bugün

Tabutum taşınıyor öldüğüm gün
Fakat sanma benim kalbim hâla yüzündedir bu yeryüzünün!
Ağlama ve acı çekme benim için - ah ne kadar kötü oldu diye!
Ağlama, ''Eyvah, ayrıldık!'' diye cenazemde benim -
Sevinç dolu toplantı zamanıdır bu benim için!
''Hoşça Kal'' deme bana mezara indirildiğimde
Bir perdedir o ilelebet mutluluk için.
''Alçaltılmayı'' gördün - şimdi yükselmeye bak!
Tehlikelimidir ay ve güneş için batmak?
Sana batmak gibi gözüken, kalkmaktan başka şey değildir;
Tabut tutukevi gibi gözükür, fakat özgürlük demektir.
Hangi tohum düştü içine yeryüzünün oradan büyümemiş olan?
Ne diye kuşku edersin insan tohumumun sonundan?
Hangi kova dolmadan geldi su sarnıcından?
''Yusuf'' ruhlu olan ne diye korksun bu kuyudan?
Ağzını burda kapat ve onu öteki tarafta aç
Duyulsun diye ilâhilerin içinde O yerin - hiç-bir-yer olmayan! *
Öldüğüm gün
Sokağımdan bir kadın geçsin istiyorum
Güzel ya da çirkin
Ama karalara bürünmüş bir kadın
Kalabalık görünce evin önünü
Gözlerini kaldırıp pencereme bakmalı
Aklına ben gelmeliyim
Ağlamalı

Öldüğüm gün
Hava yağmurlu olsun istiyorum
Cenezeme gelenlerin hepsi ıslanmalı
Biri "Zaten ters adamdı
Böyle günde ölünür mü? " demeli
Diğeri rahmetle anmalı beni
Dostumu düşmanımı anlamalıyım
Silerek dudaklarından
Dua kırıntılarının izini
Yanımdan uzaklaşınca hoca
ilk defa
Yarınımı düşünmeden
Rahat bir uykuya dalmalıyım.

(bkz: erdoğan tanaltay) şiiri.

--spoiler--
bu şiiri (bkz: ahmet cakar la sansa bak) yarışmasında (bkz: korkmaz polat)'ın yorumuyla dinleyip hatırlamak keyif vericiydi.
--spoiler--
Ben öldüğüm gün
Yeşil bir elbise giy.
Bir daha görmeden yüzümü, ellerimi
Kırlarda dolaş, şarkı söyle
Ağla, gözyaşın çimen beslesin
Ulu bir ağacın dalına as resmimi

Ben öldüğüm gün
Güzel insanlarla konuş
Deniz kenarında otur, bir sigara iç
Dalgalarla dertleş.
Gözlerinin rengiyle boyansın baktıkların
Ama karaların uzağından geç

kemal kale