bugün

uyuşturu etkisi yapan histir, bir kere tattıysanız hep daha fazlasını istersiniz.
kadındır.
yavaş yavaş eritmeye başlayandır. çözümü ya da azaltmanın çaresi bol sigara, sağlam bikaç dost ve mümkünse yalnız geçmeyen gecelerdir.
kadife bir nükhet duru şarkısıdır.
bir serol teber kitabıdır.
radyo:
Dört yanımda uçurumlar, lalay lalay.
Paramparça bir hayat, lalay lalay.
Çıldırtan yalnızlıklar, lalay lalay,
Ve Melankoli.

- ne demek bu melankoli yaa?
+ gavur adı herhalde.
* melankoli kara sevda demek.
*
anadolu' da bir çok kişinin anlamını bilmediği kelimedir.
yunanca "safra suyunun kararması" anlamına gelir. bir nevi vücuttaki kara sıvı eski zamanlara göre. vücut kara sıvıyla dolunca insan sessizleşir hüzünlenir falan yamulmuyosam.
içimde olup bitenleri bi başkasına anlatıp, karanlık dünyamın kapılarını açmak,bu dayanılmaz, iğrenç içinden çıkılmaz duyguları onlara yaşattırmak hissettirmek istemem
benim yaşadıklarım daha doğrusu hissettiklerim en korkunç filmlerden daha korkunç,en duygusal filmlerden daha acıklı,en sert pornolardn daha sert çünkü benim sorunumun çözümü yok düşüncelerimden kurtuluşum kaçışım yok ben karanlık bi tüneldeyim bazan yanımda yoldaşlarım oluyor ama çoğu kez uzaklaşıp gidiyorlar kimseyle uyuşamıyorum o yüzden yok oluyorlar ve tüm bunlardan onların haberleri yok
benim ki çözümü olmayan bir sorun bir dert tek ilaçım sensin tek ilaçım o...

melankolinin tanımı ya da açılımıyla işim yok bu da benim içimdeki melankolik insan
her girilmek istendiğinde girilemeyen, girdikten sonrada hemen çıkılamayandır.
gereksizlik hissine kapilmadir. gereksizdir.
henüz gece, nöbetini sabaha devretmeden önce. apartmanın merdivenlerinden yukarı çıkarken yakılan sigara. hafif esinti ve ürperme. çatının en köşesinde, en yüksek yere bağdaş kurup oturmak. güneşin doğuşunu seyretmek. bir zamandır anlıyorum ki umutla yanyana yürüyor bu şey. umut alıp başını gittiğinde keskin ve keyfi olmayan, acıtan bir hüzün çöküyor. hatta depresyona kaçıyor biraz tadı. melankoli olmuyor o artık, insanın içini kavuruyor.
oysa melankolinin bir çekiciliği var, içinde yüzmesi muazzam zevkli bir loşluk melankoli. zifiri karanlık değil. zifiri karanlık olmamasını umut sağlıyor. küçücük bir umut, küçücük bir "ihtimal", küçücük bir "acaba" bile ağır bir depresyonu melankoli yapabiliyor, depresyon ne kadar kaçılası birşeyse, melankoli o kadar içinde kaybolunası, o kadar bir yerine tutunup birlikte sürüklenilesi bir serseri rüzgar oluyor. yakalanılabilecek en güzel hastalık melankoli, meczupluğun en güzel bahanesi.
ütopyanın kızkardeşi.
(bkz: melankolia records)
Keyif alınan bir işkence türü. Genellikle üzüntülü zamanlar da ortama giren bir şarkı ve bi duble rakıyla başlar.
Hislerin en bi az da olsa yaşanması gerekeni. Yazılara dökülesi, duygusal tepkime. örneğin Al sana melankoli;

Yalnızlığıma isyan falan ettiğim yok benim. Sadece seninle, bir diğeriyle ve sizin gibi olanlarla konuştuğumda imreniyorum. Bazen diyorum "Sen ve ben birlikte olsak ne olurdu ?" Tek eşli bir hayvan olmayı isterdim. Hem benim gibi biri için daha kolay olurdu çok eşli olmaktan. Ben Dünya gözünde acizim, rahat yaşıyorum sırtından geçindiğim kişiler sayesinde. Dünya gözünde, varlığı yokluğu bir olan budalayaım ama şunu söyleyeyim, sikerim Dünya' yı.

Herşeye, herkesden daha çok ihtiyacım var.

Hiçbirşeyi, hiç kimseden istemiyorum.

Eğer bana bir şey vermek istersen, sana "onu al da götüne sok." diyeceğim.

Çünkü ben acıların hiç birini sevmem, aşk acısı güzeldir diyeni de sevmem. Tamam buldum. "Sen ve ben" birlikte olsaydık ne olacağını artık biliyordum. Ben bir maymunum, ve seni eğlendirmek için evrim geçirecektim, sonra tekrar, sonra tekrar. Senin dişlerini görebilmek için, güldürmek için rezil edecektim kendimi. Sen dişlerini göstereceksin, ben seni güldürdüğüm için mutlu olacağım. Aşığım sana çünkü.

Ve çevrede gördüğüm tüm aşıkların acizliği aklıma gelecek, herkesin maymun olmasını dileyeceğim.

Tekrar aşıkların budalalıkları aklıma gelecek, ve ben ne için uğraştığımı göreceğim.

Ne için uğraşıyorum ben ?

Hiç için...



