bugün

türk edebiyatının temel eserlerinden biridir. Bir Tanpınar şaheseridir. insanı farklı bir boyuta taşır. Dili akıcıdır, kusurlar yok denecek kadar azdır.
her sayfasında derin manalar içeren anekdotlar mevcut.

--spoiler--
çünkü ben hayri irdal, her şeyden evvel mutlak bir samimilik taraftarıyım. insan her şeyi açıkça söylemedikten sonra neden yazı yazsın? bu cinsten kayıtsız ve şartsız bir samimilik ise behemehal bir süzme, eleme ister. siz de kabul edersiniz ki, her şeyi olduğu gibi söylemek mümkün değildir. sözü yarıda bırakmaktansa, vaktinde iyi tasarlamak, okuyucu ile behemehal anlaşacağınız noktaları seçmek gerekir. çünkü samimiyet tek başına olan iş değildir.
--spoiler--
yanılmıyorsam Psikanalizden bahseden ilk yerli edebi eserimiz. Türk edebiyatının usta yazarlarından ahmet hamdi tanpınar'a ait ismiyle müsemma işbu eser yazıldığı dönemin havasını, toplumsal yapısını Hayri irdal karakterinin gözünden ironik ve ince bir mizahi dille anlatır. Batılılaşmaya çalışırken eline yüzüne bulaştıran, bireyleri arasında maddi/manevi uçurumlar bulunan ve var olma mücadelesi içinde bir toplum, adalet anlayışı ve bürokrasisiyle vatandaşını çıldırtma noktasına getiren bir devlet, gerçeklik ve çıkar çatışması içerisinde kaybolmuş karakterler yansıtılır. bu noktada hayri irdal ile halit ayarcı iki farklı düşünce yapısının sembolü olmuşlardır. Birisi gerçeklikten kopamayan kendi halinde ve çekingen, diğeri ise cüretkar, oportünist ve ikna kabiliyeti yüksek kişiliktedir. birebir benzetilemese de cahilin cesareti bilenin hezimeti misali bir durum vardır ortada. hayri irdal'ı daha çok kendime benzettim okurken, halit ayarcı ise olmam için gösterilen rol model gibiydi..

günümüzde de hemen herkesin dimağında olan geçmişe özlem yazarın maharetli anlatımıyla vücut bulur. yer yer dikkati çeken noktalar fantastik edebiyatın sınırlarına dayanmıştır. eski ile güncelin çatışması, psikolojiye etki eden çeşitli yaşanmışlıklardan dem vurulur. aile, kadın erkek münasebetleri ve babalık psikolojisi iç burkan detaylarla süslenmiştir.

sosyal yapımızı çok güzel özetleyen ve dikkatimi çeken bir nokta ise; kitabın sonlarına doğru bahsedilen insanların toplumdaki yenilikleri benimser gibi görünüp bu yenilikleri kendi yaşamlarına uyarlamakta katı muhafazakar tavırlarından asla vazgeçmedikleri görüşü olmuştur.

saatleri ayarlama enstitüsü ise tam anlamıyla bürokrasi denilen balonu gıcırdatarak hicvetmek için kullanılan bir simge gibi geliyor bana. velhasıl halen birçoğumuzun farkında olduğu ve dile getirdiği bu toplumdan bir cacık olmaz görüşünün altında yatanları çok hoş bir şekilde*anlatmıştır.

eski türkçe kelimelerin mevcudiyeti okurun dikkatini çekecektir. yazıldığı dönemde okur için güçlük oluşturmayabilecek olan bu durum günümüzde sorun teşkil edebilir. sözlük sayfalarına müraacat etmek zorunda kalacaksınız belki ama olsun kelime haznenizi genişleterek mutlu bir biçimde ayrılmış olacaksınız bu çabadan.
new york times'ta incelenmiş kitaptır.

