bugün

ntv nin temmuz ayı boyunca çeşitli çevre ile ilgili , çevre sorunları , yapılan yanlışlar ve hayatımızda değiştirmemiz gerek dünyaya zarar verici genel konuların ele alınacağı , halkı ve toplumu bilinçlendirmek adına yürütülen süreçtir. yiyecekler ile ilgili bilinmesi gerekenler , toplum önünde saygı kazanmış ünlü kişilerin çevre ile ilgili düşündüklerini görebileceğimiz , yakın plan da çevre sorunları ve doğaya verdiğimiz zarar ve nasıl geri dönülecebileceği üzerine sunumlar ve konuşmaların olacağı , yesil.ntvmsnbc.com adresinden her türlü gelişmeyi ve bilgiyi edinebileceğimiz mükemmel ötesi bilgilendirici ve doğal olarak ntv nin yaptığı programlar bütünüdür. ayrıca bazı saatlerde yeşil haberci , yeşil belgeseller , yeşil rehber ve yakın plan programlarının izlenebileceği dönemdir.
ntv'nin doğayı korumak amacıyla yaptığı ama geçen günlerde mutfakta süt dana bonfile yapmasıyla bu nasıl çevrecilik dedirmiştir.
ntv'nin maalesef geçici olacak yeni yayın kuşağı. bu yaz ntv izlemek keyifli oluyor gibi. ntv'gibi fazla izlenen bir kanalın türkiye'de fazla ilgi görmeyecek olan bir konuyu; sağlık ve çevre'yi ele almış olması ve bununla ilgili onlarca konuyu canlı yayınlarıyla, yerli-yabancı belgeselleriyle, reportajlarıyla, haberleriyle izlenebilecek bir formata sokması çok başarılı, daha da önemlisi cesurca.

tüm gün boyunca hem eğlenerek hem de bilgilenerek cevreye verdiğimiz zararı, nasıl umursamadığımızı da ekran karşısında çekirdek yerken göreceğiz. sonra o çekirdek yediğimiz kabı elde yıkayarak yılda 80 ton suyun boşa akmasını sağlayacak, geri dönüşümü olmayan plastik ambalajı çöpe atarak 300 yıl toprağın ne kadar kirleneceğini bileceğiz.

tvden yapılan çevre ve sağlıkla ilgili uyarıları ne kadar ciddiye alır insanlar? biraz düşündürücü pek etkili olmuyor gibi.

ntv'nin yaptığına gelince büyük bir alkışı hak ediyorlar.
yayıncılık anlayışının ve gazeteciliğin yerlerde süründüğü günümüz medyasında, ayakta alkışlanması gereken ntv yapımıdır. aferindir, bravodur, tebriklerdir. ne kadar etkili olduğu tabi ki tartışılır ama çevreye, ekolojiye, doğal hayata destek olacak tüm projelere gönülden destek vermek gerekir. tabi bu işler gönül işleri değil, cebinde parası olanın biraz da destek olması lazım.
bir gün ntv izlerken, siyasi olaylarla ilgili telefona bağlanan bir zat aynen şöyle demişti : "yahu gündem bu kadar yoğunken, siz manav gibi programlar yapıyorsunuz."
iyi güzel olan ekrandır. fakat sosyetik yemekler falan pek hoş duygular yaratmıyor insan bünyesinde. şimdi sosyetik demek istemezdim, sevmem de bu tür basit kelimeleri. fakat görüntü odur. tamam çevreyi en çok kirletenler en çok tüketenlerdir, onlar da zengin kardeşlerimizdir. fakir adam ekmeğinin son kırıntısıyla tabakta kalan pirinç tanesini sıyırma uğraşındadır. organik morganik adam ne anlar, zaten köyde yaşayanlar inorganik besinlere muhtaç kalmış.

