bugün

radyo bogaziçi ödül töreninde * cem adrianla beraber sergilediği müthiş performansla ve konusmalarıyla kalbimizi kazanan serseri. *
ödül töreninde insanı uçuran karizmacık.
''bunun tipi ne allahaşkına, bayrın tipsisi''* * *
aşık olduğum adama benzeyen, muhteşem bir müzik anlayışı olan neyzen.
iletişim fakültesi mezunudur kendisi.
(bkz: arkın allen)
ilginç saç modelleriyle ve yaptığı müzikle dikkat çeken şahıs.
nefes adlı albümü bbc tarafından en iyi 500 albüm listesinde 2. sırayı almıştır. albümü 1 yıldır sürekli dinliyorum hakikaten çok iyi bir albüm ve önceki albümlerine göre birkaç gömlek daha üstün. mercan dede çok mütevazidir aynı zamanda, 4 yıldır attığım her maili yanıtlamıştır. cihangir de oturur. traş olduğu berber beyoğlu nda olmakla beraber traş başına 5 ytl. ücret talep etmektedir.

(bkz: duracell müzik maratonu)
seyahatname albümünde bulunan giriş yazısı ile, kişinin içindeki huzur katsayısını tavan boyutlarına doğru yardırmış kişi.
en azından şimdiye kadar okudukça beni rahatlatan tek metini yazan güzel insan.

--------

"Neyin feryadı ile başlar Mesnevi'sine Mevlana, doğduğu topraklardan kopuşunu, hayat dediğimiz bize ayrılan zaman dilimindeki seyahatini, bir diyardan diğerine, bir sevdadan başka sevdalara gidişini anlatır ney'in.

En sade ve öz haliyle, insanın, hepimizin öyküsüdür ney'in hikayesi. Her birimizin başlı başına bir dünya olduğunun; her bir gönlün acılar, sevdalar, umutlar, aşklar, dert ve dermanlarla yoğrulmuş seyahatinin ney'e yansıyan sedasıdır.

Doğduğumuz andan itibaren, çoğu zaman taklit görenekler, kuru inançlar, sevgisiz ideolojiler, boş menfaatler ya da köhne gelenekler tarafından haciz edilmiş hayatlarımızın özünde, tek bir seyahatin yolcusu olmak gibi kaçınılmaz bir ortaklığı paylaşırız tüm insanlarla. Başı ve sonu olan her şeyin bitmesinin, geçip gitmesinin kaçınılmaz olduğu bir dünyada, nüfus kağıtlarımızdaki bilgilere ya da cüzdanımızın kalınlığına bakılmaksızın yeri, ismi ve zamanı bilinmeyen bir istasyonda hayat treninden indirileceğimiz gerçekliği hiç bir ayrım yapmaksızın hepimizin karşısına çıkar.

Kimimiz seyahatinin mektuplarını yazar, diğeri nakşeder, kimi seyahatler ise sabırla başlayıp sırla mühürlenir, kelimelerin kifayetsiz, namelerin çaresiz kaldığı seyahatler vardır. Ney'in ki böylesi bir seyahattir, namesi herhangi bir seyahate değil "seyahat" 'in kendisine ait bir feryattır, hayatın özünün, henüz isimlerle, sıfatlarla, mal-mülk-varlık-yokluk endişesi ile tozlanıp kirlenmemiş, yeni doğmuş bebeğin heyecanla çarpan yüreği gibi kayıtsız, hesapsız çarpışının ifadesidir. Belki de tüm seyahatler en başta sahip olup elimizden kuş gibi uçan bu saflığı, içtenliği bulmaya dair bir arayıştan ibarettir.

Beşyüz milyar yıldan daha yaşlı bir dünyada, tarihi otuzbeş bin yıla ancak uzanan insanın, yetmiş yıllık hayatı Yunus'un bir göz açıp yummasından dahi kısa bir sürece tekabul eder. Sadece kendimizin sahip olduğu bu "seyahat an'ını" koşturmacalar, telaşeler, endişeler, anlamsız mücadeleler içinde yitiririz çoğu zaman. Binalar, caddeler, betonlar arasında para pul peşinde acımasızca sürüklenen maddi dünya ile, enerjisini tenbih ve tehditden alan, hükümlerini ve menfaatlerini ateş korkusu ile körükleyen "dinler ve ideolojilerin" arasındaki, gönlümüzdeki titrek mumu söndürmeden yaşama çabamızda, aşk'dan başka hiçbir söz söylemeyen Mevlana'nın, Yunus'un yani gerçek aşık'ların sohbeti; cömertliği ve berraklığı ile kimseyi ayırmadan, seçmeden, elemeden, herkesin üzerine aydınlığını salan güneşin kara bulutların arasından çıkıvermesi kabilinden hayatımızı aşk ve sevgiyle aydınlatır.

