bugün

efendim çoğu insanın şarkıyı sadece dinlemesi fakat anlayamaması ile sonuçlanan bir eylemden ötürü bilgisizlikle yanlış yorumladığı sözlere sahip türkü. farz-ı misal kimi arkadaşlarımıza; manda yuva yapmış söğüt dalına, yavrusunu sinek kapmış gördün mü, sözleri saçma gelebilirken bazı insanlara köy yaşamının verdiği tecrübelerle, mandaların akan derede serinlemek için derenin üzerine doğru eğilen söğüt yapraklarının gölgelerinden faydalandıklarını ve bu olay köy yaşamında manda söğüt dalına yuvalanmış şeklinde tabir edildiğini; manda yavruları yolda ilerlerken kuyrukları henüz büyümediği için (afedersiniz) kıç bölgelerinde yoğun bir sinek kütlesi oluşur, işte o zaman köylünün bu olayı manda yavrusunu sinek kapmış şeklinde yorumladığını bildiklerinden olsa gerek saçma gelmeyebilir. yine; sabahtan erken çifte giderken, öküzüm torbadan düşmüş gördün mü, sözleri kimi insanlara saçma gelebiliyor iken, yine bazı köy yaşamının verdiği tecrübelerle öküzleri sürmenin zorluğundan ötürü, çifte giden bir köylü öküzün yemekle oyalanıp inat etmemesi için kafasına yem dolu bir torba bağlar, öküz ara sıra sıkılıp kafasını sağa sola sallayarak torbadan çıkarır, bu olaya da öküzüm torbadan düştü dendiğini bildiğinden hiç saçma gelmeyebilir.

Öykümüz ise şöyle :

tosya halkı eskiden ticaret yapmak amacı ile saz dağını aşarak çankırı'nın köylerine giderlermiş. aşığın birisi öteyüze giderken bir çobanla karşılaşır. çoban, aşıktan çalıp söylemesini ister. aşık düşünür aklına bir şey gelmez o an için. bakar ki bir köylü öküzlerini almış çifte gidiyor, bundan esinlenerek

sabahleyin erken çifte giderken, aman aman
öküzüm torbadan düşmüş, gördün mü? amanın fazlım.

daha sonra bakar ki, çobanın otlattığı hayvanlar arasında bir manda görür. ve

manda yuva yapmış söğüt dalına, aman aman
yavrusunu sinek kapmış gördün mü? amanın fazlım.

dönüşünde olayı anlatır. olay halk arasında hikaye şeklinde anlatılır. musîki cemiyeti'nin kurulmasından sonra hakkı berber bu sözleri bir araya getirir ismail okur (naiboğlu) nakarat kısmını ekleyip besteler. mustafa başefe (akçak) ve arkadaşları tarafından oyuna dönüştürerek folklörümüze kazandırmışlardır.

Tışıkkirler.