bugün

bir efsun şarkısı;

uçan kuşa lafım yokta
önümde durmayın
takıldım kaldım buralarda
hep aynı suratla
makus talihim, sırça yüreğim
aşkını arıyorsan, burdayım sevdiğim
nehir olsam çağlardım
hiç korkmadan
yıldız olsam bakardım
hiç göz kırpmadan
makus talihim, sırça yüreğim
aşkını arıyorsan, burdayım sevdiğim
nerden bileyim neden geldim
tüm bildiğim devam ettiğim
bağlanmışım ben,
sevgiliye, doğaya, sevgiye aşkla
bir yolum var biliyorum
yürekten gelen
kaygılanmam kaybolmaktan
gece ay varken
makus talihim, sırça yüreğim
aşkını arıyorsan, burdayım sevdiğim

kaynak: http://www.efsun.info
yeni video klip şarkıları.
Farazi & Kayra (Of Gına) - Bekar Evinde Kör Sinekler albümünün ilk parçası.Albüm yeni bir şehre taşınan ve bekar hayatı yaşayan kahramanımızın yaşadıgı olayları anlatıyor ve bu parçayla hikayemiz başlıyor.

Verse 1:
Göt kadar bir mutfak,reçel dışarda kalmış,sinekler bu yüzden beni pek severler,
onların da sevgisi bizimkiler misali yani karşılıksız az biraz da şüpheci,
sinekler orda yolunu bulsun ben odamda,yeni taşındığım mekanda geçirdiğim bir hafta sonrasında konuşacak bir kimse bulamayınca muabbetim de tavana vurdu dört duvarla,
üst katımda mesleğinde yeni ve fazlasıyla taş bir hemşire,bu ara tek umudum kendisi,bir de bekar olması tabi,ayrıca yan tarafta başıma çok büyük bela teşkil edebilen orta yaşlı dallama,bu iki zati muhterem dışında başka kimse tanımamıştım,ilk bir hafta birkaç sabah işe gitmeden hemşireyle karşılaştım fakat sonuç sıfır,çünkü kendisi burnu tavana götü de burna değecek ölçüde kendinden emin ve ben güveni yıllar evvel kırk civarı talebenin dandirik bir amfide bana pişkin pişkin gülmesiyle ayaklar altı paspas etmişim,bunlar ayrı mevzular,şu an cesaretim yitik,açılmayan bu kolilerim ve ben yeni hayata,evde şuuru kaybolan bu kör sineklere merhaba dedik.

Nakarat (x2):
bu akşam gene mesaide kör sinekler,el sürülmeyen, o canıma kastı yüksek ökçeler,
açılmayan bu kolilerimde gizlenen şehirler,utanmadan bir oldular bana kıydılar.

Verse 2:
Buraya gelmeden o derme çatma mola yerinde,leş kokan bir tuvaletin içinde bol düşündüm anladım,bir ara muntazam şekilde parçalandı bağrım,
sonrasında zahmet etmeden,bir gram düşünmeden şu bağrıma sinsi sinsi sokulan bir pislik,açıklamakta mümkünat yok ancak mazi dahilinde var kafamda tek bir tabir,
kabir azabıdır derim yeterlidir,bekledim,orda fazla bekledim,ayakta zor duran bu dangoz aklıma fevkalade çelmeler yedim,hiç gocunmadan derim hepsi iltifata tabidir,
teveccühünse kafi,gözümü duvara mıhlamış angut angut bakıyorken düşündüm bunları,beni yerimden oynatıp düşünmekten kurtaran en sonunda siftah yapan evin ziliydi,
minnettarım.

Nakarat (x2):
bu akşam gene mesaide kör sinekler,el sürülmeyen, o canıma kastı yüksek ökçeler,
açılmayan bu kolilerimde gizlenen şehirler,utanmadan bir oldular bana kıydılar.

Verse 3:
Panikledim,herhangi bir vesile yok tamam da telaş denen bu bok tepemde gezelemekte bolca,çaresiz telaştı yanıma şimdi tek bir yoldaş,
sağ elimse tam zamanlamayla kapı kolunda,yalan lüzumsuz,hakkaten şaşırdım,aksi yönde iddia bil ki külliyen palavra,zoraki bir tebessüm,
zoraki bir selam,''içeri buyuralım'' demekse ağzımdan çıkan yalan kelam,şöyle bir bakındı çıktı,''bana geçek'' dedi,ulan dedim içimden ''sen olmasaymışın da keşke geleymiş hemşire'',fakat yok işte bu adet hiç bozulmaz,ömrü billah herbir yerde beni bulur sap,baktım hiç kaçış yok,küfredip de kapıyı çektim,ayaklarımda terlik,
sineklerimse pek tabi ki gene peşimde,acizane bense yan taraftaki orta yaşlı dallamanın evinde...