bugün
- bik bik'in gece kapısına gidip serenat yapmak10
- tezgahtarlık yapan doktora mezunu11
- kızılcık şerbeti 2 nci sezon finali11
- kıza iğne batıran türbanlı11
- erkek gibi kisa tirnakli kadinlar8
- uludağ sözlük köpek avlama timi16
- erkek sünnetine 18 yaş sınırı getirilmesi12
- aktroll yazarları donuzlayıp umursamamak10
- evlendikten sonra çok daha iyisiyle karşılaşmak21
- kendini bir görsel ile anlat19
- xdearm10
- jose mourinho34
- herkesle iyi geçinmek18
- sözlükte kendinize yakın hissettiğiniz kişiler10
- sarılma ihtiyacı13
- zalbert ramstein8
- aşkım ben hiç osurmuyorum bizde genetik diyen kız16
- meral akşener17
- bursa9
- gizli samyelin moderatör olması13
- kuresel ikinma'nın sevgilisi19
- dünyanın en güzel kızını tarif et16
- gideon reid morgan jj9
- anın görüntüsü12
- icardi190552
- magicovento12
- sekse doymuş erkek12
- hafta içi avm kafelerinde oturan menopoz karılar12
- dem parti'nin tc kürdistan da işgalci açıklaması9
- en ilginç bilgiler11
- gizli samyel22
- küresel ıkınma9
- dinlilerin dinsizlere sürekli lakap takması12
- namaz kılmayan türk değildir12
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi11
- dem parti'nin valiyi ölümle tehdit etmesi8
- dünyanın en güzel kızıyla karşılaşmak8
- albay kemal15
- kadir mısıroğlu mezarı18
- en sevmediğiniz sözlük yazarları10
- kemalistler 15 temmuzda ne yapıyordu20
- ankarayı sel aldı25
- haysenin1210
- ey müslümanlar inananlar haydi cumaya allah yoluna8
- eksi ruyalar için diktiğim tulum12
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur13
- uludağ sözlük aktrollerinin uçurulması9
- içinde hiç'a harfi geçmeyen bir cümle yazınü19
- güçlü kadınların ortak özellikleri8
- yazarların en sevdikleri diziler11
"huzur çikomda."
göründüğüm kadar güçlü değilim, kim bilir.
her bunalımdaki insan gibi uyku sorunu yaşıyorum. kısa bir süredir demek isterdim fakat yaklaşık 3 yıldır süregeliyor bu durum. önceleri aneminin de desteği sayesinde göz altımda yer edinmiş morluklar yüzünden çoğu kişiye çok karizmatik geliyordu bu durum, pek tabii bana da. zamanla rahatsız edici bir hal aldı ve şu an bunun tamamen bir rahatsızlık olduğu kanısındayım. haftada bir gün 6-7 saat uyuyor olmakla beraber günde uyuduğum uyku saati 3'ü geçmiyor. 3'e varmıyor bile.
hastayım. eskiden belirli rahatsızlıklarım vardı ve gerçekten canım yanıyordu. fakat şimdi hastalık hastasıyım. maziden gelen bir yara olarak bünyeme yerleşmiş fotofobi yüzünden ışığa bakamıyor, güneşli bir günde çılgın baş ağrıları çekiyorum. her seferinde de bu baş ağrısının beni öldüreceğini düşünüp, öldükten sonra ailemin ve arkadaşlarımın nasıl bir hayat yaşayacağı hayalini kuruyorum, genelde bunu her gün yapıyorum. ciğerlerimde varolan leke yüzünden sigara içmeye devam edersem ağustos sonu gibi göğüs hastalıkları hastanesinin kadrolu elemanı olacağım haberini almış bulunduğum halde sigara içerken bile canım yandığı halde bunu görmemezlikten geliyorum. aynı gece ya baş ağrısından ya da veremden o an ölebilirim diye de melankoli yaşıyorum.
ruh sağlığım pek yerinde değil. çok ciddi bir sohbetin ortasında kahkaha atabilme yetisine sahibim. insanların çok önem verdiği şeyleri çoğu zaman gram önemsemiyorum. fakat bir kişinin telefonu kapatış biçimini çok büyük sorun haline getirebiliyorum. insanlara güvenmiyorum, aileme de. onlarla vaktimin çoğunda hiçbir şey hissettirmeden dalga geçiyor ve kendimi mutlu ediyorum. bana kalırsa günümüz insanı üstün körü detaycılığın kaybolmuş yunus balıkları gibi. oturttukları sandıkları belirli bir düzen doğrultusunda yüzmeleri gereken rakımın gereksiz derecede üzerinde yaşıyorlar. yunusları severim, bana kalırsa gülmek için yaratılmışlar.