bir de o yat ile boğaz turu yapıp aynı zamanda röportaj yapılma hadiseleri.. eyvallah istanbul'un yeşili meşili güzel hoş, ölü deniz mölü deniz süpér. ama ben otobüse bile binmeye parama kıyamazken çıkıp milyarlık hibrit arabaları özendirmek, sıcaktan kavrulurken çevre dostu klima reklamı yapmak... bilemiyorum yakıyor bazen canımı, benim gücüm yetmediğinden değil gücü yetmeyenleri gördüğümden.

ama tekrarlıyorum, çevreyi en çok kirleten en çok tüketendir, sokaktaki dayı, amca zaten sadece karbondioksit verebiliyor atık olarak, onu da bi yerlerinden. eşek gibi ciplere binip, 18 derecede üşeyenler izlesin o programları.

ara sıra sokaklara da dönsün çevre ile ilgili ne düşünüyorlar diye? baksınlar hiç yerler de karton, şişe bir şey oluyor mu gece vakitleri. tüm çevreciler çıkıyor at arabalarıyla dünyayı kurtarmaya, küresel ısınmayı durdurmaya...
ntv'nin kürsel ısınmadan silikozis hastalarının sorunlarına, denizi kirleten kaçak tesislerden orman yangınlarına, hayvanlara kadar, kısacası çevre, ye$il ve sağlık konularının ele alındığı, geçen yaz da yapılan program. saat altı haberlerinden sonra 18.15'te yayınlıyorlar.

yesil.ntvmsnbc.com
başka işi mi yok bunların dedirten yayınlardır. çevreyi bu kadar katleden bu kadar vurdumduymaz insanların arasında çıkıp tek başına böylesine mükemmel yayınlar yapması, çevre ile bu kadar ilgili olması delilikten başka bişey değil. neyine lazım senin çevre? sen reklam gelirlerine bak parayı kazanmaya bak dünya mahvolmuş hayat avuçlarımızdan kayıp gitmiş önemli mi sanki?
bu sene programın üçüncü yılı ve program 5 haziran dünya çevre günü'nde ba$layacak.

http://www.ntvmsnbc.com/id/25101594
Özellikle Ultimate survival'ın yıldızı Bear Grylls'in Türkiye versiyonu Serkan Kılıç'ın doğada tek başına programını merakla beklediğim, doğa temalı programlar serisi.
üçüncü sezon için yine keyifli programlar ve belgeseller hazırlamış olan ntv yayın kuşağı. tuncel kurtiz'in seslendireceği insan belgeseli ve başka aktüel programlarda olacak. serdar kılıç yine doğada tek başına isimli programıyla karşımıza çıkacak ama sanırım farklı bir konsept var bu sefer. tuncel kurtiz ve dostları olsa keşke yine. koyu muhabbete tutulsalar, o sımsıcak dostane havayı tekrar yaşasak bizde.
yaz ayının gelmesiyle sene içinden daha rahatlayan haftalık programda yer dolduran program kuşağıdır.gönül isterdi ki tüm seneye yayılsın,tüm kanallara bulaşsın.neyse iyi yanlarını söylmek de fayda var bu program kuşağı çerçevesinde yeşil kürsü var efendim orada kırsal kesimdeki amcalarımız kahvede boş boş oturmanın ötesinde bu kürsüye çıkıp sorunlarını,dileklerini dile getiriyor.öyle bi kaç tane yardımcı danışman olmadan hem de en samimi şekildehem de en şivelisinden.
an itibari ile yeşil ekran formatındaki programın bisikletli sunucusu bir arıyı nasıl öldürdüğünü anlatıyor. çok garıp hem doğa sloganı ile program yapılıyor hemde arıyı nasıl öldürdüğünü anlatıyor.
ne zaman bu ağacı tanıdınız mı kısmına denk gelsem, sorulan ağaç ıhlamur çıkıyor. içime fenalık geldi.
ne yazık ki artık yeşil ekranın anlamı değişmiştir. ağaç yeşili değil de dolar yeşilidir.