bugün

çok güzel bir rüyadır. ezilen, sömürülen işçi ve köylü sınıfının yönetimde mutlak söz sahibi olacağı ideolojidir.
marx'agöre; kabile hayatı yaşayan insanoğlunun yaşadığı lkel komünizmdir ve ardından feodalizm gelmiştir. fransız ve amerikan ihtilalleriyle ve sanayi devrimiyle burjuvanın egemen olduğu kapitalizm egemen sistem olmuştur ve kaçınılmaz olarak modern komünizm egemen sistem olcaktır. marx'ın bu öngörüsü kısmen tutmuştur. paris komünü'nün başarısızığı, almanya'da devrimin olmayışı, enternasyonellerin kavram kargaşası bu ideolojinin bence dönüm noktaları olmuştur. fransa ve almanya gibi kapitalist iki ülkede başarısız olan devrim denemeleri yarı feodal yarı kapitalist olan rusya'da başarılı olmuş ve nihayetinde sovyetler birliği kurulmuştur.
ülkemizde komünizmin yerleşmemesinin nedeni ise açıktır; yeni kurulan cumhuriyet bilinçli bir işçi sınıfına sahip değildir halkın çoğunluğu cahildir ve sanayi gelişmemiş işlenen toprak feodaller(ağalar) tarafından paylaşılmaktadır. bu sebeplerden ötürü m. kemal ülkeye en uygun ekonomik sistemi yani karma ekonomiyi getirerek ülkenin gelişmesine ve sınıflar arası uçurumun kapanmasına çare olmuştur. bence şu an ülkemiz kapitalzmin pençesindedir dünyanın yüzde 70 inin olduğu gibi. fakat dünyada olduğu gibi işci ve köylü sınıfının ülkemizde de ikdidar mücadelesinden uzak oluşu komünizmin hala çok uzakta olduğu anlamına gelmektedir.
"dünyanın bütün işçileri birleşin!" k.marx
(bkz: lenin)
(bkz: troçki)
(bkz: engels)
sosyalizmin ileriki evresidir.
zart diye kurulamaz.
kurulsa da yaşayamaz.
yaşamış versiyonu zaten yoktur.
(bkz: s s c b sosyalist bir devlet değildir)
nazım hikmet ran'ın uğruna memleketini terketmek zorunda kaldığı,aynı zamanda o memleketine istinaden şiirler yazmasına,yanık dizeler atfetmesine vesile olan -izm dir.

herşeyi de devletten beklemeyin kardeşim cümlesinin kullanılmadığı yönetim şeklidir.
herkesin birbiri için yaşaması gerektiğini savunur diyebiliriz. iyidir hoştur ama siyasete alet edilmemelidir. edenlerden koşarak uzaklaşmalıdır.

madem gelecek, demek ki gelecek. ya da madem ki ütopya, bırak uğraşma.
çalışmaktan tırsan,mirasla cartla curtla veya ezerek zengin olmuş holding patronlarının,aklı gece yarısına kadar televizyonda futbol programı izlemekten başka hiç birşeye çalışmayan birileri tarafından ezilmekten mutluluk duyan,din iman hakkında hiç bir şey bilmeden ona buna bok atan insanların nefret ettiği yönetim şeklidir
ölüsünden bile korkulan adamların ideolojisi.
zorbalık, baskı ve zulme dayalı; kan ve gözyaşından başka getirisi olmayan bir düşünce sistemi.
kominizm gibi bir manada güzel bir sistemin içine etme başarısını gösterdikleri için o sarı kafalı ruslara teşekkürü borç bilirim. canım bir düzenin içine ancak böyle edilebilirdi,edildi de. helal olsun valla.

acizliğe bakın,
abd tek kurşun atmadan rusyayı çökertiyor. *

çelişkiye ahlaksızlığa bakın,
halk acından soğuktan donarken, rus hükümeti uzaya medeniyet kurmaya çalışıyor * *

birde "ruslar hesap plan yapmadan çöplerini bile dökmez" derler. bunlar o planlarla çöplerini dahi dökemezler. yazık bir küba kadar olamadılar. hep o gorbaçovun bok yemeleri...
temsili renginin kızıl olduğu söylenen bir görüş..
oysa ki; ünlü bir düşünürün dediği gibi rengi, kirli gridir.. birbirine yapışık onlarca apartmanın rengidir.
Herkesin birbirinin ne yaptığından haberdar olmasını sağlayan ince duvarlı apartmanların rengidir..
çöktü gitti, iyi oldu.
insanlığın kurmaktan vazgeçmeyeceği rüya...

ben komünistim diyen çoğu insanın unuttuğu birşey var ki komünizm bir ideolojiden önce bir yaşam biçimi olarak zaten ifa edilebilir. bunun için illa leninin ülkeyi yönetmesine gerek yok. lacoste almayın,sofranızda tek çeşit peynir olsun,tek arabanız olsun kısacası daha küçük ve sade bir hayatınız olsun zaten rejimi yaşamaktan farklı olmaz.

