bugün

hava taşıtlarını süren şahıs..
otobüs şöförleri de kendilerine hem kaptan hem pilot denmesini isterler. zaten bi astronot kalıyo geriye. onu da koca kafalı diye kabul etmiyorlar.
(bkz: kaptan pilot)
havacılık sektörünün coşuşa geçtiği ülkemizde otuz bin doları basıp bir sene kasıp gerekli sertifikaları alıp bir anda ayda dörtbin dolarla işe başlamanın an meselesi olduğu meslek kolu
zoom..
formula yarışçılarına da verilen isim. Örn., Ferrari pilotu Michael Schumacher
bir havayolunda çalışabilmesi için sırası ile ppl, cpl ve atpl lisanslarına sahip olması gereken kişi.
lost dizisinin 1. sezon 1 ve 2. bolumunun adi.
(bkz: otomatik pilotla gecinemeyen pilot)
latince kökenli bir kelime olup (bkz: doğal olarak) ingilizce'de asıl anlamı "kılavuzluk eden " "yol gösteren" dir.genel kanı uçak kullanan ehliyetli kişilerin pilot olarak anılması olmakla birlikte, f1 yarışlarındaki sürücüler ve taklaya gelmiş gençler de pilottur (bkz: takla olmak)
kazanılması en kolay vasıf;
3-5 bira içtimiydi herkes pilot...
genel olarak amerikan dizilerinin ilk bölümlerine verilen addır.
bir tür kalem çeşidi.
(bkz: ucan insan)
(bkz: aa kus)
(bkz: hava harp okulu)
uçağın cumhurbaşkanı.
uçağın şoförü.
sadece havacılıkla alakalı bir terminoloji olmamakla birlikte, herhangi bir nesneyi/aracı/edavatı, uzmanlık derecesinde kullanan kişiye verilen ünvandır. yamaç paraşütü, f1 aracı gibi araçları kullananlara da pilot denilegelmektedir.
yabancı dizilerin ilk bolumlerine pilot bolum adı verilir.
argoda kafası güzel olmak anlamına gelir.*
ehliyetini efespilsenden alan insan.......
savaş ve sivil olarak ikiye ayrılan ayrıcalıklı mesleği olan insanlar.
sivil havacılık genel müdürlüğü tarafından yetkili kılınmış kurslar sonucu en azından ppl lisansı alan kişilere verilen ad. yeteneklerine göre bröve ile ödüllendirilen kişilerdir.
tavsiye edilesi bir the notwist parçası.

He's living next the rails.
He can tell you things of different cars and trains.
Now he's trying the whole day
to switch off time by causing train-delay.

Could be enough
if only he's the pilot
once a day.

Could be enough
if only he's the pilot
once a day.

Not a word to compensate.
Not a sentence to describe this
desperate state. Not a picture to
compare. We step into a room of
opaque air.

Could be enough
if only we are pilots
once a day.
pilot olmakk.
içtikten sonra bir güzel matiz olmak.