bugün
- içinde hiç'a harfi geçmeyen bir cümle yazınü16
- peygamberlerin yahudi olması9
- hangi sözlükçüyü dövmek istersiniz21
- zalbert ramstein18
- güçlü kadınların ortak özellikleri20
- herkesle iyi geçinmek11
- bugün yaşadığınız en üzücü olay13
- bi derdim var10
- anın görüntüsü11
- dini eleştirmeyi dün düşmanlığı ile bir tutmak8
- elini cebine atınca en az 5000 lira olmalı14
- meral akşener14
- kadir mısıroğlu mezarı13
- albay kemal21
- karıncaları öldürmeden evden uzaklaştırma yöntemi15
- sokak ortasında ilişkiye giren muhafazakar çift22
- kablosuz sütyen20
- yazarların cinsel tercihi9
- icardi190537
- arkadaşlar sizce yakışıklı mıyım31
- müge anlı ile anadolu irfanı8
- seni allaha şikayet ediyorum erdoğan8
- meral akşener'in sarı saçları10
- gizli samyel24
- 6 haziran 2024 meb ile ilgili skandal iddia25
- kuresel ikinma'nın sözlüğe dönüşü10
- aşkım ben hiç osurmuyorum bizde genetik diyen kız11
- estetikle 30 yaşına dönen teyze8
- belediye otobüsüne kaçak binme yöntemleri10
- türklere peygamber gönderilmemiş olması19
- türk tarihinin en büyük komutanı rte dir18
- kadınlar konusunda bilmek istediğiniz ne var12
- okula gidiyorum sözlük9
- ronaldo'nun fenerbahçe'ye gelme ihtimali12
- kadir mısıroğlu üstadın hoplattığı oğlanlar18
- zalbert ramstein'in kürt olması15
- jose mourinho27
- sarılma ihtiyacı9
- havalar ısınınca orospu gibi giyinen kadınlar19
- kaç tane gerçek istanbullu tanıdınız17
- biz bu hayata çalışmaya mı geldik8
- sözlüğün bağımlılık yapması11
- 48 cm penisi olan adam12
- türk kadınlarındaki en büyük sorun19
- türk polisinin güzel kızlara karşı olan nezaketi21
- merve boluğur11
- nude isteyen kız12
- şanlıurfa da damattan istenilenler listesi13
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur10
- sözlüğün en iyi iki erkek yazarı12
1940 yılında açılan, istanbul tarihinin önemli mekanlarından biri olan Tarihi Markiz Pastanesi ve 1840 yılında kurulan, pastanenin bulunduğu Aynalı Pasajı 2003`te istanbullularla tekrar buluştu.
istanbul`un en eski pastanesi olan Markiz, geçmişinde olduğu gibi bugün de entellektüellerin, edebiyatçıların ve kent soylularının tercih ettiği bir mekan. Özenle korunan tarihi dokusu ve çok özel lezzetleri ile konuklarına haftanın 7 günü hizmet veriyor.
Markiz Pastanesinde Klasik Müzik ...
Markiz Pastanesinde her cuma, cumartesi yapılan klasik müzik konserleri müşteriler için keyifli bir ortam yaratıyor. Çello, flüt ve keman eşliğinde gerçekleşen konserler esnasında şampanya, şarap, viski, konyak ve bira gibi içki seçeneklerinin yanı sıra lezzetli pastalardan tadabilirsiniz. Akşamüstü 17:00 ile 19:00 saatleri arasında yapılan canlı performansı kaçırmamanızı tavsiye ederiz...
Pastalar, tartlar, tatlı-tuzlu kurabiyeler, croissant, poğaça, çörek, elma şekeri, macaroon gibi çeşitleri dilerseniz kahve eşliğinde tadabilir, özel günler için dekoratif pastalar sipariş edebilirsiniz.
