bugün

Hakans Şahin'in en etkili yazısıdır.

Kılcal Damarlar Senfonisi (Sadece 00:00'dan sonra okuyun)

Bugün sıv’as’ı dökülmeye yüz tutmuş bir evde, jiletlerden zincir yaparak kendimi bileklerimden tavana as’tım.

Gelsene kadın bu eve , sırnaş hadi yalnızlığımın ortasına.
Suistimal et yine bedenimi , kalabalıklaştır yalnızlığımı , çoğalt yaralarımı , tuz bas hadi acılarıma. Korkma kadın ben öldüm !
Gel hadi oyun oyna cesedimin etrafında; Mesela saklambaç oyna , belki yine bulurum seni , dayanamam bilirsin yalnızlığına…

Öldüm işte kadın ! et tırnaktan ayrılmaz , seni kendimden koparmam gerek dedin ve gittin.
Siktir git kadın.
Ben seni ne etime ne tırnağıma vaat ettim .
Ben seni bileklerime hapsettim. Damarlarımda tutulduğun hücrenin tek anahtarı paslı bir jiletti, onu da sana bugün hediye ettim.
Kaçtın işte , bak etrafına her taraf sen kokuyor , senin adınla kaynayan kanlarımın üzerinde duruyorsun , koşuyorlar özgürlüğe , ne mutlu sana kadın !

yüzmeyi biliyor musun ? hiç yüzdün mü ? senin için doldurulmuş bir kan havuzunda.
iyi koku alır mısın kadın ? güllerin papatyaların kokusunu.Peki kan kokusunu bilir misin ? En küçük özüne tomurcuğunda ki zerreye kadar senin kokunu taşıyan kan kokusunu tanır mısın ? Merak etme ölüm bugün hepsini öğretecek sana bilmesen de.

Korkma kadın ! ilk defa ölmüyorum.
Gidişinin yıl dönümünü kutlamak lazımdı , seni buraya getirmemin tek sebebi de bu zaten.
Gözlerimin y’as günü bugün senden ayrılalı tam bir yıl oldu .Baktın mı gözlerime ? çürümüşler mi ? hiç baktın mı gözlerime ?
Neyse siktir et. Gözlerimin içinin hep güldüğünü söylerler. Yağmur yağarken de kim bulutu düşünüyor ki zaten.
Peki göz yaşlarım onlarında doğum günü bugün bir yaşına girdiler. Baktın mı cesedime ?
Hiç var mı gördün mü ? bel ki kirpiklerimde as’ılı kalmışlardır son zamanlarda doğar doğmaz intihara meyilli çok gözyaşım var…
Hadi durma yak bir sigara mum niyetine bas yüzüme , kutla doğum günlerini çocuklarının. Sonra onlara eşlik ederek beni bir kefene sarar gibi sar kollarına…

Hadi göm beni avuçlarına kadın !
Nasıl deme göm işte. Sen giderken ben sana nasıl gidersin demiş miydim hayır ! nasıl susup dilimde ki tüm damarlar çatlayana kadar dişlerimle bastırmışsam boğazımda ki kelimeleri sende öyle başaracaksın bunu.

Titriyorsun kadın ! dokunma bana !
Bir ölüyü canlandırmak en büyük günahtır.
Sus kadın ! Ağlama. içimde ki israfil sur’u üflemek üzere uyandırma beni. Bilirsin benim meleğim sensin.

Ağlama kadın siyah sürmen akmasın cesedime,
g’öz bebeklerin gelir aklıma , sen bilmezsin , üzümün öz’ünden yaratılmış gibidir onlar , baktıkça sana şarap gölünden çıkmış gibi sarhoş olurdum.

Hadi git kadın ne olur.
Nasıl giderim deme bir yıl önce nasıl gittiysen öyle git işte.
Bakma arkana yine , merak/da etme.
aynı ceset , aynı beden , aynı ölü işte.
Git artık ne olur ! kalabalık etme..

Seni yaratana da sözlerim var daha...

Hakans Şahin Kılcal Damarlar Senfonisi 1