bugün

o zamanlarda yaşanan olayları en gerçekçi şekilde yansıtan ve başarılı anlatımıyla akıllarda kalan roman.objektif bakış açısıyla anlatması bende ayrı bir beğeni kazanmasına neden olmuştur. her sayfasında ayrı bir olayla karşılaşıyosunuz ve her seferinde ders alıyorsunuz hayattan, yaşamın amacından, yitirilen saf bedenlerden ....
bir amin maalouf kitabı..
tam kelime karşılığı doğunun merdivenleri
olmasına karşın türkçeye doğunun limanları
şeklinde çevrilmiştir..
fransızların bazı akdeniz
limanlarına taktıkları isim..
'şayet hayatta kalabildimse,
hayatta kalmamak da bir iradeyi gerektirdiği içindir..'*
gördüğüm anda fransız kalmama sebep olan söz öbeği..
amin maalouf'un yapı kredi yayınlarından çıkan bir kitabıdır. sürükleyici bir anlatıma sahip, okurken duygularınız doruklara çıkabilir; çekilen acıları gördükçe.

kitabın arka kapağından;

"adana da ayaklanmalar olmuştu. kalabalık, ermeni mahallesini yağmalamıştı. altı yıl sonra çok daha büyük çapta olacakların provası gibi bir şeydi. ama bu bile dehşetti. yüzlerce ölü. belki de binlerce"

can çekişen osmanlı imparatorluğu ve beyrut ile fransa arasında yaşamı sürüklenen ´isyan´. doğunun limanları bu yüzyılın başını, bir insanın trajik tarihinin içinden anlatıyor. *
okudukça ağlatan, insanı salya sümük içerisinde bırakan kitap. tımarhanede geçen kısım kişinin kafayı yemesine neden olabilir ve finali de tüyler ürpertici bir hüzün içerisindedir, tokat yemişe döndürür. kitabı bitirdiğinizde boğazınızda yumru büyüklüğünde bir düğüm takılır kalır.

maalof'un doruk noktalarından birisidir.
insanın damağında tarifsiz lezzetler bırakan bir amin maalouf klasiği. şu an damağımda biraz tarih, biraz özlem ve birazcıkta o zamanlarda yaşama isteği var.

ayrıca birileri benden önce davranmazsa filmini yapıcam bu kitabın. oskar falan alacam işte.

not: harbiden...
insanda bir oğlum olursa adını isyan koymalıyım duygusunu yaratan roman.
170 sayfada isyan * uzerinden giderek turk ermeni sorunundan, birinci ve ikinci dunya savaslarindan bahsetmis yetmemis ortadogu sorununun da uzerinde durmus kitaptir. genel anlamda tarafsiz durulmaya calisilsada yinede bazi noktalarda amin maalouf fikirlerini kendince inceden ortaya koymustur.
amin maalouf okumaya başlamak için ideal kitap. içinde herkese yönelik dersler var zira.
Doğunun limanları,amin maalouf'un en derin romanlarından biri,Türkiye Tarihinde bulunan bazı noktaları yabancı birinin kaleminden dinlemek ayrı bir tat ve bazen de bize kendimizi hatırlatıyor(ki bu amin maalouf'un özelliği doğu kültürlerine olan aşkı).
kitaptaki aşka aşık olmamı sağlayan başyapıt, sonu beni en çok şaşırtan roman, sayfaların eksik çıktığını düşünüp 2-3 kez satın aldığım harika eser.
sevdiğim insanlara sürekli hediye ettiğim bir kitap
"Herkes kendi tanrısına, diğerlerinin dualarını susturması için yakarıyordu." cümlesiyle Türk-Ermeni kavgasını özetleyen kitap.
sürükleyici, enteresan, psikolojik, okunması gereken bir kitap.
Ortadoğudaki problemlerin bir çiftin arasına nasıl girdiğini, bir kardeşin nekadar hain olabileceğini ; Küçük başarıların nasıl abartılıp kahramanlık hikayelerine dönüştürülebileceğini, Evlat sahibi olmanın ne kadar yararlı birşey olduğunu kanıtlar nitelikte süper bir Amin Maalouf kitabı.
isyan karakteriyle hafızalarımıza kazınmış amin maalouf anlatımıdır.

romanda en beğendiğim kısım isyanın kızına kavuşmak için o ilaçlarını azaltarak ve doğru zamanı bekleyerek özgürlük mücadelesi etmesi. amin'in bir romanda çok fazla konuyu yazması sebebiyle en basitinden bu konuyu daha derinlemesine işlemiş olsaydı emin olun esaretin bedeligibi bir sahneyi o kısımda bulurdunuz.

aynı zamanda bu romanın tek sevmediğim yanı isyanın partizan çalışmalarının detayına pek inilmeden hızlıca geçilmesi.

fakat aminin tarzını kavradıkdan sonra esasında ne kadar iyi yapmış yahu diyorsunuz kendi kendinize.

