bugün

http://fotogaleri.ntvmsnb...-basina-kavun-ikrami.html
bu herif öyle kudretlidir ki hayvancılığı tamamiyle bitirmiştir.
kurban bayramında ülkemizde hayvan kalmadığı için %50 den fazla hayvan dışarıdan ithal edilip kesilecektir.

trakya bölgesindeki yerli halkın hayvanına da 3 ay önceden iğnelidir raporu istemektedir. ama bunu şimdi duyurduğu için kurban bayramında köylüler hayvan satamayacak olup hayvanlar ithal gelecektir.

sen ne büyük bir adamsın lan.
...

"73 milyonun yaşam tarzının garantisi biziz” dedi başbakan.

yaşanamayan tarzların mı garantisi,
el ele tutuşamayan,
öpüşemeyen,
eğlenemeyen,
dayak yiyen,
7300’den fazla sansürlü sitesiyle çin’in internetine yakın bir seviyede dünyayı takip etmeye çalışan,
üniversiteye polislerle birlikte giden,
hatta kıyafetinden ötürü kapılarından döndürülen gençlerin de garantisi aynı başbakan mı acaba?

yaşam tarzı diye bir şeyden söz edebilmek için önce özgürlüklerden de bahsedebilmek lazım sanırım.

(bkz: kaan sezyum)
(bkz: recep tayyip erdoğan ın ulu önder olduğu gerçeği)
"son 15-20 yıl içinde türkiye dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olacaktır" demişti.

ve beklediğimiz açıklama the economist den geldi;

" görünen o ki; 2050'de türkiye dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olacak"...

edit: arkadaşım ben değil rte'nin kendisi dedi. destekleyen haber de the economist'e ait. ulan sırf, rte dedi diye, hakkat olacak olsa bile olmasın istiyorsun ya! şaka mısın olum sen?
2011 de türkiye cumhuriyeti tarihinde peşpeşe 3. defa başbakan olma başarısını gösterecek olan sevdiğim siyasi bir şahsiyet.
-bir sosyolojik araştırma için muazzamn örnek..
-bir atasözü için kanıt niteliği.(bkz.deveye diken...)
-en güzel tarihsel çelişki örneği.(bkz.mazlum-zalim)
(bkz: tayyip erdoğan ın seksi bacak kasları)
nedense haşim kılıça aynı teklifte bulunmayan adamdır.

(bkz: çifte standart)
ideolojisini,yaptıklarını,hizmet ettiklerini tasvip etmesemde liderlik duruşu olarak ecevit,demirel,mesut yılmaz gibi gördüğüm çoğu kişiden daha keskindir.

son yıllarda devlet bahçeli,deniz baykal ve kemal kılıçtaroğlu'na göre bakıldığında fiziksel olarak da güven verici bir duruşu vardır. keşke bu özelliğinin yanında bir de ülke yönetmeyi bilse.
sevenlerin çok bağlandığı sevmeyenlerin de son derece nefret ettiği başbakan. esip gürleyerek aynı dine mensup olduğumuz ülke vatandaşlarının bile gönlünde taht kuran Fatih Sultan Mehmet Han'ın varisi olarak gösterilen... imanlı görünen ama dini sömüren Necip fazıl kısakürek'i ve demeçlerini ve şiirlerini çok iyi kullanan milletin en zayıf noktalarını bulup oradan vuran başbakan... ama günümüzün en düzgün siyasetçisi (kötünün iyisi)
sevenlerin çok bağlandığı sevmeyenlerin de son derece nefret ettiği başbakan. esip gürleyerek aynı dine mensup olduğumuz ülke vatandaşlarının bile gönlünde taht kuran fatih sultan mehmet han'ın varisi olarak gösterilen... imanlı görünen ama dini sömüren necip fazıl kısakürek'i ve demeçlerini ve şiirlerini çok iyi kullanan milletin en zayıf noktalarını bulup oradan vuran başbakan... ama günümüzün en düzgün siyasetçisi (kötünün iyisi)
http://www.odatv.com/n.ph...ideoya-guluyor-1910101200
peş peşe sigaraya zam yaparak sigara tiryakilerinin küfürlerini almış siyasetçi.
kendisine hitaben bu zamana kadar yazılmış en okkalı yazı aşağıdadır;

Seni Bu Yamyam Kibrin Bitirecek

Billboardlardaki resimlerine baktım; güya "kudretli" görünesin diye en çılgın bakışlı fotoğraflarını seçmişler. Kontrolsüz bir adrenalin ile geldiği yeri hazmedemeyişi harmanlayan deli bakışları.

