bugün

dogru zamanda ve dogru yerde soylenilmesi gereken sozcuk grubu. yanlis bir zaman ve cok farkli olaylarin uzerine soylenildigi kosulda negatif etki yaratir.

en iyisi zaman kontrollu bir thread kullanmak.

class ILU extends thread {
boolean _isactive=false;

biz zor söylenir bilirdik bu sözü. hani öyle çok sevmeli ki diyebilmeli insan!
çok kolaymış meğer söylemesi, duydukça öğrendik bunu.
'keşke hiç duymasaydık' dediğimiz cümledir artık.
duymak istediğim kişiden duysam, mutluluktan öldürme etkisi yapabileceğine inandığım iki tanecik kelime.
En derinlerde, en korunaklı yerlerde saklanması gereken cümle. Lütfen öyle önümüze gelene kullanmayalım. içimizden geldiğinde kullanalım. Çünkü hakkaten çok değerli bi cümle. Yani benim için ve birçokları için de öyle olmalı zaten en değerli cümle. Bi insanın bir diğerine verebileceği sevgiden başka ne var? para pul verirsin de manevi olarak sevgi verirsin. O yüzden bu en değerli cümleyi en değerli anınıza sakladığınızda çok işinize yarayacak göreceksiniz. Hem karşınızdaki bunu hissedecek hem de siz onu gerçekten değerli hissettirdiğinizi bileceksiniz.
- seni seviyorum.
+ yok ebesinin ami ali sami!
- peki.
doğru olduğu orantıda karakter sayısı artar:

seni seviyorum > sni svyrm > s.s
sevgiden çatladığın, anlatabilir sözcük bulmak için kıvrandığın zamanlarda bunu söylemek bile yetmez. hatta 'çok' zarfıyla birlikte kullanmak bile eksik bırakabilir. seviyorum dersin, çok seviyorum dersin ama karşılamaz bir türlü içinde taşan-karışan şeyi. çok kötü bir şey bu sözlük. * * *
Paul Eluard' ın bir şiiri.

Tanımadığım bütün kadınlar adına seviyorum seni
Yaşamadığım bütün çağlar adına seviyorum seni
Enginlerin kokusu sıcak ekmeğin kokusu adına
ilk çiçekler adına eriyen kar adına
insanın ürkmediği temiz kalpli hayvanlar adına
Sevmek adına seviyorum seni
Sevmediğim bütün kadınlar adına seviyorum seni

Kim yansıyor bana sen değilsen ben kendimi pek az görüyorum
Sensiz uzayıp giden bir çöl görürüm yalnız
Geçmiş ile bugün arasında
Bütün bu ölüler vardı atlayıp geçtiğim samanın üzerinde
Delemedim aynamın duvarını
Yaşamı sözcük sözcük öğrenmem gerekti bana
Unutur gibi

Benimki olmayan bilgeliğin adına seviyorum seni
Sağlık adına
Yalnız kuruntu olan her şeye karşı seviyorum seni
Zorla tutmadığım bu ölümsüz yürek adına
Sen kuşku sanıyorsun kendini oysa akılsın
Sen başımda yükselen güneşsin
Güvendiğim zaman kendime.
Sevmek... farkında olmaksa yaşadığının, Sevmek; bakmak değil görmekse eğer
Aklın başından gitmesi değil, Duymak ve bilmekse eşit olarak; Yemeden, içmeden kesilmeden Çoğalmaksa sevmek eksilmeden, Çağına tanıklık ederek Ve kahrolmamaksa arabeske inat. için içine sığmamaksa Bir coşku, bir şenlik, bir erdemse sevmek;
insanları, çocukları, kuşları unutmadan Verem olmamaksa sevmek senin aşkından
Daha sağlam basıyorsam toprağıma, Unutmak, şaşkınlık, azap değilse...
Bilinç, öğreti ve sevinçse, Paylaşılan bir ekmek gibiyse sevgi;
SENi SEViYORUM ..!

