bugün

aynı zamanda nazım'ın dizelerini anlamayı beceremeyen insanlarla aynı ülkede yaşamaktır ki, ne acı...
7 milyar insanın anlamadığı dizeleri de anlamamaktır.
nazım dünyaca tanınmış, eserlerine ve kendisine saygı duyulan bir şairdir. götünden element uyduran bazı varlıkların eleştirmesi nazım'ı ne alçaltır ne yüceltir. adam olsaydın da sen de yazsaydın.
aynı zamanda nazımın ideolojisini de anlamamaktır.
aynı zamanda nazımın dizelerindeki aşkı, sevdayı anlayamamaktır.
aynı zamanda nazım hikmet sevdalılarını hor görmektir.
--spoiler--
Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
Onlardan kalbime sevda geçmiyor
Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
Çünkü bence şimdi herkes gibisin



Yolunu beklerken daha dün gece
Kaçıyorum bugün senden gizlice
Kalbime baktım da işte iyice
Anladım ki sen de herkes gibisin



Büsbütün unuttum seni eminim
Maziye karıştı şimdi yeminim
Kalbimde senin için yok bile kinim
Bence sen de şimdi herkes gibisin
--spoiler--
aynı zamanda bu dizelerdeki duyguyu hissedememektir.
(bkz: trolleri bile kolpa olan bir sözlükte yazar olmak)
biraz yaratıcı olun be kardeşim, hep aynı muhabbet. hepiniz aynı adam mısınız lan yoksa?
Dünyadaki herhangi bir ülkenin insanı büyük şair dese inanmayacağımız, yüzlerce ülke insanı büyük şair dediğine göre sanırım inanmak zorunda kalacağımız şairdir.
kuvay-ı milliyet destanını, kurtuluş mücadelesini yazan adamla alıp veremediği olanın düşüncesidir.

düşüncenin babası ise bugünkü manisa konuşmasıyla vatansever (!) başbakandır. kendisi demiştir ki: "şehitlerimizi sessizlik içerisinde uğurlamalıyız." onun da zoruna giden şu sözlerle ülkemizin inlemesidir: şehitler ölmez vatan bölünmez!!!
bu mükemmel vatan ve millet aşkı ile andığımız ulu şairimize dil uzatanlara hiç bir şey demeye gerek yoktur sanırım.
sen benim sarhoşluğumsun...
ne ayıldım, ne ayılabilirim,
ne ayılmak isterim.
başım ağır, dizlerim parçalanmış
üstüm başım çamur içinde
yanıp-sönen ışığına düşe kalka giderim.

asla bu dizeleri okumamış olan ya da okurken kalbi ve beyni başka yerlerde olan kişinin söyleyebileceği söz.
yazarın nazım hikmet'in şiirlerini hiç okumadığı aşikardır. okusaydı bu cümleyi sarfetmezdi herhal.

"En güzel deniz:
henüz gidilmemiş olanıdır...
En güzel çocuk : henüz büyümedi.
En güzel günlerimiz :
henüz yaşamadıklarımız.
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz :
henüz söylememiş olduğum sözdür..."

-veya-

"Sarılıp yatmak mümkün değil bende senden kalan hayâle.
Halbuki sen orda, şehrimde gerçekten varsın etinle kemiğinle
ve balından mahrum edildiğim kırmızı ağzın, kocaman gözlerin gerçekten var
ve âsi bir su gibi teslim oluşun ve beyazlığın ki dokunamıyorum bile... "

dizelerini yazan bir şair değil de nedir ey yazar?
ideolojik görüşlerimiz hiç uyuşmasa da çok büyük bir şair olduğu gerçeğini her zaman kabul ettiğim nazım hikmet ile aynı ülkede yaşama durumudur. mezarı ülkemizde olmasa da..

Akıyordu su
gösterip aynasında söğüt ağaçlarını.
Salkımsöğütler yıkıyordu suda saçlarını!
Yanan yalın kılıçları çarparak söğütlere
koşuyordu kızıl atlılar güneşin battığı yere!
Birden
bire kuş gibi
vurulmuş gibi
kanadından
yaralı bir atlı yuvarlandı atından!
Bağırmadı,
gidenleri geri çağırmadı,
baktı yalnız dolu gözlerle
uzaklaşan atlıların parıldayan nallarına!

