bugün

cleopatra adası diye de anılır. marmaris ten gökova istikametine giderken 8. veya 9. kilometrede bir tabelayla yol ayrılır. yaklaşık 2-3 kilometre içerde sahilden teknelerle adaya ulaşılır. adaya girişte (girmek için bilet kesiyorlar.) yazan efsaneye göre bu ada sezar tarafından cleopatra ya hediye edilmiş ve çok dar olan sahiline özel olarak kum getirilmiş. kumun özelliği ise kendini yenileyebilen organik kum olması. 1000 yılda bir kendini tamamen yenilediği söylenir. bu kumun yandığı da rivayetler arasındadır. ayrıca bu özel kumu sahilden başka bir yere taşımak, üzerine havlu vb. bir şey sermek kesinlikle yasaktır. denizden çıktıktan sonra kumsaldan ayrılıp şezlongların olduğu bölüme gidecekseniz duş alarak bütün kumlardan arınmanız gerekir.
Artık kumsalında güneşlenmenin yasak olduğu adadır. Çok değerli olan kumunun koruma altında olması ve ayrıca kumsaldan kum çalan densizler sebebiyle maalesef sedir adası'nda kumlara gömülüp güneşlenmek artık hayal.

görsel
gidiş güzergahında hem kara hem de deniz yolunu barındıran bir yerdir sedir adası. aşkından yanıp tutuşan sezar bu adayı kleopatraya hediye etmiştir. doğrudur. kumlarının ise mısır'dan geldiği söylenir. boncuk gibi, beyaz-bej renkte olup üstüne basıldığında inanılmaz bir yumuşaklık hissettirir.

en son uğradığımda* ne havlu serme yasağı vardı, ne de kumların üstüne oturmama vs vs yasağı. denize girer, o muhteşem renkte hiçbir dip tehlikesi olmaksızın* eğlenip gülüp oynaşırdık. bendeniz de terliğinin uç kısmında yaklaşık 30 gram kadar kum kaçırmış ve onu bir çay bardağının içinde de vitrinime koymuşumdur.

ha eşşeklik mi ettim? kesinlikle evet.
kumsalına giriş yasağının konulmasından bu yana o çamurlu kötü görüntü gidip,yerini eski altın görünümüne bırakmıştır.ayrıca kıyıda oturarak o kumun yumuşatıcı, cildi parlatıcı özelliğinden faydalanabilirsiniz.marmaris yolundan değil de,akyaka daki turlara katılıp sedir adasına giderseniz eğer,çok daha güzel teknelerle daha önce görmediğiniz güzellikteki koylarla beraber sedir adasını da görebilirsiniz.
akvaryumluk kuma sahip, gokova korfezinde bulunan adadir.
ayrica marmaris yolu uzerinde ve akyaka sapaginda bulunan tabelalari ile "ulan herifler adaya kopru mu yapmislar yoksa" seklinde turistleri dumura ugratir.
yerlisi olduğum, ömrümün tamamının geçtiği ve geçmekte olduğu marmaris'te 20 senedir ilk kez bugün gittiğim yerdir.

müze veya milli park olarak koruma altındadır. girişte 10 ytl alınmaktadır. 65 yaş üstü olanlara, gazilere, öğrencilere, öğretmenlere ve emeklilere ise ücretsizdir.

beğenmediğim yerdir. tarihi eserleri sanki dün yapımına başlanıp da balyozla parcalanmıs kulubelere benzemektedir. sadece tiyatrosu gorulebilmektedir. kilise dedikleri seyler herhangi bir anadolu köyündeki taş evlerden farksızdır.

evet kumu guzeldir, değişiktir, keşke heryerde öyle kum olsa diye iç geçirir insan.

hiç görmeyenlerin bir defalığına görmesi iyi olabilir, ancak kesinlikle gidip de saatlerce durulası bir yer değildir.