alkole ve sigaraya düşkünüm. ama ikisinin de yetmediği nokta oluyor. el sigarası diye tabir ettiğimiz, sanılanın aksine pek bir bağımlılığı olmayan, bilinen aksine çok daha büyük bir sağlık sorunu teşkil edebilen keyif maddesi ile bazen kendimi mutlu etmeye çalışıyorum. bu mutluluğu 2.5 litrelik kesik bir kola şişesinde aradığım da olmuştur. tamamen kabullendiğim gerçekleri bir an için unutmak iyi hissettirsin diye yapıyorken tüm bunları, o an yıllardır hala gelmedi.
karmaşık bir insanım. bir kadını mutlu edebilecek bir erkek değilim, çünkü detaylar beni hep yorar. en büyük bencilliğim bencil olamayaşım oldu bu zamana dek. 11 yahut 12 yaşlarında bir çocukken hiç unutmam 31 aralık tarihiydi. zaten nasıl unutabilirim anım tamamen bu tarihe bağlı. yılbaşına girecektik ve tüm aile yine beraber olacaktık. o güne kadar uzun zamandır biriktirdiğim paramı aileme hediyeler alarak harcama kararı almıştım. hepsine birer kutu parfüm almakla başladım hediye seansıma. küçükten büyüğe doğru da bilindik ihtiyaçları satın almaya başlamıştım. sahipleriyle buluşturduğum hediyeler sonrası yaşadığım huzurun seviyesine hala hiçbir mutluluk ulaştıramadı beni.
hayatımdaki en büyük yalandı "birilerini mutlu etme isteği". asıl amacım kalıcı olmak benim insanlarda. her birine verdiğim hediyeler, aldığım eşyalar, yaptığım sürprizler art niyetimden belki de. öyle bir şey yapayım ki, yarın başkasıyla evlense bile bunu unutamasın diye düşünürüm çünkü hep. basit insanlık da bu değil mi zaten. bencilce sevilme arzusu. belki de insanlığın en büyük tanımı bu, ya da insafsızlığın.
ikince kez tecil ettirdim askerliğimi ve şu yaşıma kadar aldığım en değerli hediye 5 yaşındayken anaokulunda ailemin düzenlediği doğum günü kutlamamda, en yakın arkadaşımın almayı unuttuğu hediyeyi telafi etmek amacıyla en sevdiği oyuncağı olan camının yarısı kırık el atarisi oldu. ruhumun kirlenmediği yıllardan kalan tüm "çocukca" eşyalar gibi o da yerini aldı çatı katında. başka da hediye almadım ben, beni özel hissettiren. binbir yakarmayla aldırdığım playstationın da hiçbir değeri olmadı benim için 13 yaşında. herhangi bir sevgilim de kalıcı olmanın uğruna bir emek göstermedi bana. ben hepsini bunca şımartırken beklememiştim zaten. amaç, şımartmaksa görev hep başarılı olmuştu.
ne diyordum, bencildir insan. o kadar bencildir ki, sevdiği kadar sevilmek ister. verdiğinin karşılığını almak ister. gittiği yerden dönmek ister. sevdiğinde sevilmek, öptüğünde öpülmek ister. bana kalırsa her birimiz istediğimiz şeyler için suçluluk duymalıyız. zira, öpmek istediğimiz kızın aslında bizi öpmesini istemişizdir. çok pahalı bir saati satın alırken değdiği fiyatı vermek de istemeyiz. sevdiğimiz kişi bizi sevmeyince, platonikimiz bizi görmeyince melankoli yapar hayata küseriz. büyük aşklar yaşamadığımız sürece sevişirken bile kendi tatminiyetimizin peşinde koşarız. oysa bir cümleyle neler anlatmıştı insanoğlu seni seviyorum bir soru cümlesi değildir diyerek zamanında da işte anlayana.
yakın çevrem ağır depresyonda olduğumu söylüyor. bana kalırsa yeni yeni anlamaya başlıyorum hayatı ve inceliklerini. yaşadıkca da soğuyorum. yine de işte konuşurum ben, konuşmam da.. yani konuşamam da, düğümlenmiş düşüncelerimi ayıklamaya çalışırım en çok.