Aşık'ların dili birdir; aşk dilini konuşurlar, anlamak için ne tercüman, ne sözlük gerekir, aşka talip olma isteği, talebin kabul edildiğinin mesajıdır. Aşık'ın mekanı gönül evidir; camiler, kiliseler, tapınaklar, bütün muhteşemlikleri ve süsleri ile dünyanın tüm dini mabedleri, aç kalmışa karşılıksız uzatılan ekmeği veren gönlün ferahlığı ile tozdan yapılmış resimler gibi uçuşur giderler. tozların, masalların, mitolojilerin alımlı yollarından ziyade, gönül evimizde bizi hasretle bekleyen sevgilimize kavuşma yolundaki seyahatimizin nameleridir buradaki sesler. samimi olmak dışında hiçbir iddiası olmayan çalışmalardır. hasbel kader içerisinde beğenilen bir şey bulunursa, bu şüphesiz gönlünü, sanatını, samimiyetini bu albüme koyan çok değerli müzisyen dostlara, hatalar ve kusurlar ise tamamen bana aittir. üflemeye çalıştığımız ney'den onbeş yıldır çıkarttığımız tüm sesler, müzikler, besteler, değerli hocamız kutb-ul ney niyazi sayın'ın tek bir rast notasından daha acizdir, güçsüzdür. tüm bu söylediklerimizi, çaresizliğin ve soğuğun bağrında, yalınayak sokak ortasında elindeki tiner şişesi ile uyuyakalan çocuğun tek bir gülümsemesine hiç düşünmeden değişiriz.

name'lerimin, seyahati sırasında sayıklayan bir meczubun samimi içten, kusurlarla dolu sedaları olarak, hiçbir şekilde ciddiye alınmayarak dinlenmesi umudu ve duası ile..

mercan dede, montreal, ocak 2001. *
uzunca bir süre adam sanmıştım. meğersem grupmuş.
kutb-ul ney niyazi sayın üstadın ney öğretmekle büyük hata yaptığı asıl ismi arkın allen olan ney üflemeye çalışan kişinin müstear ismi.
genelde insanların neyzen olarak bildiği ancak neyzenlerin neyzen olarak görmediği kişidir. zira bir neyzen demek sadece neye üflemekle kazanılan birşey değildir. doğrudur ki arkın allen neye ruhunu üfler. bu kadar içten bir ses çıkarır. elinin altında o ney feryat eder. ama neyzen olmanın başka gereklilikleri vardır. yaşam felsefesinden tutun da neyi üflerkenki duruşunuza kadar bir çok şeyi edinmeniz gerekmektedir.

ancak bu onun müziğinin kusursuzluğunu değiştirmez. canlı performansı albümdeki şarkılara oranla çok çok ama çok daha iyidir. türkiyedeki en iyi sahne şovlarına sahip abimizdir.

severiz, taparız, dinleriz.
efendim bakın bir iki üstteki entryde de dediğim gibi yanılgıya düşmeyelim, kendisi kişi değil gruptur. mercan dede sanılan kişi arkın allen ismini kullanmakta olan arkın ılıcalı'dır. mercan dede ise onun ve bir çok arkadaşının bulunduğu grubun ismidir.
(bkz: blue man)
Kültür Bakanligi tarafindan baslatilan ve türkiye nin müzik yoluyla tanıtımı amaclayan Güldestan Projesi nin müzik direktörü.
Ab-i Nafi' de Ceza, Abi-Beste' de Özcan Deniz, Abi Cesm' de ise Sabahat Akkiraz Mercan Dede' ye eşlik etmiştir.
2007'nin bm-unesco tarafından mevlana yılı ilan edilmesi hasebiyle istanbul büyükşehir belediyesi'nce tertip edilen enfes etkinliklerde yer almış, ve bu çerçevedeki performanslarına devam edecek olan elektro-etnik üstadı...
yakında sezen aksu'yla birlikte yapacağı düet konserle herkesi yine mest edip, dinleyenleri bambaşka diyarlara götürüp ağlatacaktır. en sevdiğim cümledir bu. peh. kaliteli müziğin doğru adresi. ama saçlarını hiç uzatmaması kıllandırıyor beni. neyse.
neyin sanat kimin sanatçı sayılabileceği konusunda yurdum insanının kafa karışıklığından yararlanmış ünlü.
ederlezi coverı dinlenmesi gerekir.
2007 yılının mevlananın 800. doğum yılı olması ve unesco tarafından mevlana yılı ilan edilmesi nedeniyle 800 isimli bir albüm çalışmasını tamamlamış, bu ay yayınlayacak. albümde ceza, yıldız tilbe gibi yerli konukların yanısıra azam ali gibi dünyaca ünlü sanatçılar da konuk olarak yer alacaklarmış. tüm albümlerinde olduğu gibi bu albümde de bir konsept hakim olacakmış. mevlana hoşgörüsü ekseninde barış. bakalım daha ne süprizlerle karşılacağız albüm çıkınca.
çaldığı ilk ney i kendisi borudan yapmıştır...
inancını ya da inandığına inanmamızı istediği şeyi müziğine gereğinden fazlaca malzeme eden müzisyen. kimilerine göre soytarı. bu derece yüce bir şeyi içkili sofralara meze etmeye hakkı yok. hele semazen döndürmesi, ney çalması kıyamet alameti resmen. * *
800 çıkmıştır efendim. müzikalitesini gün geçtikçe yükseltiyor, farklılıkları bir araya getirmedeki ustalığı devam ediyor.

1. 800
2. Yol Geçen Hanı
3. Mercanistan
4. Kanatlar Kitabi ( Book of Wings )
5. Gunes Dogudan Doğar
6 Bilinmezin Elçileri
7. Tutsak
8. Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, Ali Baba ve Kırk Haramiler'e Karşı
9. istanbul (Eski bir istanbul tutkusu olan Üsküdar türküsüne ithafen)
10. Denizkızı Ilahisi
11. Nerdesin?(Geleneksel Segah Ilahi "Dervislik Bastadir, Tacda Değildir" ile yüreğimizde yanan Yunus'a ithafen)

şarkıların introları için; http://www.esenshop.com/detail.aspx?id=42416
800 albümünde ceza ve yıldız tilbe düetleri dikkat çekmektedir ve kesinlikle dinlenilesi bir şahsiyettir.