Öyle güçlü, anlamlı, sihirli, insanı yerinden oynatan iki kelimedir ki... duyduğumuzda içimiz mutlulukla dolar. Hangi yaşta, hangi mevkide, ne olursak olalım, bu kelimeler bizi büyüler. Seni seviyorum, diyebilmek ve dedirtebilmek, aslında çok önemli. insan bu kelimeleri kendine de söylemeyi unutmamalı. Kendini seven ve değer veren insan, herkesi sevebilir ve sayabilir. Bazen kilometreler bir nefes kadar yakın olur. Hayat engellerle uğraşacak kadar uzun değil. Sevgi cesaret ister, emek ister, yürek ister. içinizdeki sevda bitmesin diyorsanız eğer, yapacak daha pek çok şey olmalı. Hayat sizin, tercihler sizin. Zaman tüm haşmetiyle akıp gidiyor. Ve bizler hızlı dönen çarkın içinde bir oraya, bir buraya sallanıp duruyoruz. Ne kendimize, ne çevremize sevgiyi gösteremiyoruz. Korkuyoruz belki de. Başkalarının bizi nasıl gördüğü çoğu zaman daha önemli oluyor. içimize sevgiyi, saygıyı, şefkati, merhameti sindirmeliyiz. Neyi istersek, neyi çağırırsak, neyi dilersek önümüzde çoğu zaman onu buluruz. Yaşam zaten acımasız, insanoğlunu yıkmak için fırsat kolluyor. En kötü anda bile içimizde sevgi varsa, ışığı daha kolay görebiliriz. Bunu deneyerek anlayabiliriz. Tecrübeler ne işe yarar ki, ders alınmazsa. Yaşamdan edindiğim en büyük tecrübelerden birisi şu ki; Kendi kendine yardım etmeyi bilmeyene hiç kimse yardım etmez. Bizden sadece nacizane öneri... Seni seviyorum, seni seviyorum evet seni seviyorum bol bol tüketelim. Bizim için özel anlam ifade eden ve hayatımızda önemli bir yer teşkil ettiğini fark ettiğimiz insanlara, "Seni seviyorum ruhumla ve kalbimle" diyelim...
ilişkilerde çabucak, birçırpıda harcanan vakitli vakitsiz söylenen sözdür.
gayet çokça söylenilesi bür bütün. "seni" ve "seviyorum" ayrı ayrı düşünemiyorum bile .
sevdiğin insandan bunu duymak dünyalara değişilmeyecek bir hadisedir.
bir araya gelince anlamlanan, mecburiyetten yada karşıdaki insanı mutlu etmek için değil sade ve sadece dilinizden önce kalbinizin seni seviyorum dediği zamanlarda söylenesidir...
söylenilmesi gereken kişiye söylenilmesi gereken söz.
kızlara söylendiğinde aa oyle mi ama ben seni arkadas olarak bilirdim denildiginde pişman olunan bir sözdür..
kirli ağızlarda, üstelik tamamen laf olsun diye söylenerek tekrarlara maruz kaldığı için değerini yitiren, değeri bilinmeyen cümle.bir şarkıda söylediği gibi
seviyorum demek keşke zor olsa her zaman.ve keşke boş bir laf gibi gelmese insanlara.
seni seviyorum demek günümüzde çok kolay olmuş çünkü devir bozuk. Herkes sevgi nedir bunun manasını unutmuş her hoşlandığı kişiye kolayca seni seviyorum diyebiliyor.Seni seviyorum cümlesi aslında beden diliyle karşıdakine gösterildiğinde çok büyük bir etki yapan cümle.
adına bir çok şarkı yazılan sevgi sözcüğü. ama bora öztoprak'ın öyle bir melodide bir şarkısı vardır ki, insanı derin düşüncelere iter.

--spoiler--
sevmiyorum demek zordur her zaman
boş bir laf gibi gelir
dur söyleme yalnızca bak bana
gözlerim söyler nasıl olsa

her günün akşamında
seni çok çok seviyorum
gece göz kırparken duvarlara
seni özlüyor ellerim

seni seviyorum bu gece ah gir kollarıma
yaşanan duygularla öp beni ah bu gece
bu gece öp beni
--spoiler--

copy paste değil, dinleyerek yazdım şarkıya saygımdan. emeğe saygı + rep beyler.
-seni seviyorum!
-annem göster ama elletme dedi.

(bkz: yalancı)
öncelikle belirteyim bu bir düşünce yazısıdır ve aylık düşünme ihtiyacını giderirken 4 tekerlekli bir minibüsde doğmuştur.

ha ha ha. iki kelime, birden çok mana; seni seviyorum.