1940 yılında açılan Markiz Pastanesi, o yılların sanatçı ve yazarlarının uğrak mekanı olarak ünlenmişti. Yahya Kemal, Haldun Dormen, Ahmet Haşim, Faruk Nafiz, Yakup Kadri gibi pek çok ünlü yazar ve sanatçıyı ağırlayan Markiz Pastanesi, Avrupalı dekorasyonu, ünlü "ilkbahar" ve "sonbahar" tabloları, süsleme ve vitrayları ile 1970lü yıllara kadar Beyoğlu tarihine tanıklık etti. 70li yıllarda önce içinde bulunduğu Aynalı Pasajı, ardında da 1980`de Markiz Pastanesi kapatıldı.
1993 yılında Aksoy Grubu tarafından satın alınan ve restore edilen Aynalı Pasajı 2003 yılında "Passage Markiz" adıyla hizmete açıldı. Markiz Tarihçesi:
19. yüzyılda istanbul'un batılı kimliğini yansıtan Pera; eğlencesi, kültürü, alışveriş mekanları ve giyimiyle Avrupa'ya açılan bir penceredir. O dönem en önemli alışveriş ve eğlence mekanları Grand Rue de Pera (1927'den bu yana istiklal Caddesi) boyunca dizilen pasajlarda yer alır. Sosyetenin uğrak yeri olan Pera'da alışveriş sonrası cafe pastanelerde yorgunluk atmak, ardından sinema ve tiyatrolarda sezonun film ve oyunlarını izlemek ise bir yaşam geleneğidir. Grand Rue de Pera`nın en eski ikinci pasajı olan ve 1840 olarak tarihlenen Passage Oriental (Şark Aynalı Çarşı, günümüzün Passage Markiz'i) 163 yıl boyunca sayısız mağazaya ev sahipliği yapar. Bunlar arasında terzi Mulieri, kürkçü Atanas Lukresi, kuaför Kristich'in yanı sıra seçkinler merkezi olarak bilinen ve "Chez Lebon, tout est bon" (Lebon'da her şey güzeldir) deyişiyle belleklerde yer edinen Lebon Pastanesi sayılabilir. 1940 yılına gelindiğinde Lebon yerini Markiz Pastanesi'ne bırakır.
Açıldıktan kısa süre sonra Pera`nın sosyal ve kültürel yaşamında önemli bir yer edinen Markiz; entellektüellerin, edebiyatçıların, ressamların yanı sıra kentsoyluların tercih ettiği bir mekan haline gelir: Markiz, ürünlerinin ve servisinin kalitesi kadar, iç mimari düzenlemesi ve dekorasyonu ile belleklerde silinmez izler bırakır.
Örneğin duvarlarında bulunan ve Lebon döneminden günümüze ulaşan J. A. Arnoux imzalı "Lautomne" Sonbahar ve "Le Printemps" ilkbahar adlı "Art Nouveau" fayans panolar Markiz'in simgesidir. Cezerliyan Usta`nın tavana uyguladığı kartonpiyer süslemeler ve Mazhar Resmol'a ait "Art Deco" vitray çalışmalar Markiz'in görsel zenginliğine ve özgünlüğüne değer katan diğer ögelerdir.
23 yıl aradan sonra özlem bitiyor, Passage Markiz tüm zenginliğiyle kapılarını açıyor... Markiz Pastanesi seçkin mekan ve markalarıyla yaşamın içinde yeniden yer alıyor.
(bkz: kendi verdigi ukte yi doldurmak)
p.s: alıntıdır.
istanbul`un en eski pastanesi olan Markiz, geçmişinde olduğu gibi bugün de entellektüellerin, edebiyatçıların ve kent soylularının tercih ettiği bir mekan. Özenle korunan tarihi dokusu ve çok özel lezzetleri ile konuklarına haftanın 7 günü hizmet veriyor.
Markiz Pastanesinde Klasik Müzik ...
Markiz Pastanesinde her cuma, cumartesi yapılan klasik müzik konserleri müşteriler için keyifli bir ortam yaratıyor. Çello, flüt ve keman eşliğinde gerçekleşen konserler esnasında şampanya, şarap, viski, konyak ve bira gibi içki seçeneklerinin yanı sıra lezzetli pastalardan tadabilirsiniz. Akşamüstü 17:00 ile 19:00 saatleri arasında yapılan canlı performansı kaçırmamanızı tavsiye ederiz...
