bugün

chp yandaşı alçak medyadının yutturması olan ifadeyi yalanlayan gerçek.

--spoiler--
'Kıbrıs'ın asıl fatihi Ecevit değil Erbakan'
Kıbrıs çıkarmasında neler yaşandı?
Erbakan hep geri plandaymış gibi gösterildi, Ecevit de "Kıbrıs fatihi" ilan edildi.
"Bu buzdağının görünen kısmıydı" der gibi konuşuyorsunuz.
Aslında durum tam tersidir. 74'te Makarios'a karşı darbeden sonra Ecevit garantör devlet olarak ingiltere'ye gitmek istedi; bir şekilde icazet alacak. Erbakan buna karşıydı, "ingilizler zaten çıkarmaya izin vermez" diyordu.
Ecevit gitti ama...
Gitti de, MSP Ecevit'in yanılmasını önlemek için içişleri Bakanı Oğuzhan Asiltürk'ü gönderdi. Onlar hareket eder etmez Erbakan, o zamanki Genelkurmay Başkanı ve bazı komutanlarla toplantı yaptı.
Başbakan'a vekalet ediyor sonuçta...
O toplantıda çıkarma kararı aldılar, çünkü Erbakan'ın korkusu Ecevit'in ingiltere'den eli boş dönmesiydi. Çıkarma kararı Ecevit'in haberi bile olmadan alınmıştır. Yani Kıbrıs'ın asıl fatihi Ecevit değil Erbakan'dır.

http://www.haberturk.com/...tihi-ecevit-degil-erbakan
--spoiler--
--spoiler--
ingiliz arşivlerine göre harekatın mimarı Erbakan
Geçtiğimiz yıl ortaya çıkan bilgilere göre de Kıbrıs Barış Harekatı'nın dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in değil Başbakan Yardımcısı Erbakan'ın yaptırdığı ortaya çıktı. ingiliz Arşivleri'nde yer alan dönemin belgelerini tarayan Tarihçi Doç. Dr. Mustafa Sıtkı Bilgin, yaptığı araştırma sonucunda gerçekleri belgeleriyle gün yüzüne çıkardı.
Bilgin, doktora çalışması için ingiliz Ulusal Arşivleri'nde 10 yıllık araştırması sonucunda "Büyük Güçler, Türkiye ve Kıbrıs Meselesi (1967-1975)" başlıklı TÜBiTAK projesi için 2005 ve 2006 yıllarında altı ay ingiliz Arşivleri'ni tarayan Bilgin, önemli bilgileri ilk kez Şubat 2010 yılında açıkladı.

Kıbrıs Barış Harekatı'nın mimarının bilinenin aksine dönemin Merhum Başbakan Bülent Ecevit değil dönemin Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan olduğunu ortaya koyuyor. Bu, Ankara'daki ingiliz büyükelçinin, ingiliz Dışişleri'ne yazdığı raporlar ve ingiliz Başbakanı ve kabinesinin konuyu değerlendirirken, oraya katılan devlet adamlarının konuşma tutanaklarından anlaşılıyor. Ecevit'in Londra ziyareti ve Türk ile ingiliz hükümeti arasındaki yazışmalardan da Ecevit'in harekat konusunda isteksiz davrandığı ve savaşa girmeden bir çözüm aradığı görülüyor.

Belgelere göre Kıbrıs Harekatı'nın yapılmasında, Necmettin Erbakan daha aktif ve istekli. Ecevit'in ise savaşa yanaşmadığı görüntüsü ortaya çıkıyor. Dönemin ingiltere Büyükelçiliği'nden giden raporlarda Erbakan'ın Genelkurmay ile aynı çizgide ve harekatın gerekli olduğunu, niyetinin tüm Kıbrıs'ın alınması olduğu belirtiliyor. Erbakan'ın dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar ve Türk ordusuna tam destek verdiği de belgelerde yer alıyor.