göründüğümden güçlü olabilirim, kim bilir.
imlânın da amına koyayim.
http://www.youtube.com/watch?v=Ze_qwL8xgzY&feature=autoplay&list=AVGxdCwVVULXdy8Oipd15yUE4lrPQ-DcHo&index=77&playnext=63
her bunalımdaki insan gibi uyku sorunu yaşıyorum. kısa bir süredir demek isterdim fakat yaklaşık 3 yıldır süregeliyor bu durum. önceleri aneminin de desteği sayesinde göz altımda yer edinmiş morluklar yüzünden çoğu kişiye çok karizmatik geliyordu bu durum, pek tabii bana da. zamanla rahatsız edici bir hal aldı ve şu an bunun tamamen bir rahatsızlık olduğu kanısındayım. haftada bir gün 6-7 saat uyuyor olmakla beraber günde uyuduğum uyku saati 3'ü geçmiyor. 3'e varmıyor bile.
hastayım. eskiden belirli rahatsızlıklarım vardı ve gerçekten canım yanıyordu. fakat şimdi hastalık hastasıyım. maziden gelen bir yara olarak bünyeme yerleşmiş fotofobi yüzünden ışığa bakamıyor, güneşli bir günde çılgın baş ağrıları çekiyorum. her seferinde de bu baş ağrısının beni öldüreceğini düşünüp, öldükten sonra ailemin ve arkadaşlarımın nasıl bir hayat yaşayacağı hayalini kuruyorum, genelde bunu her gün yapıyorum. ciğerlerimde varolan leke yüzünden sigara içmeye devam edersem ağustos sonu gibi göğüs hastalıkları hastanesinin kadrolu elemanı olacağım haberini almış bulunduğum halde sigara içerken bile canım yandığı halde bunu görmemezlikten geliyorum. aynı gece ya baş ağrısından ya da veremden o an ölebilirim diye de melankoli yaşıyorum.
ruh sağlığım pek yerinde değil. çok ciddi bir sohbetin ortasında kahkaha atabilme yetisine sahibim. insanların çok önem verdiği şeyleri çoğu zaman gram önemsemiyorum. fakat bir kişinin telefonu kapatış biçimini çok büyük sorun haline getirebiliyorum. insanlara güvenmiyorum, aileme de. onlarla vaktimin çoğunda hiçbir şey hissettirmeden dalga geçiyor ve kendimi mutlu ediyorum. bana kalırsa günümüz insanı üstün körü detaycılığın kaybolmuş yunus balıkları gibi. oturttukları sandıkları belirli bir düzen doğrultusunda yüzmeleri gereken rakımın gereksiz derecede üzerinde yaşıyorlar. yunusları severim, bana kalırsa gülmek için yaratılmışlar.
alkole ve sigaraya düşkünüm. ama ikisinin de yetmediği nokta oluyor. el sigarası diye tabir ettiğimiz, sanılanın aksine pek bir bağımlılığı olmayan, bilinen aksine çok daha büyük bir sağlık sorunu teşkil edebilen keyif maddesi ile bazen kendimi mutlu etmeye çalışıyorum. bu mutluluğu 2.5 litrelik kesik bir kola şişesinde aradığım da olmuştur. tamamen kabullendiğim gerçekleri bir an için unutmak iyi hissettirsin diye yapıyorken tüm bunları, o an yıllardır hala gelmedi.
karmaşık bir insanım. bir kadını mutlu edebilecek bir erkek değilim, çünkü detaylar beni hep yorar. en büyük bencilliğim bencil olamayaşım oldu bu zamana dek. 11 yahut 12 yaşlarında bir çocukken hiç unutmam 31 aralık tarihiydi. zaten nasıl unutabilirim anım tamamen bu tarihe bağlı. yılbaşına girecektik ve tüm aile yine beraber olacaktık. o güne kadar uzun zamandır biriktirdiğim paramı aileme hediyeler alarak harcama kararı almıştım. hepsine birer kutu parfüm almakla başladım hediye seansıma. küçükten büyüğe doğru da bilindik ihtiyaçları satın almaya başlamıştım. sahipleriyle buluşturduğum hediyeler sonrası yaşadığım huzurun seviyesine hala hiçbir mutluluk ulaştıramadı beni.