Pastalar, tartlar, tatlı-tuzlu kurabiyeler, croissant, poğaça, çörek, elma şekeri, macaroon gibi çeşitleri dilerseniz kahve eşliğinde tadabilir, özel günler için dekoratif pastalar sipariş edebilirsiniz.
1940 yılında açılan Markiz Pastanesi, o yılların sanatçı ve yazarlarının uğrak mekanı olarak ünlenmişti. Yahya Kemal, Haldun Dormen, Ahmet Haşim, Faruk Nafiz, Yakup Kadri gibi pek çok ünlü yazar ve sanatçıyı ağırlayan Markiz Pastanesi, Avrupalı dekorasyonu, ünlü "ilkbahar" ve "sonbahar" tabloları, süsleme ve vitrayları ile 1970lü yıllara kadar Beyoğlu tarihine tanıklık etti. 70li yıllarda önce içinde bulunduğu Aynalı Pasajı, ardında da 1980`de Markiz Pastanesi kapatıldı.
1993 yılında Aksoy Grubu tarafından satın alınan ve restore edilen Aynalı Pasajı 2003 yılında "Passage Markiz" adıyla hizmete açıldı. Markiz Tarihçesi:
19. yüzyılda istanbul'un batılı kimliğini yansıtan Pera; eğlencesi, kültürü, alışveriş mekanları ve giyimiyle Avrupa'ya açılan bir penceredir. O dönem en önemli alışveriş ve eğlence mekanları Grand Rue de Pera (1927'den bu yana istiklal Caddesi) boyunca dizilen pasajlarda yer alır. Sosyetenin uğrak yeri olan Pera'da alışveriş sonrası cafe pastanelerde yorgunluk atmak, ardından sinema ve tiyatrolarda sezonun film ve oyunlarını izlemek ise bir yaşam geleneğidir. Grand Rue de Pera`nın en eski ikinci pasajı olan ve 1840 olarak tarihlenen Passage Oriental (Şark Aynalı Çarşı, günümüzün Passage Markiz'i) 163 yıl boyunca sayısız mağazaya ev sahipliği yapar. Bunlar arasında terzi Mulieri, kürkçü Atanas Lukresi, kuaför Kristich'in yanı sıra seçkinler merkezi olarak bilinen ve "Chez Lebon, tout est bon" (Lebon'da her şey güzeldir) deyişiyle belleklerde yer edinen Lebon Pastanesi sayılabilir. 1940 yılına gelindiğinde Lebon yerini Markiz Pastanesi'ne bırakır.
Açıldıktan kısa süre sonra Pera`nın sosyal ve kültürel yaşamında önemli bir yer edinen Markiz; entellektüellerin, edebiyatçıların, ressamların yanı sıra kentsoyluların tercih ettiği bir mekan haline gelir: Markiz, ürünlerinin ve servisinin kalitesi kadar, iç mimari düzenlemesi ve dekorasyonu ile belleklerde silinmez izler bırakır.
Örneğin duvarlarında bulunan ve Lebon döneminden günümüze ulaşan J. A. Arnoux imzalı "Lautomne" Sonbahar ve "Le Printemps" ilkbahar adlı "Art Nouveau" fayans panolar Markiz'in simgesidir. Cezerliyan Usta`nın tavana uyguladığı kartonpiyer süslemeler ve Mazhar Resmol'a ait "Art Deco" vitray çalışmalar Markiz'in görsel zenginliğine ve özgünlüğüne değer katan diğer ögelerdir.
23 yıl aradan sonra özlem bitiyor, Passage Markiz tüm zenginliğiyle kapılarını açıyor... Markiz Pastanesi seçkin mekan ve markalarıyla yaşamın içinde yeniden yer alıyor.
