bugün

"...Efendiler, maddi ve bilhassa manevi çöküş korku ile... aciz ile başlar. Aciz ve korkak insanlar, herhangi bir felaket karşısında, milletin de uyuşukluğa düşmesine ve çekingen bir hale gelmesine sebep olurlar. Aciz ve tereddütte o kadar ileri giderler ki, adeta kendi kendilerine hakaret ederler. Derler ki biz adam değiliz ve olamayız! Kendi kendimize adam olmamıza imkan yoktur. biz kayıtsız şartsız , varlığımızı bir yabancıya teslim edelim. balkan savaşı' ndan sonra milletin, bilhassa ordunun başında bulunanlar da başka tarzda ve fakat aynı zihniyeti takip etmişlerdir.

türkiye' yi böyle yanlış yollarda çökme ve yok olma vadisine sürükleyenlerin elinden kurtarmak lazımdır. bunun için bulunmuş bir hakikat vardır, ona uyacağız. o hakikat şudur: türkiye' nin düşünen kafalarına yepyeni bir iman aşılamak, bütün millete taptaze bir ruh vermek. "
yıl 2020 ben hala burdayım.
https://i.hizliresim.com/9YJ3Mo.jpg
kalbimin en içinde yatan yiğidim aslanım.
Mekanı cennet olsun .
görsel

❤♾.
görsel
Kurban olurum..
sembolümüz, babamız, idolümüz, türk'lükle övünmek için yegane sebep.
görsel

Softa sınıfının din simsarlığına müsaade edilmemelidir. Dinden maddi menfaat temin edenler iğrenç kimselerdir.

Mustafa Kemal ATATÜRK

(Kılıç Ali-Atatürk'ün Hususiyetleri-Sayfa 116).
görsel

“Sevmeye Vakit Bulabildik Mi?“
22 Ocak 1923 akşamı Bursa’daydı. Gazi Paşa’yı ağırlamak için sabırsızlanan Raufi Bey ve eşi Laika Hanım, büyük kurtarıcının onuruna bir akşam yemeği vermişlerdi Madam Brod’un otelinde.

Sofrada bulunan Kurmay Binbaşı Cevdet Kerim (incedayı), Laika Hanım’la birlikte, Gazi Paşa’ya sorular yöneltiyor ve O’nun duygusal yönlerini tesbite çalışıyorlardı.

Bir aralık Laika Hanım, bir hayli duraksamadan sonra tüm cesaretini toplayarak:

-“Paşam!..” dedi. “Af buyurunuz, bir şey sormak istiyorum: Hiç sevdiniz mi?”

Mustafa Kemal Paşa, elindeki kadehi dudaklarına götürdü, bir yudum içti; bir süre daldı ve sonra gözlerini Laika Hanım’a çevirerek:

“Sevmek…” dedi… “Sevmek!.. Hanımefendi, sevmeye acaba vakit bulabildik mi?.. Bir ömür, çeşitli mücadeleler içinde geçti… Dağ, dere, tepe… Çadırda, karargâhta ömür süren bir askerin sevmeye vakti kalır mı?..”

Etrafta çıt yoktu… Madam Brod’un otelinin geniş salonundaki sofrada tüm başlar ve gözler Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya çevrilmişti.

O, kadehinden bir yudum daha aldıktan sonra ışıklı bakışlarını tekrar Laika Hanım’a çevirdi ve bu kez biraz öncekinden daha etkili bir ses tonuyla:

-“Biz de insanız hanımefendi!..” diye konuşmasına devam etti. “Bizim de çarpan bir kalbimiz, bizim de bir his tarafımız var!.. Askeriz diye mi bu yönümüzden şüphe edersiniz?..”

Kaynak: Şemsi Belli, Fikriye, Bilgi Yayınevi.
"devlet umumiyetle vatandaşların herhangi sanat ve meslekte, zamanımız terakkilerinin icap ettirdiği derecede muvaffak olmasıyla alakadardır.
Bu sebepledir ki, vatandaşların tahsili, terbiyesi, sıhhati ile alakadar olmak mecburiyetindedir.

Devlet memleketin asayiş ve müdafaası için, yollarla, demiryollarıyla, telgrafla, telefonla, memleketin hayvanlarıyla, her türlü nakliye vasıtalarıyla, milletin umumi servetiyle yakından alakadardır. Memleket idaresinde ve müdafaasında, bu saydıklarımız, toptan, tüfekten, her nevi silahtan daha mühimdir.

