bugün

risale i nur'dan vecizelerde bu konu hakkında ; "risale-i nur cami hakikatler ve veciz sözler hazinesidir. bir cümlede bir sayfalık, bir sayfada on sayfalık, bir risalede bir kitaplık mana ifade eden ve camiü'l kelim hususiyetine malik olan bir şaheserdir. bunun içindir ki dersleri çok tesirlidir ve gayet nafizdir"

zübeyir gündüzalp

" güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır." (said nursi)

edit:

eksilediğin şeyi okuduktan sonra eksilersen güzel olur.

edit2: arkadaşım yazdığımı oku, sonra istersen bana özelden küfür et. şikayet eden namerttir.

edit3: anlaşılmayan kısım varsa (nacizane) sorulabilir.

edit4: risale-i nur yalnızca nurculara yazılmamış. o herkese yazılmıştır. herkese yazıldığı için herkes için paylaşıyoruz.
güzel gören, güzel düşünür. güzel düşünen, hayatından lezzet alır.
(mektubat)
en bahtiyar odur ki, dünya için ahireti unutmasın, ahiretini dünyaya feda etmesin.
allah'ın hesabına kainata bakan adam her ne müşahede ederse ilimdir. eğer gafletle esbab hesabına bakarsa, ilim zannettiği şey de cehil olur.
ey nefsim!
kalbim gibi ağla ve bağır ve deki;
faniyim fani olanı istemem. acizim aciz olanı istemem. ruhumu rahmana teslim eyledim gayri istemem. isterim fakat bir yar-i baki isterim. zerreyim fakat bir şems-i sermed isterim. hiç ender hiçim fakat bu mevcudatı umumen isterim.
hakikaten içi dolu cümlelerden oluşan, manalı sözlermiş.

(bkz: eline sağlık)
(bkz: nerde yazıyor bunlar)
insan bu aleme ilim ve dua vasıtasıyla tekemmül etmek için gelmiştir. mahiyet ve istidad itibariyle her şey ilme bağlıdır. ve bütün ulum-u hakikiyenin esası ve madeni ve nuru ve ruhu, marifetullahtır. ve onun üssü'l-esası da iman-ı billahtır.
cenab-ı hakkın rızası ihlas ile kazanilir.
lem'alar
dünya lezzeti zehirli bala benzer.lezzeti nisbetinde elemi de vardir.
mesnevi-i nur
kur'an hizmet uğrunda, arzın sekenesi kadar hayatım olsa, her birisini feda etmeyi, ne büyük saadet ve şeref kabul etmişim.
biz muhabbet fedaileriyiz. husumete vaktimiz yoktur.
ibadetin ruhu, ihlastır. ihlas ise, yapılan ibadetin yalnız emredildiği için yapılmasıdır. eğer başka bir hikmet ve bir fayda ibadete illet gösterilse, o ibadet batıldır. faydalar, hikmetler yalnız müreccih olabilirler, illet olamazlar.
bizim düşmanimiz cehalet, zaruret, ihtilaftır .bu üç düşmana karşı sanat, marifet, ittifak silahıyla savaş edeceğiz.(divan-i harbi örfi)
kâinatta en yüksek hakikat imandır,imandan sonra namazdır.
(sözler)
"gözümde ne cennet sevdası var ne de cehennem korkusu!" *
âhirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, fani dünyada bıraktığın eserlere kıymet verme.
(mesnevi-i nuriye)
acaba sırf dünya için mi yaratılmışsın ki, bütün vaktini ona
sarfediyorsun.(sözler)
dünya bütün gösterişiyle ahirete nisbeten bir zindan hükmündedir.( sözler)
-insanda büyüklüğün ölçüsü küçüklüktür, yani tevazudur.
küçüklüğün tartısı büyüklüktür, yani tekebbürdür.
(mektubat)
tek risale yazarı said nursi değil ya;

