bugün
- türk tarihinin en büyük komutanı rte dir15
- kadınlar konusunda bilmek istediğiniz ne var13
- sokak ortasında ilişkiye giren muhafazakar çift21
- kablosuz sütyen11
- icardi190532
- arkadaşlar sizce yakışıklı mıyım17
- türklere peygamber gönderilmemiş olması16
- okula gidiyorum sözlük9
- meral akşener8
- fenerbahçe10
- elini cebine atınca en az 5000 lira olmalı8
- ronaldo'nun fenerbahçe'ye gelme ihtimali12
- zalbert ramstein'in kürt olması15
- jose mourinho37
- sarılma ihtiyacı9
- havalar ısınınca orospu gibi giyinen kadınlar19
- kaç tane gerçek istanbullu tanıdınız17
- biz bu hayata çalışmaya mı geldik8
- sözlüğün bağımlılık yapması11
- anın görüntüsü10
- türk kadınlarındaki en büyük sorun19
- türk polisinin güzel kızlara karşı olan nezaketi21
- merve boluğur11
- nude isteyen kız12
- güçlü kadınların ortak özellikleri17
- şanlıurfa da damattan istenilenler listesi13
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur26
- zalbert ramstein16
- sözlüğün en iyi iki erkek yazarı12
- gizli samyel15
- kemalistlerin insanları atatürk ten soğutması20
- magicovento13
- sözlüğün en iyi iki kadın yazarı34
- içinde hiç'a harfi geçmeyen bir cümle yazınü12
- liselilerin arkadaşına yaptığı doğum günü şakası9
- kadıköy de pidecide yediğimiz efsane kazik16
- yazarlar neden bu nickleri kullanıyor10
- sözlüğün en yaşlı yazarları8
- küçük memeli kadınlar9
- arkadaşlar bik bik geldi12
- heykel sanatını putla bağdaştıran yobaz13
- uludağ sözlük'ün en çekici erkeği kim12
- insanoğlunu yerleşik hayata geçiren neydi14
- eşcinsellere hasta diyen hastalıklı insanlar20
- yazarların sevdiği şehirlerarası yollar8
- albay kemal15
- istan ekini türkçeden kaldırmak8
- 3 haziran 2024 hakkari'ye kayyum atanması16
- sözlükçü kemalistlerin mide bulandırması9
- hadise'nin parasız erkeklere tepkisi39
istanbul üniversite amerikan kültürü ve edebiyatı bölümünün en nadide en açık görüşlü hocasıdır kendisi. can ötesi bir kadındır. derslerinin nasıl geçtiği anlaşılmaz, bakış açısına hayran kalınır. ve tabii ki engin bilgi ve kültürüne. bu harika kadının melih cevdet anday'ın kolları bağlı odysessus şiirini okurken gözlerinin doluşunu kadar daha samimi bir sahne yaşanamaz hiçbir okul sınırı içerisinde. bir edebiyat öğretmeninin edebiyatı nasıl içinde yaşadığının en büyük kanıtıdır kendisi.
takık olduğu konular ise toplumsal normlardır. pandik atar bu normlara kendisi.
tapıyoruz.
takık olduğu konular ise toplumsal normlardır. pandik atar bu normlara kendisi.
tapıyoruz.
değil istanbul üniversitesi amerikan kültürü ve edebiyatı bölümünün, direkt istanbul üniversitesi'nin en kıymetli iki üç hocasından birisidir muhtemelen.
bayılırım sema hoca gibi düşündüğü şekilde yaşayan insanlara. kendisi feminist bir insandır. aynı zamanda sosyalisttir de diye biliyorum. hayatının her anında da ideallerine göre yaşar. giyimi sıradan, süssüzdür. timsah, yılan, kertenkele ne biliyim at derisi çantalar falan takmaz. hasır bi piknik sepetiyle gezer. kendisini fiziksel görünüşüyle beğendirmeye çalışma gibi bi amacı yoktur, tahminim odur ki hiçbir zaman da olmamıştır. süsün püsün, şatafatın hem ataerkilliği hem de kapitalizmi beslediğinin farkındadır. keşke mezuniyet gecelerinde birbirleriyle kıyafet yarışına giren marka hayranı, gösteriş meraklısı öğrencileri gerçekten anlayabilseler onu.