Bilhassa, para, her türlü vasıtanın üstünde, bir mevcudiyet silahıdır."

medeni bilgiler, sayfa 72
bakıyorum da aranızda hala saygı duymayan hayvanlar var..
canım atam, dün gelibolu belgeselini izledim. ekrana senle ilgili ne çıkarsa kocaman sarılasım geldi sana, çok duygulandım. öpücükler attım her an tvye, çok yücesin. bin yıl da geçse sana duyduğumuz özlem bitmez.
Renkli takım tutmazdı.
sembolümüz, babamız, idolümüz, türk'lükle övünmek için yegane sebep.
görsel

Atatürk'ün, Ankara Palas'ta düzenlenen suarede yabancı misafirlerle sohbet esnasında söylediği bir söz: "Biz kimsenin düşmanı değiliz; yalnız insanlığın düşmanı olanların düşmanıyız!"

O geceden bir kare..(29 Ekim 1936).
gerici ve yobaz kesime on gömlek üstün gelen lider.ruhu şad olsun.
ilerici, demokratik, çağdaş, güçlü, sanayi ve bilim dalında gelişmiş, eğitimli bir Türkiye Cumhuriyeti için gece gündüz çalışıp bu uğurda canını feda eden tanrı kelimesinin yeryüzündeki karşılığı olan lider. gericilerin, halkı din adı altında soyan ve sikenlerin, çağ dışı kalmış dinsel söylemlerin savunucularının ekmeğini kursaklarından çekip aldığı için bazı güruh tarafından sevilmez.
"türkiyeli" diyen hdp yalakası çin malı atatürkçülere hediyemdir.

--spoiler--
“Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümid etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin senelik, en aşağı, bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarları ile sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurları ile yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu; Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk

--spoiler--
görsel

Mustafa Kemal, Libya cephesinde italyanlar’a karşı ...
ilkelerini benimsediğim, siyasal islamı bu ülkede deviren adam. o günler yine gelecek nerde şeyh şık var sallandıracağız.
mustafa kemalın askerleriyiz diyen güruhun hdp denen partiye oy verdiğini bilseydi mezardan çıkar alayını ülkeden sürerdi. evet..
Bu kadar kitap yazan kaç devlet başkanı var sorusunu akla getiren ulu önder.
görsel

