şapşallığıma tahammül edebiliyorken, aksak bir şapşal olmamı kabul edemedi sanırım. "sonumuz yok" dedi. (artık bildiğiniz gibi) genel itibariyle naif, keskin duruşları olmayan bir adamım. hiç ikiletmeden, acaba demeden, kendi iç dünyamda en ufak bir tereddüde dahi düşmeden tamam peki dedim. betül ayrıldı sonumuz olmadığı gerekçesiyle. oysa her şeyin bir sonu vardı. kafam o kadar çalışmaz ama en azından bunu biliyordum. varsın 2 sene sonra olsaydı o "son". her gece ağladım. insan okuyamayınca, meslek sahibi olamayınca, bir de sevilmeyince sanırım yapacak çok da bir şeyi kalmıyor.
çok uzattığımın farkındayım. (not: özür dilerim) işte tüm bu yaşadıklarımın ardından böyle bir başlığa ve sonrasında içindekilere bakınca gözlerim doldu. sakat sevgili terk edilir, sakat insan mı sevilir falan yazmışsınız ya yazıklar olsun. ya bu sözlükte sakat birilerinin, canı yanan birilerinin olduğunu düşünemiyor musunuz allah aşkına? yeter! gerçekten yeter be!
not: sonumuz yok dediğinde söylediğim "peki"yi hiç unutamadım.
Eğer aynı duruma ben düşseydim, aynı şeyi ondan göreceğimi hissetmem yeterli. Önemli olan kafa sakat olmasın.
ben de kendimi sakatlardım, hayat müşterek sonuçta
Keske sakat olsa hep yanimda kalsa.
ne kadar salak salak başlıklar bunlar ya, ne duymak istiyorsunuz? terk ederim evet bunu duymak istiyorsunuz galiba.
bir sonraki maçın as kadrosuna almazdım.
güncel Önemli Başlıklar