bugün
- evlendikten sonra çok daha iyisiyle karşılaşmak17
- kendini bir görsel ile anlat21
- xdearm10
- jose mourinho34
- kızılcık şerbeti 2 nci sezon finali8
- aktroll yazarları donuzlayıp umursamamak9
- herkesle iyi geçinmek18
- sözlükte kendinize yakın hissettiğiniz kişiler10
- sarılma ihtiyacı13
- zalbert ramstein14
- aşkım ben hiç osurmuyorum bizde genetik diyen kız16
- meral akşener17
- bursa9
- gizli samyelin moderatör olması13
- kuresel ikinma'nın sevgilisi19
- dünyanın en güzel kızını tarif et16
- gideon reid morgan jj9
- anın görüntüsü13
- icardi190555
- magicovento12
- sekse doymuş erkek12
- hafta içi avm kafelerinde oturan menopoz karılar12
- dem parti'nin tc kürdistan da işgalci açıklaması9
- en ilginç bilgiler11
- gizli samyel22
- küresel ıkınma9
- dinlilerin dinsizlere sürekli lakap takması12
- namaz kılmayan türk değildir12
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi11
- dem parti'nin valiyi ölümle tehdit etmesi8
- dünyanın en güzel kızıyla karşılaşmak8
- albay kemal22
- kadir mısıroğlu mezarı18
- en sevmediğiniz sözlük yazarları10
- kemalistler 15 temmuzda ne yapıyordu20
- ankarayı sel aldı25
- haysenin1210
- ey müslümanlar inananlar haydi cumaya allah yoluna8
- eksi ruyalar için diktiğim tulum12
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur13
- uludağ sözlük aktrollerinin uçurulması9
- içinde hiç'a harfi geçmeyen bir cümle yazınü19
- güçlü kadınların ortak özellikleri22
- yazarların en sevdikleri diziler11
- okula gidiyorum sözlük10
- gay olanları toplum niye sevmiyor12
- yazarların cinsel tercihi15
- hangi sözlükçüyü dövmek istersiniz21
- peygamberlerin yahudi olması9
- bugün yaşadığınız en üzücü olay13
ailenin en bi feylozof üyesi. bi yerde bişey olur hemen lisa ötmeye başlar bikbikbikbik... ayrıca bartla olan dialogları muhteşemdir.
dünyanın en bücür hanımefendisir. jazz dinler, çevrecidir, zekidir ve kafa tutar.
(bkz: cool)
en artistik tavırlarıyla dikkat çeken bir tiptir kendileri. ukala davranışlar yerine tatlı tatlı konuşmalarıyla tanıdığımız sarılı yeşilli bu hatun gerçekten de sağlam bir biçimde sinemaya ve televizyona kurgulanmıştır.
bilim konusunda aldığı madalyaların haddi hesabı olmayan, spor alanında ise sadece bowling turnuvası katılımcısı olarak hakettiği bir madalya bulunan simpson. boyuna bakmadan inci kolye takıp ukalalık taslar.
dizi de komik olmayan tek karakterdir kendisi.
maggie bile daha eğlencelidir.
buna rağmen homer çocukları arasında en çok onu sever.
maggie bile daha eğlencelidir.
buna rağmen homer çocukları arasında en çok onu sever.
Yalnızlık kimseye zarar vermemiştir. Emily Dickinson yalnız yaşadı ve tüm dünyanın bildiği en iyi romanlarını yazdı...... sonra değersiz biri gibi delirdi.*
feminist, çevreci, hayvansever, ifade özgürlüğü savunucusu, hümanist, vejetaryen, cazsever, kürk karşıtı, medya karşıtı, anti-faşist, anti-militarist, anti-seksist minik bir ideolojik duştur neredeyse. dünyada lisa simpson tutarlılığında 100 adam bulsak bugün bambaşka bir gezegen hâline gelebilirdik; o derece "eve al besle" tıynetli, duruş sahibi bir aktivisttir kendisi.
dizide her yil/sezon sekizinci yas günü kutlanir.
simpsons izleyeni tum yasitlarinin bir ara asik oldugu karakter.
11 eylül 2001 saldırılarından 10 gün önce mason biraderlerine şu şekilde bir sinyal verendir.
http://galeri.uludagsozlu...12/lisa-simpson_10736.jpg
kendi tertipledikleri olayları küçük sinyallerle duyurmaları oldukça manidar.
http://galeri.uludagsozlu...12/lisa-simpson_10736.jpg
kendi tertipledikleri olayları küçük sinyallerle duyurmaları oldukça manidar.
simpsons ailesinin bir üyesi.
7. sezonda sevdiği bir kuzudan sonra biftek yiyemeyip vejetaryen, 13. sezonda da kilisenin yalanlarından sıkılıp budist olmuştur.
hayallerimi süsleyen çizgi film kahramanı karakter. ama artık büyümesi lazım, zira ben yeteri kadar büyüdüm...
Homer in ne şanslı biri olduğunun kanıtı.
