bugün

ashab-ı kiramdan ve ensardan bir sahabi. bedir savaşına katıldığında 36 yaşındaydı.

ilk yıllarında Mus'ab bin Umeyr (r.anh) vâsıtasıyla müslüman oldu. islâmiyeti çok iyi öğrenen ve bilen Muhammed bin Mesleme, cesâret ve yiğitliğiyle de meşhûr olup, Eshâb-ı kirâmın ileri gelenlerindendir.

Peygamberimiz savaşlara gittiğinde, bâzan onu Medîne'deki günlük işleri yürütmek üzere emîr olarak vazîfelendirmiş, zamân zamân da savaşlarda öncü kuvvetlerin kumandanlığına tâyin etmiştir.

Muhammed bin Mesleme; Bedr, Uhud ve Hendek savaşlarına katıldı. Bedr ve Uhud savaşından sonra Mekkeli müşriklerin ölüleri hakkında ağıtlar, şiirler söyleyerek müşrikleri kışkırtan, Peygamberimize ve müslümanlara dil uzatarak fitne çıkaran, hattâ Peygamberimize suikast tertiplemeye kalkışan Ka'b bin Eşref adlı bir yahûdî zengini vardı. Peygamber efendimiz Eshâb-ı kirâma (r.anhüm) " Ka'b bin Eşrefi kim öldürür? Çünkü o, Allah ve Resûlüne ezâ etmiştir" buyurdu. Muhammed bin Mesleme (r.anh); "Yâ Resûlallah! ister misin, ben onu öldüreyim? " dedi. Resûlullah; "Evet, isterim" buyurdu. Muhammed bin Mesleme, Resûlullah'a bu sözü verince, bir kaç gün bu iş üzerinde durdu.

Bedr savaşından sonra Benî Nâdir yahûdîleri, Peygamberimizi yurtlarına dâvet edip, suikast yapmak istemişlerdi. Bunun üzerine Peygamberimiz onların tutumunu öğrenip, Muhammed bin Mesleme'yi çağırarak; " Nâdiroğulları yahûdîlerine git! Onlara, Resûlullah beni, size, yurdumdan çıkıp gidiniz! Burada benimle birlikte oturmayınız! Siz bana suikast plânı kurdunuz! Size on gün süre tanıyorum. Bu müddetten sonra buralarda sizden kim görülürse boynu vurulacak, emrini bildirmek üzere gönderdi, de! " buyurdu.

Muhammed bin Mesleme, Hudeybiye'de yapılan ve Bîat-ı Rıdvân olarak adlandırılan ve Eshâb-ı kirâmın, müşriklerle savaşmaktan asla yüz çevirmeyeceklerine, Allah ve O'nun Resûlü yolunda canlarını fedâ edinceye kadar cihâd edeceklerine dâir söz vererek ağaç altında yaptıkları bî'atte de bulundu.

Hicretin yedinci senesinde, Umret-ül-kazâda Mekke'ye giden müslümanların keşif kuvvetlerinin kumandanlığını yapan, Huneyn savaşında ve Vedâ Haccı'nda bulunan Muhammed bin Mesleme (r.anh), Hazret-i Ebû Bekr'in halîfeliği sırasında mürtedlerle ve Suriye taraflarında yapılan savaşlara katılıp, canı ve malıyla cihâd etti.

Hazret-i Ömer'in halîfeliği sırasında zekât âmilliği de yaptı. Kimseden fazla bir şey almazdı. Sâdece kendisine verilen koyunları kabûl ederdi. Zamân zamân vâlileri teftiş ve kontrol için gönderilirdi.

Hayâtı muhârebe meydanlarında geçti. Resûlullah'a olan sevgi ve muhabbeti çok fazlaydı. Onun için muhârebelerde Peygamberimizin etrâfında pervâne olurdu. Hazret-i Osman ve Hazret-i Ali'nin halîfelikleri sırasında artık ihtiyarlamış olduğundan, Medîne'de sâkin bir hayât yaşadı. Hazret-i Muâviye'nin halîfeliği sırasında yetmişyedi yaşında iken, Medîne'de vefât etti. Bakî kabristanına defnedildi.