doğal yaşam gurusudur. yediğiyle, içtiğiyle, giydiğiyle, davranışıyla, düşüncesiyle her şeyiyle doğal bir kadındır. odasında elinde bi ceviz kıracağıyla ceviz kırıp yerken görebilirsiniz. şaşırmayın. onun için akademisyenlik kraliçe tavrı takınıp kasılmak değildir. derslerde de odasında da neyse odur.
rahat bi hayat yaşadığını düşünmüyorum. düşünceleri sebebiyle çok sıkıntılı zamanlar geçirmiştir mutlaka. ama buna rağmen benim daha bu yaşımda kaybettiğim bir şeyi hala muhafaza etmektedir: umut. bir şeylerin değişebileceğine dair hep umudu vardır. öğrencilerine sık sık karamsar olmamalarını, kendilerini olasılıklara kapamamalarını öğütler. çoğunun aksine öğrencilerinden, yeni nesilden de umudu kesmez. ben öğrencilerinin hiçbirinin onu gerçekten anlayabilecek seviyede olmadığını düşünüyorum, kendimi de bunun dışında tutmadan. ama en hödüğü dahi ondaki farklılığı mutlaka sezer. ezberlerin çok dışında bi insandır.
ha, hiç mi olumsuz bir özelliği yoktur? kadı kızındaki kadar vardır elbet. fransız feminizmine dayanan görüşleri bazen bilimi yadsımasına yol açmaktadır(ki aynı eleştirileri einstein'ın e=mc2 formülüne geçiren fransız feministlerinden irigaray da almıştır). bilimin ideolojik bir tarafı elbette vardır ama ideolojik olanla olmayanı ayıramazsak bilimi bütünüyle reddetmek zorunda kalırız. bu da ne kadar çözüme yöneliktir, bilimsiz bir dünya eşitsizliklere daha mı az müsaittir tartışılır. şahsen ben sapla samanı ayırmak gerektiği düşüncesindeyim.
halihazırdaki ve müstakbel öğrencilerine faydalı olması açısından dersleriyle, sınavlarıyla ilgili de birkaç kelam edelim. öncelikle kendisinin derslerine gidin. çok keyifli ve ufuk açıcıdır. hiçbir derse gitmiyorsanız dahi sema hoca'nın derslerini kaçırmayın. öğrencileri arasında derslerini geçmenin zor olduğu konuşulur. inanmayın. bence en kolayıdır. ama belli şartları yerine getirirseniz. kendisi genellikle sınav yapmaz, ödev verir. ödevlerin teslim tarihi oldukça esnektir, baskı yapmaz. yapılması gereken şey çok basittir. bir: verdiği metinleri okuyun. iki: düşünün. bu kadar basit. düşünen öğrenci ister. metinleri okumazsanız, okusanız dahi bi halt anlamaya çalışmadan hemen sparknotes gibi sitelere koşup 80 kişiyle beraber aynı şeyleri yazarsanız 50'yi geçemezsiniz. ama hiçbir akademik bilgi kasmadan, ailesindeki bir durumdan örnek vererek 80 alan öğrenci de gördü bu gözler. ödevlerinizi(ve eğer yaparsa sınavlarınızı) temiz bir türkçe ile, antin kuntin yabancı kelimeler kullanmadan yazın. eğer bir şey yazdıysanız altını doldurun. ilkokuldaki gibi "en büyük edebiyatçılardan biri olan x" gibi desteksiz ve subjektif ifadelerden kaçının. ataerkil ve militarist dil kullanmayın. sadece derslerde değil, genel olarak kullanmayın zaten. ve tekrar söylüyorum, düşünün. orijinal olun.
sema hoca'dan ders aldığınız için de mutlu olun, sevinin.
bayılırım sema hoca gibi düşündüğü şekilde yaşayan insanlara. kendisi feminist bir insandır. aynı zamanda sosyalisttir de diye biliyorum. hayatının her anında da ideallerine göre yaşar. giyimi sıradan, süssüzdür. timsah, yılan, kertenkele ne biliyim at derisi çantalar falan takmaz. hasır bi piknik sepetiyle gezer. kendisini fiziksel görünüşüyle beğendirmeye çalışma gibi bi amacı yoktur, tahminim odur ki hiçbir zaman da olmamıştır. süsün püsün, şatafatın hem ataerkilliği hem de kapitalizmi beslediğinin farkındadır. keşke mezuniyet gecelerinde birbirleriyle kıyafet yarışına giren marka hayranı, gösteriş meraklısı öğrencileri gerçekten anlayabilseler onu.
