bugün

Bir kadeh şarap, bir adet sigara…
Korkunun yanında Sebepsiz bir dinginlik ve huzur hissi veren enfes film. Huzur ve dinginlik yoğun kar yağışı altındaki enfes orman sahnelerinden ileri gelir.
1990 yapımı stephen king uyarlaması. Başrolde kathy bates ve james caan bulunuyor. Şahsen en iyi Stephen King uyarlamalarından biri ve yine şahsen efsanevi filmlerin başında geliyor. Alıştığımız gerilimlerden ziyade konuya hemen giriyor ve herhangi bir gizem oluşturmuyor ama sonuna kadar merak ettirmesi ve oyuncular ile müziklerin de katkısıyla yine sonuna kadar gerim gerim germesi bir filmden almanız gereken tüm hazzı veriyor. Kathy Bates gerçekten çok büyük oyuncu şu ana kadar bir çok filmini izledim ve her karaktere kendine özgü bir hava katıyor ve o karaktere de bürünüyor.

Paul Sheldon kolay okunan popüler romanlar yazarıdır. Artık kariyerinde bir dönüm noktasında olduğunu düşünür, seri maceralarını yazdığı karakteri Misery Chastain'in öldürüp diziyi bitirir. Paul taşrada geçirdiği bir araba kazasından yaralı kurtulur. Onu bulup evinde bakmaya başlayan Annie Wilkes, şans eseri Paul'un sadık okurlarından biridir ve kahramanı Misery Chastain'in de sıkı bir hayranıdır. Son kitabı okuyup Misery'nin ölümüyle şoke olan kadın öfkeye kapılır ve Paul'u ayağından feci şekilde yaralayarak onu yatağa hapseder. Hem bölge şerifi hem de menajeri umutsuzca Paul'ü ararken o, gardiyanı Annie'ye özel bir Misery macerası daha yazmak zorundadır.
2005 yılına ait hypnogaja eseri. oldukça melodik ve gaz yapısıyla insanı yakalamaktadır.
Bir stephen king romanı.
Tüylerimi diken diken etmiş film. izlediğim gerilim filmleri arasında the shining'e en çok yaklaşan olabilir.
Stephen king'in en iyi iş çıkardığı kitaplarından biridir bana göre. King'in Kokaine bağımlı olduğu dönemde yazılmıştır. Hatta yıllar sonra bir yazısında "annie wilkes benim kokainimdi." der. Tekrar okumalarımda acayip Şaşırdım bu romana. Çok etkileyici ve enfes.

Türk edebiyatı bu seviyeleri görür mü? Çok zor. Üslup olarak en iyimiz sabahattin ali. Hala. Karakterleri çok canlı ama Onun da kurgu derinligi sığ. Gelin görün ki adamlar king'e amerikan edebiyatı onur ödülü verirken, biz ise ali'yi memleketimizden kaçmaya mecbur ettik ve kaçarken öldürülmesine göz yumduk.
Reddit'de i am stephen king başlıklı bir soru cevap köşesinde en büyük korkusunun alzheimer hastalığına yakalanmak oldugunu belirtiyor. Lakin jhon lennon'un hayranı tarafından öldürülmesini kafasına taktığını biliyorum (bkz: ölüm dansı). Yani asıl söylemek istediğini birilerinin kulağına su kaçırmamak için gizledi, söyleyemedi. ikibinlerin başinda stephen king'e minibüs ile çarpan adam ilginç bir sekilde oldugunde kendisine soruyorlar ne dusunuyorsunuz bu hususta diye. Üstad dedi ki iyi ki ben yaşıyorum, o öldü.

Misery yani sadist romanı üstadın en büyük korkusunu enine boyuna işlediği özel bir kitabıdır.
mükemmel bi stephen king romanı. bunu ben orduda köyde okumuştum. elektrikler falan gidiyordu. götüm götüm oluyordum arkadaşlar.
Kitabı (bkz: sadist) ismiyle Türkiye'de yayınlanan bir stephen King romandır. Film olarak ismi miserydir. Kitapla paralel giden fakat çoğu bölümün gösterilmemesinden dolayı bana biraz eksik geldi. Ama yinede güzeldi. izleyin, ama önce kitabı okuyun.
kathy bates'e oscar ödülü getiren film.

Roman tek kelimeyle muhteşemdir. Film de çok iyidir, ama kitleler düşünülerek biraz yumuşatılmıştır. Mesela:

--spoiler--
filmde ayak kırılırken, kitapta bir güzel baltayla bilekten kesilmektedir. Ayrıca filmde polis tabancayla öldürülürken kitapta çim biçme makinesiyle kafasının üzerinden geçilerek öldürülür.
--spoiler--

Yani filmini izleyin, ama kitabını da muhakkak okuyun.
balyozla ayak kırmanın püf noktalarını gösteren * bir gerilim filmi.

