bugün

yakın zamanda gündeme gelmesi kaçınılmazdır.

efendim biliyorsunuz köyden şehre göç çılgınlığını. belkide çoğunuz şu an şehir bebesiyseniz böyle oldunuz. işte sizin babalar analar göçerken geri de sadece ihtiyarları bıraktı. o ihtiyarlar artık iş göremez durumda. köyde tarım yok üretim yok. hayvancılık zor iş ona da bulaşan pek yok. zaten kalkıp yurtdışından getiriyoruz onu da artık.

ee noldu aq? kaçımız kalkıp bi tarlayı çekip çevirecek bilgiye sahibiz? bayramda memlekete gittiğinizde yediğimiz peynirin nasıl yapıldığını kaçımız biliyoruz. herkes yatıp para kazanma peşinde.

velhasıl dediğim gibi köy işini bilen nesiller yakında duman olacak. çok değil 20 sene sonra köylerdeki evler yazlık olacak.şimdi de var tabi ama bu evler insan olmadığından yazlık durumuna düşecek. tabi berkecanlar kalkıp lütfederse gitmeye o da.

köy enstitülerinin tekrar kurulup üniversite kazanamamış o büyük şanslıları da öğrenci yapmak lazım gelir. yoksa domatesi elmayı japonyadaki gibi tek tek almak zorunda kalırız.
geleceğimizi düşünüyorsak yapılması şarttır.
bu yönetim açarsa içini matruşkalarla dolduracağından, şu an için değil de zemin yerini bulunca olması gerekendir.
Türkiye'yi 50 yıl daha geriye götürme isteğidir.
Köy enstitülerini destekleyenler esasında köylüye şunu demek isterler "seni aşağılık mahluk çift sür tarla çapala bize mahsul gönder burda aç gez orospu çocuğu çomar sakın ha sakın şehre gelmeye de kalkma ebeni zikerim."

Köy enstitüsü bu demek.
camii inşaatlarının yürütülmesiyle ters orantılı olacaktır.

hayaldir. olmaz öyle birşey.
hayret bir şey ya. sanıyorlar ki komunizm filan gelir. geçti o dalga artık. zamanla insanların düşünce yapısı da değişiyor.

ezbere konuşmanın anlamı yok. zamanı geldiğinde markaların ürünlerinin yapaylığını mecburen kabul edeceksiniz. vakit çok geç olmadan tedbir almamız lazım.
Köy enstitüleri zamanında köylüyü bilinçlendirmeye yönelik açılmış ve donanımlı insanlar yetiştirmeye katkı sağlamış önemli kurumlardıysa da bu dönemde açılması Mantıklı değildir.
Zira enstitüler açıldığında nüfusun büyük bölümü köylerde yaşıyordu. Şimdiyse şehirlerde.
tarım ve hayvancılıkla uğraşmak isteyenler için şehirde kurslar açılabilir.
Tarım, hayvancılık, bahçecilik, arıcılık can çekişiyor.
imkanım olsa gider dedemin köyünde arıcılık yaparım.
olayı siyasi düşünen gerizekalıları da görmeye başladık artık. tadından yenmez. cehaletin türleri var nazarımca. köylü köy işini bilir ve bir kaç konu başlığı daha. köylü kalmadığında ne yapacan murtaza. sen daha konumuzu anlamamışsın kaldıki. okumaya erinmek de vir cahillik bence.
Adamlar Öğretmen liseli bırakmadı ne yeniden açması?
yıllarca halkın (bkz: köydüm indim şehire) durumu, büyük adam olma hayalleri ile köyden şehire göçmesi ile başladı. devamında genç nüfusun azalmasının yarattığı açığa karşılık köylüler gerekli iş gücünü makinelerle kapatmıştı ki deli gibi vergilerin sıvamasıyla köylünün tarımla alakası iyice kesildi. doğru dürüst kazançları yok niye devam etsinler? zaten ihtiyaçlarını dışarıdan almayı ve halka vergi sokmayı hobi edinmiş bir takım sövülesi büyükler varken. artık o boş tarlalarda indeki cinler çift kale maç mı yapar, pkklılar ip mi atlar bilmiyoruz. buradaki dırdırımın sebebini sonda.

köylerimiz her geçen gün hayaletlerin bile uğramaya üşendiği bir yer haline geliyor. 10 yıldan bile az sürede köylerimiz büyük kısmı tatil mekanı olacaktır tahminimce. sen biraz huzur sessizlik adına yola çıkıp yıldızları izlemek isterken. köy olması gereken yerde değil. koskoca 5 yıldızlı otel. yanında barlar, restoran ve market zincirleri. bir zamanlar senin köyün iken ilerde kalmak için para ödemek zorunda kalacaksın.

