bugün

özellikle piyasayı elinde tutan büyük yayınevleri yüzünden son yıllarda çekilmez hale gelen acıklı durum.
acıklı bir durumdur zira kişi başına düşen kitap sayısında dünya sıralamasının diplerindeyiz.
geçenlerde yapılan bir araştırmaya göre türk erkeklerinin yüzde elliye yakını hayatında hiç kitap okumamış
ve almamış.
netice de bizim gibi okuma alışkanlığı bulunmayan bir ülkede kitaplar bu denli fahiş fiyatlarla
piyasaya sürülünce insanlarımız kitap okumamak için maalesef haklı da bir bahane bulmuş oluyorlar.
(bkz: turkiye nin kultur pahaliligi)
okunmak için değil de başbakan kafalarına firlatılmak için basıldığı için normaldir..
korsan alma sebebi.
en insani haklarımız olan parasız eğitim ve sağlık hizmetlerine bile sahip olamadığımız düşünülünce gayet normal bulduğum durum.
en pahalı cafelere gideriz; ayağımıza illa converse giyer, kolumuza diesel saat takarız ama nedense kitaba verdiğimiz parayı hep fazla görürüz. eğer bu mantıkla kitap okumuyorsak kitapların daha da pahalılaşacağını unutmayalım lütfen. çünkü biz korsan aldıkça orijinal kitaplar daha az adet basılacak, sürümden kazanamama durumu da fiyatlara yansıyacaktır. türkiye'deki kültür endüstrisinden bahseden ve memnun olmayan zihniyet onu şekillendirmeye gücü yettiğini unutmamalıdır. "kitap okumam, okuyanı da sevmem" zihniyeti kabul görüyorsa veya el her fırsatta korsana gidiyorsa kitap sayısı giderek azalır. bu durum müzik için de sinema için de geçerlidir tabii ki.
yayınevi politikasıdır çoğu zaman. aynı baskı kalitesinde, aynı sayfa adedinde bir kitap a yayınevinde 5 lira b yayınevinde 10 lira olabilir. bu da yayınevi sahiplerinin bu işi sadece ve sadece kar amacıyla yaptığını ortaya koyar. ayrıca son yıllarda bazı yayınevleri bu işi para için değil, insanların okuması için yaptığını ortaya koymuştur. örnek olarak yıllarca 30 liraya satılan bir kitap yayın haklarının el değiştirmesiyle, yayın hakkını alan yayınevi tarafından 9 liraya satılmaya başlanmıştır. * * * *
korsana itelenen ama aslında aradığı kitabı korsanda bulamayıp, yine kitabevine( bu işe gerçekten sevinerek.) dönen okurların yakarışı. unutmamak lazımdır ki, yayınevlerinin kendi kitablarının korsanlarını bastığı. kütüphaneler çoğalmalı ve biz gitmeliyiz.
bir gece dışarı çıkıp felekten bir gece çalmanın değeri minimum kırk ytl,
sevdiğin bir kitabı para verip orjinalini almanın değeri maksimum otuzbeş ytl,
kitap pahallı diye kitap almamanın ve okumamanın değeri paha biçilemez.*
dün yatağımdan kalkıp, elimi yüzümü yıkayıp, bir güzel kahvaltımı yaptıktan sonra sözlüğe girip her zaman ki gibi başlıkları okurken pazar günü evde oturan erkek ile ilgili yazılanları görünce içerledim. (bkz: pazar günü evde oturan erkek) yazılanların hiç birinin içine girmiyordum resmen kategori dışıydım. dayanamadım napsam diye düşünürken sözlükten bir arkadaşın okumam için önerdiği kitap aklıma geldi. o zaman çıkıp kitap alayım en azından bir kategori yaratmış olurum kendime diye düşündüm.

ben bir hışımla evden çıktım cebimde 18 türk lirası ile kitapçıya gitmeye karar verdim. "internet üzerinden sipariş versene neden çıkıyorsun" diyenler olursa diye düşündüm sonra kredi kartı denilen hededen bende olmadığı için bunu yapamadım. "ee kapıda öde seçeneği var onu deneseydin" diyenlere de o da kitapçıya gittikten sonra aklıma geldi.

neyse efendim konuya dönelim.

kitapçıya girdim günaydın merasiminden sonra;
-ben maxime chattam'ın kara büyü kitabını arıyorum da siz de var mı acaba?
+bir saniye bekletecem sizi bakıp hemen geliyorum. evet varmış.
-fiyatı nedir acaba?
-24.5 türk lirası.

şimdi cebimde 18 türk lirası olunca kendimle bir iç hesaplaşmaya girdim, çarptım, böldüm, çıkardım yok efendim denkleştiremiyorum. iç hesaplaşmam da bile parayı denkleştiremiyorum. ben bu kitabı nasıl alabilirim derken kitapçı o büyülü soruyu sordu;
-alacak mısınız kitabı?
+eee, peşin alımda indirim yapıyor musunuz?
-maalesef yapamıyoruz, dedi. bunun bize gelişi bu be abi der gibi baktı.

ama ben cebimdeki parayla alacam bu kitabı yetmese de alacağım diye iç geçiriyordum. ayrıca bu kitabı okumanın da yollarını arıyordum.
+peki d&r'daki gibi her gün sizi ziyarete gelsem bi kaç sayfa okuyup gelsem hem size de arkadaş olurum. diye bir öneri sorunca kitapçı yine;
-olmaz. diye klasik cevap verdi.

