bugün

caner aydın'ın kemik dergisindeki bölümlerinden biri. kemik dergisinin oldukça geyik çizgisinin biraz olsun dışına çıkan imgeler gördüğümüz bölüm. bir bölümünün altına şöyle yazmış caner aydın:
"keşke bütün dişiler ırmak olsaydı ellerimizi yıkayan ve biz de buz tabakası olsaydık denizlerimizi kaplayan..."
katolik, ortodoks bölünmesini konu alan, ne idüğü belirsiz bir de klibe sahip olan aşmış tool parçası.
toolun enii parcalarindan biri.sozleri ve klibi asmisdir..
her açıdan tool un en iyisidir. ayrıca grupla tanışmamı saglayan şarkıdır da.
"pure intention juxtaposed will set two lovers souls in motion
disintegrating as it goes testing our communication"

bu bölümde bahsedilen "two lovers" parabol ve paraboladır. albumun genel olarak sahip oldugu konseptte ileti$imin ve birlikteligin ne anlama geldigini kisaca ozetlemeye cali$maktadir.. *
ilk önce tanışırsınız. sıcacık gülümsemeler, en içten bakışmalar...

kelebekler, kuşlar falan... evet evet diğer yarınızı bulmuşsunuzdur.

bir elmanın 2 yarısı gibisinizdir. sım-sıkı sarılı kalıp temas yüzeyini maksimuma çıkarmak istersiniz.

ama tamamen açılamazsınız, içinizde karanlık köşeler, ışık girmemiş dehlizler halen var olmakta...

hiç kimse oralara giremez... hiç kimse oraya sizin yanınıza gelemez...

zaman geçer artık en sevdiğinizin dışarıdan gelen bir tehdit olarak algılarsınız...

tıpkı bir parabol gibi...

artık inişe geçmişsinizdir... ve kopuş başlar... parçaların teker teker uzaklaştığını görürsünüz.

içinizde karanlık köşeler olduğu sürece ona ne kadar sıkı sarılırsanız sarılın, onu içinize alamazsınız...

aslında bir elmanın 2 yarısı olmak değil, sadece 1 elma olmak gerekirmiş...

-doomed to crumble unless we grow and strengthen our communication-
tool un lateralus albümünden;

i know the pieces fit 'cause i watched them fall away
mildewed and smoldering. fundamental differing
pure intention juxtaposed will set two lovers souls in motion
disintegrating as it goes testing our communication
the light that fueled our fire then has burned a hole between us so
we cannot see to reach an end crippling our communication

i know the pieces fit 'cause i watched them tumble down
no fault, none to blame it doesn't mean i don't desire to
point the finger, blame the other, watch the temple topple over
to bring the pieces back together, rediscover communication

the poetry that comes from the squaring off between
and the circling is worth it
finding beauty in the dissonance

there was a time that the pieces fit, but i watched them fall away
mildewed and smoldering, strangled by our coveting
i've done the math enough to know the dangers of our second guessing
doomed to crumble unless we grow, and strengthen our communication

cold silence has a tendency to atrophy any
sense of compassion
between supposed lovers/brothers

i know the pieces fit [8x]
birbirimizden uzaklaşmaya programlanmış, biz kardeşlerin ve biz sevgililerin ağıtıdır.

--spoiler--
evrendeki herşey gibi, kaderimiz doğumdan ayrılığa gidişi içeriyor. zaman sadece ayrılmamızın mihenk taşı. eğer biz, aynı orjinal bütünden koparak uzaklıklar denizine düşmüş parçacıklarsak, o zaman yanlızlığımızda bilimsel bir veri demektir. yıllar geçtikçe yanlızlığımızda artacaktır.

(bkz: 4 ün kuralı)
--spoiler--

big bang ten bu yana tüm atomlar kaçarcasına birbirinden uzaklaşmakta, tıpkı bizler gibi.

ilk önce mahalle arkadaşlarımız oldu, sonra okul arkadaşlarımıza yakınlaştık, onlardanda uzaklaşıp başka arkadaşlar edindik. sevgilimiz oldu sonra araya sessizlik girdi, başkalarını bulduk. en sonunda ailemizdende koptuk ama hayatımıza sürekli başkaları girmeye devam etti.

bizler gibi uzaya saçılmış atom taneleri ile karşılaştık, sonra yolumuza son sürat devam ettik...

kan kerdeşimiz, öz kardeşimiz... canımız, aşkımız... anamız, babamız... hepsi yavaş yavaş uzaklaşmakta...

