bugün

gençlere verdiği önem, leverkusen'de oynattığı sistemle umut veren genç teknik adam.
sanki ugandaca konuşuyormuş gibi, çevirmenlerle ingilizce konuşan, o dilde demeç veren adam.

ulen koskoca galatasaray almanca bilen bir çevirmen mi bulamadı; kendisi ingilizce eksersizi mi yapıyor ? çözemedim ! almancanın da cılkı çıktıysa; o ayrı konu.
elinde 6 stoper olmadığı için bugünkü maça 5 stoper ile çıkan teknik direktör. takıma tanıma süreciyse peki, yok değilse hiç peki değil.

not: bu entryde hakan kadir balta stoper alınmıştır.
maçtan önce kendisine '' çıkarabileceğin en kötü kadroyu çıkar ve en anlamsız oyuncu değişikliklerini yap'' deseler sanırım bu kadar iyi iş çıkaramazdı.

mutlak kazanman gereken bir maça kaleciyide sayarsak 7 defansif oyuncuyla çıkmayı bir kenarda bekleteyim ama ayhan'ı kenarda bekletmene lafım var arkadaş. maç boyunca bir tek olumlu hareketi olmayan hasan şaş'ın yerine kurtarıcı olarak futbol hayatı boyunca bırakın şampiyonar ligini, süper lig maçı bile oynamamış erhan şentürk'ü almanın mantığı sanırım yok. genç futbolcuları kazanalım diyoruz, eyvallah, ama bunun en son yolu bu. skibbe bu performansı sürdürürse skimme kadar yolu var.

son bir sözde aykut efendiye. ''biz dururken kaleci alınıyor'' diye tripten tribe giriyordu bir hafta önce. tribini s.keyim afedersin.
iddialara göre kendisine maç içinde futbolcular taktik vermiş. bak sen...
tabii kendisi o andan itibaren sahaya çıkıp aldığı taktikle maçı tek başına götürdüğü için arda ve lincoln'un kendisine söylediği bir çift söz teknik direktörlük kariyerini de sıfırlamıştır. anlam vermek güç. bizim milletimize fatih terim gibi bir adam mı lazım, ben ders almam ders veririm diyecek cinsten. bu mudur teknik direktörlük? dışarıya kapalılık mıdır olay nedir. herhalde bir teknik direktör kendi takımının yenilmesine neden olacak bir kadroyla sahaya çıkmak istemez, oyunu oynayan da bir noktada okuyan da futbolcular elbette saha içinde olanlar hakkında teknik direktörle fikir alışverişi yapacaklar. bu bir teknik direktörü küçültür mü yoksa futbolcularının kendisine maç içinde gelip taktik verecek arkadaşlığı gösterdiği için yüceltir mi?
galatasaray da teknik direktör yardımcılığı yapması gereken zat.
anladığım kadarıyla ilk resmi maçında steau bükreş karşısına ilk etapta gol yememeyi planlayarak çıkmış ama aykut erçetin faktörünü hesaba katamamış teknik direktör. kuşkusuz skor ve oynanan futbol itibariyle eleştirilmeyi hak ediyor. sonuçta bizim beklentimiz deli gibi saldıran, sürekli pres yapan bir takım görmekti sahada ama yetmişinci dakikadan sonra olanlara baktığımızda bunun için şimdilik erken olduğunu, aslında Skibbe'nin gayet rasyonel bir taktikle sahaya çıktığını anladık. Şanssız yenilen gollerin ardından yine de takım iyi toparlandı. Son dakikalarda çift forvete döneceği zaman da malesef takımın pili bitmişti. Neden Erhan Şentürk'ü oyuna aldığı tartışılıyor ama başka forvet yoktu malesef yanında. asmak kesmek için henüz erken.
gerekli tahammül gösterilirse, galatasaray' ı başarıdan başarıya uçuracak teknik adam.
herkesin teknik direktör olduğu bir toplumda herkesin arasına karışmış, sıradan bir adam olmuştur. satranç tahtasına bakan insanların hamleleri daha iyi görmesi gibi bir şeydir aslında bu durum. o koltukta farklı düşünürsünüz, ancak oraya oturana kadar da zorluklarını anlayamazsınız. evet adam galatasaray'ı ve ülkemizi hepimizden daha az tanıyor ve konumu football manager'da oyunculuk değil. hataları ya da hata görünümlü "kişisel" tercihleri olacaktır, bu ona verilen yetkiden kaynaklanır. dün de birçoğumuza göre hata yapmıştır, ancak zaman kavramı ve istikrar futbolda başarı sağlar. Arsene Wenger de Arsenal'in başına geçtiğinde çoğu taraftar "bu kim" tepkisi vermiş,üç beş maçta kellesi istenmişti. Sakin olun, biraz bekleyin, güvenin.. (güveni bunca yıl başkalarında aradım, oysa içimdeymiş diyen bir büyük sözü vardı, ona da bir kulak verin)
zamanında toşak hocanın yardımcılığını yaptığı söylenmekte. muhteşem bi ikili olduklarını tahmin edip boynuz kulağı geçer diyoruz.
nereye, nasıl bir memlekete geldiğini zamanla anlayacak olan teknik direktördür. hakkında deniyo ki ''rudi voller'in yardımcısıydı da, onun altındaki adam mı bize layık görüldü de, kıl da tüy de!'' yahu rudi voller kim diyerek serzenişime devam etmek istiyorum ey sözlükçüler [teknik adamlığından bahsediyorum. bence hiçbişey yapamamıştır.] e o adama bile koskoca alman milli takımı emanet ediliyosa, leverkusen gibi almanya'nın kalbur üstü takımlarından birinde sağlam bi görev veriliyosa neden skibbe'ye tahammül edilmiyo?

