bugün

çünkü allah bizi sınav olmakjadslfkj, şaka lan şaka atomlarımıza kadar işlenmiş hayatta kalıp genlerimizi bir sonraki nesile aktarmak için. sürekli var olmak istiyoruz çünkü madde varlık ve yokluk arasında bir seçim yapacaksa her zaman var olmayı seçer. büyük patlamada 2 elektronun 1 protanla birleşip var olmayı seçmesi gibi 2 elektron yerine 1 elektron reaksiyona girseydi birbirlerine en uzak noktada sabit kalıp hiç bir zaman zaman kavramını meydana getiremeyeceklerdi. ve sende vücuduna işlenmiş her atom un yaptığı gibi var olmayı seciyorsun.
bir çok insanın bilmediği bir sorudur. bir çok insanın da kendini kandırdığı durumdur aslında.

-niye yaşıyon len
-öle işte allah, şeytan melekler falan. ultron çağı gibim böle. elma var yersen? bolca ego yapıyor ama öle elma deyip geçme.

-niye yaşıyoruz len?
-yaşıyormuymuşuz?

-niye yaşıyoruz len?
-uyumak için
Sikimde bile olmayan soru. Hayatta daha önemli şeyler var yapılacak işler dertler tasalar. Bunu sorgulamak bana ne kazandırcak felsefeci mi olacağım?
cevabı kişiye göre değişen bir soru.

kimine göre sınav için yaşıyoruz. lakin bana göre;

madem öleceğiz neden yaşıyoruz? madem tanrı var, neden bu zulüm var? 1 hamlesi 1 düşüncesi ile bitirebilecek ise her şeyi neden bunlar yaşanıyor? madem bizi yanına alacak, neden dünyaya getirdi? içi kötülük dolu insanlar neden yaşıyor? dünyada ki insanların çivisi çıkmış iken neden her şey bitmiyor 1 anda?

bunların cevapları nedir?
yiyip içip yatmak için değil heralde ama çoğumuz böyle yaşıyoruz. bir sınav için yaşadığımızı, asıl hayatın ahiret hayatı olduğunu biliyoruz ama bildiğimiz halde seküler hayatı kucaklıyoruz. aslında herkez herşeyi biliyor gençlik ve muhtemelen bu başlığı açan kişi de bunu biliyor.. ama benimle beraber kaç kişi yanlış yapıyoru da öğrenmek istiyor heralde..
öyle zaman geçsin falan.
Felsefenin temelini oluşturan soru(n)lardan biri.

Ölümle neticeleneceği belli bu kısıtlı sürede niçin çabalayıp duruyoruz? Her şeyin sonu gelecekse, zerren bile kalmayacaksa bir anlamı var mı bu hayatın?

Anlam olarak gördüklerimiz kendini kandırmaktan öte gidemiyormuş gibi. Neslini devam ettirme çabasında olan karıncadan farksızız. Gördüklerimiz gök kuşağı gibi bir ilüzyon. Boşluklardan oluşan sonsuz boşluk içinde çırpınıyoruz. Nerde yüzdüğünü, hangi limana çıkacağını bilmeyen sandallarız aslında. Zavallıyız. Bilmeden yaşıyoruz ya da yaşadığımızı sanıyoruz.

Evet, bunu iyice düşünmek lazım; niçin yaşıyoruz? Niçin hemen şuan buna bir son vermiyoruz?

Bu düşünceler bir zehirse zihnimizde dolanan panzehiri de şu olabilir belki; Belkide sonu olduğu için, biricik olduğu için güzel ve anlamlıdır bazı şeyler.
queen in bir şarkısında geçtiği gibi; kim sonsuza kadar yaşamak ister ki?!

Sorular ardı ardına gelir, bitmez çelişkiler. Standart moda alıp sürüye kapılmalı...
insanın yaşama, var olma gayesini irdeleyen sorudur.

klasik bir cevap gibi olacak fakat; güzel bir hayat geçirmek diyebiliriz. bu cevaptaki "güzel bir hayat" kısmının içeriği görecedir ve farklı bireyler tarafından farklı şekilde doldurulabilir.