abi param çıkışmıyor adama söyleyemiyorum da eksik kalıyor diye gurur var inceden ben tam umudumu kaybetmiş kapıdan dışarı çıkıyorken kafamın üstünde bir lamba yandı! hemen tekrar dönüp;
+abi son bir önerim var size dinler misin?
-söyle bakalım, dedi.
+kiralık kitap olayı hakkında ne düşünüyorsunuz? diye sordum. adam önce bir afalladı
-nasıl yani?
+şöyle ki; ben bu almak istediğim kitabı sizden kiralıyayım 10 gün olur, 20 gün olur size belirli bir süre içinde okuyup bitirme süresi vereyim ve ben o süre içinde bu kitabı bitirip geleyim siz de benden makul bir ücret alırsınız.
-hmm, peki bu makul ücreti nasıl belirleyeceğiz?
adam da napsın ekmeğinin peşinde haklı bir yerde.
+mesela 5 günlük kiralama için 1 ya da 2 tl alabilirsin. 5 ve 5 in katlarıyla çarparız.
-5 güne 2 lira ise 10 güne 4 lira mı diyorsun yani.
ben bunu duyunca hemen bir iç hesaplaşmaya girdim yine. çarptım, böldüm, topladım derken evet dedim. hatta deyip ekledim.
+eğer süreyi geçirirsem geçikme faizi bile alabilirsin dedim. bu önerim onun çok çok hoşuna gitmiş olacak ki bana göz kırptı.

neyse sağolsun abinin anlayışı sayesinde kitabı aldım. diyeceğim o ki gerçekten kitap fiyatları pahalı. tamam yazarın emeği, yayınevinin çabası, uğraşması var ama okumak istiyor işte insan. bu kiralık kitap önerisi de ilerde tutarsa eğer telif hakkı bana aittir ona göre.

bu arada halime acıyıp kitap yollamak isteyen arkadaşlar muhakkak olacaktır. yollayın.
kitap okuyun okutturun kampanyası düzenliyorlar fakat ayda 4-5 kitap okuyan biri nasıl orjinal kitap alabilir sorusuna cevap veremiyorlar.korsana hayır kampanyaları düzenleniyor orjinal kitap fiyatları neden yüksek diye tartışmalar yapılmıyor.çözüm üretmeden orjinal kitap alın denmesi çok saçmadır.uygun fiyattan satarsınız herkes orjinal alır.
(bkz: bu ne çelişki panpa)
Her yerde bulunmamakla birlikte yine de sanıldığından daha aktif durumda olan okul/ halk kütüphaneleri gayet mantıklı bir çözüm olabilir.

ABD'de resmen insanlar kütüphaneye isim yazdırıp kitap bekleme kuyruğuna giriyorlar, niye bizde de böyle bir kültür oluşmuyor anlamış değilim. Kütüphane, sadece sessiz sessiz dolaşıp iki saat ders çalışıp kitap raflarının arasında kız kesilen bir mekan değildir.

Ayrıca sahaflar da (özellikle büyük kentlerde yaşayanlar için) son derece cazip bir seçenek. On liraya on kitap satan sahaflar var Akmar'da.
gönlümüzce kitap alamamamızın sebebidir.
ayrıca bu sebep bir yana, kitapçı denen dükkanlarda dahi bandrollü korsanlarının orjinal deyu satılmaya çalışılması hem sinirleri zıplatır hem satıcıyla papaz edip alacağınız 3-5 kuruş indirimden de eder.
okumaya gönül vermiş insanlar, bir yolunu mutlaka bulur...

(bkz: uludağ sözlük kitap kardeşliği projesi)
kütüphaneler bir nebze care oluştursa da misal yeni çıkan game of thrones serisinin yeni kitabı merakla bekleniyor, peki fiyatı ne 22 tl.. iki kitap olduğunu düşün etti sana 44 tl.. e kitap yeni çıktı kütüphanede de bulamazsın nasıl olacak? e pokuma o zaman değil mi? bencede.
eğer üstündeki kdv oranı 0'a düşerse ucuzlayacaktır. ülkede satılan kitaplardan elde edilen kdv geliri nedir ki?
Okuma alışkanlığı olsa, neticesinde kütüphanelerden kitap alanların sayısı artsa, her türlü kitabın rahatlıkla girmesiyle son bulabilecek sıkıntı.

Kendinize bari dürüst olun, hayatınızda kaç kez kütüphaneye gidip de kitap aldınız? Kentinizde kütüphane var mı onu bile biliyor musunuz? Üniversite kütüphaneleri hariç tutulsun.

Ayrıca (#17811288).
kitap fuarının sona ermesi ile oluşan pahalılıktır.
idefix kitaplık android uygulamasında bile adığınız e-kitapların tanesi 15-25TL arasında olmasıyla artık yuh dedirten pahalılık. kitap okumak korsanlarda olmasa artık lüks sayılmalı.

+irfan ağanın oğlu 10 kitap bitirmiş.
-benim sadece bir kuru aşkım var kuzum, sana sadece büfelerin tabelalarını verebilirim. razıysan gel benimle.
Kitap okuma sayısının düşük oluşundandır. Ne kadar çok basılırsa o kadar ucuzluyor kitaplar yani suç bizde.
insanı kaçak veya e-kitap okumaya zorlayan durumdur.
yanlış tespit.
asıl halkın alım gücü düşük. çalışanlar köle gibi 3 kuruşa çalışıyor o nedenle kitaplar pahalı gözüküyor.
insanlari cahil olmaya mahkum ediyor.
dosttan 1 kitap fiyatına olgunlardan 5 kitap almaya sebep olur. ohh sefam olsun.
istediğin kitap varsa gönderim diye tepki verebileceğim bir başlık.