(bkz: Kathy bates) yine manyak, yine kodu mu oturtacak cinsten bir karaktere hayat vermiş.

Bu teyzeyi canlı görsem korkarım artık. *
çağının ötesinde bir film olmuş aslında. yeni izleme imkanı buldum ve bu türdeki milyonlarca saçma senaryoya ve çalışmaya taş çıkartır. çok gerildiğimi söyleyemem ama filmden çok etkilendim. tam da yok artık daha neler, daha ne manyaklık yapabilir derken annie karakteri bir üst seviyeye taşıyor olayı. o nasıl bir oyunculuktur kathy bates. abla sen ne yaptın ya? filmi tek başına almış götürmüş. psikolojik gerilim severlere şiddetle tavsiye edilir.
roman yazım aşamaları, kullanılan bazı teknikler konusunda bilgi edinebileceğiniz stephen king romanı. okur ile yazar arasındaki bağın dokusunu hissedebileceğiniz içerikte bir kitap. ülkemizde sadist ismiyle yayınlanmıştır.

konusuyla daha en başta kendine çekiyor zaten. gerilim türünün en iyi örneklerinden. spoiler vermemek için çevresinden dolanacağım.

esas anlatılan hikayeyle paralelinde yazar, yazarlık mesleğini irdeliyor bir yandan. bu tamamen benim düşüncem. belki de aklından bile geçmemiştir adamın, kim bilir?. yani demek istediğim yazarın yazma sürecinde yaşadığı acıları, sancıları da kastediyor gibi.

ona esas işkence eden yöneltilen eleştiriler ve iç hesaplaşmalarıdır. Örneğin; popüler/çok satan kitaplar mı yoksa gerçekten nitelik ve kaliteli eserler için çabalama ikilemi vb. yaratım sürecinde dolayısıyla var olma mücadelesinde daktilosuna hapsolmuş kendine işkence eden yazın insanını anlatıyor gibi. bu bağlamda -annie- karakteri yazarın üzerindeki kontrol mekanizması adeta.

yazar heyecan ve merakı gereken yerde ve gerektiği dozda körüklemeyi iyi biliyor; bazı yerlerinde irkilerek, kimi yerinde daralarak, iğrenerek genelde heyecanla okudum. kitabı önceden araştırmadan almıştım, stephen king ismi yine beni yanıltmadı.

sıra filmini izlemekte. bakalım nasıl uyarlanmış?
stephen king`in kitabından esinlenerek çekilen film.

kitap okumanın ne kadar zararlı olduğunu birkez daha öğrendim.
az önce izledim bu filmi, şu kadını kıyma yapabilirim öyle tav oldum orzbuya.
Gerim gerim geren stephen king romanlarından biri. Medyum’u(the shining) okurken de benzer hislere kapılmıştım. iki kitapta da dağın başında veya şehir merkezinden çok uzak bi yerde mahsur kalma gibi bir durum var ondan olsa gerek. Bir de kitabın bir bölümünde de Overlook Oteli'nin ismi geçmesin mi? Benim gibi önce Medyum’u okuyanlar şanslı çünkü hem spoiler veriyor hem de kendinizi stephen king'in dünyasında hissediyorsunuz.

Annie Wilkes karakteri kitabın Türkçe çevirisinin(sadist) tam karşılığı niteliğinde. Paul Sheldon karakteri ne olursa olsun hayatta kalmayı isteyen ancak başına gelenlerden ve gelecekelrden korkan biri. iç konuşmaları ve psikolojik çözümlemeleriyle Dostoyevski romanlarına çok benziyor. Kitabı kronolojik olarak dört bölüme ayıracak olursam en iyi yerler 3.bölümdeydi sonrada 4 derim. 2. bölüm çok sıkmıştı beni. Havalardan da olsa gerek. Okuduğum sırada çok bunaltıcı bir hava vardı.

genel olarak bakacak olursak başlarda dediğim gibi güzel bir roman. tipik king romanı, çok akıcı ve en önemlisi mükemmel bir konu...
(bkz: sadist)
"girl you really got me bad..." şeklinde başlayan kısmını söylemesi çok eğlenceli olan maroon 5 şarkısı. insanı neşelendiriyo.
klibindeki hatuna hasta olduğum maroon 5 şarkısı.
is a butterfly.
1.5 senedir dinliyorum bıkmadım.

http://www.youtube.com/wa...v=6g6g2mvitp4&ob=av3n
bomba bi maroon 5 şarkısı.
gayet eğlenceli bir klibe sahip olan maroon5 şarkısı.
kathy bates'in mükemmel bir oyunculuk sergilediği, james caan'ın ise çuvalladığı güzel bir korku filmi.