bugün

mahalledeki çocukların ayak işlerini yapmaktır kısa boylu olmak.
elini uzattiginda hicbir seye yetisememektir kisaboylu olmak her defasinda ya bir sandalyeden yada uzun boylu birisinden yardim istemektir.
topuklu ayakkabi giymeyi gerektirir fakat topuklu ayakkabidan nefret edildigi icin her seferinde inadina duz taban ayakkabi alinir ve sonrasinda gecici bir pismanlik yasanir.
kisacasi zordur kisa boylu olmak...
(bkz: kaynımda da var)
bir ömür dalga geçilecek fiziksel özelliktir
onemsizdir. goruntuye onem vermek, kisa boylu olundugu icin uzulmek, baskalari tarafindan dalga gecilmesi... bunlar ancak basit insanlara gore olan davranis ve duygulardir.
tek fark çevreye farklı bir açıyla bakılmasıdır.* * yoksa ne artısı ne de eksisi vardır.

edit: kısa değilim yahu bakmayın öyle *
anne ve babanın çocuğuna verdiği genetik bir hediyedir. her ne kadar spor denen şey bunun önüne geçmek istesede yine anne ve babanın çocuğuna spora eğilim ve yönlendirme konusunda verdiği bilinçsiz bir hediyedir.
işlevsiz olmaktan iyidir.
dötü yere yakın olmak demektir efendim...çok tehlikelidir...
(bkz: küçük ama çooooook etkili)
(bkz: okan bayülgen)
Pigme kıvamında insan olduğunu kabullenmek zorunda olmaktır.Yaşayan bilir yaşıyorum biliyorum.
kendi adima tek dezavantaji mahalledeki haci terziyle ve onun muhtesem (!) kokusuyla (bkz: hacı yağı) muhattap olmak zorunda kalmaktir. nitekim aldigim hic bir pantolonu daha pacasini kisaltmadan giyebilmis degilim.
yaşlanmamak gibi bir avantajı olan durum. *
verdiği sıkıntı kalabalık ortamlarda maksimum seviyeye çıkar. diyelim ki bir olay oldu herkes toplandı ve önlerindeki şeye kilitlenmiş hararetli hararetli konuşuyorlar. o kalabalığa eklenen uzun boylu her yeni birey olayı en kısa zamanda öğrenebiliyor. ama siz tıfıl varlığınızla balerinler gibi parmak uçlarınızla tavaf etsenizde olay mahalini herkes sizden uzun olduğu için hiçbir şey göremiyor ve dolayısıyla sadece işittiklerinizle yetiniyorsunuz.
aynı kalabalık ortamlarda önünüzü göremeden yürümeniz neticesinde bir çukura düşmeniz de ihtimaller dahilinde.

bir de otobüslere çevirelim dikkatleri. o tıklım tıklım olmuş otobüste kısacık tefecik boylu insan evlatlarının kendisine tutunacak bir dal aramasını hatırlayın. tüm kayışlar kapılmış, ne kadar elem verici bir anı değil mi? halbuki o tutulacak demirleri avrupa standartlarına göre değil de türk boy standartlarına göre yapsalardı ne iyi olurdu.

ya mutfak dolaplarına ne demeli? içler acısı bir durum daha. o dolaptan tabure olmadan bir bardak, bir çanak almak ne mümkün.
kıyafet konusuna hiç değinmiyorum. o etek veya pantolon boyu muhakkak terzi görecek ve gereğini yapacak.

tek artısı evdeki perdeleri takacak en son kişi olarak görülmenizdir. kimse size teklif bile etmez bunu. ve eğer biraz da zayıfsanız her daim minyon kalarak yaşınızdan daha genç görüneceksiniz.
kıskanmadan uzun boylulara bakıp bakıp iç geçirmek, her akla geldiğinde moralin feci bozulması, bir süre sonra saplantıya dönüşmesi, hayatta hiç birşeye ağlamamış adamın gözünden yaş gelmesidir. (bkz: çok dertliyim be sözlük)
"kıçı yere yakın olandan kork oğlum" bu annemin tabiri.
yıllar yılı bunu dert edip de kendine gerçekten aşık biri çıktığında hiç umursamamaktır.**
Boyu kısa olmaktır.
annemin her zaman verdiği bir öğüt vardır. götü yere yakın olandan korkacaksın *
bayansanız eğer beraberinde bir yığın avantajı getirir. erkeklerde kısa boya hiç değinmedim farkındaysanız çünkü hiç bir güzel yanı yoktur, kenara çekilebilirler. neyse gelelim kısa boylu hanım kızlarımıza. efendim şöyle ki;

anneniz uzanılması gereken yerlere (perde asmak gibi) sizi koşturmaz.

erkek arkadaşınızdan uzun olma tedirginliği yaşamadan apartman, dolgu, sivri topuk giyip kırıtabilirsiniz.

yine aynı erkek arkadaşla beraber yatakta bir pire misali ordan oraya uçabilir, kazulet gibi yatağı boylu boyunca kaplamazsınız.

alışveriş esnasında, sırf boydan kurtarması bir büyük beden almak zorunda kalmazsınız.

uzun boyun getirdiği fırıncı küreği gibi ayaklara hiç bir zaman sahip olmazsınız.

(...)

kısa boy candır.
hoca ayağa kalk oğlum denildiğinde arkadan hocam ayaktaki hali o denilmesidir.
kilolu olmak, çirkin burunlu olmak, memesiz olmak, çok ince dudaklı olmak, çirkin olmak ve daha pek çok şeyin hissettireceği özgüven eksikliğini hissettirir. kafaya fazla takılmamalıdır. kendinizi nasılsanız öyle kabul edin, edemiyorsanız bir çift topuklu ayakkabı derdinize devadır.
kadınlarda o kadar önemsenmemekle birlikte erkekler için bazen can sıkıcı olabilen durumdur. ne var ki en - boy oranını tutturamamış bir uzun insandan 40 kat fazla çekicidirler. bazılarına allah boy verir de arkadaş başak dalı gibi ipinceciktir. rüzgar esse ortadan ikiye çotank diye kırılacak sanırsınız. rahatsız ederler. en güzeli en - boy oranını tutturup normal görünmektir azizim. altın oran falan yani...
kızlar için pek sorun olmayan ancak erkekte takıntı yaratabilecek bir durumdur. özellikle karşı cinsle olan ilişkileri olumsuz etkiler.
Dert edilmeyecek durumdur. Zira 1.90 olan adam da 3 metrelik mezara girecek , 1.50 olan adam da...
Bi kız için çok şık olan çizmeleri giyememektir.o çok sevdiğin şipidik ayakkabıların için annenin hep azicik topuklu giy be evladım serzenişlerini duymaktır.