bugün

her cümlesinde boğulmak ister insan, her cümlesini özümsemek için tekrar tekrar okur, düşünüpte kelimeye dökemediklerini en güzel dille karşına koyar iskender pala okuyucusunun.. kırk güzeller çeşmesi 40 hadisten, 40 şiirden ilham alınarak meydana gelmiş, kaybedilen değerler üzerine bir hatırlatma bir öğüttür anlayana.
üstad şöyle der;

"okuyucu! sen burada, bugün artık kaybettiğimiz değerlerimizle ilgili (nezaket, haya, tevekkül, merhamet, sabır, tefekkür, sadakat, dua, kanaat, gözyaşı vs.) kırk öğüt bulacak ve bunları şiirsel ilhamlarla okuyacaksın. belki yazının içindeki öğüdü alacak, kıssadan hisse damıtacak, belki de unutuvereceksin. ama ben sevgili okuyucu, bu yazıları, efendim, "her kim benim hadislerimden kırk tanesini belleyip başkalarına da öğretirse, kıyamet gününde allah onu bilginler ve fakihler arasında diriltsin!" buyurduğu için yazdım. isterim ki, sende öyle okuyasın ve zihninde birkaç gün gezdiresin. hem kim bilir, bugün dün olduğunda, belki de seninle ikimiz, o'nun meclisinde buluşur, bunları yeniden söyleşiriz."
sevgiliye aşkı tanımlayan bölümünün tüm yüreklere bir parça ışık olması gereken kitap.
"sevgili!..
aşkın şiirini yazmak isterdim sana; sana aşkı şiir ile yazmak isterdim... aşkı seninle tanımlamak ister, aşkı sende tanımak isterdim. ay ikiye bölündüğünde yanında olmak isterdim."
--spoiler--
Rehin akşamlarda dil (lisan) ile deşilen dil (gönül) yaralarıydı son senfoni.
--spoiler--
--spoiler--
Ağla saki, bugün tevekkülü uğurladık.
--spoiler--
ne bitmez arzularımız vardır bizim, ne doymaz isteklerimiz. her vardığı durakta bir sonraki durağı özleyerek geçen fâni bir ömür...
biri bile hayalken kırk güzeller çeşmesi, kulağa çok hoş geliyor bu kesin.