http://www.saadet.org.tr/...ekatin-bas-mimari-erbakan
--spoiler--
http://www.youtube.com/watch?v=F-u65O7b814

http://www.youtube.com/watch?v=PxZnHHJghvI
--spoiler--
KIBRIS BARIŞ HAREKATI
Kıbrıs Barış Harekatı’nın tarihi olay olduğunu açıklayan Erbakan “ Şayet bizim emrini verdiğimiz harekat planı aynen uygulansaydı Kıbrıs olayı 40 yıldır sürüncemede kalmazdı “ dedi. Kıbrıs Barış Harekatı’nın arka planını Devr-i Alem kamerasına şöyle anlatı..
…” Başbakan Ecevit Kıbrıs harekatına isteksizdi, ancak Kıbrıs’da çok acı olaylar oluyor ve hergün bir çok Türk Rumlar tarafından öldürülüyordu. Dönemin Genel Kurmay başkanı Semih Sancar sürekli hükümetle görüşmeler yapıyor, ve askeri istihbarattan gelen bilgilere göre Kıbrıs’da yaşanan Rum vahşetine dur demek için bir an önce müdahale yapılması gerekiyordu”..
O yıllarda tüm dünya bizim böyle bir harekat yapmamıza karşıydı. Ancak savaşa Ecevit’de karşıydı.Son görüşmeler için Kıbrıs’ın garantör ülkelerden olan ingiltere ile birlikte harekat yapalım diyen Ecevit bizim karşı çıkmamıza rağmen Londra’ya gitti, Ecevit yanlış bir şey yapmasın diye Oğuzhan Beyi de Ecevit’in yanına verdik. Genel kurmay başkanı Semih Sancar ve diğer yetkililerle Ecevit ve Türk heyetini Esenboğa hava limanından uğurladıktan sonra Semih Sancar paşa bana özel bir görüşme yapalım dedi ve Esenboğa hava limanında Genel kurmay başkanı Semih Sancar paşa ile aramızda şu tarihi konuşma geçti.
SAVAŞ EMRiNi ESENBOGA’DA VERDiM
Genel Kurmay başkanı Semih Sancar ile Esenboğa havalimanında bir odada görüşme yaptık. Sancar paşa bana, Sayın Erbakan sizler şuandan itibaren Başbakan vekilisiniz. Kıbrıs’da büyük katliamlar yaşanıyor. Sayın Ecevit’in Londra’dan dönmesi uzun zaman alacaktır. Başbakan vekili sıfatı ile bizlere hareket emrini verirseniz biz çıkarma için hazırlık yapabiliriz, harekat emrini verebilir misiniz diye sordu?
Bende harekat emrini verebilirim dedim. Tekrar söz alan Sancar paşa daha öncede bu tür harekat emirleri verildi ancak harekat yapılmadan geri alındı. Bu kez geri alınmamalı, Geri almamak ve kesinlikle çıkarma yapmak üzere verilmeli. Bir kez daha geri alınırsa askerlerin morali bozulur,Kıbrıs tümü ile elimizden gider ..” dedi.
Daha önce’de bir kaç kez Kıbrıs’a çıkarma emri verilmiş ve sonradan geri alınmıştı. Sancar paşa bunları hatırlatıyordu. Orada harekat emrini verdim ve Türk Silahlı Kuvvetleri hazırlık yapmaya başladı. Ecevit Londra’da ingilizlerle birlikte Kıbrısa’a çıkarma yapalım diye görüşmeler yaparken, verdiğim emir üzerine Türk Silahlı Kuvvetleri çoktan çıkarma hazırlığına başlamıştı.
KEMAL KAYACAN BEN KIBRIS’I ALIRIM
Genel Kurmay Başkanı Semih Sancar’a harekatın teknik durumu ve başarı oranını sordum. Toplantıda yer alan dönemin Deniz kuvvetleri Komutanı Kemal Kayacan söz alarak sayın Erbakan hiç merak etmeyin ben Karadenizliyim,denizi ve denizcilik tarihini çok iyi bilirim. Sadece Türk Deniz Kuvvetler Kıbrıs’ı alma imkanı var dedi. Her türlü hazırlık yapıldı ve Kıbrıs harekatı başarı ile tamamlanacak diyen Askerlerin verdiği bu bilgileri aldıktan sonra çok rahatladım.
Kıbrıs harekatı karadan, karaya. Havadan Karaya. Havadan Denize, Deniz’den Karaya bir çok harekat unsurunu bir arada kapsıyordu. Böyle bir harekat çok iyi planlanmıştı. Askerimiz çok başarılı çalışma yapmıştı.
ECEViT ÇOK KORKTU
Sayın Ecevit büyük umutla gittiği ingiltere’den eli boş dönüyordu.. ingilizler, Türkiye ile birlikte çıkarma yapmayacaklarını söyleyince Ecevit büyük umutla gittiği Londra’dan hayal kırıklığı içinde Türkiye’ye döndü. Ecevit’i Türkiye’ye döndükten sonra hava limanında karşılayıp , harekat emrini verdiğimizi söyleyince Ecevit şok oldu ve şaşırdı birden ..”Dünya ne der?.. bu çıkarmayı dünyaya nasıl anlatırız..” diye endişesini dile getirdi. Ecevit’e cevaben sayın Başbakan hiç endişe etmeyin dedim.
Biz çıkarma planı yaptık ve 5 günde varmak istediğimiz yere varabileceğimiz söyledik ve bilindiği gibi harekat başladı ve bizim 5 günde gerçekleştireceğimiz planı Askerlerimiz 3 günde gerçekleştirdi. Askerimizin hazırlık yapması ve harekata dünya ülkelerinin tepkisini ölçmek için geçici olarak ateş kes kararı aldık..
LARNAKA ALINMALIYDI
Mili görüş lideri Erbakan sorularımıza cevap verirken Devr-i Alem kamerasına açık açık konuşarak tarihe not düşüryodu. Sayın Erbakan adeta o günleri yeniden yaşıyor gibi heyecanlanıyordu ve ikinci harekatın başlamasından sonra planlanan hedefe ulaşıldı, öngörülen yere ulaştık diyordu. Zor durumdaki Türkler kurtuldu .Ancak bize haber vermeden Ecevit harekatı sona erdirdi. Bizim planımız Hala sultanın türbesinin bulunduğu Larnaka’yı almak vardı. Larnaka’nın alınmaması ve Maraş bölgesinin iskana açılmaması büyük bir hata. Ecevit ve ondan sonra gelen hükümetlerin Kıbrısla ilgili milli bir politikaları olmadığı için sürüncemde kaldı..1974 yılında Milli Selamet partisi hükümetde olmasaydı Kıbrıs Barış Harekatı olmazdı diye konuştu.

