bugün

Irvin Kershner 'in yönetmenliğini yaptığı bond filmidir.
(bkz: tekrar söyleme) telaffuzlu ingilizce cümle.
yavaş ilerlese de, sırf klasik bond diyalogları için izlenebilecek bond filmi. hatta "yaşlı bond" olayı biraz farklı bir hava katmış, biraz daha eğlendim sanki.
fakat mesela sırf giriş sekansının olmayışı sinir bozabiliyor. nerede ulan beyaz bir yuvarlağın içine girip bir anda kameraya dönüp ateş eden james? insan üzülüyor.
sanki dozunu hafifçe kaçırmış olsalar da zamanın bond filmlerindeki alışılmış absürdlük bu filmde de var. mesela atla denize atlama sahnesi var bir tane. ben ilk gözümde canlandırdığımda "e olur olur" falan yapmıştım, fakat izlerken "öeh amınaköyim"lar çıkmadı değil ağzımdan.
ayrıca bond serisi filmlerinden bu filmi ayıran en büyük özellik de kötü karakteri.
yani adamın ne tam gözünün üzerinde yara var, ne de bacaklarında bir sorun. kel de değil. bildiğin sarışın, böyle yakışıklı bir beyefendi. ayrıca video oyunu falan da seviyor şerefsiz, hatta bir tane de kendisi yapmış. öyle bir karakter. izlerken garipsememek elde değil.
sonuç olarak sırf bond serisinden sayılmıyor diye izlenmeyecek bir film değil. hatta içinde rowan atkinson falan bile var. izlenir, dr.no'dan başlayıp skyfall'a gelirken atlamayın.