bugün

aziz petrus'un yola hz. isa'yı görüp sorduğu soru. Lâtinceden türkçeye "nereye gidiyorsun" deyu çevrilir.

"quo vadis, domine?"
arapcasi "fe eyne tezhebun"dur. Nereye gidiyorsun seklinde turkce karsiligi vardir, ama anlami daha derindir.
kanımca metal müziğin en underrated kalmış grubu. neden mi? fazladan kaliteli işler yapıyor da ondan! günümüz dinleyicisinin müzik anlayışının üstünde müzik icra ettiklerinden gariplerin "bünyeleri" kaldıramıyor müziklerini, bu duruma şaşmıyorum doğrusu. o değil de bu adamları 2004-2007 dönemindeki kadrosuyla dinleyemedim ya ona yanıyorum, benim için all-star bir kadroydu...

şunu belirtmeliyim ki her elemanının aşmış teknik anlayışıyla enstrümanlarını çalmasıyla bir kez daha "kanadalıların" metal-rock müzikteki gelişmiş kültürlerinin olduğu gerçeğini fark ettim. sahi, rush gibi bir efsane vardı! üzülerek söylüyorum ki rush da quo vadis gibi müzikleriyle orantılı olarak hak ettiği değeri görememiş bir grup...

bu kanadalılar da amma bedbahtmış arkadaş! amerika'dan çıksalardı el üstünde tutulurdu halbuki...

uzatmayayım: bu grubu dinlememiş adam "death metal" dinliyorum demesin. ayrıca "chuck" gibi bir müzik adamına duydukları saygıdan ötürü de saygımı kazanmış bir grup.
rasputin coverının hastası olduğum grup.
death ile birlikte en sevdiğim gruplardan biridir. teknik death metal icra ederler. gerek enstürman kullanımları gerek soundları muhteşemdir.
harika bir henryk sienkiewicz kitabıdır. çok gerçekçidir, hıristiyanlara yapılan işkenceler kitapta çok başarılı yansıtılmıştır. içindeki aşk hikayesiyle de bir karakterin değişimi çok güzel gösterilmiştir.

kitap okurken insanın beyinindeki sinema devreye girer ya, işte bu kitap o sinemada harika gözüküyor.
kanada'nın can ciğer gruplarından biri daha, teknik death metal yapmaları da ayrı bir efsane durum yaratıyor, hele ki perdesiz bass çalan bir bassist olması grupta ayrı bir ilgi. davulcuları da sanırım despised icon'ın davulcusuydu.
dünyanın en iyi grubudur.
çok sağlam bir brutal vokale sahip olan grup.
quo vadis yani nereye gidiyorsun?

henryk sienkiewicz'in romanıdır. roman adını bir efsaneden almıştır. bu efsaneye göre;

hazreti isa'nın havarisi petrus, zamanın tevhit dini olan hristiyanlığın en önemli temsilcisidir. neron'un zulmünden ötürü roma'da dini telkinlere devam etmekten ümidini keser. roma'dan kaçarken appienne yolunda bir ışık buketi içinde hazreti isa'yı görür. oysa mesih göğe çekileli yıllar olmuştur.

havari hayretten ne diyeceğini şaşırarak; "nereye gidiyorsun, hazret?" diye sorar.
hazreti isa'da ona;
"sen, aydınlatılmayı bekleyen kuzucuklarımı bırakıp roma'dan uzaklaştığın için ben tekrar çarmıha gerilmek ve acı çekmek üzere roma'ya gidiyorum" der.

polonya edebiyatının kilometre taşı olarak kabul edilen yazara nobel edebiyat ödülü kazandıran yapıttır. okunulasıdır.
türkiye konserlerinin biletlerinin 20 liraya satıldığı süper grup.
2010 itibariyle Türkiye'de izleyecekmişiz de çok fena eğlenecekmişiz gibi gelen grup.
(bkz: silence calls the storm)
kurtlar vadisi'nin ispanyol versiyonu olabilir kanımca.
(bkz: defiant imagination)
croslarla gönüllere taht kurmuş death grubu.
kanadalı technical death gurubudur. izmir konserinde sistemin şişeceğinden çekinerek alt guruplarının seslerini kıstırmış guruptur da ayrıca. gitarlardaki teknikleri anlamak için fazla çaba sarfetmeye gerek yoktur.
(bkz: qurtlar vadisi)*
(bkz: 4 nisan 2009 quo vadis ankara konseri)
(bkz: 3 nisan 2009 quo vadis istanbul konseri)
sakin olunuz.
4 nisan'da türkiye'ye gelecek gibi görünen gruptur.
http://www.ultimatemetal....uo-vadis-tour-2009-a.html

2008'de üyelerinin önemli bir kısmını* kaybetmiş olmalarına rağmen konser haberiyle beni heyecanlandıran gruptur.
neron dönemi romasını gözler önüne seren; içinde aşk, entrika, mitoloji, tarih, ne ararsan bulunan pek güzel bir roman.
Dead Mans diary, silence calls the storm, in contempt , break the cycle gibi süper parçaları barındıran bir defiant imagination albümünü yapmış aşmış grup.
1905'te Nobel Edebiyat ödülü alan Leh yazar Henryk Sienkiewicz'in ünlü eseri.1.yüzyıl Roma'sında geçen romanda zulüm, zulmü karşı direniş ve aşk anlatılır. Nihal Yeğinobalı'nın çevirisiyle Literatür yayınlarından çıkmıştır.
(bkz: daha karpuz kesecektik)