-spoiler-

koçi bey, padişahların zenginliğinin zengin ve refah içinde olan halk kitlesiyle mümkün olacağını, zulümle bir memleketin yaşayamayacağını, dünyanın her yerinde olduğu gibi her şey iki dudağı arasında olan mutlak hükümdarın etrafında daima dalkavuklar ve fırsatçılardan örülmüş bir çemberin teşekkül edeceğini, bunların şahsi menfaatleri uğruna baştaki otoriteyi yanlış yollara sürükleyebileceğini, bu zümrenin çemberi yüzünden otoritenin halktan, dürüst ve yurtsever devlet adamlarından uzaklaşacağını anlatmaya çalışmıştır.

koçi bey, bilhassa mülki ve askeri teşkilatın basamak basamak nasıl dejenere edildiğini, devlet adamlarının alenen rüşvet aldığını, memuriyetlerin rüşvetle satıldığını, saray ağalarının memlekete sahip olduğunu, sipahi zorbalarının ve devlete karşı isyan eden eşkıyanın halkın sırtından geçindiğini, bu yüzden halk tabakasının ıstırap çektiğini, anadolu'nun ah ve vahlar diyarı haline geldiğini vurgulamıştır.

koçi bey, bir zamanlar osmanlı ülkesinde yaşayan köylü ve şehirlileri refaha kavuşturmuş, memleketi ekilmiş yemyeşil tarlalar haline getirmiş olan tımar ve zeamet sisteminin; kökünden bozulduğunu, halkı refah yerine aç bırakan, ekilmiş tarlaları bozartan ve verimsiz topraklar haline getiren bir sisteme dönüştüğüne dikkat çekmeye çalışmıştır. koçi bey, üretmeyen ve hazineden beslenme alışkanlığını sürdürmek isteyen organizasyonlara sahip devletlerin ve toplumların sonrasının felaket olacağını, derin bir vukuf ile açıklamıştır. koçi bey, merkezi yönetimin kuşatılma riskinin yüksekliğini vurgularken aynı zamanda da katılımcı bir yönetimin ihtiyacını dile getirmiştir.

-spoiler-
risale-i nurda yer alan çeşitli ve kimilerine göre çeşitli öğütler verdiği söylenen vecizelerdir.

"bir müslümanın üç kase balı olsa, hepsini yesin cırcır olsun; götünde, bağırsağında bir damla bok kalmasın" (risale-i mahlukat-ı böcek)
helluri hz.

(bkz: helluri hz)

büdüt: eksileyin ehl-i cemaat.
bluevelve'yi gören oldu mu? birazdan burada tüm küfürlerini savurur ama aldığımız duyumlara göre küfür orucuna girmiş. * *
"Ey hakareti içinde mağrur ve mütemerrid * ve ey zaaf ve fakrı içinde serkeş * ve muannid * olan cin ve ins! * Nasıl cesâret edersiniz ki, isyanınızla öyle bir Sultan-ı Zîşânın * evâmirine * karşı geliyorsunuz ki; yıldızlar, aylar, güneşler, emirber neferleri gibi, emirlerine itaat ederler.
dünya madem fânidir.
hem madem ömür kısadır.
hem madem gayet lüzumlu vazifeler çoktur.
hem madem hayat-ı ebediye burada kazanılacaktır.
hem madem dünya sahipsiz değil.
hem madem şu misafirhane-i dünyanın gayet hakîm ve kerîm bir müdebbiri var.
hem madem ne iyilik ve ne fenalık cezasız kalmayacaktır.
hem madem "allah kimseye gücünden fazlasını yüklemez." (bakara sûresi: 2:286) sırrınca teklif-i mâlâyutak yoktur.
hem madem zararsız yol, zararlı yola müreccahtır.
hem madem dünyevî dostlar ve rütbeler kabir kapısına kadardır.

elbette, en bahtiyar odur ki, dünya için âhireti unutmasın, âhiretini dünyaya feda etmesin, hayat-ı ebediyesini hayat-ı dünyeviye için bozmasın, mâlâyâni şeylerle ömrünü telef etmesin, kendini misafir telâkki edip misafirhane sahibinin emirlerine göre hareket etsin, selâmetle kabir kapısını açıp saadet-i ebediyeye girsin.
oruç çok cihetlerle hakiki vazife-i insaniye olan şükrün anahtarı hükmüne geçer.
mektubat | yirmi dokuzuncu mektup | 388.