garip olan şu,herkes nazım diyor, che diyor, marx diyor falan. bu adamları şöyledir böyledir diye pohpohlayan, benimsiyorum diyen,komünistim diyen kültürlü ve zengin olan kimseler rejimin görüşlerinin tam tersini yaşıyorlar. altlarında pahalı arabalar,kimileri için gece klüpleri,marka sevgisi, lüks tatiller... hepsi onların hayatının temel taşı olmuş âdeta.

ama aslında hiçbirinin gerçeklerden haberi yok ben. komünizmi anlamak demek, yokluğu anlamak demektir ilk önce. o yüzden bence bir şişe rakıya 150 ytl ödeyen insanların komünizmi savunmasına gerek yok. ki zaten savunmasınlar da, çok komik oluyorlar.
hakkinda bi bok bilmeyenlerin yada komunist tecrubeyi yasamaya hazir birikimi yakalayamamis kitlelerin

""ne yani a.q. simdi bi doktorla bir isci ayni parayi mi alacak""

deyip kendi kendilerini tatmin ettikleri boyle bi tartismanin icinde bu lafi soyleyerek karsidaki kisinin kendi seviyelerine inememesini ve onu anlayamasini zafer zannedenlerin pist ocu dinsizlik tu kaka vatansizlik dedigi seydir(seydir cunku dunya da kayda deger tecrubesinin zamanin gelmedigine inanirim yani sovyet ve cin devrimlerinin sucu gunahi bekleyememektir kapitalizmin bokunun ciktigini gorebilecek kadar.)

illa komunist olunmak zorunda degildir ama komunistlere vebali gibi bakmaya da gerek yoktur sadece bi ekonomi modeli olarak alindiginda musluman komunist,milliyetci komunist sentezlerine muusade eden izmdir. (bkz: Madem tum muminler kardestir)Nitekim Alparslan Turkesin 9 isiginda soz ettigi mulkiyetin mulksuzlestirme oldugu olgusu sike sike kendini gostermektedir gereksiz kasilmalara zaman harcamamak gerekir.

Demokratik versiyonu sosyalizm olarak algilanir cogu otoritece Ahmet Taner Kislali gibi...
Zeki, çalışkan insan ile tembel ve aptal insanın aynı şartlara ulaşabileceği için kimse tarafından sevilmeyen ve mantıklı bulunmayan, şu an için ütopik ama dünyanın sonunda varacağı evre olan sistem, yönetim biçimi, olgu. Tamam, zeki bireylerin aptallar ile aynı kefeye konulması son derece saçmadır, ve bunu kimseye inandıramazsınız. Fakat bu saçmalık günümüz değer yargıları için geçerlidir. Komünizm'için şu anki insanlık uygun bir yapıda değildir. Öncelikle insanların içindeki hırsları atması gerekmektedir. Komünist sistemde birey, hırslarından, kininden arındırılmış, mükemmel bir organizmadır. Kendisi için bir şey istemez, içindeki toplumun iyiliğini düşünür. Buna örnek olarak karınca kolonilerini gösterebiliriz. Komünizm'in gelmesi, bu kalitede bireylerin yaygınlığına bağlıdır, birilerinin yaptığı mücadeleye değil. insanlık kıvama geldiğinde bu değişim kendiliğinden olacaktır zaten. Bu sebeplerden dolayı komünizmden korkmaya gerek yoktur. Zira kendisi şu anki sistem düşünüldüğünde oldukça uzak ve imkansız gözükmektedir.
arıların, karıncaların, termitlerin, genetik özellikleriyle fevkalade uyguladığı, fakat iş insan gibi, düşünen, konuşan, karşı çıkan, maksimizasyon delisi, mantık ve algoritmik döngü kurabilen bir yaratığa gelince maalesef olası görünmeyen ütopya.
insan denen hayvanın sadece kendini düşünmeyi bıraktığı, sadece kendi konuştuklarına değer vermekten vazgeçtiği, kendine yapılan haksızlıklara değil başkalarına yapılanlara da karşı çıktığı an gerçekleşebilecek *ütopyadır. bu ütopyayı yaşayan hayvanatın önünde eğiliyorum ben.

bu hayvanlar ki irşat malzemesi yapılmış çoğu belgesellerde, nizamın intizamın daha da ileriye gidersek tanrının varlığının delili olarak başrolleri süslemişlerdir.* sen ne güzel ütopyaymışsın be.