______

diyorum ki sizlere; bembeyaz bir a4 kağıdın tam ortasından aşağıya doğru, eskimiş kurşun kalemimizle simsiyah bir çizgi çekelim. şu an ciddi ve manalar yüklü kapkara bir sınırımız var ve bu sınırın her iki tarafında aynı isim altında boğulan iki farklı sevgi ve dolayısıyla seni seviyorum mevcut.

örneğin köşedeki pamuklu şeker satan seyyara yenilen şeker ardından pespembe bir suratla "abi seviyorum valla be seni" şeklinde hiç de zorlanmadan seslenebilirim. koymaz da bana biliyor musunuz. sokakta ağlayan, yalnız, aç ve sıcak bir kucakda saatlerce uyuyabilecek ufacık bir kediye seni seviyorum diyebilirim veya bir ağaca şiir yazıp dalında yaşamak istiyorum dersem yine bir sevgi belirtisinde bulunurum ben. anneyi, babayı, abiyi, ablayı seversin de seversin. bunun gibi yüzlerce sevgi ve seni seviyorum çeşidi günümüz koşullarında kolayca ve düşünce idmanlarına gerek kalmaksızın bulunabilir. alın bütün bu sevgileri kağıdın soluna koyun... durun... tam tahmin ettiğim gibi çok sığ düşündünüz. ah sizler yok musunuz, ne kadar da basite indirgiyorsunuz sevgiyi. yanıldınız centilmen baylar ve güzel bayanlar. aşkta sol taraftadır. eminim ki aşkın bir sevgi çeşidi olduğunu bilmiyordu sizin kibirli sosyeteniz. aşk bitebilen bir olgu ve vazgeçilebilirdir. bir kadınla sevişirsiniz ve bütün gece boyunca ona deliler gibi aşıksınıdır. bu böyle aylarca sürebilir. ne? ha ha ha. aylarca denilince heyecanlanır gibi oldunuz. bence yüreğinizi hemen susturun zira çok sürmez aşk ve sevişmek.

____

hemen az yukarıdaki çizgimi umarım hatırlıyorsundur sevgili okurum. evet! biraz önce bahsettiğim sevgiyi dile getirme çeşitlerinin tamamını, bir tane bile eksik bırakmadan bu siyah ve ince çizginin sol tarafına koy. bütün dünyadaki sevgiler solda. ve sağ tarafa sizin de huzurlarınızda sadece bir sevgi koyacağım. bu öyle bir sevgi ki sadece bir erkek ve bir kadın arasında olabilir. öyle bir sevgi ki uğruna savaşlar çıkabilir. yaşamın yüreğe ve bedene yüklediği tüm zorlukları, gece boyunca görülen kabusları, yağan hüzün dolu ekim yağmurlarını, kara toprakta bir fatiha bekleyenleri, maddiyatın yarattığı olumsuzlukları bir tebessümle unutturan bir sevgidir bu ve herkese nasip olmaz. bunun tek bir adı vardır ve çizgimiz sağında sadece bu sevgi yer alacaktır; alışılmış sevgi. kahkalarla bana güldüğünüzü görüyorum. ne kadar da sıradınım değil mi? dünyadaki bütün sevgileri bir kenara ittim. birini ayırdım ve sıfatını alışılmış yaptım. sıradanlıkta bulmuşum ben kendimi. sevgimin sıfatı niye böyle olmasın? siz artık sevmeye ve sevilmeye alışmışsınızdır. ve bu öyle bir alışkanlıktır ki, sonsuza kadar sürecektir.