giden 3 kişiden 2 sinin* marmarisin yerlisi olduğu ve hiç mi hiç begenmediği yerdir. diğer arkadas da begenmemistir istanbullu olmasına rağmen. ~
ayrıca, marmaristen şu şekilde ulaşılan yerdir :

marmaris - çamlı minibüsüne binilir, *
çamlı iskelede dolmuş olarak çalışan teknelere binilir, *
adaya giriş. *
anadolunun başka kesimlerinden gelenler için tropik bir adayı anımsatan muğlada bulunan plajı ile ünlü dünya cennetlerinden bir adadır.
artık eskisi gibi rağbet görmeyen, görmek isteyenlerin de 4 km ilerideki incekum u tercih ettikleri sempatikliğini yitirmiş ada. adayı yok edip bitirdikten sonra müze yapmak tamamen sömürüdür, doğayı koruma değil.
not: bunu yapanlar insan olamaz.
kahvaltısı muhteşem hisler yaşatan turistlik mekan. *
incekuma da sedir adasına da senelerce gitmiş biri olarak söyletebilirm ki sedir adasının kumu ve dnizi türkiyede hiç bir yerde yoktur. incekumun da denizi güzeldir ama sedir adası başkadır. yüzmeyi incekumda öğrendim ben.
sedir adası, yapacağınız tekne turunun en heyecan verici kısmı olacaktır.
kleopatra nın burada denize girdiği rivayet edilir. kumu inanılmazdır, korunmaya alınmıştır. (sıkıysa bir avuç yanınızda götürün).

Müze kartınız varsa eğer mutlaka önden yanınıza alın. yoksa uzaktan seyredersiniz.

buraya kadar gelmişken minik kedrai yi görmezseniz eğer hatrı kalır.
şehrin tiyatrosu oldukça iyi durumda diğer kalıntılar onun kadar sağlam çıkamamış durumda tabi.

güzeller güzeli deniz, doğayla iç içe antik bir hazine saklıyor koynunda. eskiler ağzının tadını biliyormuş diyeceksiniz.
enfes bi denize sahip ada.
çamlı'dan atlayın tekneye 25 dakkada varın bu cennete.
böyle bi deniz öyle her yerde yok. bi de su yüzeyinde yüzüp size çarpan balıklar olmasa...
kartpostal gibi bi yer.
özlemdir. ilk defa geçen sene gördüm ve bu akşam gökava'ya dönüyorum. ilk durağım Ören. ordan dağ tepe yol alaraktan sedir adasına kavuşmak istiyorum. gerçekten bana göre büyülü bir mekan ve daha önce görmüş olan her insan o kumları o plajı hatırlar.
benim güzel memleketim mugla da bulunan doğa harikası.
Sabahın bir vaktinde gittiğinizde "vay be öyle kalabalık da değilmiş, bunların gördüğü halisünasyon olmasın" dersin. Saat 10 civarlarında turlarla akın Akın turistin gelmesiyle insan dolup taşar. Yanındakilerin çemkirmesine maruz kalırsın ama ritüel bu, hergün böyleymiş. Bence oraya ekim gibi gitmek gerek, bu da anti parantez olsun.

Plajın çok önemli bir kısmını kapatmışlar zira gelen giden kumlardan alıp alıp gitmiş. Ne yapacaklarsa avuç içi kadar kumu? Her neyse, denizin dibinden aldıkları kumları yüzüne süren teyzeler geçer yanınızdan yüzerken;

-bak süreli yarım saat oldu nasıl gerildi tenim farkettin di mi zehra.

Gençleştiriyor ya sözde. Bir de mutlular ki sormayın.

Güneşlenmek için tahta şezlonglar mevcuttur. Tepenizde zeytin agaçları, yerde ki tarihi eser kıvamında çekirdekleri.

Unutmadan söylemek gerekir; denize girmek için tahta merdiven yapmışlar bittiği yerde ayak bileklerinize kadar belki de daha fazla, suya adım atıyorsunuz, O noktada kayganlaşmış taşlara basıyorsunuz. En az 20 kişinin düştüğünü gördüm. Çok tehlikeli aman dikkat.
Plajında güneşlenmenin yasak olduğu, girişinde çok beklenebilen, tarihi bir kilise ve tiyatro da bulunduran, Gökova açıklarındaki ada.
görsel