şöyle ki bir romanda çok fazla konuyu işlemesi sebebiyle tek bir konuyu derinlemesine işlediğinde sanırım bunu pek başaramayacağı gibi aynı zamanda işlediğin konuyu derinlemesine değilde amin'in yazdığı gibi okuyan okuyucu belki de zihninde konuyu derinleştirecek ve kendini de bu romana sokarak hayal edecektir.
zira ben bunu aynısı yaptım. özellikle isyan'ın avrupa'da geçirdiği partizan hayatını düşledim ve bu konuyu daha derinlemesine kafamda canlandırdım. tabii kendime bir rol vererek.

velhasıl, tek solukta okunmaması gereken kitap.gıdım gıdım.etap etap. her yeni konuya göre okunulası kitap.
amin maalouf’un bir osmanlı evladına fransayı nazi almanyasından kurtarttığı, ama daha önemlisi 170 sayfada, 1900’lü yıllara damgasını vuran etnik kökenli üç ayrı çatışmaya (türk-ermeni, alman-fransız, arap-yahudi) üçünde de herhangi bir taraf tutmadan ve her milletin hissiyatını eşit oranda ve güçlü biçimde yaşattırarak değindiği eseri. okunması, son zamanlardaki kürt açılımı konusunda belli bir yargıya ulaşmada zihin açabilir, ivedilikle tavsiye edilir. zira hikayede geçen bir cümleyle açıklamak gerekirse; “aramızdaki 3-4 saatlik cennet gibi bir sahil yolu, -doğru adımları atmazsak- iki dünyayı ayıran bir cehenneme dönüşebilir.”

şu haber de kitapla olmasa da, konuyla ilintili;

http://www.hurriyet.com.t...ndem/12355764.asp?gid=229
Amin Maalouf'un süper bir kitabıdır.

--spoiler--
Ölüme son çare olarak bakmalısın. Hiç kimsenin seni alıkoyamayacağını bil. Ama ölüme gidebileceğin için onu yedekte tut; sonuna kadar.
--spoiler--
yıllar öncesinde okuduğum amin maalouf kitabı. şu cümlesini unutamadım..
--spoiler--
ölüme son çare olarak bakmalısın. hiç kimsenin seni alıkoyamayacağını bil. ama ölüme gidebileceğin için onu yedekte tut; sonuna kadar.
--spoiler--
kitabın iyi mi güzel mi olduğunu geçip rahatsız edici kısımlarından bahsedelim.
birincisi ermenilerin çıkarttığı adana ayaklanmasını yanlış aktarması.
" ... 1909 nisan'ına. çok kesin, öyle değil mi ? daha da kesin olabilirim. 6 nisan. babam unutmamam için yeterince sözünü etmişti. o gün ne olmuştu ? bir çeşit kıyamet.
adana'da ayaklanmalar olmuştu. kalabalık, ermeni mahallesini yağmalamıştı. altı yıl sonra ( 1915 tehcirini kastediyor ) çok daha büyük çapta olacakların provası gibi bir $eydi. yüzlerce ölü. belki de binlerce. " sayfa 26.
olay 6 nisan değil, 14 nisan 1909'da olmuştu. olayları başlatan ermeni çeteleri / isyancıları idi ve ölenlerin çoğu da müslümandı. adana olayı türkler ve ermeniler arasındaki ilişkilerin kesin kes koptuğu andır.

ikincisi, padişahın kızını tedavi edecek olan doktorun kadını hamile bırakması. kitapta bunun belki de bir tedavi yöntemi olarak yapmıştı diyor ama yine de kabul edilebilir değil. böyle bir saygısızlık atalarımıza yapılamaz.

üçüncüsü: " beyrutlular türkçe'yi unutup fransızca konuşmayı yeğleseler de, bizlere tek bir gün istenmeyebileceğimizi hissettirmediler. tam aksine, dünün " işgalcisinin " aralarına konuk olarak gelmesinden gururlanıyor ve eğleniyorlardı. " sayfa 39. yazarın bir osmanlı yarası var. bunu daha önce afrikalı leo adlı kitabında da farketmiştim ama orda bu kadar değildi. işgalci diye bahsetmesi gerçekten çok rezil bir $ey.
neyse, tipik amin maalouf aymazlığı diyor geçiyoruz.

#5683639
istanbulda daha ana rahmine düşmeden başlıyordu isyan'ın hikayesi, devrik bir padişahın kızının çığlığı ile... isyan tanışılmayı hak eden bir kitap kahramanı. benim aldığım 43. baskısı kitabın neden bu kadar çok okunup bu kadar çok basıldığını kitabı bitirdiğinizde daha rahat anlıyorsunuz.

kesinlikle amin maalouf'un arşa erdiği kitap bu olmalı. muhteşem harika mutlaka okuyun ise bu kitap için kilişeden öteye gitmez. isyanla tanışın...
--spoiler--
günlerin hep aynı olduğu bir ömür, çetelsini tutmak neye yarardı?
--spoiler--
kitaptaki kendini anlatan kahramanın yani kitabdar'ın dinenişteki isminin bakü olması çok ilgimi çekmişti. bakü'nün mitolojik bir anlamı vardı ve bulunduğu konumla bir türlü bağdaştıramamıştım. çok hareketli, bir yere bir şey ulaştırma konusunda başarılı olduğu içinmidir bilmem. bir de çok mütevazidir kendisi.
kitaba gelince; sürükleyicilik konusunda gerçekten bir numara. özelikle o dönemi doğu ile batı arasındaki sentezi mükemmel bir ustalıkla kitabına aktarmış.
bütün eserlerini okuduğum amin maalouf un kesinlikle soluksuz okunacak eseri. osmanlı dönemi ermeni sorunu, ikinci dünya savaşı, objektif bir açıdan yazarın görmeye çalıştığı dünya.
--spoiler--
ölüme son çare olarak bakmalısın. hiç kimsenin seni alıkoyamayacağını bil. ama ölüme gidebileceğin için onu yedekte tut; sonuna kadar.
--spoiler--