hep ufacık bir çekirdekkenki sıcaklığı aradık durduk. ama zaman geçtikçe * mesafeler arttı ve iletişim koptu. ve yine zaman ilerledikçe bizler yolumuza devam ediyoruz, insan duraklarında fazla oyalanmadan...
"The poetry that comes from the squaring off between
And the circling is worth it
Finding beauty in the dissonance"...

bölümüyle beni benden alan bir tool klasiği daha..
Apocalyptica versiyonu tadından yenmez.
apocalyptica covarı şarkıyı başka bir havaya sokmuştur. gerek tool versiyonu gerekse apocalyptica versiyonu harikadır.
''cold silence has a tendency to atrophy any sense of compassion, between supposed lovers'' sözüyle ve o sözleri ederken arkada çalan müziğiyle noktayı koymuş şarkı. doğru söze ne denir ki. sessizliğin soğuğu, sözde aşıkların birbirleri arasındaki sempatiyi eritmeye* meyilli. * *
schism şarkısı 2001 Grammy en iyi metal performans ödülünü almıştır. tabir-i caizse ortalığın amına koyacak kadar iyi bir eserdir.
sondaki 8 tekrarlı i know the pieces fit bölümü ilk 4 tekrar ayrı ritim, ikinci 4 tekrar ayrı ritim olarak çalınır. zaten tonla ayrıntı barındıran parçanın bir ayrıntısı da budur.*
80'lerin adından söz ettiren trash metal gruplarından anthrax ın 1989 tarihli euphoria albümünden bir parça . albümün diğer parçalarının yanında sönük kalmıştır .
sekiz defa üst üste "i know the pieces fit" diyerek neleri bok ettiğimizi gayet güzel anlatır.
kafan iyiyse kafanı sürekli aşağı yukarı sallatan şarkıdır. *
gecenin bu vaktinde birayla dinlenesi şarkıdır. klibine kafa yorulması şarttır.
(bkz: god knows the pieces fit)
tool'un basçısının kendini aştığını kanıtladığı şarkı. o nasıl bi melodidir ya.. dozunda dinlenmezse bünyede değişik reaksiyonlara sebebiyet verir..dikkat..aman ha..
tool'u sevmemi sağlayan şarkı. zaten bir kaç parçasını seviyorum, bu çok ayrı bir yerde gözümde. o nasıl bir bas gitar ulan...

2001 yılında bu parça ile kazanılan en iyi metal performansı ödülüne ise anlam veremedim. metal müziğin hiçbir alt dalına mensup olamaz bu şarkı. garip.
1 Mayis 2001´de piyasaya cikmadan önce, cikacak olan lateralus albümlerinden promosyon sarkisi olarak bir iki gün öncesinden internette dolanmis olan muhtesem sarkilarindan biridir. Ayrica introsuyala beraber kafayi yavas yavas saga sola atmaya sebep verirken, baska bir dimenziyondan bir digerine yolculuk yaptirir.
herkes bu parçanın girişinde yer alan "i know the pieces fit 'cause i watched them fall away" cümlesine dikkat çekiyor.
aslında "rediscover communication" çok çok daha önemlidir. yani diyor ki; "iletişimi yeniden keşfet"
daha önce "two lovers"dan bahsetmiştim. yani parabol ve parabola'dan. iki kişiden. en az iki kişinin olduğu yerde, iletişim vardır. günümüzde insanların ikili ve çoklu ilişkilerinde iletişimin nasıl önem kaybettiğini ve yeniden keşfedilmesi gerektiğini anlatmaya çalışmış maynard efendi. ama biz anlamış mıyız? tabii ki de hayır.
aslında özetiyle hayatın bir parçası. parçaları ayırmak tekrar birleştirmek , iletişimi yeniden kurmak tekrar tekrar bu iletişimin içinde hizipleşmek evet tam olarak hizipleşmek.
sadece bir şarkıdan çok çok daha öte bir şey.
şarkının sözleri her dinleyene her dinleyişinde farklı anlamlar sunabilecek derinlikte.

http://fizy.com/#s/1lwhdk

--spoiler--

i know the pieces fit 'cause i watched them tumble down
no fault, none to blame it doesn't mean i don't desire to
point the finger, blame the other, watch the temple topple over
to bring the pieces back together, rediscover communication

--spoiler--

bendeki yeri chop suey ile birlikte çok başkadır.

ikisininde duyguları, insanları hatta kitleleri harekete geçirebilmek adına ne denli etkileyici olduğunu 11 eylül olaylarından sonra bir süre dinlenilmesi yasak şarkılar arasında almasından anlayabiliriz.