Böyle bi kızım olsun daha ne ısterim lan. Gıpta ediyorum. Ayrıca her ihi ihi diye ağladığında üzülüyorum da. Evet.
Böyle bi kızım olsun daha ne ısterim lan. Gıpta ediyorum. Ayrıca her ihi ihi diye ağladığında üzülüyorum da. Evet.
her sınıfta bir tane bulunan kız tipi. sınıf birincisi olamazsa hayatı kararır uyuyamaz geceleri.
hayatın her tarafinda bulunan karakterdir. cok sinir bozucudur. şu çok bilmiş tavırlar falan deli eder insanı
(bkz: yazarların benzediği çizgi film karakterleri) çevreci, az biraz arkadaşsız, kardeşiyle hep kavga eden, saksofon çalan, jazz ve klasik müzik sever, zeki, çalışkan, bildiklerini paylaşan, milhouse adlı platonik aşkı olan turuncu elbiseli inci kolyeli kız.
Kendini yalnız hissettiğinde, güvenebileceğin kimsen olmadığını düşündüğünde bilmen gereken tek şey...
insan hiç çizgi film seyrederken ağlar mı? Ben ağlamıştım. Dogville’i seyrettikten sonra da olan şey olmuş, ruhumda ‘elde var bir’ olmuş, yanaklarımdan bir şeyler taşmıştı. Mutluluk gözyaşı değil, acıdan da değil, anlama gözyaşıydı. Ya da hayatla ilgili bilip de unuttuğun bir şeyi derinden hatırlama gözyaşı. Bazı nadir anlarda kendini torununmuş gibi dizine oturtup bir şeyler anlatırsın ya.
Daha konuşmayı becerememiş küçük bir varlığa, kulak dolgunluğu olsun diye, ağır bir bilgi yüklemek gibi mi yani? Sanki. Peki bir gelgitin iç denizlerde yarattığı yükselme sonrası gözlerden taşan suya ağlamak mı demeli? Belki.
Benim o günkü gelgitim ‘The Simpsons’da olmuştu işte.
***
Aynen de şöyle olmuştu: Evin küçük kızı Lisa güneşli bir Springfield sabahı okula gelir. Öğretmeni gitmiş, yerine bir yedek öğretmen gelmiştir. Kovboy şapkalı bu garip adamın adı Mr. Bergstrom’dur ve diğer öğretmenlere benzemez.
işi hafızayla değil motivasyonladır. Küçücük çocuklara ‘herkes kendini en güçlü hissettiği şeyi bir kağıda yazsın’ gibi egzersizler yaptırır. Bu dilini uzatıp burnunun ucuna değdirme bile olsa önemli değildir. En iyi yaptığın şey neyse nedir. Bizim Lisa’nın ‘en iyi’si saksafon çalmaktır. Bu adam ona bir gün büyük bir müzisyen olacağını söyler. Lisa Simpson bir yetenektir. Bu yeteneği, onu istediği yere taşıyacak, müziğini bir gün dünya dinleyecektir.
Lisa elinde olmadan bu adama aşık olur. Hatta emin olur. Dünyada ondan başkasına ihtiyacı yoktur. Bilgisini eğlenceye ve motivasyona çevirebilen bu adam Lisa’nın varlığına tercüman olmuştur.
***
Lisa öğretmenini çaya davet etmek için annesini ikna eder. Bu haberin heyecanıyla okula koşup sınıftan içeri bir girer ki ne görsün: Eski öğretmen geri dönmüş!
‘Peki o nerde?’ diye sorar. Mr. Bergstrom tren istasyonunda başkente gitmek üzeredir. Springfield’daki görevi sona ermiş başka bir okuldan çağırılmıştır. Lisa hemen tren istasyonuna koşar. Mr. Bergstrom tam trene binmek üzereyken Lisa seslenir:
Mr. Bergstrom, Mr. Bergstrom!
Ve Lisa’nın bir tren istastonunda, benimse evimdeki koltukta gözyaşları içinde yaşadığımız diyalog başlar:
Lisa: Mr. Bergstrom gidemezsiniz. Siz bugüne kadar bize gelmiş en iyi öğretmensiniz.
Mr. Bergstrom (diz çöker, Lisa’yla aynı boya gelir): Yedek öğretmenlerin hayatı böyledir işte. O bir hilekardır. Bugün beden eğitimi için şort giyer. Yarın Fransızca konuşur ya da testere kullanmayı biliyormuş gibi yapar. Tanrı bilir başka neler...
Lisa: ...sizi çok özleyeceğim.
Mr. Bergstrom (cebinden çıkardığı bir kağıt parçasına bir şey yazar ve Lisa’ya uzatır): Al bunu, kendini yalnız hissettiğinde, güvenebileceğin kimsen olmadığını düşündüğünde bilmen gereken tek şey budur.
Lisa (henüz okumaz, kağıdı avucunda sıkı sıkı tutar): Teşekkür ederim.
Anons: Herkes binsin.