Ve artık sen ben birşey yapmadan, sadece yüzüme bakıp gülümseyeceksin. Bir hamle yapacağım ve ağzın kulaklarına vardığında tüm dişlerini alnımın ortasıyla kıracağım. Arkama bakmadan, göz yaşlarımı saklamadan koşarak kaçacağım hayvan bahçesinde ki gezimizi yarım bırakıp.

Hayvanlığıma lanet edeceğim odamın köşesinde ağlarken, aynaları bir bir çıkarıp atacağım evimden. Bu hayvanla yüzleşmek istemiyeceğim. Bak işte, birşeye daha ihtiyaç duymaya başlayacağım ve henüz buna ihtiyaç duymaya başlamadan istemiyorum artık.



Dünyada ki en aptal varlık ağaçlardır. O kadar saf ki, her yaz mevsiminde çiçeklerini açar hiç kaybetmiyecekmişcesine, her kış sadece dalları kalır. Sonra ki yaz, yine açar çiçeklerini sanki kara kış bu sefer gelmeyecekmişcesine, umutla. Kış gelir, silahı rüzgardır. Alır götürür tüm yaprakları. Sikerim umudu.



Bu bana ders olacak, artık tohumları yeşermeden koparacağım topraktan. Ki yeşerip güzelleştikten sonra, acıları bir bir yaşayıp ölmesin diye.

ve bir tekmeyle savuracağım tüm tohumları;

"Topraktan gökyüzüne

Gökyüzünden pisliğe."





Bir dakika, dişlerini kırdığım kafam çalışmaya başladı, sen beni maymunluklarım yüzünden sevmiyor muydun ? Maymun bir hayvan, senin damarlarında ki kanlarını ağzından çıkartırken de hayvanlık yaptım işte. Hoşuna gitmedi mi sevgilim ? Gitmedi, çünkü ben herşeyin farkında olduğunu sanan düz mantıklı bir budalayım.

Artık bana daha çok gülmenizi de istemiyorum. Bana gülmenize ihtiyacım var ama artık istemiyorum.



Kimsenin yüzüne bile tükürmeyeceği ucube bir dişiye saatlerce sarılıp ağlayabilirim, buna ihtiyacım var. Beni sakinleştiren bir dişi istiyorum. Bunu istiyorum. Ayaklarım kanayana kadar sarılabilirim. Kendini beğendirmeye çalışmayan her yaşam formuna sarılabilirim. Bu bir örümcek bile olabilir. Dişi olsun, dostluk yalan birşey. Sevgili şahanedir. Erkek sevgili olmasın, ibne değilim ben. ibnelerden korkarım. Herşeyden, herkesden daha çok korkarım. Çünkü herşeyden, herkesin farkında olduğundan daha çok farkındayım.



Aşık olmaya ihtiyacım var, sarılmaya ihtiyacım var,

yağmur yağmazken, yağıyormuşcasına yürümeye ihtiyacım var.

Bir deliyle arkadaşlık yapmaya ihtiyacım var, delirtsin beni diye.



Kendimi delirtecek olan deli arkadaş benim, ben zaten bir deliyim. Tanıdığım, tanımadığım ve asla tanıyamayacağım insanlar, size söylüyorum

Hepinize ihtiyacım var ama hiç birinizi istemiyorum.

Hepsine ihtiyacım var ama hiç birini istemiyorum!
isyan, içinden.. boğulunca için, başlar melankoli.. ruhun derinliğini kaybedince.. iki cümle üçüncüyü getirmeye yetmeyince.. başlar, durmamacasına..
etrafını sarar hızla.. karanlık görür sadece gözlerin.. karanlık ister.. siyah.. herşey siyah olsunki kimseyi ayırt edemiyim, herkes aynı olsun istersin.. karanlığa gömülürsün.. hayat durur, dursun, melankoli başlar, başlasın.. boşluk doldurmaca oyunu, melankoliyle kaybedilir.. olsun.. melankoli, başlasın.. suskunluk, başlasın.. kapatın ışıkları! susmak istiyorum doyasıya!
başlasın! bırak, başlasın! bitmemecesine başlasın! iki noktalar ünleme dönsün! çıldırasıya karanlık istiyorum bu gece!
melankoli, bitmesin..
psikolojik bir etkiyle, yalnız kalma isteği ve hüzün ile birleşip abartılmazsa kişiye güzel bir ruh katan, abartılırsa rezil bir hale sokan duygular bütünü.
kendimi cezmi ersöz gibi hissettiğim güzel duygu.
gün ışığı camıma vurup içeriye girmemekte ısrarcı. senin gündüzün bu kadar demeyi pek bi iyi beceriyor. anlamsız bir melankoli dışında pek sorunum yok. ama düşünceler mutlu olduğum anda da gitmeyecek benden. sanırım fazla düşünmeyi benliğime öğreterek yaşamaya alışmalıyım. umarım yormaz bir süreden sonra.
zaten hep gereksizdir melankoli...
(bkz: nedensiz depresyon)
öyle lanettir ki alkole sebeptir, sigaraya sebeptir, tek başına kalmaya sebeptir.
çok haşin duygulardır.
hani otu boku burçlara bağlamak ne derece doğru bilmem ama su grubu olupta melankoliye yaktın olmayanını henüz görmedim. hele ki balık burcuysanız. *
insanın kendi acılarıyla mutlu olabilmesidir.
karanlığın çökmesi üzmez sizi.yahut işlerini daha da ters gitmesi...
güçlü kılar insanı.
acılara tutunurak yaşanan anlar, olgunlaştırır.
güzel bi'şey..
sagopa kajmer dinleyip hüzünlenmektir...