bize göre, galatasaray taraftarı olan dostlara göre yanlışları olmuştur. olabilir. insanlar yanlış yapa yapa bulurlar doğruyu. zico denen adam ilk geldiğinde 4-1-5 gibi gudik bi sistemle oynatmadı mı feneri? sonra benim de dahil olduğum çoğu fenerlinin beğenmediği, kıçına teneke bağlanan christoph daum'un sistemine dönmedi mi? noldu? şampiyon oldu fener! noldu? çeyrek final oynadı fener cl'de. demek ki neymiş? hatalardan dönülebilirmiş.

şans verilmesi gerektiğine, sabredilmesi gerektiğine inanıyorum. kimse yanlış anlamasın, sövmesin de ama ne kadar ekmek o kadar köfte be sözlükçüler. şimdi sabri'den, hakan balta'dan, emre aşık'tan, çıtkırıldım lincoln'den [ki oynasa üstüne topçu yok adamın ama gel gör ki oynamıyo!] artık ahı gitmiş vahı kalmış bi hasan şaş'tan kurulu bi ekipten machester, chelsea, real madrid, liverpool olmuyo be sözlükçüler. aynı şey fenerbahçe ve beşiktaş için de geçerli. yani azcık realist oallım diyorum. nasıl ki fenerin, beşiktaş'ın bu takımlarla saydığım diğer takımları evire çevire yenmesi, her sene cl'de yarı final, final oynaması çok ama çok zor ise galatasaray'dan ve skibbe'den beklenen mucize de o denli zordur. kimse kızmasın ama eldeki malzemeye uygun teknik adamdır kulubede bulunan. ama zamanla, sabırla çok daha iyi yerlere gelebilir galatasaray ve bunu başaran da skibbe olabilir. beklemek ve görmek gerekir.

ha yanlışları yok mu? elbette var. bi kere o hasan şaş denen adamın hala koskoca galatasaray'da ne işi var? hadi var kaptanlık pazubantının onun kolunda ne işi var? euro 2008'de 3. olmuş milli takımın 3 adet stoperine sahip olan takıma meira ne diye alınır? hadi alınır ne diye önlibero oynatılır? hayatında kanat bindirmsini sadece play station oynarken yapan emre güngör'ün sağ bekte ne işi var?

var oğlu var. ama bunlar yapılarak bulunacaktır doğru. bence az daha beklememiz en doğrusu olacak sanırım skibbe için. zaman ne gösterir bilinmez çünkü.
feldkamp'ın gençleşmişi. ki bazıları acı deneyimlerle bilirler ki feldkamp gençliğinde galatasaray'da neler yapmıştı. kadro buna müsait diyorum ısrarla. sakatlıklar olmasa bir de ah.

ilk maçta sıçtık doğrudur ama bunda oyuncuların suçu yok mu belki de yapılmak istenileni yapamadılar.

