bugün

çok güzel olabilecekken,olamamış bir türk filmi.kadir inanırın etek giyip peruk takmasıyla tartışıldı bir tek.
oyuncuları tek tek çok iyi performans sergilemişlerdir. sonundaki absürt polis baskını sahnesi hariç çok başarılı bir türk filmidir. türkiye'deki baba-kız, baba-oğul ve dede-torun ilişkilerini çok iyi yansıtmıştır. çocuk sevgisinin insana neler yaptırabilceğinin en büyük örneğidir. tiyatro severlerin de içini cız ettirme kapasitesine sahiptir..
hem çok güldüren hem de ağlatan bir türk filmidir. çok başarılıdır çok. bunun dışında pamuk prenses ölürken çalan şarkı da dinlenesidir.( nil karaibrahimgil - masal ).dinleyin dinlettirin.
(bkz: selamın aleyküm pamuk prenses bacı)
kadir inanir'in ''cok yalnizim be atam'' diyerek ataturk bustune haykirdigi sahneyle aklimda yer etmis, basarili olmasi beklenen fakat basari elde edememis film.
filmdeki tiyatro sahnesi namık kemal ilkögretim okulunda cevrilmiştir.
piyasadaki birçok filmden daha güzel bulduğum ama nedense insanlardan o tepkiyi göremediğim türk filmidir..kadir inanır *çok başarılı oynamıştır ayrıca..
filmin tek doğru artısı baba evlat denklemini iyi yansıtmasıdır.
(bkz: cok yalnizim be atam)
(bkz: bir sonsuz yagmur yagsa)
kötü senaryo, klişe replikler ve kötü yönetimi ile tüm iyi yönlerini ezip geçen çiğ film. elbette bir çok oyuncu sanatını konuşturuyor lakin, parası çalınan adam, avrupalı gözlemciler ve polis operasyonu komedisi gibi çiğlikler sinan çetin'e yakışmamıştı. hala da yakışmıyor. yazıktır.
sinan çetin yerine başkası çekseydi en iyi türk filmi bile olabilirdi ama her zamanki gibi estetikten , filmin ilerleyişine hizmet etmekten uzak sistem eleştirileri ve mesaj vermek kaygısı ile farklı ve klasik olmaya aday bir film olmaya çalışıp olamamış bir sinan çetin denemesi olarak kalıyor. ayrıca fikir güzel olsa da senaryo yeterince iyi değildir.
(bkz: orospu kraliçe)
hiçbir zaman izlemek için çaba harcamadığım hep karşıma çıkarsa şans eseri izlediğim ve en sevdiğim filmlerden biridir. oyuncuların ustalığında mı bahsedeyim senaryonun güzelliğinden mi bilemiyorum. bahsetmekten emin olduğum tek şey filmin final sahnesinde insanın gözlerinin dolu dolu olması..

dakikalar sonrasında gelen edit: itiraf ediyorum sadece gözlerim dolu dolu olmuyor salya sümük ağlıyorum.
(bkz: komser sekspir)
değeri anlaşılamamış filmlerdendir. şu anda star tv'de tekrarı yayınlanmakta.
(bkz: what is the matrix ulan)
kadir inanır'ın karakolda çay tepsisini okkalı bir darbeyle savurması sahnesinde annemin irkilmesi ve ardından çığlığıyla, ben de dahil sinema salonundaki bir çok insanı krize sokmuş filmdir.
2 defa dikkatle izlediğim ve berbat bulduğum sinan çetin filmidir. çiçek abbas harici film yapamadı bu sinan çetin. propaganda ve berlin in berlin de bu film kadar kötü olmasa da iyi sayılmazlar.
ilk aşkım dediğim hatunla sinemada izlediğim filmdir. üzerinden yıllar geçmesine ve bir kez izlememe rağmen çoğu sahneleri hala ezberimdedir. benim için ayrı bir yeri vardır, çünkü inanılmaz sahnenlerle süslüdür. okan ın cigarayı çektikten sonra matrix tribine girmesi, müjde ar ın orgazm taklidi ve belki de pelin batunun oluşu.
edit. bugün de amma matrix ten gittik.
okan bayülgen'in berbat oyunculuğunu izleyip, dalga geçmek için izlenilmelidir.
--spoiler--
yok ki lan hiçbiriniz, yoksunuz, ne bu binalar, ne bu şehir, ne bu trafik... nedir ulan bu, yanılsama değil mi lan! gerçekliğin komik bir alegorisi aslında. aslında hiçbiriniz yoksunuz. what is matrix ulan!
--spoiler--
hem güldüren hem de özellikle final sahnesiyle hüngür hüngür ağlatan, oyuncularının tek tek çok iyi performans sergilediği, masumane olmakla birlikte, güzel toplum eleştirilerini de barındıran film.
An itibariyle kanal D de yayınlanmaktadır. inceeeee....
Aslında komser şeyh pir'dir, gizli Müslümandır.

Bilmeyenler için (bkz: Şeyh pir)