Ah ne yazık!
Ne yazık ki ona
dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak,
beyaz orduların ardında kılıç oynatmayacak!

Nal sesleri sönüyor perde perde,
atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde!

Atlılar atlılar kızıl atlılar,
atları rüzgâr kanatlılar!
Atları rüzgâr kanat...
Atları rüzgâr...
Atları...
At...

Rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti hayat!

Akar suyun sesi dindi.
Gölgeler gölgelendi
renkler silindi.
Siyah örtüler indi
mavi gözlerine,
sarktı salkımsöğütler
sarı saçlarının
üzerine!

Ağlama salkımsöğüt,
ağlama,
Kara suyun aynasında el bağlama!
el bağlama!
ağlama!
(bkz: sen şimdi yaşadığını mı iddia ediyorsun)
(bkz: ölmüş bu)
"nazım hikmet'in şair sayıldığı ülkede yaşamaktan yakınanların adam sayıldığı bir ülkede yaşamak" 'tan daha kolaydır.
dünya diye düzeltelim.
beğenmezseniz mars'ta su bulundu diye işittikti.
Kimse başlıklarıma cevap atmıyor madem,boş konuşayım diyenlerin olduğu ülkede yaşamak
nazım'ın tek şiirini yarım aklıyla yorumlayan insanın cıkarımı.
türkiye hariç herhangi bir ülkede yaşamaktır.

çünkü öz vatanı dışında nazım hikmet, her ülkede dünyanın önde gelen şairlerinden, sanatçılarından, "insan"larından biri olarak sayılır.

özlemini çektiği ülkesinde ise hapse atılır, vatandaşlıktan atılır.

biz bu ülkenin halkı mıyız, düşmanı mı?

ayrıca:
--spoiler--
trrrrum,
trrrrum,
trrrrum!
trak tiki tak!
makinalaşmak istiyorum!

beynimden, etimden, iskeletimden geliyor bu!
her dinamoyu
altıma almak için çıldırıyorum!
tükrüklü dilim bakır telleri yalıyor,
damarlarımda kovalıyor
oto-direzinler lokomotifleri!

trrrrum,
trrrrum,
trak tiki tak
makinalaşmak istiyorum!

mutlak buna bir çare bulacağım
ve ben ancak bahtiyar olacağım
karnıma bir türbin oturtup
kuyruğuma çift uskuru taktığım gün!

trrrrum
trrrrum
trak tiki tak!
makinalaşmak istiyorum!

nazım hikmet, 1923.
--spoiler--
(bkz: deniz gezmiş in allah sayıldığı ülkede yaşamak)
memleket ateşiyle yanan bir şairin ülkesinde yaşamaktır, gurur duyduğum, duyacağımdır . bunu herkesin anlayamamasını doğal karşılamak gerekir çünkü Nazım zamanında vardı samanlığı yakıp, samanlığımızı yaktılar diyenler.
(bkz: bsg)
dörtnala gelip uzak asya'dan
akdenize bir kısrak başı gibi
uzanan bu memleket bizim.
bilekler kan içinde,
dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benzeyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim. Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, yok edin insanın insana kulluğunu,
bu davet bizim. yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi KARDEŞÇESiNE,
bu hasret bizim...

ayrıca kominist değil komünist olacak. klavye hatası değilse araştırın sözlüğe bakın öyle yazın bari işe yarasın.
yazar olduğun sözlükte yazar olmak denilesi eylemsidir.
bir zamanlar, nazım hikmet'in vatan haini sayıldığı ülkede yaşamaktır.
"Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet.
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla,
bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
"Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."

Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
memleketini nazım kadar sevebilecek mertebeye gelemeyen boş kafa ürünü zırvadır. asıl onun bu kadar sevdiği memlekette yazar kişinin yaşaması kadar acı verici bir şey var mıdır? ayrıca bir insan daha var mıdır ki memleket hasretini bu şekilde tanımlasın;
--spoiler--
sen şimdi yalnız saçımın akında,
enfarktinde yüreğimin, alnımın çizgilerindesin memleketim.
--spoiler--