Ne yapsan olmuyor.
Kültürsüzlüğün, görgüsüzlüğün, basitliğin, açlığın her şeyin önüne geçiyor. Sadece çalma, çırpmaya, vebal almaya işleyen kıt aklın bile durup durup sana "Saygı görmüyorsun, sende bir şeyler eksik" diye fısıldıyor. Bu fısıltıyı duydukça iyice kontrolden çıkıyorsun. "Bana saygı duyun, önümde eğilin. Eteklerimi öpün" diye tepiniyorsun ama olmuyor.
Olmuyor işte.

En yakınındakiler bile senin iflah olmaz kifayetsizliğine, insanlıktan çıkmış öfkene, Allah'a şirk koşma noktasına gelmiş kibrine dayanamıyorlar.

En uyanıklar ile kullanım tarihinin tamamen sona gelmesini bekleyenler kaldı sadece çevrende. Bir de bir delinin gölgesi ardında kirli oyunlarını yürütenler.

Boşsun, bomboşsun.
Bir genelev fedaisi kadar ruhsuz ve hoyratsın.
Kabadayılığın da hikâye, dobralığında yalan, "delikanlılığın" da naylon.
Hak, hakkaniyet, adalet, merhamet gibi kavramlar kapından bile geçmemiş.
Alım-satım ustalığından, ticari uyanıklıktan dem vurarak örtmeye çalışıyorsun bu büyük eksikliğin üzerini.

Sahi kimsin sen?

Hep aynı yerden servis edilen üç adet gençlik, çocukluk ve askerlik fotoğrafından başka neden görüntün yok senin?
Hangi okulları bitirdin, kimlerle aynı sıralarda oturdun?
ilkokul öğretmenin kim?
Neden bir kişi bile çıkıp seninle ilgili bir tek anısını anlatmıyor?
Seda Sayan'ın bile mahalle yıllarından bir fotoğraf çıkıp geliyor da, senin geçmişin neden bu kadar sis perdelerinin ardında gizli?
"Olmayan" biri misin yoksa sen? Hangi merkezlerde programlandı hastalıklı beynin?

Bütün değerlerden neden bu kadar yoksunsun; en kutsal kavramların içini boşaltmada nasıl bu kadar maharetlisin? Hurafe, iftira, şirret ve cehaletten beslenen dilin; hırstan ve doymamışlıktan ibaret kişiliğin, bir ağaç kovuğundan başka hiçbir şey olmayan fani bedeninle tarihin onurlu sayfalarında yer almaya soyunma cesaretini nereden buldun.

Duyduk ki şimdi de "padişahçılık" oynuyormuşsun. Şah oldun, sıra şahbaz olmaya geldi. Her mevki ve makamı tattın, geriye "padişahlık" kaldı öyle mi?
Senin montaj ürünü kimlik ve bedeninden kuşkusuz bir Fatih, bir Yavuz, bir Kanuni olmaz ama Deli ibrahim-Vahdettin karışımı bir kukla, pekâlâ olabilir. Seni bütün bu defolarınla sahnede tutanların işine fazlasıyla yarar böyle acınası bir bez bebek.

Esiyorsun, gürlüyorsun, tepiniyorsun.
Pazarcı gibi tiz çığlıklar atıyorsun.
Deli bakışlarını devire devire, boyun damarlarını şişire şişire höykürüyorsun.

iyi de sen ne istiyorsun?

Karun oldun. Çocukların ülkedeki simit tablalarından bile haraç alıyor, gudubet karın ipek kumaşlara, paha biçilmez mücevherlere büründü. Şakşakçıların ceylan derisi koltuklarda basen büyütüyor. Bu kadarı da olmaz ki diyen kim varsa işinden aşından ettin, zindanlara attın, ailelerini açlığa mahkûm ettin. Gencecik üniversite mezunları işsizlikten intihar ediyor. Doktorlar, öğretmenler, polisler, subaylar açlık sınırında yaşıyor; emekliler pazarlardan sebze artığı topluyor. Şehit katilleri Meclis'te suratımıza çemkiriyor. Sen hâlâ üstündeki pahalı elbiselerin, özel yapım som altın kol saatin, ipek kravatınla karşımıza geçip kusuyorsun da kusuyorsun.

