bugün

feminen polis.
Konusu polisin ilgilendiği alanlarda olan (olay, roman, film vb.)*
Sinema, kitap, tiyatro hangi konuda olursa olsun en sevdiğim alandır.
(bkz: ahmet ümit)
(bkz: emrah serbes)
(bkz: arthur conan doyle)
(bkz: stuart woods)
1850 lere doğru, ilk defa ingiltere de ortaya çıkan ve daha sonra da tüm dünyaya yayılan, sinema sektörünün ortaya çıkması sonucu, bu alanda da güçlü bir yer edinip kitap polisiyesinden daha geniş bir kitleye hitap etmeye başlayan( malum, insanların çoğu kitap okumaz ama film izler, " kitap okuyacağıma film izlerim" der) türdür. Sonraki süreçlerde kendini diğer görsel sanatlar alanlarında da göstermiştir.
polisiye ile ilgili esas tartışılması gereken konu, bu türün neden halk tarafından en çok takip edilen sinema ve edebiyat dalı olduğudur. türün ortaya çıktığı dönem, başta ingiltere olmak üzere toplumsal değişimin ivmesinin çok hızlı olduğu bir dönemdir. fakat halk tam olarak bu değişime ayak uyduramamıştır. göçler nedeniyle kent nüfusu artmış, refah seviyesi adil olarak dağılmasa da artmaya başlamış, sosyal yaşam değişmeye başlamıştır. fazla insanın yaşamadığı köylerden, nüfus oranı çok fazla olan şehirlere göç edilmiştir. eskisinden farklı olarak, kimsenin kimseyi tanımadan birarada yaşaması ve diğerine saygı göstermesi gereken bir birarda yaşama kültürü doğmuştur. bu değişimler doğal olarak insanın ihtiyaçlarını, beklentilerini ve bunların dolayısıyla kişiliğini da değiştirmiştir. kimlik bunalımı, bireyde yeni bir kimlik ihtiyacı doğurmuştur. kişi, kimlik bunalımını aşmak için bir dayanak noktası oluşturmalıydı. bu dayanak noktası da, kişinin kendini tanıyarak ne olduğunu, hangi özelliklere sahip olduğunu bulması ve kabul etmesi değil, olmak istediği şeyi bulmak, olmak istediği gibi davranmak ve kendisini olmak istediği gibi zannetmek şeklinde tezahür etmiştir. bu durumda ideal bir olmak istenen ihtiyacı oluşmuştur. işte bu polisiye romanların karakterleri, bu kişilere olmak istenen kişi rolünü yüklenmiştir. bu karakterler, zeki, fikir yönünden güçlü karakterlerdi. görülmeyeni görüyor, farkedilmeyeni farkediyorlardı. gizliyi ortaya çıkartıyor, cinayetleri çözüyor, kahraman oluyor, toplum tarafından el üstünde tutuluyorlardı. bu ideal bir olmak istenendi. evet, bu şahıs gibi davranırsa, giyinirse, konuşursa, pipo içerse, kısaca dış görünüşünü taklit ederse, o olacağını düşünmüşlerdir. o dönemde, hikayelerde geçen ürünlerin, piponun, şapkanın çılgınca sattığı bilinen bir gerçektir. halk polisiye kahramanlarını içselleştirmiştir. örneğin, bu karakterlerden sherlock holmes, yazarı tarafından öldürülünce, tüm ülke çapında eylemler yapılmıştır. bu yüzden yazarı onu tekrar diriltmek zorunda kalmıştır.
günümüzde de polisiyenin çok tutulmasının nedeni budur. ideal bir olmak istenen profilidir polisiye karakterleri. ve insanların kişilik itiyaçlarına çare olmaktadır.
okuyucuların http://wp.me/s1Q0AU-255 adresinden bu türdeki ilk denememe erişebilecekleri yazın türü. şahsen hiç bu türde yazmazdım ama bir deli cesareti geldi, iyi mi ettim bilmiyorum.

ayrıca yeni bitirdim, bu da tarihe not olsun.
jean christopher grange okuduktan sonra kendini sevdiren roman türüdür. ancak bu türde iki roman okuyan herkesin kitap yazmaya çalışması maymun iştahlı ülkemize iyi gitmediğini göstermektedir.
Her ne kadar Kadın polis esprilerine konu olmuşsa da dizileri, filmleri, romanları olan şey.
diğer türler ile kıyaslandığında onlardan daha cazibeli olsa da, iyi örneklerine rastlamak giderek zorlaşmaktadır. iyi bir izleyici, iyi bir okur için ''polisiye'' cazibesini yitirmek üzeredir. ama yine de hepten umutsuz olmayayım, çünkü çığır açan örnekler böyle durağan zamanlardan sonra gelir.