(bkz: kendi verdigi ukte yi doldurmak)
p.s: alıntıdır.
istiklal caddesindeki feci seçkin mekan. bir zamanlar kravatsız ve şapkasız girilmezmiş fakat artık kurallar okadar sıkı değil. içeriye girer girmez insan ortamın ağırlığını farkediyor ve kendini kibar konuşmak zorundaymış gibi hissediyor. fakat bu kadar seçkin bir mekanın garson hatununun baileys'in ne olduğunu bilmemesi tarafımdan epey garip karşılanmıştır.
ümit yasar oguzcan in siirinde gecen ayten in öldügü pastane.
kapalı olduğu dönem boyuncu çeşitli maketlerden oluşan figürler vitrininde sergilenen, bir dönemim en gözde ve kalburüstü kişilerinin uğrak yeri olan, her köşesinden nostalji akan eski pastane.
istanbul'da bir tek beyoğlu'nda keyfini sürebileceğiniz ender mekanlardan biri markiz pastanesi. üstelik ucuz ve kaliteli de!
tek negatif noktası hizmette çoğu zaman aksama olabiliyor ancak bunu da yoğunluğuna yorabiliriz. iki katı da çoğu zaman tıka basa dolu olan "lezzet kulübü", kaliteli yemeklerinden asla taviz vermeyeceği izlenimi veriyor.
yemeklerinin fiyatı uygun dedik ya, örnek de verelim; çorbası 1.5, makarnası 2,5, mantısı 4, köfte tabağı 5 lira olan bir mekan... ki tattığım kadarıyla köfteleri ve peyniri güzeldi. ancak sorun şu; porsiyonlar biraz küçük! yemedim ama duyduğum kadarıyla bilhassa mantısı çok küçükmüş.
ancak şu da bir gerçek ki, zamanında orhan veli'nin, ziya paşa'nın yemek yediği, meşhur insanların - bilhassa edebiyatçıların - sohbetleriyle şenlenen bir ambiyansı tadarak zaman geçiriyorsunuz.
garsonların biraz daha hıza, porsiyonların da biraz daha büyüklüğe ihtiyacı olduğunu düşünürsek, yine de insanı memmun bırakabilen bir mekan markiz pastanesi
tek negatif noktası hizmette çoğu zaman aksama olabiliyor ancak bunu da yoğunluğuna yorabiliriz. iki katı da çoğu zaman tıka basa dolu olan "lezzet kulübü", kaliteli yemeklerinden asla taviz vermeyeceği izlenimi veriyor.
yemeklerinin fiyatı uygun dedik ya, örnek de verelim; çorbası 1.5, makarnası 2,5, mantısı 4, köfte tabağı 5 lira olan bir mekan... ki tattığım kadarıyla köfteleri ve peyniri güzeldi. ancak sorun şu; porsiyonlar biraz küçük! yemedim ama duyduğum kadarıyla bilhassa mantısı çok küçükmüş.
ancak şu da bir gerçek ki, zamanında orhan veli'nin, ziya paşa'nın yemek yediği, meşhur insanların - bilhassa edebiyatçıların - sohbetleriyle şenlenen bir ambiyansı tadarak zaman geçiriyorsunuz.
garsonların biraz daha hıza, porsiyonların da biraz daha büyüklüğe ihtiyacı olduğunu düşünürsek, yine de insanı memmun bırakabilen bir mekan markiz pastanesi
eski şanını, şöhretini resmen kendi ayakları altında çiğnemiştir. yemek kulübü adıyla ucuz yemek satan, tepelemesine insan dolu olan bir yer olmuş efendim. nerde o orhan veli'nin, attila ilhan'ın, mina urgan'ın gittiği markiz pastanesi? eskiden insanların takım elbiseyle, başında fötr şapkayla gittiği bir yer bu kadar kolay basitleştirilebilir mi?
tarihin de bir anlamı olmalıdır, para kazanmak uğruna tarihi bir mekanı bu hale dönüştürmek sadece para hırsıdır. burdan sahiplerine sesleniyorum: bu kadar meşhur, tarihi bir pastaneyi bu hale getirirken içiniz sızlamadı mı? *
tarihin de bir anlamı olmalıdır, para kazanmak uğruna tarihi bir mekanı bu hale dönüştürmek sadece para hırsıdır. burdan sahiplerine sesleniyorum: bu kadar meşhur, tarihi bir pastaneyi bu hale getirirken içiniz sızlamadı mı? *
ismi değişmiş olsa da içerisi bambaşka bir hal almış olsa da kapının üzerindeki büyük camda hala markiz pastanesi yazmaktadır.