(bkz: bir hayvan kadar olamamak)
(bkz: ütopyalarıyla yaşayan hayvanlara selam ederim)
(bkz: bu arada) * oktay sinanoğlu'nun muhteşem bir vecizesini aklıma getiren ideolojidir:

"kendi insanına, ulusuna bile yararı dokunmayanların insanlığa yararının dokunması düşünülemez"

üzerinde düşünülmesi gereken bir görüştür vesselam...
türkiye'de komünist partisinin kurulmasına egemen sınıflar oldum olası karşı çıkmışlar, yasağı koyan yasa maddelerini (141-142) dönem dönem ağırlaştırmışlardır. örneğin 1936'da komünist örgüt kurmak bir yıldan başlayan, komünizm propagandası yapmak altı aydan başlayan hapis cezaları ile cezalandırılırken 1950'den sonra bu maddelerdeki ceza beş yıla yükseltilmiştir. propaganda basın yolu ile yapıldı ise, ceza yüzde elli oranında artırılıyordu.

komünizm yasaklanmak istenirken, komünizme yol açar korkusu ile bütün çağdaş kültür baskı altına alınmıştır. ortada kala kala, para kazanan, kültürsüz, bencil bir kişi kalmıştır. o da hoşuna gitmeyene komünist damgasını vurmuştur. neden mi o kadar çok okuyor? komünisttir! elbette bu arada komünist olmayanlar da bu suçlamadan yakalarını kurtaramamışlardır. ama sonuç ne oldu? bir gün baktık ki, o komünist, bu komünist derken, ortaya gülmece bir durum çıkıverdi. komünist suçlamasının hiçbir ciddi yanı kalmayıverdi. düşünüyorum da, egemen sınıfın aracı olan güçler, bu ülkenin en seçkin evlatlarına yazık ettiler o dönemde. kimini öldürerek, kimini çürüterek, kiminin daha iyi yetişmesini önleyerek.

eskiden karl marx'ın adını ağzınızdan duydular mı, sizi o an karakola götürürlermiş, bunu da ülkenin savunulması biçiminde açıklarlarmış, bugünse karl marx'ın bütün yapıtları kitapçılarda satılıyor. aklıma eski başbakan bülent ecevit'in "demokrasilerdeki bütün özgürlükler bizde de olacaktır" sözü geliyor. ama elbette içi boşaltılarak değil...

ülkenin vardığı bu aşamada sanki komünist suçlamaları durmuş mudur? ne gezer! sözgelişi, sağcı partilerin sözcüleri, yazarları, bütün anarşik olayların altında (hala ve hala) komünistlerin bulunduğunu söyleyip yazıyorlar. oysa komünizm, tarihi boyunca anarşizme karşı olmuştur.
ülkemizde altında bölücülük yapan insanların cokca olduğu ideolojidir.
dunyada belli bir donem oteki rolu verilerek kullanilmis ve berlin duvarinin cokusuyle yasamina son verilmis fikir akimidir. *
bütün dünyanın "komi"lerinin birleştiği oluşum, ideoloji..
(bkz: komi)
"bildiğiniz gibi düşünce akımlarına karşı düşünceye dayanmayan kuvvetle karşılık vererek, o akımı yoketmekten başka, konuştuğumuz herhangi bir kişiyle, herhangi bir insanla konuşulduğu zaman onun herhangi bir düşüncesini kuvvet zoru ile reddedersiniz, o ısrar eder. ısrar ettikçe kendi kendini aldatmakta daha çok ileri gidebilir. bundan dolayı, düşünce akımları, cebir ve şiddet ve kuvvetle reddedilemez. tersine takviye edilir. buna karşı en etkili çare, düşünce akımına karşı düşünceyi oluşturmak, düşünceye düşünce ile karşılık vermektir. bundan dolayı, komünizm memleket için, milletimiz için, dinimiz için, kabul edilemez olduğunu anlatmak, yani kamuoyunu aydınlatmak en yararlı çare görülmüştür."

22.01.1921
(bkz: mustafa kemal atatürk)
boş gençlerin boş işlerle uğraşma sanatı(bilhassa üniversitelerde)
mülkiyetin toplumsallaştığı, herkesin yeteneği ölçüsünde üretime katıldığı ve toplam üründen ihtiyacı kadarını aldığı, doğrudan demokrasi ilkelerince insanların kendi kaderlerini herhangi bir aracı olmaksızın belirlediği, insanlar arasındaki her türden doğal olmayan ve sonradan yaratılmış eşitsizliğin ortadan kalktığı, en saf hali ancak dünya çapında yaşanabilecek bir toplum modeli.
daha determinist bir yerden,
"komünizm, gerçekliğin kendisine göre düzenleneceği bir ülkü değil, bugünkü durumu ortadan kaldıran gerçek hareketin ta kendisidir"(marx).
Bitmiş bir sistemdir dünyada 2-3 ülkede uygulanmaktadır bunların başını Küba çeker lakin nekadar uygulayabiliyorlar tartışılır.Kesinlikle uzak olması gerek bir sistemdir.
tüm hayatlarını marxi allahsız servet düşmana sizofren biri olarak gören.iktisattan ve felsefeden anlamayan, gerçekten anlamak için boylarından büyük kitaplar okunamaları, bilmeden b.k atmamaları gereken düşünce yapısı.
asıl olarak şu temel üzerine kurulmuştur. bir yurttaş ne kendini diğer bir yurttaşa satacak kadar fakir, ne de diğer bir yurttaşı satın alacak kadar zengin olmamalıdır.