Kime bu kinin?
Nereye doğru gittiğini bir gün olsun düşündün mü? Olmayan vicdanınla bir gün olsun kendine "Acaba biraz ileri mi gidiyorum" diye sordun mu?
itikadın da yalan biliyoruz.
Ama bir gün olsun "Ya hesap günü varsa" diye endişelendiğin oldu mu?

Evet var.
Hesap günü var.
Ve sanki bu saldırganlığın, bu doymazlığın, tamah etmez azmışlığın, O hesap gününü biraz daha yaklaştırıyor. Artık Allah'ın gözüne batıyorsun birader!
Fazla parazit yapıyorsun, ortalığı hacminden fazla kirletiyorsun. Elde ettiklerinle şükür etmeyi, biraz da başkalarını düşünmeyi başaramadın. Böyle bir kapasiten yok çünkü.

Dünyaya yemeye, içmeye, dışkılamaya, kin ve nefret aşılamaya gelmişlerdensin. Üste bir de kibir yapıyorsun, işte bu hiç çekilmiyor...

Senin sonunu da bu yamyam kibrin getirecek.

FATMA SiBEL YÜKSEK
kendisi hakkında fatma sibel yüksek hanımefendi tarafından kaleme alınan yazı iktidar seçmeni artırmaya yöneliktir. şahsen ben önümüzdeki seçimlerde oyumu erdogana verecektim. ama fatma sibel yüksek hanımın yazısındaki şu cümle bir asır daha erdogana oy verdirir.

fatma sibel yüksek;
--spoiler--
Kültürsüzlüğün, görgüsüzlüğün, basitliğin, açlığın her şeyin önüne geçiyor.
--spoiler--
forza akp a.k., madem bu adam görgüsüz ve basit halkıda bidon kafalı ve hurafelere inanıyor madem siz bu halkı aydınlatamıyorsunuz ve sürekli hakaret eediyorsunuz e ben ve benim gibilerde bir asır akpli kalır.
kendisi hakkında yazılanları kendisi yazsaydı, ona bir adet şeker kız kendi hediye edecektim.
gereksiz konularda eleştirildiği için bir kısım insanın(hayli büyük bir kısım) gözünde halk kahramanı!!!olan ve yine bu gereksiz konu eleştirisi sebebiyle asıl eleştirilmesi gereken noktaları atlanan,dünya tarihinin en incelenesi devlet adamı..

not:bir atasözünün kanıt niteliği(deveya diken....)
kendisi hakkında yazılanları kedisi yazsa, "adam haklı beyler "diyecektim.
kendisi hakkında yazılanlar karşısında kendisine, fatmagül'ün suçunun ne olduğunu sormak istediğim siyasetçidir.
fatma sibel yüksek denen şahsın kocasının ergenekon sanığı olarak hapiste olması sebebiyle siyasete duygularıyla yorum getirmiştri.

"Bu kadarı da olmaz ki diyen kim varsa işinden aşından ettin, zindanlara attın, ailelerini açlığa mahkûm ettin."

yaşadığı zorlukları tüm türkiye yaşıyormuş gibi göstermeye çalışmıştır.

ayrıca tüm ergenekoncu zihniyet gibi ülkeyi sattın padişah oldun edebiyatı yapmaktadır.
hakkında bir eleştiri yazısı http://bit.ly/aFarWu adresinden okunabilen amcamız, başbakan.
son derece hoş görülü, eleştiriye tahammülü olan, pozitif çözüm bulan, tek hedefi "yaşam standardı daha yüksek bir türkiye" olan ulu önder.
bu adamın cuk diye oturan bir sözü varsa o da askerlik yan gelip yatma yeri değildir sözüdür.
(bkz: askerlik yan gelip yatma yeri değildir/@babayaro)
allahım bir gitsene kurtulsak dediğim adamdır.