bugün

25 yıl önce bugün vefat etmiş olan polonyalı usta yönetmen.
Bugün Doodle olmuş yönetmendir.
Kader ve tesadüf temalı filmleri ile bilinir.
Sıra dışı, bilge ve özel biri.
on emir mitinden esinlenerek 1989 yılında çektiği dekalog serisi bile tek başına bir sinema dehasıdır fikrimce.

- tanrı nedir?
+ gel bana sımsıkı sarıl.
- ....
+ ne hissediyorsun?
- seni ne çok sevdiğimi...
+ işte tanrı budur...
uc rengi insanin aklini alir. hele ki mavi. (bleu)
"Dünyayı değiştirecek olan şey filmler değil, o filmleri izleyen insanlardır."

görsel
Bazı insanlar, boş zamanlarını değerlendirmek için film izler.
Bazıları ise film izlemek için boş zaman yaratır.
Ben genellikle boş zamanlarında film izleyen biriyken, bu adamdan sonra film izlemek için boş zaman yaratmaya başladım.
Hatta "Bu adamın filmlerini izlemek için boş zaman yaratmaya başladım." desem daha doğru olur.
Zira "film yapmak için film yapan" bir yönetmen için boş zamanımı bile boşa harcayamam.
Eğer ki boş zamanlarınızı dolu geçirmek istiyorsanız, bu adamın filmlerine bakın derim.
Filmlerine baktıktan sonra, filmlere ayırdığınız sürenin saniyesinin bile dolu geçtiğini görecek ve hemen ardından gelip bana teşekkürlerinizi sunacaksınız.
Yani umarım sunarsınız.

Neyse.
Entryimi içi dolu olan bir fotoğrafla sonlandırmak istiyorum.
Buyrunuz;
görsel
adını silkiym.
"Bazı şeylerin belgeseli olmaz, mesela aşkın belgeselini çekemezsiniz. Ben denedim ama beceremedim.''

görsel
Mavi en sıcak renktir-kieslowski .
Üç renk serisinin en güzeli "blue"dur bence.
--spoiler--
"Sinema hiçbir şeyi değiştirmez; ama insanların bir çok şeyi anlamalarını sağlar. Dünyayı değiştirecek olan şey filmler değil, o filmleri izleyen insanlardır."
--spoiler--
müşkülpesent sinema eleştirmenlerin favori yönetmenlerinden.
Balzac ve Tolstoy'un bir yönetmende birleşmiş hali.
ismini her gördüğümde heyecanlandığım yönetmen. Burada sıkça karşılaşmayız. Renkler harika. Dekalog lar keza öyle. Sinema ile edebiyat arasında yaptığı karşılaştırma harika ki ben de öyle düşünüyorum. 'Sinema edebiyattan ilkel bir araç. sinemanın dünyayı değiştirebileceğine inanmıyorum.' Gibisinden bir şeyler söylemişti.
Sorgulatir. Her seyi ve herkesi sorgulatir. Bazen dökülen kahve fincanini, islanmak isteyen şekeri veya idam edilmeden önceki son sigarayı. Haddime değildir ama cok buyuk bir insandir.
renklere bilinen anlamların yanında yeni anlamlar yüklemiş ve renklerin sinematografik anlatıma olan etkilerini en iyi aktarmış yönetmendir.
her daim söylenildiği üzere sinemanın şairidir.

`http://birgun.net/haber/s...iri-istanbulda-10768.html`
kalbimi la double vie de veronique ile kazanmış, dünyanın en önemli yönetmenlerinden biridir. kadim dostu zbigniew preisner'in başarısında çok büyük bir rolü vardır. zira gerek dekaloglar, gerek veronikanın ikili yaşamı, gerekse üç renk üçlemesi olsun, preisner'siz daha kuru, daha anlamsız olurmuş.
ayrıca kieslowski ve preisner'in yarattığı 'van den budenmayer' karakteri ise preisner'in mahlası mahiyetindedir.
olağan üstü teknik kabiliyete sahip olan yönetmendir.

bir filmden görsel olarak zevk almanız için o filmin bilim-kurgu olması gerekmediğini bu adamın filmlerini izleyerek anlayabilirsiniz.

harika yönetmen.
+adın ne?
-krzysztof kieslowski
+inşallah canım ya herşeyin hayırlısı.
namaz kılmayan birisidr. işim olmaz, herkez baksın dalgasına...
Kieslowski, yalnızca Polonya sinemasının değil, dünyanın en nitelikli yönetmenlerinden biridir. Gerek ışığı kullanımı, gerek müziğin dramatik yapıya uygulanışı gerekse karakterlerinin psikolojisini ele almaktaki ustalığı onu benzersiz kılmaktadır. Kieslowski'nin Üç Renk (Mavi, Beyaz ve Kırmızı) üçlemesi, Veronika'nın ikili Yaşamı, Aşk Hakkında Kısa Bir Film, Öldürüm Hakkında Kısa Bir Film, Kör Talih gibi uzun metraj filmleri ve 10 bölümlük TV dizisi olarak yaptığı ve 10 Emir'i yorumladığı Dekologlar en bilinen çalışmalarıdır.
farklı tarzı ile hayran olunası, polonyalı yönetmen. fransa bayrağının renklerinden esinlenerek çektiği trois couleurs serisi tek kelimeyle mükemmeldir. la double vie de veronique başta olmak üzere przypadek ve bez konca filmleri de oldukça farklı ve lezizdir.
tüm filmleri tekrar tekrar izlenilesi sinemasının içerisinde kaybolup gidilesi polonyalı yönetmen. en sevdiğim yönetmen. filmleri ayrı bir tez konusu teşkil eder diye düşünmekteyim. ahh dekaloglar ahhh! otur sayfalarca yaz.
sinemayı içselleştirmiş bünyelerin üstata bir yerden başlamalarını salık veririm. bir kieslowski gibi nevi şahsına münhasır değer daha yoktur bu dünyada!
izleyin, izletin sinemasını. farktır, ayrıcalıktır!
ismini koymak için acaba çok araştırma yapıp, düşünmüşler mi? ekolünden biri.