bugün

acı ve haz arasındaki sınırın çok ince olduğu söylenir. kelimelerin kendisi bile tek başlarına seksin ne kadar şiddetle özdeş olduğunu gösterir, girmek, sokmak gibi hedefteki mekanı alt üst etme değiştirme gibi anlamlar içeren keimeler gündelik hayatta sıklıkla kullanılır.
sıradan alelade bir seks hiçbir zaman yeterli değildir. değişik pratiklerle süslenir ve sürekli şiddetinin dozu artırılır.
misal: http://dl3.glitter-graphi.../106/106118xv1fzc6er9.jpg
malum misal aslında seks ve şiddet ilişkisinin erkek egemen okumanın bir sonucu olmadığını da gösteriyor. dolayısyla erkeğin girme sokma eylemleri seksi şiddet bağımlı yapmıyor. seks doğası gereği şiddet bağımlıdır.

bir de şu var, şiddet imkanları elinden alınan modern bireyin sekse bu kadar dadanmasını başka nasıl açıklarsınız ki, şiddet ihtiyacını giderecek bir eyleme yönelmesi dışında..
ikiside serttir. ikisinde de taraflardan biri muhakkak acı hisseder.
ikisi arasındaki ilişki, insanın doğasına kodlanmıştır, sadece modern döneme has değildir, ilk çağlarda da görülebilir. modern bir zihnin çiziminden oluşsa da bakılmaya değer: http://picasaweb.google.c...photo#5080130656820023218
vandalizm olarakda bilinir.
birbirlerini tamamlayıcı gibi görünmekle beraber, şiddetsiz seks çok rahat bir şekilde icra edilebilmektedir.
sigmund freud'a göre insan kötüdür. ve insan doğuştan itibaren cinsel ve saldırganlık* güdülerinin etkisiyle hareket eder.

bana göre ise cinsellik ve saldırganlık* insanın sağlıklı bir şekilde hayatta kalabilmesine giden temel yollardan ikisidir. öyle ki ilk çağlarda daha insan yeni yeni insan olmuşken tarım yok, evcil hayvanlar yok, süpermarket yok, kasap yok, online alışveriş bile yok. insanlar karınlarını nasıl doyuracak ? belki ilk zamanlar birkaç yamyamlık vakası bile yaşanmıştı daha sonra insan doğadan beslenmeyi öğrendi. vahşi hayvan yakaladı öldürdü yedi. kısacası ölmemek için öldürmeyi öğrendi. şiddet güdüsü burada ortaya çıkmış olabilir. insan hala insan olduğundan dolayı halen bu şiddet güdüsünün izlerini görebiliriz. canımız birşeye sıkıldığında ya da öfkelendiğimizde sağı solu dağıtma, yumruklama eğilimimiz de iç dengemizi sağlamak amacıyla içimizdeki şiddetin dışavurumudur.

cinsel güdüler de malum zaten. insanın genetik özelliklerini gelecek kuşaklara aktarması, neslini devam ettirmesi için cinsel güdülere ihtiyacı vardır.

şüphesiz ki bu iki temel özellik de insanı insan yapan hatta hayvanı da hayvan yapan özelliklerdendir. insan biraz daha fazla evrimleştiği için bunları bir nebze de olsa kontrol edebilmeyi öğrenmiştir.

kıssadan hisse ikisi de en temel içgüdülerdendir. insanın parçalarıdır. hem seks hem de şiddet olduğunda bu iki içgüdü de harekete geçtiğinden daha fazla haz alınması olasıdır. şiddet olacak demek ille de kırbaç, ağız topu, bilimum sado mazo seks oyuncakları olacak demek değildir. seks zaten yapısı itibariyle bir şiddet oyunudur.
acılı adana yedikten sonra üzerine baklava yemek gibi bir cinsel fantazi.
(bkz: içat çıkartma lan başımıza)
"biraz da acıdır, aşkın mayası" dedirten ilişki...
(bkz: ali kırca) *
(bkz: kırbaç fantezisi)
hatta seks ve şiddet arasında bir ilişki bulunması için tek bir özne bile yeterlidir, bireyin kendine kendine yaptığı cinsel oyunlarda bu bariz bir şekilde su yüzeyine çıkar daha fazla zarar verme daha çok acı çektirme arzulanan bir şeydir her zaman..
uç bir yorumu için: http://atlasshrugs2000.ty...es/2007/07/06/july4th.jpg
ikisi de id'den doğan hedonik içgüdüyü, yani libidoyu yükseltir.