http://www.hurriyet.com.tr/kultur-sanat/25501901.asp

http://www.nytimes.com/20...ahmet-hamdi-tanpinar.html
öncelikle bunlar zamanında bizim dediklerimiz:(#9787873),(#14811774)
hakettiği değeri yavaş yavaş bulan bir yazarın harikulade eseri.
dünya klaskleri arasına girebilecek kadar kaliteli bir türk yazar var ve çoğu kişi bu adamı pas geçiyor, yurt dışında çevirisi yapılıp yayımlandıktan sonra ny times'ta hakkında makaleler yazılmış linkler aşağıda.
http://www.internethaber....a-abdden-ilgi-627776h.htm#
http://www.nytimes.com/20...-hamdi-tanpinar.html?_r=0
Allah razı olsun; telefonun saatini, yaz-kış demeden kendisi ileri-geri alıp duruyor. Evet.
insanların ne kadar boş işlerle uğraştığını göstermesi açısından önemli bir kitaptır.
orta okulda iken, türkçe öğretmeni eski zamanlarda kahvehanelerin çeşit çeşit kitapların okunduğu, kültürel konuşmaların yapıldığı güzel bir oluşum olduğunu söylerdi. inanasım gelmemişti pek. bizim neslin gözünde kahvehane demek, yeşil masaörtüleri üzerinde okey tahtaları ya da renk renk iskambil kağıtları, yaratıcılık konusunda master yapmış küfürler, 60'ını geçmiş emekliler ve de boş gezenin kalfalarından ibaretti çünkü.

hakikaten de türkçe öğretmenim haklıymış. bunu bu romanı okurken net bir biçimde anladım.

--spoiler--

bu kahvede neler konuşulmazdı? tarih, bergson felsefesi, aristo mantığı, yunan şiiri, psikanalizm, ispiritizma, alelade dedikodu, çıplak hikâye, korkunç veya meraklı macera, günlük siyasi hadise, birbiriyle sarmaş dolaş, biri öbürünü yarıda bırakarak, çok yüklü, beraberinde her rastgeldiğini taşıyan bir bahar seli gibi kabarık bu konuşmada beyhude ve şaşırtıcı, akar giderdi.

--spoiler--

ağır diline rağmen zevkle okuyorum. yeri geliyor, bir sayfayı 3 kez okuyorum. henüz 140. sayfasında olmama rağmen altı çizilmedik yeri kalmadı gibi. bir yandan okumak istiyor, bir yandan da hiç bitmesin istiyor insan. müthiş.
bir nefeste okunup bitirilen roman. Tanpınar'ın neşeli ve alaycı üslubuna kapılıp gidiyorsunuz.
entryleri okudukdan sonra kitabı okumak için can atıyorum
Oprah Winfrey'in şovunda izleyicilerine tavsiye ettiği roman, gurur duyduk.

http://www.tarihistan.org...npinar-okuyun-diyor/6958/
Ahmet hamdi tanpınar'ın romanlarından birisidir. 1961 yılında yayımlanmıştır. Türk insanının doğu ve batı arasında bocalamasını irdeleyen başucu bir romandır.
''Aşkın en kötü tarafı insanlara verdiği zevki eninde sonunda ödetmesidir. Şu veya bu şekilde... Fakat daima ödersiniz... Hiçbir şey olmasa, bir insanın hayatına lüzumundan fazla girersiniz ki bundan daha korkunç bir şey olamaz...''
türk edebiyatı'nın en önemli romanlarından birisidir. geçmişte yazılmasına rağmen günümüze de ayna tutmaktadır. insanların iki yüzlülüğünü, adamına göre değil, parasına ve mevkisine göre değerlendirildiğini çarpıcı ve bir o kadar da komik olaylarla önümüze serer.
kesinlikle okunması gereken bir romandır. Ahmet hamdi bizi yer yer güldürürken yer yer de ağlamaklı bir ifadeye büründürmektedir. çünkü ağlanacak halimizi çok net bir şekilde göstermektedir. ayrıca mükemmel tespitler de yer almaktadır bu romanda.

--spoiler--

ah bu formaliteler! iş görmek isteyen insana kımıldamak imkanı bırakmıyor. bu kadar sıkı kayıtlar, formaliteler içinde nasıl çalışılır?

--spoiler--
müthiş bir mizah kullanmıştır bu yazar bu kitabında.
müthiş bir mizah kullanmıştır bu yazar bu kitabında.
ayıp olmayacaksa sıkıcı buldugum eserdir. saygı duyarım.
O kadar çok bahsedildi ki okumak farz olmuştu. Lakin en uzun süre okuduğum kitaplar listesinde birinci sırayı aldı. Bir ayda okudum resmen. Biraz dili ağır ve yanlış bir dönemine denk geldi belki. Bi de çok keyif aldığımı söyleyemem. Aklımda kalan en güzel ifade ise doktor ramiz e ait olandı:

Psikanaliz çıktığından beri hemen herkes az çok hastadır.
Hayri irdal ın ikinci eşi olan pakize nin, Hayri irdal ın çok yakın arkadaşı olan halit ayarcı yla eşini aldatmasından başka aklımda bir şey kalmayan lisede okuduğum roman. Yavşak hayri bütün saatleri saniyesi saniyesine ayarlayacam diye boş işlerin peşinden koşarsan karını da elinden öyle alırlar.