http://www.belgeselyayinc...i-emrini-erbakan-mi-verdi
--spoiler--

belgelerle kanıtlanan gerçek.
Erbakan tüm kıbrısı alacakken ecevit şu anki sınırların az ilerisindeki bir kasabada durmalarını emretmiştir. doğru olan önermedir.
kesinlikle öyledir;
cumhuriyeti de fetullah gülen kurup çanakkale savaşını da ak sakallı dede kazanmıştır. mesele kıbrıs savaşından dolayı amborgo yendiği için oy kaybeden chp değil de selamet partisidir zaten, görüşmelere de chp 'li turan dursun değil cübbeli ahmet hoca gitmiştir.darbeyi kenan evren değil erdal inönü yapmıştır.
n'oluyor yahu şizofren oldum ben anam canım anam.
erbakan bir çok toplantılarda veya uğur dündar ın yönettiği açık oturumlara katılmış kıbrıs savaşında ne kadar etkili olduğunu anlatmıştı. fakat kimse inanmayıp pek ciddiye almadı. lakin iki insanda rahmetli oldu bu saatten sonra bizim yapacağımız, ikisini de rahmetle anarak yaptıkları hizmetten dolayı önlerinde saygıyla eğilmek.
erbakan'ın tüm kıbrıs'ın fethini istediği, ancak bunun adaya çıkma gerekçemize zarar vereceği itirazıyla nazara alınmadığı bilinir. küçük ortak olarak msp'nin adaya çıkma kararı aldığı büyük bir yalandır. zaten tek başına böyle bir karar almazdı. tbmm gizli toplantı yaparak çıkarma kararı almış ve hükümete yetki verilmiştir. ardından politik çözüme ulaşılamayınca, dışişleri bakanı güneş, londra'dan meşhur "ayşe tatile çıkabilir" parolası ile çözüme ulaşılamadığı mesajını vermiş ve harekat başlatılmıştır.

o günleri yaşayan herkes bilir ki, harekat, ecevit-erbakan koalisyonun birlikte başardığı bir iştir. aradan uzun yıllar geçtikten sonra, erbakan'ın sağlığında hiç ortaya atılmamış gerçekdışı iddiaları ileri sürmek, vatanseverliklerinden kuşkumuz bulunmayan bu iki liderin hatırasına büyük bir saygısızlıktır.
36 bakanlı bir hükümetin sadece 12 bakanını temsil eden küçük koalisyon ortağının lideri nasıl önder olacak hükümete.

bırakın hikayeyi.

