bugün

hüzünlü bir anımda hayatımın arka planında çalmasını istediğim,kemanla beraber ikinci muhteşem çalgı.

(bkz: frederic chopin)
"önemli olan nasıl çaldığın değil, çalarken neler hissettiğin..."

(bkz: benjamin button)
saksafon eşliğinde değer verdiğim enstrümandır.
adı sayılası bir çok sanatçımızın konuşturduğu,müziğin en ince organı sanki...
artık eski sıkıcılığından kurtuldu da üstelik. Maksim Mrvca gibi pop star kılıklı, şov ağırlıklı o kadar çok virtiöz var ki..
yinede ben idil biret klasiklerini severim.
fazıl say'a parmaklarından önce düşünce sistemi ve sanata sahip çıkışı ile saygı duyarım.
fahir atakoğlu ve tuluhan beyi ayakta alkışlarım.
anton chev'un henüz 21 yaşındayken yazdığı ilk ve bitmemiş oyunu.

şu sıralar iksv'nin festivali altında oynan oyundur ayrıca. Yönetmenliğini mehmet ergen'in yaptığı ve beni hüsrana uğratan tiyatro oyunu.
lale mansur ve serhat tutumluer'in döktürdüğü seyirci ile iç içe geçen güzel anton çehov oyunu.
dünyanın en güzel, en içli ve en duygulu enstrümanıdır kanımca.

(bkz: chopin nocturne no 20)
orgazmik bir zevk için gecenin sessizliğinde dinlenmesi gereken müzik enstrümanıdır. acıklı bestelerde parmak vuruşlarının seslerini dahi duymalısınız. içinize işlemezse zaten insan değilsinizdir, derhal ormandan bir ağaçlık yer parselleyin.
Sadece aşıksam çalabildiğim enstrüman.
Chopin' dir üstat, ötesini bilmem.
piano (piyano) aslında hafif demektir. Klavsen denen çalgı kuvvetli ve hafif ses çıkartma gibi ses hassasiyetine sahip olmadığı için buna bir çözüm getirmek üzere Barolomeo Cristofori adlı mucit klavsenin tuşe mekanizmasını değiştirir. tırnak sisteminden keçe tokmak sistemine geçiş yapar. Bu hassasiyeti elde eden mucit icat ettiği bu enstrümanının adını Gravicembalo Piano e Forte koyar (Hafif ve kuvvetli ses çıkartabilen klavsen). Zamanla Gravicembalo takısı çıkarılır, Piano forte kalır. Günümüze sadece piano denmektedir. Türkçemize de Piyano olarak geçmiştir.
bir müzik aleti olsaydım kesinlikle öncelikle piyano olmak isterdim. anlatmak istediklerimizi, duygularımızı anlatabilen, eşsiz sesin sahibidir.
jane campion'ın sıradışı bir aşk hikayesini anlatan filmidir. evlenmek için kızıyla beraber avustralya'ya gelen dul bir bayanın başından geçenleri konu alır.

(bkz: the piano)
görsel
çalması ve dinlemesi ayrı güzel enstruman. önündeki notalardan ya da ezberden öte içinden geldiği gibi çaldığında en hoş melodileri ortaya çıkartan ender enstrumanlardandır. bir diğeri de bateridir zannımca ama aynı zamanda hem ritm ve hem de solo en güzel piyanoda sağlanır.
çalmak için sabırsızlandığım, en kısa sürede kursuna yazılacağım insanın içine işleyen dünyanın en güzel enstrumanı. dinlemesi çok güzeldir. hüzünlüdür bu enstruman ve belkide insan en çok bu enstrumanla ifade edebilir kendini. hep öyle gelir bana. şimdi gidip göreceğiz bakalım öyle mi.
en güzel enstrümandır.

geceleri çalmayı sevdiğim, dokunduğunuz andan itibaren sizinle adeta bütünleşen bir müzik aletidir.
insan beyninin çalışma prensibine benzer teknikle çalınan zor bir enstrüman. müziğin temeli, neslinin devamı.
(bkz: uzay heparı)
(bkz: mustafa ceceli)
(bkz: sinan akçıl)
en büyük aşkımdır. Senelerdir bir piyanoya sahip olamadım. ilk olarak pazarda satılan minicik, telefon melodisi gibi sesler çıkaran bir oyuncak aldım, kesmedi. Sonra paraya kıyıp bir org aldım, olmadı.

15 sene önce, edirne.