Lisa (tek ayağı trenin merdiveninde binmek üzere olan Mr. Bergstrom’a): Demek buraya kadarmış. Sakıncası yoksa sizi hayatımdan söküp çıkaran trenin yanından koşmak istiyorum...
Mr. Bergstrom (Lisa trenin yanından koşarken pencereden bağırır): Hoşçakal Lisa tatlım. Ben başımın çaresine bakarım. Sen sadece notu oku.
Ve Lisa gözyaşları içinde okur notu:
Sen Lisa Simpson’sın.
nil karaibrahimgil
insan hiç çizgi film seyrederken ağlar mı? Ben ağlamıştım. Dogville’i seyrettikten sonra da olan şey olmuş, ruhumda ‘elde var bir’ olmuş, yanaklarımdan bir şeyler taşmıştı. Mutluluk gözyaşı değil, acıdan da değil, anlama gözyaşıydı. Ya da hayatla ilgili bilip de unuttuğun bir şeyi derinden hatırlama gözyaşı. Bazı nadir anlarda kendini torununmuş gibi dizine oturtup bir şeyler anlatırsın ya.
Daha konuşmayı becerememiş küçük bir varlığa, kulak dolgunluğu olsun diye, ağır bir bilgi yüklemek gibi mi yani? Sanki. Peki bir gelgitin iç denizlerde yarattığı yükselme sonrası gözlerden taşan suya ağlamak mı demeli? Belki.
Benim o günkü gelgitim ‘The Simpsons’da olmuştu işte.
***
Aynen de şöyle olmuştu: Evin küçük kızı Lisa güneşli bir Springfield sabahı okula gelir. Öğretmeni gitmiş, yerine bir yedek öğretmen gelmiştir. Kovboy şapkalı bu garip adamın adı Mr. Bergstrom’dur ve diğer öğretmenlere benzemez.
işi hafızayla değil motivasyonladır. Küçücük çocuklara ‘herkes kendini en güçlü hissettiği şeyi bir kağıda yazsın’ gibi egzersizler yaptırır. Bu dilini uzatıp burnunun ucuna değdirme bile olsa önemli değildir. En iyi yaptığın şey neyse nedir. Bizim Lisa’nın ‘en iyi’si saksafon çalmaktır. Bu adam ona bir gün büyük bir müzisyen olacağını söyler. Lisa Simpson bir yetenektir. Bu yeteneği, onu istediği yere taşıyacak, müziğini bir gün dünya dinleyecektir.
Lisa elinde olmadan bu adama aşık olur. Hatta emin olur. Dünyada ondan başkasına ihtiyacı yoktur. Bilgisini eğlenceye ve motivasyona çevirebilen bu adam Lisa’nın varlığına tercüman olmuştur.
***
Lisa öğretmenini çaya davet etmek için annesini ikna eder. Bu haberin heyecanıyla okula koşup sınıftan içeri bir girer ki ne görsün: Eski öğretmen geri dönmüş!
‘Peki o nerde?’ diye sorar. Mr. Bergstrom tren istasyonunda başkente gitmek üzeredir. Springfield’daki görevi sona ermiş başka bir okuldan çağırılmıştır. Lisa hemen tren istasyonuna koşar. Mr. Bergstrom tam trene binmek üzereyken Lisa seslenir:
Mr. Bergstrom, Mr. Bergstrom!
Ve Lisa’nın bir tren istastonunda, benimse evimdeki koltukta gözyaşları içinde yaşadığımız diyalog başlar:
Lisa: Mr. Bergstrom gidemezsiniz. Siz bugüne kadar bize gelmiş en iyi öğretmensiniz.
Mr. Bergstrom (diz çöker, Lisa’yla aynı boya gelir): Yedek öğretmenlerin hayatı böyledir işte. O bir hilekardır. Bugün beden eğitimi için şort giyer. Yarın Fransızca konuşur ya da testere kullanmayı biliyormuş gibi yapar. Tanrı bilir başka neler...
Lisa: ...sizi çok özleyeceğim.
Mr. Bergstrom (cebinden çıkardığı bir kağıt parçasına bir şey yazar ve Lisa’ya uzatır): Al bunu, kendini yalnız hissettiğinde, güvenebileceğin kimsen olmadığını düşündüğünde bilmen gereken tek şey budur.
Lisa (henüz okumaz, kağıdı avucunda sıkı sıkı tutar): Teşekkür ederim.
Anons: Herkes binsin.
Lisa (tek ayağı trenin merdiveninde binmek üzere olan Mr. Bergstrom’a): Demek buraya kadarmış. Sakıncası yoksa sizi hayatımdan söküp çıkaran trenin yanından koşmak istiyorum...
Mr. Bergstrom (Lisa trenin yanından koşarken pencereden bağırır): Hoşçakal Lisa tatlım. Ben başımın çaresine bakarım. Sen sadece notu oku.
Ve Lisa gözyaşları içinde okur notu:
Sen Lisa Simpson’sın.
nil karaibrahimgil
güncel Önemli Başlıklar