Romandan çıkan sonuçlar

1 Karınızı ilgisiz bırakmayın.
2 Karınızla en yakın arkadaşınızın çok samimi olmasına izin vermeyin.

Bunlar da benim bu romandan çıkardığım sonuçlar..
ahmet hamdi tanpınarın eşsiz romanı... bu arada hayriye de epey üzülmüştüm zamanında.
ahmet hamdi tanpınar kitabı.

kitabı dün idefix'ten sipariş ettim lakin dikkatimi çeken bir şey oldu. her kitabın açıklamasında sayfa sayısı yazarken bunda sayfa sayısı 0 yazıyordu. niye olduğunu bilen lütfen bilgilendirsin.
Batı hayranlığını inanılmaz mizahi bir dille anlatan ve kesinlikle okunması gereken kitaplardan biri.
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın entelektüel kişiliğini yansıtan romanlarından biridir. Romanda gerçek de olması çok çok zor olabilecek olaylar ve durumlar mantıklı bir şekilde anlatılmıştır. yer yer güldüren yer yer hüzünlendiren bölümleri de yazarı ne kadar usta olduğunu göstermeye yeter de artar bile. Garip isimler vermiştir bu romanda kahramanlarına Tanpınar. mesela saatleri ayarlayan o enstitünün başında "Halit Ayarcı" isimli roman kahramanı vardır. herkese okuması tavsiye ederim.
insanın tabi-i mizacını ortaya koyan roman.
--spoiler--
bir yalanın, ilüzyonun, kandırmacanın etrafında birleşmiş bir yığın insan, halit ayarcının müthiş dehası ve özgüveni neticesinde çok kıymetli bir iş yaptıkları zannıyla bir enstitüde görev alıyorlar. üstelik bu aldatmacaya bütün dünyayı inandırıyorlar. her şeyin farkında olan ve oyunu planlayan halit ayarcı, ve gene her şeyin farkında olan ama kimseyi yaptıkları işin lüzumsuzluğuna inandıramayan ve oyunun bir parçası haline gelen hayri irdal. kitapdaki karakterlerin dönüşümü iyi incelendiğinde hayatta muvaffak (çok güzel kelime değil mi?) olmak ve insanları anlayabilmek hayli kolaylaşacak. halit ayarcının halasının öldü sanılıp tam defnedileceği sırada uyanması ve hayatının geri kalanını geçmişinin aksine hareketli, eğlenceli ve kendine cömert yaşaması, hayri irdalın kızı zehra'nın kötü şartlar altında yaşarken kurtuluşu topal ve çirkin ve huysuz bir adamla evlenmekte araması ancak hayat şartları düzelince nasıl geçmişte böyle bir insanla bir hayat boyu yaşamaya karar verdiğini sorgulaması, hayri irdalın ilk eşi emine ile ikinci eşi pakizenin taban tabana zıt karakterleri, hayri irdalın baldızının musikiden nasipsiz olmasına rağmen yaptığı gazino programlarında çok büyük teveccüh görmesi, hayri irdalın bir zamanlar eşinin yanında çalışırken ayak işlerini yaptığı kadınla, zengin olduktan sonra metres hayatı yaşamaya başlaması ve gene hayri irdalın ilk başlarda yaptıkları işin lüzumsuzluğundan her dem şikayet etmesi ancak bu iş sayesinde kazandığı refahı bir türlü terkedememesi ve nihayet saatleri ayarlama enstitüsü lağvedilince ellerindeki imkanların gideceğini bilen enstitü çalışanları birbirlerinin arkasından konuşurken, evlilikler bitme aşamasındayken, dostlar düşman olmuşken... tekrar bir işle görevlendirilmeleri neticesinde eski mutlu ve dost! hallerine bürünmeleri...
--spoiler--

çok sürükleyici bir olay örgüsü, ağdalı cümleler vs bekliyorsanız bu romanı okumayın. ancak kendinizi vererek ve düşünerek okursanız gayet faydalı bir iş yapmış olursunuz vesselam. anlatmaliymismeger, ağustos 2014, çatalca.