_____

derbeder eder, şişelere sarılırsın. sabahları erkenden uyanur, midendeki kelebekleri hissedersin. bembeyaz a4 ile onun üzerinde siyah bir çizgi kadar zıt duygular yaşatır seni seviyorum. bir kadına ilk kez seni seviyorum dediyseniz
artık o bir beklenti cümlesidir. ağızdan çıktığı an ile karşı taraftaki tepkinin bünyeye etki etmesi arasında geçen zaman süresi boyunca "evet. ölmeliyim. bu beklenti sona ermeli. sanırım ölmeliyim." demişti bir adam bu beklenti yüzünden. işin ilginç tarafı sevgili okurlarım, medeniyet denilen perdenin ardında saklanmış insanoğlu tarafından bu iki kelime aşağılık bir şekilde ilişkilerin oyuncağı olabiliyor. sevginin yüceliğinden haberi olmayan kendini bilmezler tarafından çöpe atılan bitmiş bir kırmızı şarap şisesi umursamazlığından yaklaşılıyor ah o güzelim cümleye. sevmekten ve sevilenin gitmesinden korkan aşağılık ve o ulu hislerden bihaber olan zayıf kişiliklerce ağıza alınmıyor. hissetmesini ve sevginin taşıdığı anlamları bilmeyen, hadi onu geçtim, sevgiyi anlamaya bile çalışman nice kibar bayanlar tarafından da erkeğe olan ilginin (bu cümledeki erkek ve kadın kelimelerini rahatlıkla yer değiştirebilirsiniz) aniden yok olmasına neden olabiliyor gözyaşı dolu bir seni seviyorum. amacın elde edilmesi amaca giden yoldaki acıyı dolayısıyla zevki ortadan kaldırıyor. ne acıdır bu kahpelik dolu sevgi oyunları. seni seviyorum. seni seviyorum. oysa ne kadar da kolay söylemesi. sizler, bilgili kültürlü sizler, niçin korkuyorsunuz duygularınızı söylemekten ve siz adiler niçin zevk alıyorsunuzdur masum bir seni seviyorumla alay edip, egonuzu tatmin etmekten. ne kadar da kaba kuralları var bu oyunun. kim koydu bu kuralları? adem ve havva mı yoksa çocukları mı? bilmiyorum. ama bu oyuna alet olmak istemiyorum. bunu bilesiniz. ki zaten bu oyunu oynarsanız hep solda kalacaksınız.

______

size bir olay da anlatabilirdim. o zaman beni ciddiye almazdınız. mesela; telefonların sadece 160 karakterlik kısa mesajlar yazdığı zamanlarda henüz sevmeye başladığım bir kızla çıkmaya başladığımızın birinci haftasının 4. akşamının gecesinde "seni seviyorum seni seviyorum seni seviyorum seni seviyorum seni seviyorum seni seviyorum seni seviyorum seni seviyorum seni seviyorum seni seviyorum seni seviy" şeklinde mesaj atınca ertesi gün terkedildiği anlatsam, kızın beni neden terkettiğini günlerce düşündüğümü, sonunda sebep olarak mesajda yarım kalan seni seviyorum'u kendime seçtiğimi sizlere söylesem haha kuyruk acısından bahsediyor bu zavallı diyeceğinizden ve benim için timsah gözyaşları dökeceğinizden eminim. üstelik bu hoşunuza gidecekti. benim terkedilmişliğimden zevk alıp bana acıyacaktınız ve bu bir kez daha zevk verecekti size. bu sebeple olay yazmayacağım size. bilinir ki okuyucu nankördür.

_____

uzun zamanlar yok seni seviyorum diyebilmek için. öleceğini bilsen de bilgili okur, seviyorum demekten alıkoyma kendini.
Sevdiceklerimden duymak bana nasip olmadı hiç.
Ulan kendimi yazdığım entrylerden dolayı küçük emrah gibi hissettim bir an.
Sözlük lan; neden böyle, derdini söyle.
sevdiceğin gözbebeklerine gözbebeklerini kilitleyip sıcacık bir tonla söylendiğinde (yani gerçekten hissederek), akabinde karşılıklı olarak göz kapaklarını kapattırıp öpüşmeye vesile olacak sihirli cümle.

en güzel öpüşmedir o.
Seni Seviyorum Ağır Bir Cümle.. Gizemi derinliklerinde Gizlidir.. Hak Edenden Hak Edilene Bir Sır, Dünyanın Yaratılış Nedenidir.. Zahirde Çölleri aştıran Bir Eylem Manada Bisutun Dağlarını deldiren Kuvvettir. ...Bunu Yücelten Yüce Basitleştiren de Basittir... yC
http://sinestezi.wordpres...om/2009/10/20/ates-dondu/
rafet el-roman & sinem 'in muhteşem düeti.

sinem adlı bir şarkıcı . kim olduğunu bilmiyorum ama sıcacık,yumuşacık bir ses . şarkıya müthiş güzellik katmış.

(bkz: http://www.dailymotion.co...-el-roman-sinem-sen_music)