bugün

Son zamanların en önemli polemiklerinden biridir bu deyim. Özellikle, rte'nin (dikkat edin, akp demiyorum) bazı bölgelerde seçimi kaybetmesi sonucu 29 mart'ta basın toplantısında ileri sürdüğü söylemdir. Bu bölgelerden en önemlisi ise antalya idi. Onca hizmete rağmen antalya'lı seçmenin akp'ye belediye başkanlığını vermemesini üzgün bir biçimde ifade etti. Tabi, burada hizmetin neye ve kime göre olduğu önemlidir.

Yıllarımı antalya'da geçirmiş biri olarak ve her sene yaz aylarında antalya'da olmam sonucu bir kaç anektot iletmek istedim. Sonuçta antalya'yı tanıyan biriyimdir. Öncelikle, şehir içi trafiği konusunda bir takım belediye çalışmaları yapılmıştır. Antalya her ne kadar büyükşehir belediyesi olsa da şehirde herhangi bir trafik sorunundan bahsetmek yersiz ve gereksizdir. Doğal olarak, antalya'da yapılan bir kaç köprülü kavşak şehirli için pek te büyük bir hizmet sayılmaz. Yapılan iş belkide bir yerlere kaynak aktarımını sağlamıştır.

ikinci konu, antalya-alanya arası yol yapımıdır. Hiç bir belediye şehirler arası yol yapımında etkin hizmet veren konumunda olamaz. Yollar, karayolları müdürlüğü tarafından yapılır. Tıpkı bir şehre su getirmek görevinin dsi'de olması gibi. Dolayısı ile bu durum belediyenin bir hizmeti olarak sunulamaz.

Üçüncü konu, antalya'da yapımı süren veya tam bilemiyorum bitmiş midir, raylı sistem projesidir. Geçen yaz antalya'ya gittiğimde hayretler içinde kalmıştım. Antalya'nın böylesi bir ulaşım aracına zerre kadar ihtiyaç yoktur. Ayrıca, şehirdeki inşaat çalışmaları yaz aylarında oldukça rahatsız edici bir hal alır. Çünkü antalya, yazları aşırı bir sıcakla boğuşur. Antalya'lının neler çektğini orada kaldığım 15 gün boyunca bizzat takip ettim. Tam bir felaketti. inşaat plansız bir şekilde yürütülmüş ve tek hedef seçimlere yetişmesi olmuştur. Tekrar söylüyorum, yapılan çalışmalar birilerine kaynak aktarma amacı gütmüştür.

Antalya halkı bunların hepsini görmüş ve gereken cezayı akp'ye kesmiştir. Verilen Hizmetin amacının ne kadar gereksiz olduğunu tüm türkiye'ye göstermiştir. Bunun içerisinde siyasi sebepler de yok değildir. Örneğin, chp adayı, akdeniz üniversitesi eski rektörü Mustafa akaydın, seçilmiş bir rektör olmasına rağmen görevine verilmemiş ve üniversiteler arası kurul başkanlığı sebebiyle hükümet ve onun yandaşı cumhurbaşkanı tarafından cezaya çarptırılmıştır. Bunun faturası sandıkta kendini göstermiştir.

Kısaca, hizmet yerinde olursa cevabını olumlu yönde alır. Bir şehre hiç de ihtiyacı olmayan, balondan hizmetler sunarsanız gereken desteği göremezsiniz. akp'lilerin diline pelesenk olmuş hizmet kelimesinin büyük ihalelerden geçtiğini gördüğünüzde bir şeylerden şüphe etmek doğal refleks haline gelmiştir. Kapalı kapılar ardından dönen ve şeffaflığını tamamen yitirmiş belediyecilik ve ihale anlayışı asla dürüst bir davranış olamaz. Bu olduğu sürece, birileri bir gün geldiğinde tamamen halk tarafından cezalandırılımış olacaktır.