bir günde kral olmadık
bir günde tahttan inmeyiz
şampiyon galatasaray
ölene dek hep seninleyiz!
*
genç olsa bile geçmişi olan ve futbolu bilen bir hocadır.
şanssızlığı takımın önemli futbolcularının son zamanlarda üstüste gelen sakatlıklarıdır.
galatasaray'a özgü transfer hastalığımızın yeni bir icraatıdır. hastalığımız ise şudur; bize ''geçireni'' transfer ederek ödüllendiririz. birkaç örnek:
- okan buruk'un ayağını kıran trabzonlu soner ertesi yıl bize geldi.
- meşhur 3-0 dan 4-3 kaybettiğimiz febe maçında hat-trick yapan hasan ertesi yıl galatasaraydaydı.
- skibbe bizi 5 golle eledi, şimdi bizde.
(seneye de petre'yi astronomik bir fiatla geri albiliriz; tek yapacağı şey bükreş'te bir-iki güzel gol atmak ve elenmemiz).
bugünkü malum maçta hakan kadir balta'yı oyundan alarak ikinci mahmut'un vaka-i hayriyesi kadar önemli bir işe imza atmıştır. sırf bu yönüyle takdir edilmeli, ömür boyu yaşam ödülüne layık görülmelidir.
yaptığı oyuncu değişiklikleriyle benim gözüme çoktan girmiştir.
son maç çıkanlar:hakan balta, barış özbek
girenler: volkan yaman, harry kewell
eşi türk asıllıdır.
(bkz: aylin skibbe)
isi cok zorlasmis teknik adam. meira, lincoln, kewell, nonda, baros, linderoth, arda gibi kendini kanitlamis isimler kadrosundayken sampiyonlugu kaçirmasi durumunda takiminin geçen yilki galatasaray ile kiyaslanmasi muhtemel. sampiyonlar ligi'ne katilmaya, gruptan cikmaya, flerquin'e, niculescu'ya filan hiç deginmiyorum bile. *
elinde her türlü malzeme olan adam. şansı yaver gider galatasaray sakatlıklarla boğuşmazsa kendisinin nasıl bir teknik adam olduğunu gösterecektir.
siktir git be yi çağrıştıran kimsedir.
galatasaray tarihinin gelmiş geçmiş en iyi kadrolarının birini emanet ettiği tecrübesiz ve genç teknik adam. bu sene tüm transferler tam isabet ama teknik direktör olmadı. sırf harry kewell'ın tecrübesi skibbe'yi ikiye üçe katlar durumda. ama unutulmamalıdır. cimbom'un hedefi eğer önümüzdeki 5 yılsa ve her türlü şart altında bu adam gönderilmeyecekse alt yapıdan a takıma gelecek oyuncu sayısında patlama yaşanacağı kesindir.
kariyerine bakilirsa soyadinin hakkini vermis birisidir, adam tohum sacarak dolasiyor etrafta..

"işte gerçekler: Michael Skibbe, 1987'de Barbel ile evlendi. iki kız çocuğu dünyaya geldi; Fina ve Joppne... Resmi olarak hâlâ evliler, ama birlikte değiller. Skibbe, Barbel sonrasında, Alman Futbol Federasyonu görevlisi Katja Beck ile birlikte yaşamaya başladı. Katja ile ayrıldıktan sonra, Leverkusen ile kamp için geldiği Antalya'da Aylin hanımla tanıştı. Michael-Aylin çiftinin bir kızı oldu: Lamis... Bu birliktelik de kısa sürdü. Michael ardından Almanya'da yaşayan Etiopyalı Lydia Magraf ile tanıştı ve Lydia'dan da Lamis isimli bir kız çocuğu oldu. Şu an 4 kızı olan Skibbe, Barbel'dan ayrıldığı an, Lydia ile evlenecek.

http://www.hurriyet.com.t....asp?gid=229&sz=68366
tecrübesiz sanılan, oysa ki genç takımlar, yardımcı hocalık vs. gibi görevlerle 1988 yılından beri futbolun içinde olan hoca. belki de burada, forumlarda vs. kendisini tecrübesiz diye eleştiren pek çok arkadaşın yaşından fazladır futbol hocalığı tecrübesi.
s.k.c. kişilik 4 hatundan 4 velet, fotospor 4 gole 4 sakat başlığı gibi oldu ama neyse.
Alman, Türk, Etiyopyalı.. (bkz: yakaladığını skibbe)