hayatımdaki en büyük yalandı "birilerini mutlu etme isteği". asıl amacım kalıcı olmak benim insanlarda. her birine verdiğim hediyeler, aldığım eşyalar, yaptığım sürprizler art niyetimden belki de. öyle bir şey yapayım ki, yarın başkasıyla evlense bile bunu unutamasın diye düşünürüm çünkü hep. basit insanlık da bu değil mi zaten. bencilce sevilme arzusu. belki de insanlığın en büyük tanımı bu, ya da insafsızlığın.
ikince kez tecil ettirdim askerliğimi ve şu yaşıma kadar aldığım en değerli hediye 5 yaşındayken anaokulunda ailemin düzenlediği doğum günü kutlamamda, en yakın arkadaşımın almayı unuttuğu hediyeyi telafi etmek amacıyla en sevdiği oyuncağı olan camının yarısı kırık el atarisi oldu. ruhumun kirlenmediği yıllardan kalan tüm "çocukca" eşyalar gibi o da yerini aldı çatı katında. başka da hediye almadım ben, beni özel hissettiren. binbir yakarmayla aldırdığım playstationın da hiçbir değeri olmadı benim için 13 yaşında. herhangi bir sevgilim de kalıcı olmanın uğruna bir emek göstermedi bana. ben hepsini bunca şımartırken beklememiştim zaten. amaç, şımartmaksa görev hep başarılı olmuştu.
ne diyordum, bencildir insan. o kadar bencildir ki, sevdiği kadar sevilmek ister. verdiğinin karşılığını almak ister. gittiği yerden dönmek ister. sevdiğinde sevilmek, öptüğünde öpülmek ister. bana kalırsa her birimiz istediğimiz şeyler için suçluluk duymalıyız. zira, öpmek istediğimiz kızın aslında bizi öpmesini istemişizdir. çok pahalı bir saati satın alırken değdiği fiyatı vermek de istemeyiz. sevdiğimiz kişi bizi sevmeyince, platonikimiz bizi görmeyince melankoli yapar hayata küseriz. büyük aşklar yaşamadığımız sürece sevişirken bile kendi tatminiyetimizin peşinde koşarız. oysa bir cümleyle neler anlatmıştı insanoğlu seni seviyorum bir soru cümlesi değildir diyerek zamanında da işte anlayana.
yakın çevrem ağır depresyonda olduğumu söylüyor. bana kalırsa yeni yeni anlamaya başlıyorum hayatı ve inceliklerini. yaşadıkca da soğuyorum. yine de işte konuşurum ben, konuşmam da.. yani konuşamam da, düğümlenmiş düşüncelerimi ayıklamaya çalışırım en çok.
göründüğümden güçlü olabilirim, kim bilir.
imlânın da amına koyayim.
http://www.youtube.com/watch?v=Ze_qwL8xgzY&feature=autoplay&list=AVGxdCwVVULXdy8Oipd15yUE4lrPQ-DcHo&index=77&playnext=63
vallahi yazını beğendim ne diyim bilmediğim şeyler öğrendim. lakin bu ne allah aşkına:''bana kalırsa günümüz insanı üstün körü detaycılığın kaybolmuş yunus balıkları gibi. oturttukları sandıkları belirli bir düzen doğrultusunda yüzmeleri gereken rakımın gereksiz derecede üzerinde yaşıyorlar. yunusları severim, bana kalırsa gülmek için yaratılmışlar'' felsefe kitabından kopyala yapıştır gibi. ayrıca günlerde annelerimizin birbirlerine söylediği ' vallahi en kötü huyum dürüstlüğüm, ben yalan söylemem' lafına gönderme yaparmışcasına bencil olamıyorum cümlesi çok iddialı. Yarın öbür gün birisi çıkar kemal kılıçdaroğlu gibi belgelerle bencillik yaptığın olayı kanıtlar, çişi gelmiş mamoş gibi kıvranırsın. Ama özet geçicek olursak sevdim lan yazdığını.
iki üstte kendi yazdıklarını okudum az önce.
iyi bi giriş yapmıştı, ne zamandır da yazdıklarını okumuyordum. sindire sindire okudum hatta duygulandım bile.
taa ki yazının sonuna gelene kadar.
orada durdum, iki kez okudum ve hızla sayfayı kapattım.
iyi bi giriş yapmıştı, ne zamandır da yazdıklarını okumuyordum. sindire sindire okudum hatta duygulandım bile.
taa ki yazının sonuna gelene kadar.
orada durdum, iki kez okudum ve hızla sayfayı kapattım.
entrylerini okuyup takipçisi olmaya karar verdiğim yazardır.
her sözlükte en az 5-6 karıyı peşine düşürüp başına bela eden adam. tanımam etmem ama ünü, şanı gittiğim her yerde var amına koyim ya. bıktım artık.