şimdi herkesin özel olmak farklı hissetmek üstün olma isteğiyle dinini, dilini, ırkını, cinsiyetini ve hatta giyimini kullandığı şu günlere düşmemek içindi köy enstitüleri. köy enstitüleri ülkemizin birlik ve beraberliği açısından büyük bir öneme sahipti. çünkü kimse senin dinini, dilini, ırkını, cinsiyetini veya giyimini sorgulamıyor. önemli olan senin bir işin var. a köyünde ya da c şehrinde farketmez. oraya gidip işini yapmandı önemli olan. şehirli gitti köye. köydeki geldi şehre. kişi gittiği yere ve oradaki insanlara yabancı olsa bile (kaç yıl olduğunu unuttum) orada belli bir süre çalışmak zorundaydı. süresi dolduğunda başka yere, başka yere. bu sayede kişiler ülkenin farklı yerlerinde doğmuş büyümüş olsa da ülkenin diğer kesimlerini görüp yeni yeni yüzler tanıyorlardı. günümüzde istediğiniz gibi toplanıp vatan millet sevgisi diye bağırın o üç gün sonra yol görseniz tanımayacağınız insanlarla. bilemem belki ben hatalıyım ama birlik olması için içindekileri bilmek gerektiğini düşünürüm. günümüzde gitmediğimiz görmediğimiz şehirlerimizde olup bitenleri anca medya ve internetin müsade ettiği kadarını biliyoruz. tanımıyoruz ki kimseyi. işte köy enstitüsü milliyetçiliğimiz, birliğimizi güçlü tutmak ve kendi kendimize yabancı olmamak içindi. adam kayırmadan.

belki biraz hayalperest kaçıcak ama eğer bu köy enstitüsü kapatılmamış ve başarılı bir şekilde günümüze kadar gelse acaba gene böyle mi olurduk? sokağa çıktığında kendi toprağına yabancı, kendi insanından şüphe duyan bireyler olur muyduk gene? belki de olmazdık. belki devlet köyler için yeni çalışmalar yapar mıydı? köylerimiz daha gelişmiş, ihtiyaç duyulan şeylere (fordçu mekanı ve konservenin icadına sebep olmuş metrobüsler olmasa da hastane mesela) daha kolay ulaşabilir miydi? belki insanlar şehre büyük biri olmak için gitmeyi keyfine göre yapar, tarıma ve hayvancılığa yoğunlaşırdı. belki dış ülkelerden daha az şey almaya ekonomiyi güçlendirmeye başlardık. belki köyde yaşayan insanların (ya da devletin) aklına bir fikir gelir ve bu yerleri fazladan gelir ve turizme katkı umuduyla tatil yerleri yapılabilirdi. isteyen tarlalarda isteyen bununla uğraşırdı. yanlış olmasın gidip animatör dolu 4 yıldızlı otel inşa etsinler demiyorum. köy ve çevresindeki alanı kontrol edip (kaza ihtimallerine karşı) uygun bir yere han yapılabilir mesela. başta garipsenirdi belki ama biz misafir sever insanlarız. çok uçuk bir hayal değil mi? bu hayalde birşeyin amacından yola çıkıldı, başarılı olduğu farz edildi ve herkesin (devletin bile) ülkenin iyiliği için çalışsa olabilecek şeylerden biri ortaya konuldu.

tabi imece usülünün dedelerimiz ve anneannemiz zamanında sonra kaybolması ve köy enstitülerinin kapatıldığı bir zamanda yaşıyoruz. umarım şuan böyle bir şey yapılmaz. çünkü bizim ülke anlamaz ve gerçekten "istanbuldan gelen öğretmen şehit edildi." veya "iki ay önce hatay'a tahini çıkmış Z.L. tecavüze uğradı." gibi gibi haberler görmek istemiyorum.
ben diyorum. acısı çok kötü patlayacak. geç kalacaz.illa bu şart değil. köyler bi şekilde canlandırılmalı. şehir dediğin gürütü yuvasından insanları buraya çekecek nedenler bulmalıyız.

ilk etapta güzel kızları köye döndürüceğiz... sonra bu güzel kızlar str... şaka lan şaka. ulan bi ciddi duramıyorum.
Keşke açılsaydı
Eğitim Sistemi yerlerde sürünmezdi o zaman.
Bu saatten sonra bir işe yaramaz.

Gençleri köylerde tutamazsın.
keşke açılsaydı
eğitim sistemi yerlerde sürünmezdi o zaman.
bu saatten sonra bir işe yaramaz.

gençleri köylerde tutamazsın

iki entry de o kadar haklı ki,koylerin altını boşalttılar,eğitim yerlerde.
artık çok geç. şehrin tadını aldı artık köylü daha köyde durup çalışmak isteyen yok. köy enstitüleri köy-şehir nüfus dengesini sağlamak için kurulmuştu (sebeplerinden biri sadece) ama insanlar artık rahata alıştı niye sabahın köründe tarlaya gitsin ki, telefona girip yemeksepetini tuşlamak varken.
imam hatip enstitüleri olarak açarlar herhalde *