bugün

Çok üzer ve belki de travma oluşturur bende.
2 kedim yaptı bunu...

yeni dünyada görürüm umarım.
Alışmak lazım.

Alışmak zaman alıyor, zamansa her şeyi.
yarım kalıyor insan..
Gitmek istediyse saygı duyarım. Bu tarz durumlar sadece beni biraz daha hissiz birine çevirir.
Bazen yaşlı gözlerle kabulleniriz gerçekleri.
Can yakıcıdır. Eğer yanınızdan gidiyorsa o son yürüyüşü aklınıza kazımak için göz kırpmadan izlersiniz yahut telefonda bitirecek kadar değersizseniz o son sözleri hiç unutamazsınız. O son telefon kapanmasın diye belki biraz daha konuşsun diye çabalarsınız. Anlatamadım işte ama anladınız siz.
Bir yerlerde nefes aldığını bildiğiniz sürece katlanılabilir bir ayrılık olur, acıyı yaşayıp devam edersiniz.
Ölün farklı bir boyutu konunun tabii ki.
Uzerine toprak attiginizda gidenin, digerleri de gidis miymis be dersiniz kendi kendinize.

Allah can sagligi versin, olumden baska her seye care var.
geri dönecekmiş gibi gidişinden iyidir. Beklenti olmayınca insan daha çabuk aşar bu durumu.
Cenaze arabasıylaysa o gidiş, diğer tüm gidişlere başka bakmaya başlarsınız.
ölmüş ise nerede olduğunu bilirsin ama yaşayan biriyse nerede ne yapıyor acaba düşüncesi çıldırtır o sebeple diri ayrılığı ölüm ayrılığından daha bi vahimdir..
Ölüm dışında keyfi gidiyorsa mümkünse dönmesin de zaten, o acıyı yaşa soğusun kalbin zamanla, sonra çık gel Yok ya hadi canım hadi yallah tazik..
içimi bir anlık bile olsa sızlatan durum. Düşman başına.
Olağan bir olay. insanlara gereğinden fazla değer veriyorsunuz, sizi üzebilecekleri kadar bağlanıyorsunuz, sonra bir şeyler ters gidince üzüntüden ayılıp bayılıyorsunuz. Öğrenin tek başınıza olmayı.
o tutunmak istediğin dal, kendiliğinden bırakır kendini. yere düşersin, canın acır, yaran kanar, kabuk bağlar ve geçer. ama gönül yarasına bir çare bulunmuyor işte. o yara sürekli açık, kimse görmüyor.
Çok zikko bir durum. 15dk lık mesafede olmasına ragmen gidemezsiniz yada bir telefon kadar uzakta. Sahi neden gidilemez yada aranamaz. Niye herşey yokuşa sürülür. Saçma. Hayatın içine ediyor işte.
sevdiğiniz birinin ölümü'nü de kapsayabilecek bir durum/oluş tanımlaması. bir daha dönmemenin daha kesin bir biçimi de yoktur ölümden başka. ölümsüz (ölüm barındırmayan) ayrılıklar, unutmanın eşiğine dayansa yeter; o "bir gün bir yerde karşıma çıkarsa..." düşünceleri de unutulunca, bir daha geri dönmemek şartı sağlanmış sayılabilir. yoksa kim birini hayatından çıkardıktan sonra geri dönmeyi düşünür ki? geri dönmek midir bunun normali, doğrusu?
insanlar bir yerlere gider gelir ama sevdiğiniz birinin gidişinden bahsedildiğinde gitmekle kastedilenin geri dönmeyecek olmak olduğu belli. sevilen birinin ömür boyu sevilebildiği, bırakılan yerde kaldığı, kalıcı olduğu az raslanır bir durum oysa. aile ayrı şey, etinin bir parçası gibi yaşamaya mecbur bırakıldığını bilirsin, hissedersin.

çevremizdeki kimselerin bir kısmını az ya da çok severiz; sevmek duygusu dile gelmese, akıldan geçmese de alışır, öğürleştirir, benimseriz. ne ki az ya da çok sevilen kimselerin çoğunun geri dönmemek üzere gitmek huyları yoktur. yaşadıkça değişen çevreyle değişen çevrenin değişen insanları öncekilerini gözden uzak bıraktığında gözden uzak tanıdıkların koparmadıkları bir bağ ya da kopan bağı (gerektiğinde, içten geldiğinde) bağlayacak yıkılmamış köprüleri anılarına yaşanmışlıklarına adadıkları bir hatır kalacaktır genelde. gönül ilişkilerini, yakın dostlukları işin içine katmıyorum, katacak olsam, onları ayakta tutmak için verilen emekten söz etmem gerekirdi.

dost kıymeti bilmeyen, vefasız kimseler olur. onlar da az çok sever, sevilir. yollar bir yerde ayrılınca arayıp sormamak bir yana, tüm bağlarını kesip atar, sırra karışırlar. öylelerinin kimseyle bir derdi de olmadan gidişi, kendilerini az ya da çok sevmiş olabilecek, gelecekte onları yanında görmeyi ummuş olabilecek belki birkaç kişiyi düşündürür ancak. geri dönmemek üzere giden kişi olmanın bir çeşiti de budur sanırım.
Siktirsin gitsin hiç merak etmeyin ölmüyorsunuz.
Çay demlenerek üstesinden gelinebilecek durumdur.
Adama koyar...
demeyin öyle.. hapiste yatan suçsuz başkanımı hatırlayıp ağlıyorum.. cidden yapmayın ne olur..
Bakışlar erir umutlar söner dünya yine döner kardeş.
Her katil cinayet mahalline döner..
bu durum bakış açısı ile bile değişiyor.
sırf böyle durumlarda keşke böyle çok kurcalamasaydım da öbür dünyanın varlığına inansaydım diyor insan, hani tamam diyorsun hakkı rahmetine kavuştu, ağlamak fayda etmez. allah kabir azabından korusun falan diyorsun hala onun için yapılacak şeyler var dualar onun hayrına sevaplar hala onun senin için tam olarak gitmediğini hissediyorsun.
ama müslümanlığı reddettikten sonraki zamanlarda eskisi kadar acıyı omuzlanış olmuyor.
gidiyor, bildiğin bitiyor.
tekrat göremeyeceğin bir şekilde ,
çoğu zaman son kez göremeden vedalaşamadan öpemeden sarılamadan doya doya bakamadan gidiyor.
ne yapılacak bir şey kalıyor geriye ne de edilecek dua.
bir daha dönmemek üzere, bakmamak, sarılmamak, görememek üzere gidiyor.