bugün

Ben merkezcil oluyorum sadece kendimi düşünüyorum.
"Daha kötü de olabilirdi her şey" diyorum. Sonra istemsizce mutlu oluyorum.
Aslında belki klasik gelecek ama bazen basit şeyler de mutluluk getirebilir. Ailemizin sağ olması, bizim veya sevdiklerimizin başına kötü bir iş gelmemesi, yiyecek bir kap, barınacak bir yer, ve giyilecek az da olsa giysilerimiz var. Yaşayabildiğimiz bir vatan, henüz akıl/beden sağlığını kaybetmemiş vücut, derin acılar yaşamadığımız hayat ve kalbimiz var.

Peki bunlar için şükür ettik mi? Belki hayır belki evet.... Ama çoğu zaman hayır.

Peki aza kanaat ettik mi? Belki hayır belki evet.... Ama çoğu zaman hep fazlasını istedik.

Peki bunlar için mücadele ettik mi? Belki hayır belki evet.... Ama çoğu zaman fırsatın bizim ayağımıza gelmesini bekledik, mücadele etmedik.

Peki mutlu olmayı nasıl başarıyoruz? Bardağın dolu tarafını göremeyip, bulutun ardında güneş olduğunu bilmemekten mutsuzluğumuz. Belki bakmayı değil, görmeyi öğrenirsek her şey yolunda olacak.....
mutluluğun devamlılık arzetmeyen ara ara gelen giden bir hal olduğunu kabul ederek.
Başaramıyoruz.
En azından bu durumda, ben başaramıyorum...
Örneğin; sevgilim doğum günümde hediye almadı diye kavga çıkartmıyorum ya da sevgilim parası olmadığı zaman cafeye götürmüyor diye trip atmıyorum halinden anlıyorum alttan alıyorum, tek bir gülümsemesi için her şeyi yaparım. Bu da beni mutlu ediyor böyle mutlu oluyorum.
her konuda beklentilerimi düşük tutarak. aslında çok da mutlu etmiyor ama işte.
Çekirdek içi biriktirip kolaya atıyoruz efem.
Basardigimi kim soyledi ki? illet gibi yapisti üzerime uzun sureli bir mutluluk yasamadim ve mutsuzum hep.
Birkaç küçük sırrım var. En küçüğü de benim için değerli olan beyaz bir tişörtü giyip minik yanık mektubumu okumak.

Dünya üzerinde sadece ve sadece bana ait bir şeyin varolduğunu bilme hissi paha biçilemez.

Dünya üzerinde sadece ve sadece bana ait bir ponçiği öpme hissi kadar olmasa da...
Her şerde bir hayır vardır'ı benimseyerek. çünkü kendinizi de parçalasanız olan olmuş, biten bitmiş, giden gitmiştir.
Ya da mutluluğun anlık bir şey olduğunu ve sonsuza kadar süremeyeceğini kabullenerek.

kendimi kandırarak. Aklıma ne zaman beni mutsuz eden birileri/ bir şeyler gelse saçma sapan şeylerle kendimi oyalayarak unutmaya çalışıyorum.
Ama en önemlisi de mutsuzluğumu gülen bir yüzle kamufle ederek, her şeyi içimde yaşayarak, kimseye bir şey çaktırmayarak, kısacası mutsuzluğumu gizleyerek mutlu olmayı başarıyorum.

Mutlu olmak için kendinizi kandırmayı öğrenmelisiniz, bol şans!
ps4 ve ps4 kulaklık . yanında bf1 .
dış dünyadan koptuğum an .
para valla. gayet de mutlu ediyor.
Mutlu olduğumuzu falan nereden çıkardılar ki.
Olum harbiden lan.

Hic mi durdugunuz yerde ansizin, 'acaba ne bok yicem ben? Ne olacak bi halimiz, acaba o isi nasi halledicem? Ooff.' Gibi sorular zinciri gelmiyor akliniza?

Gece yastiga basinizi koydugunuzda derin bir of cekip uykuya zorlaa daldiginiz gunler nasil olmaz amk?

Olacak ulan, herkes herkesle mutlu olsun, mutluluk paylasinca guzel....
Kabullenerek.
görsel
ana haber bültenlerini izlemeyerek.
(bkz: antidepresan)
Az ama nitelikli olan, insan, eşya ve hayal üçlüsüyle.
Ben başarıyorum ama etrafımda başaramayan insanlar var ve onlar benim pozitif enerjimi emip bana negatif enerjilerini yaymaya çalışıp bundan tatmin oluyorlar. Bu yüzden mutluluğum bi anda bozuluyor.
21 senelik hayatımda henüz göremediğim bir durumdur. Böyle gelmiş umarım böyle gitmez
başaramıyoruz.
Düşünmeyerek tabiki. Yaşadığın yer, yaşam tarzın, paran, ailen, arkadaşların, işin, kıyafetin, sahip olduğun olamadığın her şey ve daha nicesi. Fazla düşünmeyin. Akışına bırakın ve çevreye bakın. Keşfedebileceğiniz ve mutlu olabileceğiniz çok şey var.

Ve Beklentiyi de en düşük seviyede tutmalı ki insan fazla üzülmesin. Bu iki düşünce yapısı mutluluğa açılan kapı kanımca. Evet.
Mutlu olmaya sartlanmayarak ve mutlaka hayvan besleyerek onlara anlam yükleyerek, güzel rüyalar görerek. Sevdiğin yiyecekler yiyerek. Tabi bunları yapacak parayı kazanarak.