geçenlerde gözüm ilişti de yamulmuyorsam lokanta olarak ticaret hayatına devam edecek olan mekandır. tabelası değişmesine rağmen o eski "markiz" yazısı hala orada durmaktadır.
zaten bozmuşlardı profiterolü. kıl çıkmıştı içinden falan. profiterolün içinde kılın ne işi var lan?
zaten bozmuşlardı profiterolü. kıl çıkmıştı içinden falan. profiterolün içinde kılın ne işi var lan?
ah üstadım ah eskiden biz beyoğluna takım elbise giyer giderdik nerde o günler azizim.
ah üstadım ah kalmamış o eski markiz de.
ah üstadım ah kalmamış o eski markiz de.
yeni ismi yemek klübü olan yer..
richmond otellerinin sahibi Aksoy Ailesinin işlettiğini zannettiği aslında işletemediği caanım asırlık pastane. Anıtlar kurulu olmasaydı yerinde zaten çoktan yeller esiyordu.
yemek kulübü olmuş haliyle son derece modernize edilmiş olsa da giriş katındani duvarları, ahşap sandalyeleriyle hala eski halini hatırlatır. tıklım tıklım olduğunda değil belki ama sakin saatlerde cam kenarına oturup güzel vakit geçirebilirsiniz.
ayrıca sezen aksu'nun şarkısına da konu olmuştur.
(bkz: istanbul hatırası)
ayrıca sezen aksu'nun şarkısına da konu olmuştur.
(bkz: istanbul hatırası)
Yemek kulübündeki ilkbahar ve sonbahar resimleri: görsel
Günümüzde istiklal 172 numarada bulunmaktadır. Daha bugün gittim salatalar 10, ana yemekler 15 liraydı. iki katlı ve 5-10 dakika bekleyince yer bulunuyor. Ben çok beğendim. Dekorasyon çok güzel. Ümit yaşar oğuzcan'ın çok sevdiğim "milyon kere ayten" şiirindeki ayten burada ölmüş.
hala duruyordur belki umuduyla başlayan arayışım kapandığını öğrenerek son buldu. Halbuki o ambiyansı tatmayı, mevsim vitraylarını incelemeyi belki de bir nebze de olsa eski beyoğlunu tadabilmeyi istemiştim. Bu pastanede bir dilim tatlı yiyebilmiş bir bardak kahve içebilmiş ve o ambiyansı hissedebilmiş insanlar çok şanslı insanlardır zannımca Çünkü artık bu tarihi pastaneler üçüncü nesil kahvecilere, içlerinde ki nezih insanlarsa bomboş insanlara dönüştü.
Ben 2020lerin yılbaşı gecesi kadınların bile olmadığı, gün içersinde ellerinde sürekli açık kamerayla gezen mültecilerin Olduğu, orta doğulu kültür nedir bilmeyen paraları var diye kendilerini bir şey sanan insanların vakit geçirdiği istiklali değil Avrupai, nezih eski istiklali, cadde-i kebiri, Grande Rue de Pera‘yı çok özlüyorum
Ben 2020lerin yılbaşı gecesi kadınların bile olmadığı, gün içersinde ellerinde sürekli açık kamerayla gezen mültecilerin Olduğu, orta doğulu kültür nedir bilmeyen paraları var diye kendilerini bir şey sanan insanların vakit geçirdiği istiklali değil Avrupai, nezih eski istiklali, cadde-i kebiri, Grande Rue de Pera‘yı çok özlüyorum
Bir diğer pastane olan inci profiterolile birlikte istanbul dışından gelenlerin beyoğlu'nda ziyaret ettikleri tarihi ve otantik mekan olmuştur.
güncel Önemli Başlıklar