doğal yaşam gurusudur. yediğiyle, içtiğiyle, giydiğiyle, davranışıyla, düşüncesiyle her şeyiyle doğal bir kadındır. odasında elinde bi ceviz kıracağıyla ceviz kırıp yerken görebilirsiniz. şaşırmayın. onun için akademisyenlik kraliçe tavrı takınıp kasılmak değildir. derslerde de odasında da neyse odur.
rahat bi hayat yaşadığını düşünmüyorum. düşünceleri sebebiyle çok sıkıntılı zamanlar geçirmiştir mutlaka. ama buna rağmen benim daha bu yaşımda kaybettiğim bir şeyi hala muhafaza etmektedir: umut. bir şeylerin değişebileceğine dair hep umudu vardır. öğrencilerine sık sık karamsar olmamalarını, kendilerini olasılıklara kapamamalarını öğütler. çoğunun aksine öğrencilerinden, yeni nesilden de umudu kesmez. ben öğrencilerinin hiçbirinin onu gerçekten anlayabilecek seviyede olmadığını düşünüyorum, kendimi de bunun dışında tutmadan. ama en hödüğü dahi ondaki farklılığı mutlaka sezer. ezberlerin çok dışında bi insandır.
ha, hiç mi olumsuz bir özelliği yoktur? kadı kızındaki kadar vardır elbet. fransız feminizmine dayanan görüşleri bazen bilimi yadsımasına yol açmaktadır(ki aynı eleştirileri einstein'ın e=mc2 formülüne geçiren fransız feministlerinden irigaray da almıştır). bilimin ideolojik bir tarafı elbette vardır ama ideolojik olanla olmayanı ayıramazsak bilimi bütünüyle reddetmek zorunda kalırız. bu da ne kadar çözüme yöneliktir, bilimsiz bir dünya eşitsizliklere daha mı az müsaittir tartışılır. şahsen ben sapla samanı ayırmak gerektiği düşüncesindeyim.
halihazırdaki ve müstakbel öğrencilerine faydalı olması açısından dersleriyle, sınavlarıyla ilgili de birkaç kelam edelim. öncelikle kendisinin derslerine gidin. çok keyifli ve ufuk açıcıdır. hiçbir derse gitmiyorsanız dahi sema hoca'nın derslerini kaçırmayın. öğrencileri arasında derslerini geçmenin zor olduğu konuşulur. inanmayın. bence en kolayıdır. ama belli şartları yerine getirirseniz. kendisi genellikle sınav yapmaz, ödev verir. ödevlerin teslim tarihi oldukça esnektir, baskı yapmaz. yapılması gereken şey çok basittir. bir: verdiği metinleri okuyun. iki: düşünün. bu kadar basit. düşünen öğrenci ister. metinleri okumazsanız, okusanız dahi bi halt anlamaya çalışmadan hemen sparknotes gibi sitelere koşup 80 kişiyle beraber aynı şeyleri yazarsanız 50'yi geçemezsiniz. ama hiçbir akademik bilgi kasmadan, ailesindeki bir durumdan örnek vererek 80 alan öğrenci de gördü bu gözler. ödevlerinizi(ve eğer yaparsa sınavlarınızı) temiz bir türkçe ile, antin kuntin yabancı kelimeler kullanmadan yazın. eğer bir şey yazdıysanız altını doldurun. ilkokuldaki gibi "en büyük edebiyatçılardan biri olan x" gibi desteksiz ve subjektif ifadelerden kaçının. ataerkil ve militarist dil kullanmayın. sadece derslerde değil, genel olarak kullanmayın zaten. ve tekrar söylüyorum, düşünün. orijinal olun.
sema hoca'dan ders aldığınız için de mutlu olun, sevinin.
Ad soyad kambinasyonunu toplamış olan kişidir.
sema:gökyüzü
bulutsuz:bulutsuz,buludu olmayan
gökyüzü bulutsuz.
sema:gökyüzü
bulutsuz:bulutsuz,buludu olmayan
gökyüzü bulutsuz.
güncel Önemli Başlıklar