"güzel bir hayat geçirmek " cevabı yeterince ulvi midir ? veya insana, varoluş gayesini sorgulatan bu merakını tatmin edici nitelikte midir ? tartışılır.
Soruya islam dini üzerinden cevap vereceğim. şunu da belirtmek isterim ben hoca değilim.

Allah bir düzen kurmuş. bir sistem oluşturmuş. sistemin sonunda ebedî güzel, mutlu bir dünya (cennet) ve ebedî kötü, acı dolu bir dünya (cehennem) var.

Hayatına a ve b olacak şekilde seçenekler sunmuş. ornek veriyorum; okul okumak veya okumamak.

sen hayatında bu tür seçenekleri seçerek sona yaklaşıyorsun. ve sonunda hakkinla kazanmış olduğun yere gidiyorsun. bu kadar basit. Kaderin senin seçimine bağlı, senin elinde unutma!
-ilk olarak ölünce ne olduğunu tam olarak kimse bilmiyor insanın başına her b*k gelebilir.

-ikincisi ölüm zaten sen istemesende bir gün selip seni bulucak ama bir trafik kazası ama bir hastane odası. e nasıl olsa tadacaksın o duyguyu eninde sonunda bence aceleci olmaya gerek yok elinde fırsat varken tatmadığın şeyleri tat. son nefesinde pişman edebilir insanı

-üçüncüsü, en b*ktan yaşantı bile sonsuzlukta süzülmekten, hiçtikten yada elinde asa ile cennet cehennem tayini yapan bir tanrıyla karşılaşmaktan daha iyi.
"allaha kulluk etmek için yaşıyoruz" bana biraz garip geliyor. Kuran'ın bir çok yerinde allah'ın hiç bir şeye muhtaç olmadığı ve merhametli olduğu yazıyor. O halde neden kendine tapsınlar diye insanları yaratsın?

Her şeye gücü yeten bir yaratıcı kendisine tapsınlar diye bir takım canlılar yaratır mı?

kesin olan bir şey var ki bu dünyaya gelmeyi biz seçmedik. madem yaşıyoruz güzel yaşamak istiyoruz. inançlı ya da inançsız herkesin hayatta belli amaçları var. mutlu olmak, huzurlu olmak, para kazanmak, aile kurmak, cennet, vs. her bireyin istek ve amaçları farklı.

bütün kutsal kitapların tamamını okumuş birisi olarak hayat bana hep garip gelmiştir.
kendimce hiç bir cevabı tatmin edici bulmadığım için çılgıncasına fedakarlık yaparak kaçındığım sorudur.
ölmek için.
Ne bileyim... Yaşıyoruz işte. Sonunu merak ettiğimiz için imdb puanı 2 bile olmayan bir filmi izlemek gibi.
Harika müzikler dinlemek muhteşem manzaralar seyretmek mükemmel lezzetler tatmak harikulade kokuları koklamak ve inanılmaz güzel hisler uyandıran şeylere dokunmak için. Sadece 1 er kez bile olsa. Enteresan değil mi..
Valla bir nedenim yok öylesine ölmek için yaşıyorum.
maksat sınav olsun.
çünkü neden yaşamayalım?
tam olarak cevap veremeyiz ama şu kesin ki tüm bunların sebebi "can sıkıntısı".
yemek, içmek, sıçmak, duş almak, bir kaç fantezik şeyler.
(bkz: vize haftası sendromu)
üzerine düşününce ağır bir psikoza sürükleyen durum. sorgulamayın, ölmek için yaşıyoruz hepsi bu.
Önemli olan katılmaktı.
Hakikati bulmak için mi ? Hakikat neydi ? Tek bir hakikatten bahsedilebilir mi ?

Yarınları tüketmek için yaşıyorum, yaşıyoruz. Hakikatin peşinden koşacak cesaret ve özgürlüğe sahip değiliz.
insanoğlunun eskiden beri cevap aradığı en temel sorulardan biridir. Sartre, Varoluşçuluk bir insancıllıktır başlıklı, 1946 tarihli konferans metninde varoluşu: ''Var olmak susamadan içmek gibi bir şeydir.'' şeklinde açıklıyor. (bkz: varoluşçuluk) ayrıca (bkz: Anksiyete)