bugün

yahya kemal beyatli bahsederse normaldir.
cok konusma nazim, bana anan lazim demisligi vardie.
kimin bahsettiğine bağlı tabii, ama samimiyetle ilgisi yoktur. nazım hikmet ten nazım diye bahsederek, ağzını yaya yaya bir cümleyi doğrultmaya çalışan kişinin samimiyetten çok bir sahteliğe yakın olduğunu sezebiliriz.

onun şiiri için;

"boğucu bir sessizlikte ateşten goncalardır
o demirden şiirler ki sanki tabancalardır "

diyen attila ilhan, nazım hikmet e nazım der. sana noluyoya ?
nazım hikmet ran'dan nazım hikmet diye bahsetmek gibidir.
nesir yazmayı sevmeyen nazım türünü benimsemiş yazarın şiirsel halleridir.
nazım'ın samimiyetini bilmektendir.
bizden biridir, ondan kaynaklanır. necip fazıl'a necip diyen birini duydunuz mu ya da mehmet akif'e mehmet... yoktur çünkü bir nazım samimiyeti yoktur onlarda.

not: eksiye yüklenmeden önce belirteyim canım hepsi ayrı ayrı çok kaliteli şairlerdir. kaliteyi tartışmıyoruz ama değil mi?
nazım başka şekillerde de kullanıldığı için karıştırma olabilir. nazo hikmet falan desen neyse..
bilinçaltında "ben onun felsefesini, sanatını yuttum bitirdim" mesajı verme kaygısı olabilir. olaya o derece hakimim ki düşünsel anlamda en yakın yoldaşı benim gibi bişeyler işte.
(bkz: okan bayülgen e okan demek)
olabilir, sorun teşkil etmiyor, lise yıllarında okulun yakınındaki "nazım hikmet parkı"nda sürekli buluştuğumuz;

-canım neredesin

+nazımdayım canım

-tamam hayatım zaten çocuklarla nazıma geçiyoruz

gibi "nazım hikmet"'ten nazım diye bahsedilebilir.
(bkz: müslüme baba diyorsun ama)
nazım hikmet'i gerçekten sevmekten ileri gelen durumdur. nasıl can yücel'e can baba diyorsa can yücel sevenleri, nazım hikmet'e de nazım demekte yanlış bi' şey görmezler nazım sevenleri.
Nazım Hikmet'ten bahsederken entellektuel duruşunu öne çıkarmak isteyen zat-ı muhteremin, çok samimı arkadaşından bahsedermişçesine sarfettiği hitap biçimi. Gören de der kı eleman Nazım Hikmet'le mahalle kahvesinde sabahtan akşama kadar okey çeviriyolar.
orhan veli kanık'la olan ahbaplığın o'na "orhan veli" olarak hitabederken ortaya çıkmasından farklı değildir.
abartılmaması gereken durumdur . zira nazım hikmet zaten halk canlısı ve samimiyetli biri olduğundan mütevellit insan kendini yakın hissediyor . führer diyecek halimiz yok .
gereksizliktir. ister büyük bir insan olsun isterse nazım hikmetten daha önemli bir şahsiyet olsun bu yapılan terbiyesizlikten başka bir şey değildir. daha çok nazım hikmet'i kendine yakın hisseden insanlar bunu yapar ki bu daha üzücüdür.
nazo gelin çaya iner, seke seke çaydan geçer, ayağına takar hal hal diye bir hal almış ebleklerin samimiyet arayışı.
yakın hissetmekten ileri gelir.*
(bkz: sezen aksu ya sezen diye hitap etmek)

(bkz: sezen aksu ya sezen diyen hafif sisman gibi kadin)
büyük şair nazım hikmet ten babasının oğluymuşçasına bahsetmektir. ergen gerisi sefillerin * yaptığı bu iş, "ben nazım hikmet'in bütün eserlerini okudum, hakkında çok bilgim var" demek istemelerinden gelir. nazım bir şiirinde der ki, nazım şöyle, nazım böyle...

bazı aklı evveler de " madem öyle nazım hikmet ran diyelim " sazanlığında bulunmadan ekleyeyim: o aynı şey değil ki, hiiiç aynı şey değil.