bugün

insan ömrü nedir üç beş gün sensizs hiç saadet mi?
Neden görünmezsin bana, yoksa maksadın eziyet mi?
Maşukunu narınla yakmak senin için meziyet mi?
Nedir maksadın ay yüzlüm yoksa ömrüme nihayet mi?
Üstüme yağarken şükrederim anamın hayır dualarına
Fatiha serperken ağlarım babamın kabrinin toprağına
Geciksem evime ne saadet, bilirim meraklanır karım
ilk zilde duyarım, hamdederim oğlumun sevinç çığlıklarına
Sabah namazına çok şükür kalkabilmiş
Bir iki damla yaş nihayet dökebilmiş
Sermaye günahla dolu bir hayat amma
Elhamdülillah kapıdan yüz çevirmemiş.
Bütün parçalarını buldum yapbozun
Sadece bir parçası eksik o da sen.
Adım gibi biliyorum ki gelirsin
Fakat söyle bana, ne zaman, nereden?
Başına gökten koca taşlar yağsa
Hızır her gün gelip kapını çalsa
Geceler leyli kadir, berat olsa
Hepsi boş eğer gözün kapalıysa
Hiçbir şey zor değil hiçbir şey kolay değil
Ya şerefle diren yahut zilletle eğil
Aksiyon bizimki lâfazanlık hiç değil
Ya önümüzde dur ya yolumuzdan çekil.
Üzülüyorsan, ölürsem çocuğun ne olur diye
Soru sana, onu sen mi yaşatıyorsun ki niye?
YAŞLI

Ritim yavaş
Karlı bir baş
Durmuş savaş
o yaşlanmış

Gölge uzamış
Yol kısalmış
Biri varmış
O yaşlanmış

Bitmiş telaş
Kalmaz yoldaş
Yollar hep taş
O yaşlanmış.
Yanma gönül, aldanma, mahzun olma, unutma
Sen kazanmak için çıkmadın ki bu meydana
Yıksınlar, yaksınlar, vursunlar olur ama
Ağyar, puşt, hayın görür sakın ağlama
DAYAN
Ne olursun düşürme elinden çekici
vur bir defa daha
sert mermer bak, parçalanmak üzere.
Bırakma sımsıkı tut sancağı,
gör düşman birlikleri
dağılmak üzere.
Uyuma ha uyuma
bastıran şu namusuz uykuya.
Vakit tamam, gece bitmek, şafak atmak üzere.
Sık dişini kurban olam
birazcık, birazcık daha.
Çıldırtan yaralar artık kapanmak üzere.
Biliyorum kalmadı takatin
fakat son defa
yürekten bir Allah de,
çekilen çile bitmek üzere.
Her şey nasılda değişti birden
Neyi kaybettik hiç fark etmeden
Gökte dolunay,suda yakamoz
ışıkları artık içimize vurmaz
müzik ruhumuzu coşturmaz
Yere düşen ekmek öpülmez
Kavgada zayıftan olunmaz
Ağlayan çocuk iiçimizi kanatmaz
Her şey nasılda değişti birden
Neyi kaybettik hiç fark etmeden
Başladığımız yer böyle değildi
Yoksa bu mu büyümek dedikleri?
Baban öldü dediler, eğilip kulağıma.
O an surlarım yıkıldı bir bir,
Sığındığım kaleler devrildi ardı sıra…
Kılıcım kalkanım savruldu elimden
gitti düştü bir yana.
Yolları deviren adımlarım durdu sonra
Gelen geçen omzuma vurdu.

“Yalnızsın, sıra sende, çık öne dediler”
dedi geridekiler…
Kimse fark etmedi yaşlandığımı
Oysa ak düştü saçlarıma
Baban öldü dediklerinde eğilip kulağıma
sönmeyen ateşler taşırım bağrımda
ve atlas misali ağır yük omuzlarımda
bilmem ki neden ağlar durur gözlerim
her sabah uyanıp dünyaya açtığımda
yazık...anlatamam da halimi kimseye
bildiğin ölüyorum katil kalabalıklarda.
Fikrinden kurtulmak ne mümkün ayağımdaki kement mi?
Aynalarda gördüğüm ben miyim yoksa o bir ceset mi?
Allah için söyle garipleri rüsva sizde adet mi?
Nedir maksadın ay yüzlüm yoksa ömrüme nihayet mi?
Hiç ölmedim ama bilirim ölümü
Kaç kere umutsuzca bekledim çünkü...
duruyorsun niye?
gitmek üzeresin.
öylece bekleme
bitmek üzeresin.
yap! sev! de!
ölmek üzeresin...
görsel