bugün

Rönesansın katı kuralcılığının dışında olmakla beraber Barok döneme ait olarak da kabul edilemeyen eserler için kullanılan tanımlama. Bir geçiş üslubu. Rönesansı biçimsel mükemmeliyet, simetri, yoğun olmayan derinlik gibi kavramlarından ayrılıp daha kişisel ve derinlikli eserler vermeyi seçen sanatçılar bu üslupla anılmaktadır.
(bkz: el greco)
(bkz: pontormo)
(bkz: tintoretto)
ince bir zevkin ürünü olan ve zarif biçimlere değer veren estetik bir akımıdır. adını la bella maniera, yani güzel tarz deyiminden alır. maniyerizm'in egemen olduğu dönem sanatçının kişisel anlatımının doruk noktası konumuna gelmiştir. en güçlü sanatçısı michelangelodur. sanatsal yeterlilik her şeyden önce şahsi ustalık ölçüsüne göre değerlendirilmeye başlandı ve rekabet kişisel çalışmaların görkemi konusunda bir yarışmaya yol açtı.
rönesanstaki klasik anlayışı giderek deforme eden usluptur.
sanatcılar kurallara baglı kalmaksızın renk, perspektif, anatomi gibi olguları daha kendilerine özgü şekillendirirler.
Yaklaşık 1520-1580 tarihleri arasında ortaya çıkmış olan bir sanat üslubudur.
rönesans ile barok arasında ortaya çıkan bir sanat türüdür. sahte, yapmacık anlamına gelmektedir. italyancadaki "maniera" sözcüğünden türetilmiştir. resim alanında maniyerizm, manzarayı ihmal edip, geniş mekanlara yer vermiş, insanı birinci plana almıştır. Maniyarist resimlerdeki başlıca özellikler uzatılmış figürler, küçük başlar ve çok hareketliliktir.
Rönesans sonrası akımlar zincirinin başlangıcını oluşturan ve kendisinden sonraki üslup ve akımlara ön ayak olan bir sanatçı buluşudur. Eserlerde 'göz yanıltma' ve 'karmaşa' hakimdir. Katı kuralları yoktur. Bu akım tablolarında insan bedeni değişikliklere uğrar, organlar eğilip bükülürken suratlar uzatılabilir.