1.harekattan sonra chp'li dışişleri bakanı turan güneş londra'ya gitmiştir taraflarla son kez görüşmeler yapmak için ancak bir sonuç alınmayınca telefonda ecevit'e o meşhur 'ayşe tatile çıksın' şifreli sözünü söylemiş ve hemen ardından esas harekat olan 2.harekat başlamıştır.

şu bile herşeyin ispatıdır.

ayrıca bu sorun ortaya çıktığında iktidarın büyük ortağı da küçük ortağı da muhalefet de o gün yek vucud olmuştur.

yani biri bu rum mezalimine karşı adaya çıkalım derken diğeri asla hayır dememiştir.
siyonist ve chp destekli merkez medya'nın uyduruk haberciliğinin son noktasına vurulan darbedir, ecevit kıbrıs harekatı için istekli değildi asla ve asla gönüllü değildi erbakan ecevit'in yurtdışında olmasını fırsat bilip ilgili kararı aldırıp imzalamıştır.
belgeleri göze sığmayacak kadar bol bol verdiğimiz halde birileri tarafından inkar edlen gerçek.
saçma önermedir. eğer ecevit sağduyulu olmasa yani erbakan osmanlı kafasıyla kıbrıs'ı tamamen fethetmeyi denese bugün ingiltere türkiye'ye vali atıyor olurdu. belki vali atanması türkiye açısından şimdikinden daha iyi olurdu tabi, bilemem. ama erbakan'ı fatih ilan etmek ulubatlı hasan'ı padişah ilan etmek gibidir.
kıbrıs fatihinin merhum Bülent Ecevit olduğunu anlamayan kişilerin kendilerine rant sağlamak amacıyla ortaya attıkları konudur.
Sadece ecevitin pısırık kişiliğine bakınca bile dünyaya meydan okuyan harekatın erbakan gibi aksiyoner bir kişilik tarafından yapıldığı anlaşılır.
belgelerle doğruluğu kanıtlanan önermedir.
yalan olan önerme, aslında o tarihlerde T.B.M.M. nin baş çaycısı olan Haydar emmi herkesle muhabbetinin iyi olmasını da kullanarak Kıbrıs çıkarmasını örgütlemiştir. Heee heee çıkarma emrini Erbakan verdiydi hee....
Her ikisinin de kıbrıs'ın fatihi olmadığı ortadadır.

Küçük bir detayla açıklanabilir. Kıbrıs'ta trafik soldan akar; otomobil direksiyonları sağdadır.

Özetle yavru vatan, kıbrıs, hala ingiliz kültürünün etkisi altındadır.
bir diğer yanlış tespittir. kıbrıs fatihi filan hikayedir. artist artist girip siktiri yiyip çıktığımız bir yerdir kıbrıs. aynı lozan gibi sahte kahraman yaratılmış durumdur.
mahallenin delikanlısı gider dayağını yer gelir ama mahalledekilere onuru kırılmasın diye durumu farklı anlatır ya işte öyle bir durum.
evladım kuzey kıbrıs diye bir ülke dünya üzeride yok sadece bizdeki haritalarda görünüyor. bu kadar cahilleşmeyin.
işin erbakan mı ecevit mi meselesine girmem kendi görüşümü tyarihi bir olaya yansıtmak istemiyorum zira bir tarihçi olarak belge olmadan konuşamam. ama cevabım kıbrısta bi bok yiyemedik diyenlere lan oğlum ilk okul çocuğumusunuz oraya giriş amacımız önce ordaki türklerin katli en önemliside akdenizde çok önemli bie üs kazanmaktı akdeniz orası dünyanın belkemiği noktalarından birisi oraya sahib olan dünyayı yönetmiş zamanında kimsenin kıbrısı tanımaması mühim değil orda bizim askeri üssümüz olması önemli güvenlik bakımından ayrıca şu anda orda ölen bir türk yok mühim olan şu anda böyle bir yeri kaybetmeyecek bir politika gütmektir.
küçük koalisyon ortağının tek başına bir hükmü olmadığını bilmeyen dangozun mantık dışı hedesidir.