Memleketim olmasına rağmen çok fazla gidip dolaştığımız bir yer değildir edirne. Madem gittik, eşi, dostu akrabayı tanımamız gerekti. Babam bir o köy evine bir bu köy evine gezdirdi bizi. sıkıntıdan patlıyorum, sonra bir köy evine daha gittik. Ben "girmiyorum siz oturun, dışarıda duracağım" dedim. Babam "peki" diyerek onayladı beni. Ardından babamın güler yüzünü gördüm koca koca sineklerin içeri girmek için mücadele ettiği eski kapının, sarı tül perdesinde.

"gel"

Omuzumu silkeledim.

"gel bak, ne göstereceğim sana"
"ne?"
"gel sen gel"

sıkıla sıkıla girdim içeri, üzeri dantelle örtülmüş duvar tipi bir piyano. Hemen oturdum yanına. Dün gibi hatırlıyorum, her yerini okşadım. Babamın yanına gidip "bize versinler" dedim sessizce. Babam ya, "ben hallederim" tavrıyla göz kırpıp, muhabbetine devam etti.

seneler geçti ama ben onu hiç unutmadım. her defasında babamı gaza getirip "versinler, parası neyse vereceğim" dedim, olmadı. Aşkım...

yıllar geçti, tekrar dürttüm babamı, piyanonun sahibinin durumu biraz kötüymüş "tamam" demiş. bu ne güzel bir mutluluk allahım. Arkadaşın minibüsünü alıp hemen yola çıktım. Sevgilime kavuşacaktım. gündöndü tarlalarında mola verip, soluklandım, öyle mutluydum ki, oturup köy kahvesine çayımı içtim, insanlarla muhabbet ettim, leylek yuvalarının fotoğraflarını çektim. Ve geldim sana sevgilim, geldim!

bir hurdacının köşesine atmışlar seni, asırlık şamdanların kırılmış, biraz rakı kokuyor üstün, biraz da nikotin sarısı tuşların, dayan sevgilim. Usulca dokunarak, zaten kırılmış kalbine zarar vermek istemeden koydum seni hemen yanıma, yol boyunca okşadım akmış makyajına vurulan lanet yağlı boyayı.

Az kaldı sevgilim, birazdan evine geleceksin. Hastalık gibi içini kemiren böceklerden, rutubetten, kötü sözlerden, ucuz sofraların mezesi olmaktan kurtaracağım seni ve inan bana sevgilim hiçbir çocuğun oyuncağı olmayacak kadar değerli bu kan kaybetmiş halin.

Ben karanlıkta kalsam da seni aydınlatacak bir mumun hüzünlü titreyişi, çektiğim en güzel fotoğrafla sevişeceksin sırtını yasladığın o duvarda. az kaldı, dayan sevgilim.
enstrümanların en asilidir. saatlerce dinlenebilir. ama pratik değildir işte. daracık bir eviniz varsa ve lanet komşulara sahipseniz bir stres kaynağı da olabilir.
insana her halükarda huzur veren eşsiz enstrüman.
klasik enstürmanlardan biridir ve 2 çeşidi vardır : kuyruklu(sahne tipi)piyano , duvar piyanosu . 88 tuştan oluşur . 3 adet pedalı vardır. Küçük yaştan eğitimine başlanması gerekir çünkü aynı anda sağ ve sol elin farklı şeyler çalması pekte kolay değildir.

edit: sağdaki pedal basılan tüm seslerin uzamasını sağlar. ortada ki pedal ise son basılan sesin uzamasını sağlar. sol pedalı daha çözemedim .

edit2 : orta pedal gece pedal imiş , sol pedal sesi uzatırmış.
burjuva çalgısı.

duruşu bile taşşaklıdır. adeta taht gibin. haa bir de bunu çalanlar genelde havalı, vakur ve kibirili olurlar.
hepsi öyledir demiyorum ama o piyanonun yüzeyinden midir nedir, çaan kişii böyle bir havalı oluyor...
yaklaşık üç buçuk aydır bi heves başladığım kursuna gittiğim enstrüman. özellikle eğer ilkokuldan beri müzik dinlemek dışında hiç bir müziksel faaliyette bulunmadıysanız gerçekten zor. ama güzel bir iki parça çalabildiğin an keyfi paha biçilemez. sanırım önemli olan vazgecmemek ve bol bol çalışmak.
dinlemesi, çalması keyif veren müzik aleti. Gözlerinizi kapadığınızda kendinizi daha da kaptırırsınız.

en büyük hayalim çocuğumla beraber çalabilmek.