Altı yıllık nadide kardeşim. Sanal alemin en güzel hediyelerinden biri.
Hiç bir zaman istediğimiz gibi sevişemedik ama ruhen hep kolkola yanyana olduk.
O bilir ki ben her daim buradayım, ben bilirim ki o her daim orada. Tek telefon,
tek mesaj yeterlidir.
iki aydır yazmıyormuş. Ben niye buralara el attım sanırsın yavrum? Dön gel hadi.
Hiç bir zaman istediğimiz gibi sevişemedik ama ruhen hep kolkola yanyana olduk.
O bilir ki ben her daim buradayım, ben bilirim ki o her daim orada. Tek telefon,
tek mesaj yeterlidir.
iki aydır yazmıyormuş. Ben niye buralara el attım sanırsın yavrum? Dön gel hadi.
(bkz: ankaranın bağları)
telefon alırken bugün bana yol gösteren insan, teşekkür eder yeni telefonla ilk entrymi yazarım.*
''buralara entry girmeyi çok özlemişim'' demek istediğim yazar. canımdır.
birikimli bir entelektüel.
duygularından asla vazgeçmeyen, onlarla yaşamayı iyi bilen; adeta bir mutluluk hormonu olan yazardır. herkesin yanında olmasını isteyebileceği insandır. ayrıca yakışıklıdır. yalnızlığımızdan dolayı düzeyli bir ilişkimiz de mevcut. sadece sevişmiyoruz; bir kadın olsaydım bunu "ilk seçim" olarak belirlerdim; geçende tavlada nasıl koydun ama değil mi?
hojgeldin la...
geri dönmüş.
(bkz: 10 yıl sürebilecek ilişkiyi 10 ay yaşayıp bitirmek/#13808124)
şimdi buraya "özletmişti cidden" "bebişim nerdeydin yha" "her zamanki gibi.. aniden.. habersiz.. umarsız. apansız.." tarzı hem karizmatik hem de şirin bişeyler yazmak lazım farkındayım.. ama iki saat entryi kopyaliim diye uğraştığım için mecal kalmadı. orijinal bir şey yazamıyorum. kısmet tabi.
bu firefox şerefsizi kopyala yapıştır yapmıyo lan. olayı nedir anlamadım.
neyse işte dönmüş.. her zamanki gibi.. aniden.. habersiz.. umarsız.. apansız.. yirin.
(bkz: 10 yıl sürebilecek ilişkiyi 10 ay yaşayıp bitirmek/#13808124)
şimdi buraya "özletmişti cidden" "bebişim nerdeydin yha" "her zamanki gibi.. aniden.. habersiz.. umarsız. apansız.." tarzı hem karizmatik hem de şirin bişeyler yazmak lazım farkındayım.. ama iki saat entryi kopyaliim diye uğraştığım için mecal kalmadı. orijinal bir şey yazamıyorum. kısmet tabi.
bu firefox şerefsizi kopyala yapıştır yapmıyo lan. olayı nedir anlamadım.
neyse işte dönmüş.. her zamanki gibi.. aniden.. habersiz.. umarsız.. apansız.. yirin.
(#13873264) bir başlıgın altına yazacak hiç bir şey bırakmamış yazardır efendim.
çok acayip bi adamdır. böyle karılar, kızlar, alemler. boş gezer, dolu yatmaz ibiş. severim, arada tavlada elime verir, pes'te ağzıma. batak'ı da güzel oynar. sözlükteki objebi'ymiş lan bizim mcç, bugün öğrendim. pis selebriti.
selebritiymiş. buradan okuyunca öğrendim ve içimden "vay amına koyim götüne parmak attığım adam selebriti" dedim kendi kendime...
(bkz: uyumam sensiz)
çok hatun kaldırdığı söyleniyormuş. o hatunları nereye kaldırdıysa bir an önce ortaya çıkarmalı. sözlükte hatun kalmamış.
güncel Önemli Başlıklar