herşeyden önce türkiye cumhuriyeti o devirlerde bir devletti.haliyle alacağı kararları öyle 1 kişinin keyfine göre değil ortak akılla hareket ederek alıyordu hele de savaş gibi hayati bir konuda.

dolayısı ile 74 kıbrıs barış harekatı sadece bülent ecevitin yada başka birinin kararı değildir.hükümetin,genelkurmayın,cumhurbaşkanının hatta dönemin anamuhalefet partisi olan süleyman demirelin başında bulunduğu adalet partisinin de müşterek katkı ve desteğiyle alınmış zaruri bir karardır.

zira kıbrısta bir darbe olmuştu ve rumlar türkleri katlediyordu.hızlı bir adım atmak lazımdı ama bir yandan da meşruiyetten şaşmadan bu adımları atmak lazımdı.

diplomasi yoluyla sonuç alınamayacağı anlaşılınca önce birinci çıkarma yapıldı , adaya çıkıldı.sonra tekrar görüşmeler başladı.cenevre konferansında yine bir sonuç alınamayacağı anlaşılınca dönemin chp'li dış işleri bakanı turan güneş görüşmeler sırasında eceviti aradı ve o meşhur 'ayşe tatile çıksın' sözünü söyledi. ayşe, turan güneş'in kızıydı. dinlemeye karşı şifreli bir dildi. böylece daha cenevre konferansı dağılmadan esas harekat olan 2.çıkarma başladı.

elbette harekat kararı sadece turan güneş ve bülent ecevitin ikisinin aldığı bir karar değildi.belirttiğim üzere cumhurbaşkanıyla,genelkurmayıyla,hükümetiyle,meclisteki diğer partileriyle hep birlikte müzakere edilmiş ve öyle alınmış bir karardı. son raddeye kadar diplomasi yolunun kullanılması, diplomasi kanalları tıkandığı takdirde de tüm dünyayı karşımıza alma pahasına garantör devlet olarak gereken askeri müdahaleyi yapmayı kararlaştırdılar ve bu karara göre tüm adımlar atıldı.

sonuçta bir öncelik sırası vermek gerekirse tabiki bülent ecevit o günkü hükümetin başbakanı olarak icranın başı sıfatıyla büyük pay sahibi kişidir o yüzden de adı kıbrıs fatihine çıkmıştır ama işte atılan her adımı meşru olan o süreçte her ilgili devlet görevlisinin karınca kararınca bir payı vardır. aslan payı da kıbrısta savaşan mehmetçik'e aittir.
http://www.youtube.com/watch?v=MN3uyACNjzY

rauf denktaş ın kendisi anlatmış.
Ne ecevit ne erbakan kıbrısı ordu aldı

--spoiler--

--spoiler--

kendi başkanlarını Kıbrıs Fatihi ve ikinci Atatürk diye ilân etmek fırsatını kaçırmadı. Kıbrıs harekâtı başlarken Ecevit, Afyon”da haşhaş tarlalarında inceleme yapıyor, Dışişleri Bakanı da Uzak Doğu seyahatinde bulunuyordu.

Kıbrıs harekâtı tamamı ile Genelkurmayın kararı ve başarısıdır. Kalanı boş sözden ibarettir.

Yunanlı ile kardeşliğe dair şiir (!) yazan, doksan yaşında bir Kürt kadınının kulübesinde “Türkiyeli” olduğunu keşif ve ilân eden bir kişinin Kıbrıs Fatihi olmasına da zaten imkân yoktu.

Nihal atsız /Fantaziler 1975

--spoiler--

--spoiler--
Son zamanlarda duyduğum en malca beyanlarda ilk beşe oynar.
Erbakan orduyu moralize ederken ecevit kahvede çay içiyordu.

Doğru önerme.

edit: bu entry zamanında erbakan'ın hiçbir şey yapmamışcasına gösterilmesine istinaden girilmiştir. ecevit ile erbakan'ı kıyaslamak yanlıştır.
istanbul'un fatihi kenan komutandır