Reisicumhur 5 Ağustos'tan 1 Ekim'e (1929) kadar istanbul'da kalmıştır. Bunun üç nedeni vardır. Birincisi, istanbul ve çevresinde sağlığı hakkında dolaştırılan söylentileri yalanlamak, ikincisi Türk Tarihi çalışmalarını başlatmak, üçüncüsü dinlenmek. 6 Ağustos sabahı Tuzla'da özel trenden inen reisicumhur, Vali Muhittin Üstündağ, Kolordu Komutanı Şükrü Nail Gökberk ve CHP Müfettişi Şinasi Paşa ve yanındakilere, "En sonunda beni istanbul'a getirdiniz" diyecektir. Pendik'te kendisini Meclis Başkanı Kâzım Özalp, Başbakan ismet inönü ile istanbullular karşılamıştır. Başbakanın Pendik'teki köşkünde meclis başkanı ile kısa süre dinlendikten sonra Haydarpaşa'dan Söğütlü yatıyla Dolmabahçe Sarayı'na geçmişlerdir. 10 Ağustos akşamüzeri Büyükdere'de Ali Fethi Okyar'ın köşkünün balkonundan kendisine mızıka ile tezahürat yapanlara, "Benim için zahmet ediyorsunuz. Bundan mahcup oluyorum. Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Bu millet, bu memleket yeni rejimin üzerinde dünyanın en makbul rejimi olacaktır. Ben bunu kendi gözlerimle görmeden ölmeyeceğim" diye konuşması dinleyenleri duygulandırmıştır.
Dolmabahçe Sarayı'nda günlük program yoğundur, bazen motorla denize çıksa bile çoğu kere arkadaşlarıyla buluşmakta ve heyet kabulüyle meşgul olmaktadır veya tarihi ve dini mekânları ziyaret etmektedir. 17 Ağustos günü Gazi Çiftliği konulu ilk filmi seyretmiştir. Filmi çeken Ferit ibrahim'i tebrik ile çiftliğin harman görüntülerinin de çekilmesini istemiştir. Ayrıca filmin ülkenin her tarafında gösterilmesini ve özellikle çiftçilere örnek olmasını söylemiştir. 7 Eylül sabahı 10.00'da reisicumhur ve beraberindekiler otomobille çeşitli yerleri ziyaret amacıyla hareket etmiştir. Karaköy'den Sultanahmet-Fatih Yolu ile Rami'ye kadar gidilmiş; Beyazıt'ta üniversitenin çevre düzenleme çalışmaları incelenmiştir. Rami'den dönüşte, Sultanahmet ve Ayasofya camileri ile Eski Eserler Müzesi gezilmiş, Sultanahmet Camii'nin tamiratı gibi işlerin, "Aslına en uygun ve eserin orijinalliğini bozulmadan acele bitirilmesi" talimatı verilmiştir.
1 Ekim günü saat 12.20'de Ankara'da resmi görevliler, kordiplomatik ve halk tarafından karşılanmıştır. istasyonda bulunan ABD Büyükelçisi o günün soğuk, rüzgarlı, yağmurlu olduğunu ve reisicumhurun yardımla vagondan indiğini, yorgun ve yaşlanmış göründüğünü yazacaktır.
Bu arada ilginç bir diplomatik gelişme olmuştur. 12 Ekim'de istanbul Limanı'nı Amiral Frederick Field komutasında ingiltere'nin Akdeniz filosu ziyaret etmektedir. ingiliz diplomatik raporunda vurgulandığı gibi, milli yenilenme ve inşa sürecinde Türkiye Batı'dan esinlenmektedir, fakat, Sovyet Rusya faktörünü göz ardı etmemektedir. istanbul Limanı'nı ziyaret eden ilgiliz Filosu komutanı Çankaya Köşkü'nde reisicumhur tarafından kabul edildikten sonra, aralık ayında Sovyet Rusya ile protokol imzalanacaktır. Aynı raporda son altı aydır ingiltere'nin, 1920'ler başındaki işgali unutturmak ve yeniden güven tesisi için çabaladığı yazılmıştır.
29 Ekim'de New York Borsası'nın çöküşüyle dünyada olduğu gibi Türkiye'de de bir felaket, ünlü 1929 krizi başlamış ve milli paranın korunması konusu Ankara'nın gündemine aniden girmiştir ve dolayısıyla reisicumhur şimdi bu konuyla ilgilenmektedir. Wall Street Krizi'nin yansımaları Türkiye gibi tarıma dayalı ve yeni gelişen ekonomilerde de hissedilmektedir. Şiddetli krizin etkileri, Osmanlı imparatorluğu'ndan kalan borç yükü ile birleşince Türkiye müttefiklerden borç ertelemesi istemek zorunda kalmıştır. Fakat, ingiltere ve Fransa'ya göre, Türkiye'nin ekonomik sıkıntıları dünya krizinden ve Osmanlı borçlarından değil, kamu yatırımlarından ve ekonomik yönden yeniden yapılanmadan kaynaklanmaktadır.
1 Kasım 1929 günü reisicumhur, meclis yasama yılı açılışında 445 kilometre demiryolu döşendiğini, bir yıla kadar 500 kilometre daha döşenmesini hedeflediklerini söylemiştir.

▪︎ Kaynaklar

Ertuğrul Zekâi Ökte, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Yurtiçi Gezileri, s.529-544-550-553 ve 559.

Atatürk'ün Bütün Eserleri, Cilt XXII, s.336-337.

Joseph C. Grew, Yeni Türkiye, s.155.
Yonca Anzerlioğlu, ingiliz Büyükelçiliği Yıllık Raporlarında Türkiye (1929-1931) s.661.

Nur Bilge Criss, Atatürk'ün Mirası, s.98.
TBMM Zabıt Ceridesi, Devre III, Cilt XIII, s.3-4.

》 (Dolmabahçe Sarayı’ndan ayrılırken, istanbul, 31 Ağustos 1929)
Türk'ün tek gerçek lideridir.
zamanında Türk'e kefen biçenin aklını almıştır. Hala daha bazısının aklını alabiliyorsa demek ki çok büyük bir insan.
idealleri ve devrimleri ile yaşasın.